Yansıma

By bluemonument

45.7K 2.9K 1.7K

"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir"... More

S.1 Ep.1 "Ne işin var burda?"
S.2 Ep.2 "Buralar sana göre değil doktor, buralar tehlikeli"
S.1 Ep.3 "Nasılsa anlayacaksın buraya ait olmadığını"
S.1 Ep.4 "Kalbim buz tutmuş benim"
S.1 Ep.5 "İki tarafı da keskin bir bıçak"
S.1 Ep.6 "Gözlerine baktıkça daha iyi hissettim kendimi"
S.1 Ep.7 "Bana aşık olmayı öğretir misin"
S.1 Ep.8 "Gidenin arkasından bakmak ne berbat bir şey"
S.1 Ep.9 "Bir derdim var bin dermana değişmem"
S.1 Ep.10 "Kalp seçer seveceği kalbi"
S.1 Ep.11 "Bırak da kimi seveceğime ben kendim karar vereyim"
S1. Ep.12 "Hiçbir kötülüğün olmadığı, sadece ikimizin olduğu bir dünya"
S.2 Ep.1 "Kendime engel olmaya çalışırken, farkında olmadan sevmişim"
S.2 Ep.2 "Senden gelen her şey kabulüm benim"
S.2 Ep.3 "Benim lanetim eninde sonunda gelip seni bulur"
S.2 Ep.4 "İnsan yanlış kişiyi sevince anlıyor gerçekten aşık olduğunu"
S.2 Ep.5 "Benden umudu kessin, hayatına baksın istiyorum"
S.2 Ep.6 "Ölümüne sevmek"
S.2 Ep.7 "Kırık bir kalp"
S.2 Ep.8 "Buralardan gitmek gerçekten zor olacak"
S.2 Ep.9 "Evlenelim mi"
S.2 Ep.10 "Aklımızla bulamadığımız yolu, kalbimiz bulur belki"
S.2 Ep.11 "Gözlerim kamaşıyor sana bakarken"
S.2 Ep.12 "Hiç bırakma ellerimi Yavuz"
S.2 Ep.13 "İkimiz de kül oluruz bu yangında"
S.2 Ep.14 "İşte şimdi ölebilirim"
S.3 Ep.2 "Çok mutlu olalım biz, hep çok mutlu olalım"
S.3 Ep.3 "Hayatımız en mutlu olduğumuz anda donup kalsa keşke"
S.3 Ep.4 "Yaşadığın mutluluğun kıymetini bil"
S.3 Ep.5 "Seversem abartırım"
S.3 Ep.6 "Benim evim sensin"
S.3 Ep.7 "Onun bende huzur bulması öyle muhteşem ki"
S.3 Ep.8 "Gözlerin yelkenimin fenerleri"
S.3 Ep.9 "Birlikte ilk operasyonumuz"
S.3 Ep.10 "Seni bırakıp gitmem"
S.3 Ep.11 "Öleceksek beraber öleceğiz"
S.3 Ep.12 "Ben seni yaralarınla birlikte sevdim"
S.3 Ep.13 "Bu kısacık ömre ne çok acı sığdırmışsın"
S.3 Ep.14 "Yavuz'un yanında bambaşka bir Bahar çıkıyor ortaya"
S.3 Ep.15 "Kızın bana emanet"
S.4 Ep.1 "Kollarında yaşayıp, kollarında öleyim"
S.4 Ep.2 "Seni kendimden çıkarsam, geriye sıfır bile kalmaz"
S.4 Ep.3 "Her gün yeni baştan, sana aşkla bağlı kalacağıma yemin edeceğim"
S.4 Ep.4 "Kelimelerin ötesinde seviyorum seni"
S.4 Ep.5 "Benim hayatım bu"
S.4 Ep.6 "Hem hasretimsin hem vuslatım"
S.4 Ep.7 "Bir gülüşüne dünyaları yakarım"
S.4 Ep.8 "Kalbimi bir tek sana açıyorum"
S.4 Ep.9 "Bakalım bundan nasıl kurtulacaksın Bahar Karasu"
S.4 Ep.10 "Bir daha seni asla bırakmayacağım"
S.4 Ep.11 "Bütün korkum Yavuz için"
S.4 Ep.12 "Ne zaman kapasam gözlerimi, sevgilimin ay yüzü bekliyor oluyor beni"
S.4 Ep.13 "Bugün çok güzel bir gün olacak..."
S.4 Ep.14 "Veda💕Benim Yavuz'dan sonram yok"
Duyuru‼️

S.3 Ep.1 "Ömrüm geçsin bu rüyanın içinde"

971 58 7
By bluemonument

Bahar'dan

Yavuz'un başı hala dizlerimdeyken, gülümseyerek seviyordum saçlarını. Hızla Karabayır'a gidiyorduk. Sinan ve Karabatak Çolak'ı teslim etmek için gitmişlerdi. Biz de Aşık'la hastaneye gidiyorduk.

"Komutanım hastaneye gidiyoruz di mi?"

"Evet Aşık."

"Gerek yok Bahar. İyiyim ben, eve gidelim."

Başımı eğip Yavuz'a baktım.

"Hastaneye gidelim Yavuz, yaralarına bir baksınlar."

"Yaralarımın bir şeyi yok. Sadece pansuman gerekiyor. Onu da evde de halledebiliriz. Hastaneye gerek yok. Sürekli yüzüm gözüm dağılmış halde gitmek istemiyorum hastaneye."

Dudaklarımı büküp yutkundum. Yavuz da dudaklarını birbirine bastırıp elimi tuttu.

"Bahar öyle demek istemedim. Özür dilerim. Senin bir suçun yok, bak sakın kendini suçlama. Ben sadece çalıştığım hastaneye bu halde girmek istemiyorum. Gerek de yok zaten."

Tebessüm edip kafa salladım.

"Tamam. Eve gidelim o zaman."

Yavuz gülümseyince başımı kaldırıp dikiz aynasından Aşık'a baktım. O da bana bakıp kafa salladı. Aklıma gelen şeyle telefonumu çıkardım.

"Hay Allah. Leyla'ya haber verecektim."

"Leyla'nın da mı haberi oldu?"

"Seni bulamayınca telaşlandım. Belki Leyla biliyordur diye aradım ben de. O da araştırıyordu bir yandan. Haber vereyim de merak etmesin."

Yavuz kafa sallayınca Leyla'yı arayıp açılmasını bekledim.

"Alo Bahar, ben de şimdi seni arayacaktım."

"Leyla Yavuz'u bulduk merak etme."

"Sinan şimdi arayıp söyledi. Ben de Yavuz'un sesini duyayım diye seni arayacaktım."

"Tamam veriyorum Yavuz'u."

Telefonu Yavuz'a uzatıp ellerimi yine saçlarına getirdim. O Leyla'yla konuşurken ben de saçlarını sevdim usul usul. Benim yüzümden işte. Ne olursa olsun benim yüzümden bu hale geldi Yavuz. Daha kötüsü de olabilirdi. Eğer biz erkenden şüphelenip buraya gelmeseydik Çolak öldürecekti onu. Ben onu da kaybedecektim. Benim yüzümden bir sevdiğim daha yitip gidecekti.

"Bahar. Bahar n'oldu?"

Yavuz'un sesiyle sıyrıldım düşüncelerimden. Gülümseyip sevdim saçlarını.

"Bir şey olmadı."

Yavuz da gülümseyip uzattı telefonu.

"Emin misin? Üç defa seslendim sana."

Gülüp aldım telefonu.

"Dalmışım."

Yavuz da gülümsedi. Gülümseyerek sevdim saçlarını. Yavuz da başını yana çevirip kapattı gözlerini. Böyle dizlerimde yatması çok güzel. Yavuz da sevdi belli ki. Gülümseyerek yatıyordu dizlerimde. Burukça gülümsedim. Ne yapacağım ben seninle Yavuz? Nasıl koruyacağım seni başımdaki belalardan? Nasıl uzak kalmanı sağlayacağım tehlikelerden? Sağlayamayacağım. Sen hep benim tehlikeli hayatımın göbeğinde yaşayacaksın. Benim kadar, hatta belki benden fazla zarar göreceksin. Ama dayanamadım işte. Daha fazla söz geçiremedim kalbime. Mutlu olmak istiyorum çünkü. Sevdiğimle, seninle mutlu olmak istiyorum. Allah'ım bize bu kadarcık mutluluğu çok görme.




Yavuz'dan

İçim içime sığmıyor mutluluktan. Kalbim küçük bir kuş gibi çırpınıyor. Bahar'ın dizlerinde yatarken, içime bir sıcaklık yayılıyor. Hem hiç bilmediğim, hem de yıllardır beklediğim bir sıcaklık. Bahar'ın narin parmakları saçlarımda dolanırken, sakince yatıyorum dizlerinde. Oldu nihayet. Bahar bana seni seviyorum dedi sonunda. Göğsüne bastırdı, sevdi, öptü. Şimdi de dizlerine yatırmış şefkat gösteriyor. Tek istediğim buymuş meğer. Ömrüm boyunca beklediğim buymuş meğer. Bahar'ın sevgisi, aşkı, şefkati, merhameti. Bunu arayıp durmuşum ömrüm boyunca. Sonunda kavuştum nihayet. Aradığım, beklediğim, hasretini çektiğim ne varsa buldum. Allah'ım bu mutluluğu daim kıl. Bahar'ı benden hiç ayırma. Gözlerimi açıp Bahar'a baktım. O da başını arkaya yaslamış saçlarımı seviyordu.

"Bahar."

Sesimle başını eğdi bana hemen. Elini yüzüme getirip konuştu.

"Efendim."

Gülümseyip kısık sesle konuştum.

"Seni seviyorum."

Bahar dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını kaldırdı. Başını hafifçe kaldırıp arabayı kullanan Mansur'a baktı. Ardından iyice bana yaklaşıp kısık sesle konuştu.

"Seni seviyorum."

Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Bunu duymak için ömrümü verirdim ben. Gölerimi açıp Bahar'a baktım. O da gülümseyerek bakıyordu. O sırada araba durunca Bahar kaldırdı başını.

"Komutanım geldik."

Bahar kafa sallayıp bana baktı tekrar.

"Hadi Yavuz."

Kafa sallayıp doğrulmaya çalıştım. Vücudumun her yeri ağrıyordu. Bahar'a belli etmemeye çalışıyordum daha fazla üzülmesin diye ama fena dayak yemiştim. Ben doğrulunca Bahar arabadan inip benim de inmeme yardım etti. Kolumun altına girip belime sarıldı. Mansur da diğer taraftan gelip kolumu omzuna doladı. Birlikte yürüttüler beni. Yüzümü buruşturup canımın yandığını belli etmemeye çalıştım. Kapının önüne gelince Bahar bana döndü.

"Anahtar nerde Yavuz?"

"Valla eğer düşmediyse cebimdeydi."

Bahar gülümseyip elini cebine soktu. Anahtarı bulup çıkardı.

"Neyse ki burda."

Bahar kapıyı açınca girdik içeri.

"Aşık, tamam sen artık tabura dön. Gerisini ben hallederim."

"Emredersiniz komutanım. Bir şeye ihtiyacınız olursa ararsınız."

"Tamam Aşık. Ben de geleceğim zaten."

Mansur kafa sallayıp bana döndü.

"Tekrar geçmiş olsun Yavuz."

Gülümseyip konuştum.

"Sağol Mansur."

Mansur kafa sallayıp gidince Bahar'a döndüm.

"Beni bırakıp gidecek misin yani?"

Bahar başını kaldırıp bana baktı. Ben kaşlarımı kaldırmış bakarken Bahar dudaklarını birbirine bastırıp güldü.

"Merak etme koca bebek, seni yalnız bırakmayacağım."

"Bırakma. Hiç bırakma. Kimseye bırakma."

Bahar tatlı tatlı gülümsedi. Ben de gülümseyerek baktım. Bakışlarım dudaklarına kayınca omzundaki kolumla biraz daha çektim kendime. Uzanıp üst dudağını kavradım. Bahar da anında karşılık verdi. Dudağımdaki yara sızlıyordu ama umursamadan tadını çıkara çıkara öptüm Bahar'ı. Yavaşça ayrılıp alnımı alnına yasladım.

"Dudakların ilaç gibi. Sen yanımdayken başka hiçbir şeye ihtiyacım yok benim."

Bahar nefes vererek gülüp burnunu burnuma sürttü. Ben de gözlerimi kapatıp güldüm. Bahar ayrılıp bana baktı.

"Hadi böyle ayakta durma. Odana gidelim."

İç çekip kafa salladım.

"Gidelim."

Bahar beni yürütüp odaya soktu. Yatağa oturtup kendisi de yanıma oturdu.

"Üstünü değiştirelim önce. Hatta istersen bir duş al."

"Halim yok Bahar."

Bahar elini yüzüme getirip dudaklarını büktü.

"Hasteneye gitseydik keşke Yavuz."

Gülümseyip başımı yana eğdim.

"İstemem. Sen bakarsın bana."

Bahar gülümseyip sevdi yüzümü.

"Bakarım tabi. Ama doktor değilim ki ben. Bir doktor baksaydı daha iyiydi."

"Kimse senden daha iyi gelmez bana."

Bahar dudaklarını birbirine bastırıp güldü.

"Sen de baya romantik çıktın ha."

Gülerek konuştum.

"Şikayetin mi var?"

"Yok da, alışık değilim ben."

"Ben alıştırırım seni merak etme."

Bahar gülümseyip yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Duş almıyorsan şu üstünü değiştirelim o zaman. Hangi dolapta kıyafetlerin?"

Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı büzdüm. Şimdi üstümü çıkarırsam Bahar görecek yaraları. Geçen sefer ne kadar üzülmüştü yaralandığımda. Bir de şimdi üstüne kendini suçluyor, bir de yaralarımı görürse daha çok üzülecek.

"Yavuz, sana diyorum."

"Bahar, gerek yok, ben yatarım böyle."

"Saçmalama Yavuz. Üstün başın toz toprak içinde. Böyle yatamazsın, mahvolur yatak. Hadi söyle nerde kıyafetlerin?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp baktım. Başımla dolabı işaret edip konuştum.

"Şu dolapta."

Bahar da kafa sallayıp kalktı. Dolabı açıp baktı kıyafetlere.

"Eşofman veriyorum. Daha rahat dinlendirsin."

"Tamam."

Bahar bir tshirtle bir alt eşofman alıp yanıma geldi. Kaşlarını kaldırıp baktı bana. Ben de dudaklarımı birbirine bastırıp tuttum gülüşümü. Geçen sefer de böyle kalakalmış nasıl değiştireceğim diye. Aslında şimdi de üstüne gider, tatlı tatlı utandırırdım ama yaralarımı görmese daha iyi. Elimi uzatıp konuştum.

"Bahar ver sen onları bana, ben hallederim."

"Yardım etseydim Yavuz."

Gülümseyip konuştum.

"Gerek yok canım, hallederim ben. Sen bana bir bardak su getirir misin?"

"Tabi."

Bahar elindekileri verip çıktı odadan. Ben de yavaşça ayağa kalkıp pantolonumu çıkardım. Of, gerçekten hiç halim yok. Eşofmanı giyip geri oturdum yatağa. Üstümü de çıkarıp tshirtü aldım elime. Tam giyiyordum ki Bahar geri geldi.

"Suyunu getirdim Yavuz."

Başımı çevirip baktım. Bahar da gülümsemeyi kesip baktı bana. Bakışları üstüme kayınca yaklaşıp bardağı çekmecenin üstüne bıraktı. Gelip oturdu karşıma. Dudaklarını büküp baktı yaralarıma. Dudaklarımı birbirine bastırıp nefes verdim. Bahar başını kaldırıp bana baktı.

"Yavuz."

Başımı yana eğip gülümsedim.

"Yapma şöyle Bahar."

Bahar yutkunup tekrar bakışlarını üstüme indirdi. Elini uzatıp dokununca hafifçe irkildim. Bahar anında çekti elini.

"Acıttım mı?"

Gülümseyip elimi yüzüne getirdim.

"Hayır Bahar, acıtmadın. Ama böyle bakmaya devam edersen acıtacaksın canımı."

Bahar dudaklarını birbirine bastırıp yutkundu.

"Özür dilerim Yavuz. Ben işte bunlar olmasın diye uğraştım hep. Sen iyi ol diye uğraştım. Ama yapamadım."

"Bahar, sakın pişman oldum falan deme. Ben hayatımın en güzel gününü yaşıyorum. Sen bana seni seviyorum dedin, sevdin, sarıldın, öptün. Sakın bir daha, ben seni sevemem deme."

Bahar burukça çattı kaşlarını.

"Şu haline bak Yavuz. Bunları görmeyeyim diye gönderdin beni di mi mutfağa? Kim bilir görmediğim daha ne kadar yaran var. Bunlar ufak darbelerle olacak yaralar değil, biliyorum. Çok yaktılar canını. Sırf benim hayatımdasın diye. Sırf benim kocamsın diye. Sırf beni ele geçirmek için yaptılar bunu sana."

"Bahar."

"Yavuz, bitirmedim. Üstelik bu sadece formalite bir evlilik. Peki şimdi ne olacak? Evet, seni çok seviyorum. Sana bir şey olursa kendimi asla affetmem. Peki sen, başına gelebileceklerin farkında mısın? Benim eşim olarak seni nasıl bir hayatın beklediğinin farkında mısın? Bunu gerçekten istiyor musun Yavuz?"

Yüzünü sevip konuştum.

"Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar çok istemedim ben. Bahar, hepimiz bize biçilen ömrü yaşıyoruz. Ne bir nefes az, ne bir nefes fazla. Ve ben, aldığım bütün nefeslerde yanımda sen ol istiyorum. Ne kadar yaşadığımın, nasıl yaşadığımın hiçbir önemi yok. Tek dileğim yanımda olman. Aldığım her nefeste, son nefesimi verirken bile yanında olmak istiyorum ben. Başka hiçbir şey değil, sadece seni istiyorum. Mutlu olalım, mutsuz olalım hiç farketmez. Sen olduktan sonra ben mutsuzluğu bile severim."

Bahar'ın gözleri dolmuştu. Dudaklarını büküp sarıldı boynuma. Ben de kollarımı beline dolayıp çektim kendime.

"Yavuz. Seni çok seviyorum. Çok seviyorum."

Gülümseyip başımı boynuna gömdüm. Derin bir nefes alıp kapadım gözlerimi. Bahar'ın kokusu ciğerlerime dolunca başım döndü. Allah'ım bu nasıl bir koku? Aklım gitti. Bahar da yaralarımı acıtmamak için usulca sarılıyordu bana. Bir yandan da saçlarımı seviyordu.

"Ben de seni çok seviyorum Bahar. Çok seviyorum."

Bahar yavaşça ayrıldı benden. Yanaklarına süzülen gözyaşlarını silip ellerimi tuttu.

"Çok teşekkür ederim Yavuz. Beni bu kadar güzel sevdiğin, beni sevmekten vazgeçmediğin, ne dersem diyim beni bırakmadığın için çok teşekkür ederim. Ve sana söz veriyorum, ömrümün sonuna kadar, son nefesime kadar seveceğim seni. Ne kadar ömrüm varsa da, her anını seninle geçirmek için her şeyi yapacağım. Seni sevmekten asla vazgeçmeceğim. Asla."

Gülümseyip alnımı alnına yasladım. Huzurla kapadım gözlerimi. Sen benim her şeyim oldun kadın. Şu kısacık zamanda kalbimin başköşesine tahtını kurdun. İçim dışım hep sen oldun.

Bahar pansuman malzemelerini toplayıp bana döndü. Yatağa uzanmama yardım edip, battaniyeyi üzerime örttü.

"Bir şey istiyor musun Yavuz?"

Gülümseyip kafa salladım.

"Evet."

Bahar da gülümseyip kafa salladı.

"Neymiş?"

"Sen."

Bahar gülüp çevirdi başını. Ardından dönüp bana baktı.

"Ben burdayım ya işte."

"Öyle olmaz yanıma gel."

Bahar kaşlarını kaldırıp baktı.

"Yanına mı geleyim?"

Elimi uzatıp konuştum.

"Evet. Hadi gel."

Bahar dudaklarını birbirine bastırıp burnunu kaşıdı. Ardından gelip yatağın kenarına oturdu. Uzanıp tuttum elini. Bahar da gülümseyip eğdi başını. Dudaklarımı birbirine bastırıp tuttum gülüşümü. Koskoca üsteğmen, biraz üzerine gidince utangaç bir kız çocuğuna dönüşüyor. Aynı Leyla gibi.

"Bahar."

Bahar başını kaldırıp baktı.

"Efendim."

"Bir şey diyeceğim ama şu an yeri ve zamanı mı bilmiyorum."

Bahar hafifçe kaşlarını çatıp kıpırdandı.

"Söyle Yavuz. Kötü bir şey mi var?"

"Hayır hayır, kötü bir şey değil."

"Tamam dinliyorum."

Bir süre baktım Bahar'a. Böyle pat diye sormak istemiyorum ama daha fazla da vakit kaybetmek istemiyorum.

"Bahar, ben seni çok seviyorum. Daha önce de söyledim, hayatımda ilk kez aşık oldum ben. İlk kez birini bu kadar sevdim. Hayatımın geri kalanında sadece sen ol istiyorum Bahar. Ama sen ne istiyorsun bilmiyorum."

Bahar gülümseyip sıkıca tuttu elimi.

"Söyledim ya Yavuz. Ben de seni çok seviyorum. Ben de ömrümün sonuna kadar sadece sen ol yanımda istiyorum."

Gülümseyip konuştum.

"Peki bu, benimle gerçekten evli olman için yeterli mi?"

Bahar kaşlarını kaldırıp baktı.

"Nasıl yani?"

"Yani, eğer biz formaliteden evlenmiş olmasaydık bile, ben seninle evlenmek isterdim. Evli olmak isterdim. Evet, şu an formalite bir evliliğin içindeyiz ama ben seninle gerçek bir evliliğimiz olsun istiyorum. Gerçekten karım ol istiyorum. Peki sen? Sen de istiyor musun? Bahar, benimle gerçekten evlenir misin?"

Bahar'ın dudaklarını aralandı. Gözleri doldu. Ardından yutkunup eğdi başını. Elini sıkıca tutup konuştum.

"Bahar, biliyorum bu çok farklı bir durum. Belki de sen benim gibi düşünmüyorsun. Belki gerçek bir evlilik düşünmüyorsun. Belki başka bir şey var bilmediğim. Ben seni sıkıştırmak, bir cevap vermeye mecbur etmek istemiyorum. Şu an bana bir cevap vermem zorunda değilsin. Ben sadece bunu bilmeni istedim. Gerçekten karım olmanı çok isterim Bahar."

Bahar başını kaldırıp bana baktı. Yine akmıştı gözyaşları. Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı yana eğdim.

"Bahar."

Bahar gülümseyip sildi gözyaşlarını. Saçlarımı sevip elimi tuttu tekrar.

"Çok isterim Yavuz. Ben ömrümü seninle geçirmek istiyorum zaten. Yanımda sadece sen ol istiyorum. Seni seviyorum, sana aşığım. Bundan başka bir şey de gerekmez evlenmek için. Seninle gerçekten evli olmayı, gerçekten karın olmayı ben de isterim."

İçime dolan mutlulukla heyecanla gülümsedim.

"G-gerçekten mi?"

Bahar da gülümseyip kafa salladı.

"Allaah!"

Yattığım yerden doğrulmak isteyince yaralarım acıdı. Yüzümü buruşturup kapattım gözlerimi. Bahar da elini yüzüme getirip telaşla konuştu.

"Yavuz yavaş. N'apıyorsun? Yat geri."

Tuttuğum nefesimi bırakıp geri yattım. Ardından Bahar'a bakıp gülümsedim.

"Bana dünyaları verdin."

Bahar da gülümseyip tuttuğu elimi sevdi.

"Sen beni hayata geri döndürdün. Yeniden yaşamayı, yeniden sevmeyi öğrettin. Yani doktor bey, dünyaları asıl sen verdin bana."

Gülümseyerek baktım. Ardından dudak büküp konuştum.

"Böyle de kuru kuru oldu ama daha fazla dayanadım. Bir an önce öğrenmek istedim ne düşündüğünü. Ama borcum olsun üsteğmenim. Bir kendime geleyim, ilk işim bunu telefi etmek olacak."

Bahar gülümseyip konuştu.

"Gerek yok Yavuz. Ben seninle mutlu olmaktan başka hiçbir şey istemiyorum."

Gülümseyerek baktım. Bahar yüzüme eğilince kapadım gözlerimi. Alt dudağımı kavrayıp usulca öptü. Tutkuyla karşılık verdim öpüşüne. Dudakları dudaklarımla her buluştuğunda içimde havai fişekler atılıyor sanki. Hele şimdi, Bahar gerçekten karım olmayı kabul etmişken içim bayram yeri. Bahar yavaşça dudaklarımdan ayrılıp burnunu burnuma sürttü. Nefes vererek güldüm. Bunu da ayrı bir sevdim ben. O sırada kapı çalınca Bahar doğrulup gülümsedi.

"Leyla gelmiştir."

Dudak büküp kafa salladım.

"Tam zamanında."

Bahar da dudaklarını birbirine bastırıp tuttu gülüşünü.

"Öyle deme Yavuz. Kardeşin merak etti seni."

Ben kafa sallarken Bahar gidip kapıyı açtı. Leyla hızla odaya girip yanıma geldi. Beni görünce gözlerini kocaman açtı.

"Abi. Abi iyi misin?"

Leyla yanıma oturup elini yüzüme getirdi. Ben de gülümseyip kafa salladım.

"İyiyim canım iyiyim. Merak etme."

Leyla da gülümseyip saçlarımı sevdi. Ardından Bahar'a dönüp baktı.

"Bir kez daha abimin hayatını kurtardın Bahar. Teşekkür ederim."

Bahar mahçupça bakıp yutkundu.

"Benim yüzümden oldu her şey. Benim yüzümden zarar gördü Yavuz. Az kalsın benim yüzümden ölecekti. Ne teşekkürü Leyla? Asıl ben çok özür dilerim."

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı yana eğdim. Belli ki ben ne dersem diyim vazgeçmeyecek kendini suçlamaktan. Leyla da ayağa kalkıp Bahar'ın yanına gitti. Elini koluna getirip şefkatle konuştu.

"Böyle konuşma Bahar. Senin bir suçun yok. O şerefsiz herifin yaptıkları için sen neden kendini suçluyorsun? Sen abimin hayatını kurtardın. Sinan anlattı her şeyi. Kurşunları umursamadan dalmışsın eve. Sen de vurulup yaralanabilirdin, ölebilirdin. Öyle bir durumda sen de abimi mi suçlayacaktın yani?"

Bahar kaşlarını hafifçe çatıp başını iki yana salladı.

"Hayır. Asla."

Leyla da gülümseyip devam etti.

"O zaman kendini de suçlama. O aşağılık heriflerin yaptığı hiçbir şey senin ya da bir başkasının suçu değil."

Bahar dolu gözlerle bakıp yutkundu. Ardından bana bakıp gülümsedi. Tekrar Leyla'ya dönüp konuştu.

"Siz iki kardeş bugün ağlatacaksınız beni."

Leyla da gülümseyip bana döndü. Ardından tekrar Bahar'a dönüp muzipçe güldü.

"Sinan başka şeyler de anlattı. E, ne diyelim? Geç bile kalmıştınız. Hayırlısı olsun artık yengecim. Çok mutlu oldum."

Ben için için gülerken Bahar gülmeyi kesip dudak büktü.

"Ya bunlar nasıl istihbaratçı ben anlamıyorum ki? Hiçbirinin ağzında bakla ıslanmıyor. Sen de böyle misin Leyla?"

Leyla gülerek konuştu.

"Yok. Ben hayatında görebileceğin en ketum insanlardan biriyimdir. Ama şimdi Sinan da haklı. Çok mutlu olmuş, beni de mutlu etmek istedi. Söyleyiverdi işte. Bahar, gerçekten çok sevindim. Umarım çok mutlu olursunuz."

Bahar bana bakıp ardından Leyla'ya döndü.

"Sağol Leyla. İnşallah siz de Sinan'la çok mutlu olursunuz."

Leyla utangaç bir gülüş atıp eğdi başını. Aşık olmak bizim kızın huyunu değiştirdi. Böyle utangaç değildi bu önceden. Boğazımı temizleyip lafa girdim.

"O Sinan'la konuşacağız daha."

İkisi de dönüp bana baktılar. Leyla kaşlarını kaldırıp baktı. Bahar da Leyla'ya bakıp bana döndü.

"Ne konuşacaksınız?"

Ciddi ifademi bozmadan konuştum.

"Ne olacak, işte kardeşimi kendine aşık etmiş. Ben de bir abi olarak gerekli konuşmayı yapacağım."

Bahar kaşlarını kaldırıp kafa salladı.

"Sen de onun kardeşini kendine aşık ettin Yavuz. Sinan da seninle bir konuşma yapsın mı?"

Anında kocaman gülümsedim.

"Ettim di mi?"

Bahar gülüp göz devirdi. Ben de gülerek devam ettim.

"Yapsın tabi canım. Çekinecek bir şeyimiz yok bizim. Hem biz evliyiz. Sen benim karımsın. Ne Sinan ne bir başkası alamaz seni benden."

Bahar kaşlarını kaldırıp kafa salladı.

"Bak sen. Ne kadar güveniyorsun sen öyle kendine."

"Güveniyorum tabi. Ben ölürüm, yine de vermem seni kimseye."

Bahar gülüp göz devirdi.

"Yine arabeske bağladık."

Ben de güldüm Bahar'a. Başımı çevirip Leyla'yı görünce kestim gülmeyi. Tedirgin şekilde bakıyordu hala. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim.

"Kız ben sana kurban olurum. Tamam demiyorum bir şey, bakma şöyle."

Elimi uzatınca Leyla gülümseyip geldi yanıma. Elimi tutup yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Sinan da tedirgin biraz aslında. Ben abim de mutlu oldu dedim ama seninle konuşmadan o da rahat edemeyecek sanırım."

Memnuniyetle gülüp kafa salladım.

"İyi iyi, aferin. Tedirgin olsun tabi. Seni severken gözünden sakınsın, kaybetmekten korksun. Seni üzmesin ki biz de bozuşmayalım."

Leyla dudaklarını birbirine bastırıp güldü. Ben de gülümseyip elimi yüzüne getirdim.

"Sen benim bir tanemsin. Canımın içi kardeşimsin. Senin sevdiğin adam da kardeşim sayılır benim. Sen bana bakma, abilik triplerine girdim işte. Sinan iyi bir adam. Doğru bir seçim yaptın sen. Senin sevdiğin adamı ben de severim elbet. Tabi seni üzmediği sürece."

Leyla gülümseyip kafa salladı.

"Teşekkür ederim abi."

Gülümseyip göz kırptım. Leyla da ayağa kalkıp ellerini birbirine vurdu.

"Hadi bakalım. Ben de gidip şu yemek işini halledeyim madem. Akşam yemek yiyeceğiz di mi, bir değişiklik yok?"

"Yeriz tabi ya. Di mi Bahar?"

Bahar gülümseyip kafa salladı.

"Tabi. Ben de sana yardım edeyim Leyla."

"Yok yok, sen burda kal. Ben halledeceğim hepsini."

"Ama olur mu? Yardım edeyim ben de. Tek başına yorulursun."

"Ben halledeceğim Bahar. Sen abimin yanında kal. Baksana, yavru kedi gibi bakıyor götüreceğim seni diye."

Bahar dönüp bana bakınca, dudaklarımı büküp kaşlarımı kaldırdım. Bahar da gülüp göz devirdi. Ardından tekrar Leyla'ya döndü.

"Tamam o zaman ben burda kalayım. Ama yardıma ihtiyacın olursa seslen mutlaka."

Leyla gülümseyip kafa salladı.

"Tamam tamam. Hadi siz burda kalın, ben halledeceğim her şeyi."

Leyla gülümseyip çıkınca Bahar bana döndü. Elimi uzatınca gülüp yanıma geldi. Elimi tutup yatağa oturdu.

"Leyla'ya yardım etseydim Yavuz. Sen de biraz dinlenseydin."

"Leyla bu akşam için heves etti, yemek hazırlayacak. Yardıma ihtiyacı olsa söylerdi zaten. Sen benim yanımda kal Bahar."

Bahar gülümseyip sevdi elimi.

"Senin bir şeye ihtiyacın var mı? Karnın çok açsa bir şeyler getireyim mi? Yemeği bekleme."

"Senden başka hiçbir şey istemiyorum ben."

Bahar gülümseyerek bakarken tuttuğum elinden çektim biraz. Bahar da oturduğu yerde biraz daha yaklaştı. Elini saçlarıma getirip sevdi. Huzurla gülümsedim.

"Hadi dinlen biraz. Hatta uyu. Ben burdayım merak etme. Gitmeyeceğim hiçbir yere."

Gülümseyip kafa salladım. Bahar da eğilip alnıma bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes alıp kapadım gözlerimi. Allah'ım eğer bugün olanlar rüyaysa, uyandırma beni. Ömrüm geçsin bu rüyanın içinde.


BÖLÜM SONU
😌

Continue Reading

You'll Also Like

HÜMA By 🪡

Teen Fiction

60.1K 3K 20
Mezun olması için staj yapmak zorunda kalan Nil ve çalıştığı hastanedeki mahkum psikiyatri servisinde yatan Emir.
3.8K 365 13
Sarılmak... Belki dünyadaki en güzel şeydi. İnsanlar, üzgün olunca birinin ona sarılma isteğiyle dolup taşarlar ancak Pera bunların hiç birini hisset...
44.7K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.
899 86 24
Bazı ruhlar özel ruhlardır. 7 günah ile sınanıp her seferinde farklı hayat yaşarlar. Şimal'in Asral olarak Göbekli Tepe'de başlayan hayatı; Julia, Ce...