Yansıma

By bluemonument

45.2K 2.9K 1.7K

"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir"... More

S.1 Ep.1 "Ne işin var burda?"
S.2 Ep.2 "Buralar sana göre değil doktor, buralar tehlikeli"
S.1 Ep.3 "Nasılsa anlayacaksın buraya ait olmadığını"
S.1 Ep.4 "Kalbim buz tutmuş benim"
S.1 Ep.5 "İki tarafı da keskin bir bıçak"
S.1 Ep.6 "Gözlerine baktıkça daha iyi hissettim kendimi"
S.1 Ep.7 "Bana aşık olmayı öğretir misin"
S.1 Ep.8 "Gidenin arkasından bakmak ne berbat bir şey"
S.1 Ep.9 "Bir derdim var bin dermana değişmem"
S.1 Ep.10 "Kalp seçer seveceği kalbi"
S.1 Ep.11 "Bırak da kimi seveceğime ben kendim karar vereyim"
S1. Ep.12 "Hiçbir kötülüğün olmadığı, sadece ikimizin olduğu bir dünya"
S.2 Ep.1 "Kendime engel olmaya çalışırken, farkında olmadan sevmişim"
S.2 Ep.2 "Senden gelen her şey kabulüm benim"
S.2 Ep.3 "Benim lanetim eninde sonunda gelip seni bulur"
S.2 Ep.4 "İnsan yanlış kişiyi sevince anlıyor gerçekten aşık olduğunu"
S.2 Ep.5 "Benden umudu kessin, hayatına baksın istiyorum"
S.2 Ep.6 "Ölümüne sevmek"
S.2 Ep.7 "Kırık bir kalp"
S.2 Ep.8 "Buralardan gitmek gerçekten zor olacak"
S.2 Ep.10 "Aklımızla bulamadığımız yolu, kalbimiz bulur belki"
S.2 Ep.11 "Gözlerim kamaşıyor sana bakarken"
S.2 Ep.12 "Hiç bırakma ellerimi Yavuz"
S.2 Ep.13 "İkimiz de kül oluruz bu yangında"
S.2 Ep.14 "İşte şimdi ölebilirim"
S.3 Ep.1 "Ömrüm geçsin bu rüyanın içinde"
S.3 Ep.2 "Çok mutlu olalım biz, hep çok mutlu olalım"
S.3 Ep.3 "Hayatımız en mutlu olduğumuz anda donup kalsa keşke"
S.3 Ep.4 "Yaşadığın mutluluğun kıymetini bil"
S.3 Ep.5 "Seversem abartırım"
S.3 Ep.6 "Benim evim sensin"
S.3 Ep.7 "Onun bende huzur bulması öyle muhteşem ki"
S.3 Ep.8 "Gözlerin yelkenimin fenerleri"
S.3 Ep.9 "Birlikte ilk operasyonumuz"
S.3 Ep.10 "Seni bırakıp gitmem"
S.3 Ep.11 "Öleceksek beraber öleceğiz"
S.3 Ep.12 "Ben seni yaralarınla birlikte sevdim"
S.3 Ep.13 "Bu kısacık ömre ne çok acı sığdırmışsın"
S.3 Ep.14 "Yavuz'un yanında bambaşka bir Bahar çıkıyor ortaya"
S.3 Ep.15 "Kızın bana emanet"
S.4 Ep.1 "Kollarında yaşayıp, kollarında öleyim"
S.4 Ep.2 "Seni kendimden çıkarsam, geriye sıfır bile kalmaz"
S.4 Ep.3 "Her gün yeni baştan, sana aşkla bağlı kalacağıma yemin edeceğim"
S.4 Ep.4 "Kelimelerin ötesinde seviyorum seni"
S.4 Ep.5 "Benim hayatım bu"
S.4 Ep.6 "Hem hasretimsin hem vuslatım"
S.4 Ep.7 "Bir gülüşüne dünyaları yakarım"
S.4 Ep.8 "Kalbimi bir tek sana açıyorum"
S.4 Ep.9 "Bakalım bundan nasıl kurtulacaksın Bahar Karasu"
S.4 Ep.10 "Bir daha seni asla bırakmayacağım"
S.4 Ep.11 "Bütün korkum Yavuz için"
S.4 Ep.12 "Ne zaman kapasam gözlerimi, sevgilimin ay yüzü bekliyor oluyor beni"
S.4 Ep.13 "Bugün çok güzel bir gün olacak..."
S.4 Ep.14 "Veda💕Benim Yavuz'dan sonram yok"
Duyuru‼️

S.2 Ep.9 "Evlenelim mi"

736 54 6
By bluemonument

Bahar'dan

Derin bir nefes alıp saçlarımı geriye sıvazladım. İçimdeki heyecanı bastırmak için bekliyorum ama olmuyor. Kalbim deli gibi çarpıyor.

"Bahar."

Sinan'ın sesiyle irkilip ona döndüm. O da dudaklarını birbirine bastırıp tuttu gülüşünü.

"Niye burdasın sen hala?"

"Gideceğim gideceğim. Birazdan çıkacağım."

Sinan yanıma gelip, kaşlarını kaldırıp baktı bana.

"Dün akşam çok kararlıydın. N'oldu vaz mı geçtin yoksa?"

"Yok, vazgeçmedim de, yani. Kendimi hazırlamaya çalışıyorum sadece."

Sinan için için gülerek konuştu.

"İlahi Bahar. Gören de gerçekten evlilik teklifi edeceksin sanacak. Adama sadece burda kalabilmesi için formaliteden bir şey yapalım diyeceksin. Gerilme bu kadar."

"Sana demesi kolay tabi. Seni de göreceğiz. Sahi, sen ne zaman açılacaksın Leyla'ya?"

Sinan anında kesti sırıtmayı.

"Ne alakası var şimdi ya?"

"Hıı, kaç bakalım sen kaç. Yalnız bence çok da ağırdan alma. Leyla güzel kız, ne olacağı belli olmaz."

Sinan kaşlarını çatıp baktı.

"Ne demek o ya?"

Ben de gülerek ayrıldım yanından.

"Neyse hadi ben gidiyorum. Sen de elini çabuk tut komutanım."

Sinan'ın bir şey demesine izin vermeden çıktım odamdan. Hızlı adımlarla yürüyüp geçtim koridoru. Dün gece Yavuz'la konuştuktan sonra düşünüp bir karar vermiştim. Yavuz'un burda kalması için ona evlilik teklif edecektim. Yani, formaliteden tabi. Sonuçta o burda kalmak istiyor. İnsanların da ona ihtiyacı var. Ben de ona yardımcı olmak istiyorum sadece. Sadece bu kadar mı Bahar? Hiç mi kendin için istemiyorsun Yavuz'un burda kalmasını? Oraları karıştırma iç sesim. Oraya girersek çıkamayız. Yavuz ne diyecek acaba? Çok şaşıracağı kesin de, kabul eder mi acaba? Yani burda kalmayı istiyorsa eder heralde. Bakalım ben nasıl soracağım bunu Yavuz'a? Heyecandan ölmem inşallah.



Yavuz'dan

"Anne bu yaptığına gerçekten inanmıyorum."

"Oğlum, ben seni düşündüğüm için..."

"Bu nasıl bir düşünme biçimi anne ya? Neden benim ne düşündüğüm, ne istediğim, ne hissettiğim senin için önemli değil?"

"O kız için istemiyorsun gitmeyi di mi?"

"Anne."

"Ne anne? O kız için işte, besbelli. O kızı baloya getirip, bir de üstüne o yaptığınız kepazeliği ayrıca konuşacağız küçük bey ama şimdi hem ondan hem de Karabayır'dan ayrılacaksın. İstesen de istemesen de. O tehlikeli yerde fazla bile kaldın. Hem böylece senin o deli kardeşin de evine dönecek."

"Anne! Lütfen. Kalbini kırmak istemiyorum."

"Orda kalamazsın artık maalesef. Seni çok iyi tanıyorum. Asla istifa etmezsin."

Kaşlarımı çatıp başımı iki yana salladım.

"Sana gerçekten inanamıyorum anne. Ben senin için hiç önemli değilim di mi? Nasıl mutlu olacağımı, nerde mutlu olacağımı, kimle mutlu olacağımı zerre umursamıyorsun di mi?"

"Yavuz, sen benim oğlumsun. Bu hayatta senden ve kardeşinden daha çok umursadığım hiçbir şey yok. Şimdi bu yaptıklarım için bana kızıyorsun, beni anlayışsızlıkla suçluyorsun ama ilerde bir gün baba olduğunda anlayacaksın beni."

"İlerde bir gün baba olursam, çocuklarıma asla senin yaptığını yapmayacağım anne. Onların isteklerini, duygularını hiçe saymayacağım."

"Oğlum, o kız senin dengin mi? Bir kendine bak, bir ona bak. Onun gibi biriyle mutlu olabileceğine inanıyor musun gerçekten?"

Dişlerimi sıkıp kapattım gözlerimi. Derin bir nefes alıp sakince konuşmaya çalıştım.

"Bu konuşma biraz daha devam ederse hiç istemediğim şeyler söyleyeceğim. O yüzden daha fazla uzatmayayım. Ama, senin o bana layık bulmadığın kız, benim bu hayatta tanıdığım en mükemmel insan. Sırf benim iyiliğim için benden uzak durmaya çalışıyor üstelik. Keşke sen de insanlarla ilgili bu kadar peşin hükümlü olmasan. Rica ediyorum bir daha Bahar hakkında böyle konuşma. Kalbini kırarım, ki bunu yapmayı hiç istemem. Ayrıca bu yaptığın için sana çok kırgın ve kızgınım. Ve korkarım bu durum uzun süre geçmeyecek."

"Yavuz oğlum..."

Annemi dinlemeden kapattım telefonu. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Nasıl beni düşündüğünü söyleyerek bu kadar bencil davranabilir bir insan?

"Yavuz."

Duyduğum sesle çevirdim başımı. Bahar'ı görünce kaşlarımı kaldırıp baktım.

"Bahar."

Bahar'ın tedirgin bir hali vardı. Duydu mu ki konuşmaları. Bahar yutkunup alnını kaşıdı.

"Şey, müsaitsen biraz konuşalım mı?"

"Olur, tabi, konuşalım."

Bahar etrafına bakınıp bana döndü.

"Burda mı konuşalım?"

Dudak büküp baktım.

"Yani, istersen kantine de gidebiliriz."

"Yok, kantin de olmaz ya. Daha sakin bir yere gidelim."

Kaşlarımı çatıp baktım. Bahar'ın hali bir tuhaftı.

"Daha sakin bir yer, yani ben hastaneden ayrılamam şu an."

"Tamam, o zaman bahçeye çıkalım. Olur mu?"

"Olur. Sen geç, ben de bize çay alıp geliyorum."

Bahar gülümseyip kafa salladı.

"Tamam. Ben geçiyorum o zaman."

Ben kafa sallayınca Bahar da heyecanla gülümseyip çıktı. Allah Allah, niye böyle bir tuhaf ki? Konuşmaları duydu mu diye düşündüm ama, duysa bozulurdu heralde. Ama hiç bozuk bir havası yok. Neyse, gidip çayları alayım ben. Ben de çıkıp kantine doğru yürüdüm. Karşıdan gelen Aslı hemşireyi görünce dudaklarımı birbirine bastırıp nefes aldım. O da beni görünce burukça çattı kaşlarını. Önüme gelince durdu.

"Yavuz bey, tayininiz mi çıktı gerçekten?"

Gülümseyip konuştum.

"Evet, Aslı. Öyle oldu?"

"Gidiyor musunuz yani? Bizi bırakıp gidiyor musunuz yani?"

"Benden sonra biri gelir elbet, merak etme."

"Kim gelirse gelsin sizin gibi olmaz ki Yavuz bey."

Bir şey demeden baktım. Aslı da dolu gözlerle bakıyordu. Gülümseyip elimi koluna getirdim.

"Benden çok daha iyisi olur Aslı hemşire. Üzülme."

Aslı dudaklarını büküp baktı. Ben de gülümseyip elimi kolunda gezdirdim.

"Benim şimdi gitmem lazım. Sonra görüşürüz tamam mı?"

Aslı kafa sallayınca ben de gülümseyip devam ettim yürümeye. Gider ayak daha fazla kırmayayım kızı. Sevgine karşılık bulamamak ne demek bilirim. Yeterince üzülüyor zaten, ben de soğuk davranmayayım şimdi.

Kantine gelip aldım çayları. Ardından bahçeye çıktım. Bahar ilerde bir masada oturuyordu. Ben de gidip çayını önüne koydum. Geçip karşısına oturdum. Bahar da başını kaldırıp bana baktı.

"Seni dinliyorum Bahar."

Bahar dudaklarını kemirip baktı yüzüme. Ardından derin bir nefes alıp duruşunu dikleştirdi. Yüzüne daha ciddi bir ifade takınıp konuştu.

"Evlenelim mi?"

Duyduğum şeyle içtiğim çay boğazımda kalınca öksürmeye başladım. Bahar da kaşlarını kaldırmış bakıyordu.

"Helal, Yavuz."

Öksürmeyi kesip baktım Bahar'a.

"Ne?"

Bahar da kendinden emin şekilde kafa salladı.

"Gideceğiz bir imza atacağız bitti gitti. Kimse de seni bir yere gönderemez."

Şaşkınca bakıyordum Bahar'a.

"Bahar, sen, sen iyi misin?"

Bahar gülümseyip kafa salladı.

"Evet. Kötü gibi mi duruyorum?"

"Hayır saçmalıyorsun da. Hem nerden çıktı birden bire? Leyla mı soktu yoksa aklına?"

"Yoo. Ya sen burda kalmak istiyor musun istemiyor musun onu söyle."

"İstiyorum, çok istiyorum."

"Tamam o zaman. Konu kapanmıştır. Başka çözümü yok. Gideceğiz imza atacağız bitti gitti."

Kaşlarımı çatıp baktım Bahar'a.

"Bahar sen kendinde misin? İçki falan içmedin di mi?"

Bahar kaşlarını kaldırıp konuştu.

"Yavuz ne diyorsun? Ne içmesi Allah aşkına? Gayet kendimdeyim."

Hafifçe gülüp konuştum.

"Karı koca olacağımızın farkında mısın?"

Bahar da göz devirip konuştu.

"Kağıt üzerinde. Aynı evde yaşayacak değiliz heralde."

Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Bahar da ne diyeceğim diye bakıyordu.

"Ee, ne diyorsun? Anlaştık mı?"

Bir süre bakıp ardından konuştum.

"İyi tamam anlaştık."

"Tamam süper."

Bahar ellerini masaya vurup kalktı yerinden. Ardından dönüp gitti. Ben de bakıyordum arkasından. Ne oldu şimdi? Bahar bana evlenme mi teklif etti yani? Evlenecek miyiz şimdi? Şaşkınca gülerek bakıyordum hala. Çok hızlı oldu her şey. Ne tepki vereceğimi bilemeden kaldım. Şaşırayım mı, sevineyim mi? Evleniyor muyuz yani biz? Bahar'la evleniyor muyuz? Gerçek mi bu? Valla evleniyoruz. Şaka gibi ama evleniyoruz.




Bahar'dan

Hızlı hızlı nefesler alarak hızla yürüyordum. Hastaneden ne ara çıktım, ne kadar yürüdüm, nereye geldim hiç bilmiyorum. Sadece yürüyorum. Söyledim gerçekten. Hem de pat diye söyledim. Yavuz da şok oldu ama kabul etti. Ben de kendimden o kadar emin şekilde sordum ki evlenelim mi diye, adama başka seçenek bırakmadım resmen. Ama mutlu oldu Yavuz. Gözlerinden belliydi. Ben de mutluydum. Yavuz mutlu olduğu için mutluydum ben de. En azından mutluluğu için bunu yapabilirim. Başka da bir şey yapamıyorum zaten. Ya ben öyle pat diye sorup pat diye ayrıldım yanından ama nasıl yapacağız biz bu işi, bir konuşsaydık. Bir sürü prosedürü var evliliğin. Gidip bir de gün almak lazım. Neyse ya, ikimiz de şu fikre bir alışalım da, diğer şeyleri elbet konuşuruz. İçimden gelen gülme isteğini daha fazla bastıramayıp sırıtmaya başladım. Resmen evleniyoruz ya. Formalite falan ama baya baya evleniyoruz.




Yavuz'dan

Bahar gitmişti ama ben hala oturuyordum masada. Üzerimdeki şaşkınlık hala geçmemişti. Sanki Bahar birazdan gelip, şaka yaptım, diyecek gibiydi. İnanamıyorum hala. İçimden gelen gülme istediğini daha fazla bastıramadım. Yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. İçime kıpır kıpır bir sevinç, bir heyecan yayıldı. Evleniyoruz Bahar'la. Ben şimdi burda kalacağıma mı sevineyim, yoksa Bahar'la evlenecek olmamıza mı? Formaliteden ama evleniyoruz neticede. Sakin ol Yavuz. Kız sana iyilik olsun diye evlenme teklifi etti sana. Sana olan aşkından değil. Olsun, yine de beni mutlu etmek için yaptı işte. Üstelik geldiğimden beri beni burdan göndermek isterken, şimdi burda kalabileyim diye evlenelim dedi. Düşündükçe daha çok mutlu oluyorum. Fikre alıştıkça tatlı bir sevinç yayılıyor içime. İyi de Bahar pat diye gitti. Bir konuşsaydık nasıl yapacağımızı. Belli ki onun da bu fikre alışması gerekiyor. Vazgeçer mi ki acaba? Yok canım niye vazgeçsin? Yüzümü sıvazlayıp kalktım yerimden. Gideyim de işime odaklanmaya çalışayayım biraz. Gerçi biraz zor olacak ama, hastalar beni bekler.

Kapıyı kapatıp içeri girdim.

"Yavuz."

"Leyla, sen evde misin?"

"Evdeyim."

Ceketimi çıkarıp içeri girdim. Leyla da elindeki kitabı sehpaya bırakıp bana döndü.

"Hoş geldin."

Gülümseyip konuştum.

"Hoş buldum."

Gülerek gidip oturdum yanına. Leyla da gözlerini kısıp bana baktı.

"Sende bir haller var. Ben moralin bozuk gelirsin sanıyordum ama senin yüzünde güller açıyor. Hayırdır?"

Gülüp çevirdim başımı. Ben bir şey demeyince Leyla biraz daha yaklaştı bana.

"Yavuz söylesene."

Gülerek dönüp baktım.

"Tamam tamam söyleyeceğim ama sakin ol."

Leyla kaşlarını kaldırıp merakla baktı.

"Tamam söyle."

Derin bir nefes alıp konuştum.

"Bahar bana evlenme teklifi etti. Yani, kısmen."

Leyla kocaman açtı gözlerini. Ardından şaşkınca gülerek konuştu.

"Ne? Ne yaptı?"

"Evlenelim mi dedi? Yani burda kalabilmem için kağıt üzerinde bir şey işte."

"İnanamıyorum ya. Ben sana dedim ama. Bak senin yapamam dediğini Bahar yaptı. Valla ne diyim, hem şaşırdım hem sevindim. Çok sevindim."

Ben gülerek bakarken Leyla da boynuma sarıldı. Ben de beline sarılıp sırtını sıvazladım.

"Ben de çok sevindim Leyla."

Leyla ayrılıp muzır muzır baktı.

"Neye sevindin? Burda kalacak olmana mı yoksa Bahar'la evlenecek olmana mı?"

Gülüp göz devirdim.

"Of Leyla."

"Hadi hadi itiraf et. Bahar'la evlenecek olmana da sevindin di mi?"

Gülüp dudak büktüm.

"Bilmem. Sevindim başta ama sonra çok da sevinecek bir şey değilmiş gibi geldi."

"Neden?"

"Yani ben Bahar'ı seviyorum. Normal şartlarda onunla evlenecek olmama sevinirdim ama şartlar normal değil ki. Bahar beni sevdiği için benimle evlenmek istemedi. Sadece burda kalabileyim diye formalite bir şey teklif etti. Tabi ki mutlu oldum ama ne bileyim?"

Leyla elini koluma getirip gülümsedi.

"Bence Bahar seni seviyor abi. Yani hangi kadın sırf bir doktorun tayini çıkmasın diye onunla evlenir ki? Bahar senin burda kalmanı istiyor ve bunu sadece burda doktor ihtiyacı var diye değil, kendisi için de istiyor. O da senden ayrı kalmak istemiyor. Üstelik, geldiğimden beri beni göndermeye çalışıyor diyordun, şimdiyse burda kal diye evlenme teklifi ediyor. Sence fikrini ne değiştirmiş olabilir?"

Kaşlarımı kaldırıp baktım.

"Ne?"

"Ne olacak aşk tabi ki. O da aşık sana ve bu evlilik ikiniz için de iyi olacak. Kısa sürede Bahar da sana gelip 'seni seviyorum Yavuz, sana aşığım' diyecek. Bak göreceksin."

Gülerek çevirdim başımı.

"Çok iyimsersin Leylacım. Umarım öyle olur."

"Olur olur. Ben inanıyorum."

Gülüp kafa salladım. Ardından aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp dudaklarımı büzdüm. Leyla'ya dönüp baktım.

"Bu arada, Sinan deşifre etti seni."

Leyla dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes aldı.

"Evet, öyle oldu. Dolayısıyla Bahar'a da deşifre oldum. E şimdi onlar bilirken Erdem yarbayın ve timin bilmemesi saçma olur. Haliyle onlar da öğrenir."

"Ama sorun olmaz di mi?"

"Yok, olmaz. Yani neticede askerler. Sıkıntı yok."

Leyla'ya dikkatle bakıp konuştum.

"Leyla, Sinan'ın hali sana da biraz tuhaf gelmedi mi?"

"Nasıl yani?"

"Yani, sana bakışları bir tuhaftı. Bu gözleri nerde görsem tanırım falan. Bilemiyorum."

Leyla dudaklarını büzüp bakışlarını kaçırdı. Ben de hafifçe gülümsedim. Ben tahmin ediyorum ne olduğunu da, dur bakalım.

"Leyla, Sinan'a aşık mı oldun?"

Ben pat diye sorunca Leyla şaşkınca bana döndü.

"Ne? Nerden çıktı o ya?"

"Hayır, çünkü bence Sinan sana aşık da?"

Leyla kaşlarını çatıp bakışlarını kaçırdı yeniden.

"Abi ne diyorsun ya?"

"Valla güzelim, aşık adam aşık adamın halinden anlar. Sinan gayet aşık sana. Da işte, sende ne var ne yok?"

Leyla kızarmış yanaklarıyla kaşlarını çatıp yutkundu.

"Nerden çıkartıyorsun bunları ya? Yok öyle bir şey."

"Leyla, canım. Bana her şeyini anlatabilirsin biliyorsun di mi? Ben senin bu hayattaki dert ortağın değil miyim?"

Leyla dönüp bana baktı. Yanakları hala kırmızı kırmızıydı. Koskoca ajan kız, aşık mısın diye sorulunca küçük, utangaç bir kız çocuğuna dönüştü. Yutkunup alnını kaşıdı.

"Yok öyle bir şey. Yani anlatacak bir şey yok. Hem bence yanılıyorsun. Kimse aşık değil bana."

Gülümseyip saçlarını öptüm.

"Sen öyle diyorsan öyle olsun ufaklık. Ama benimle ne zaman istersen konuşabilirsin."

Leyla dolu gözlerle gülümseyip sarıldı boynuma.

"Biliyorum abi. İyi ki varsın."

Ben de gülümseyip sarıldım kardeşime. Şimdi böyle sakin sakin konuşuyorum ama zamanı gelince ben çok çektiririm o Sinan'a. Sinan baya aşık Leyla'ya. Yani anlaşılıyor bu. En azından ben anlamıştım. Belki Leyla'da da var bir şeyler ama hemen anlayamaması normal. Ona çok yabancı bir duygu bu. Tıpkı bir zamanlar bana olduğu gibi. Şaka gibi ama resmen iki kardeş gelip Karabayır'da iki kardeşe aşık olduk. En azından ben oldum. Ama Leyla da boş değil belli ki Sinan'a karşı. Sadece henüz farkında değil. Umarım siz bizim gibi olmasınız da, hep çok mutlu olursunuz. Kim bilir, belki biz de mutlu oluruz. Belki Leyla haklıdır. Belki bu evlilik ikimize de iyi gelir. Kim bilir?




Bahar'dan

"Komutanım ben anlamadım şimdi ya? Doktor kardeşle evleniyor musunuz yani?"

"Evet Keşanlı, kağıt üzerinde bir evlilik tabi."

"Nasıl yani komutanım? Kağıt üzerinde evlilik ne demek?"

"Oğlum işte Yavuz'un tayini çıkmıştı, burda kalabilsin diye formalite bir evlilik işte. Neyini anlamadın?"

"Yani, doktor bizim eniştemiz mi oluyor şimdi?"

Bıkkınlıkla göz devirdim. 

"Lan, oğlum, formalite diyorum ben, sen ne diyorsun? Yok enişte falan. Sahte evlilik sahte. Sakın Yavuz'un yanında da böyle konuşma."

Keşanlı anlamadan bakıyordu hala. Yavuz'la evleneceğimizi time söyleyeyim dedim ama formalite kısmıyla pek ilgilenen yoktu. Özellikle Keşanlı'ya anlatamıyordum bir türlü.

"Kusura bakmayın komutanım ama evliliğin sahtesi olmaz."

Hafız'a dönüp baktım.

"Nasıl yani Hafız?"

"Komutanım, evleniyorsanız o bir ahidtir, yani sözdür. Sahtesi olmaz."

Kaşlarımı çatıp baktım. Nasıl yani ya? Hafız da gülümseyip önüne döndü. Derin bir nefes alıp ben de döndüm önüme. Karşımda oturan Sinan da alttan alttan gülüyordu. Göz devirip sırtımı kanepeye yasladım. Ardından hafifçe gülümsedim. Vakit kaybetmeden halletmeli şu işi. Tayini durdurmak lazım neticede. Bir iyilik yapıyoruz adam gibi yapalım. Bir an önce halledelim şu nikah işini. Yavuz burda kalabilsin diye yapıyoruz bunu ama umarım kötü sonuçlar çıkmaz. Umarım güzel olur her şey.



BÖLÜM SONU
🙏🏻

Continue Reading

You'll Also Like

84K 7.3K 101
Yavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kiri...
93.6K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
886K 70.9K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
284 67 5
Bir ölüm, kaç hayata mâl olurdu? Bir yetime kaç el sarılırdı, hangi elin sıcaklığı gerçekti, hangi elin bileğine dikenlerden bir bileklik asılıydı? ...