Soo:Aa Jungkook sen miydin? Nasılsın canım?
Jk:İyiyim bebeğim sen nasılsın?
Soo:Bende iyiyim de birazdan sanırım kötü olacam.
Jk:Bencede. Demek Minhodan aldın.
Soo:Haa yok hani sen demiştin ya bir ara benim abilerim var tanıştırırım diye, hatta aralarından birisi sanırım Min yo'ydu yok min yoongi idi. Ben Minho demedim Min Yuungi dedim sen yanlış anladın.
Jk:Demek öyle. Ne ara tanıştınız?
Boku yedim...
Soo:Şey ben markete gittim ya sen bilmezsin işte o da şans eseri marketteymiş öyle işte.
Jk:Sen hiç dışarı çıkmadın, çıksan haberim olurdu.
Soo:Öyle mi? Ha yok ben korumaları atlattım.
Jk:Korumaları? Sadece tek koruma vardı.
Soo:Yav bende koruma dedim ya. Sen niye yanlış anlıyorsun?
Jk:Yüz yüze konuşsak daha iyi olur.
Soo:Yokk hiç konuşmayalım çünkü ben birazdan mezarda olacam. Boş yere üzülme.
Jk:O mezar lafını bir daha ağzına alırsan ağzın olmayacak!
Soo:Ne bağırıyon bende de kulak var hani duyuyorum.
Cevap vermeden suratıma kapatmıştı.
Suratıma kapattı....
Onu bunu boşver de ben sıçtım. Nasıl yırtacam yani olan da hem bana hemde Minhoya olacaktı.
Ben balkonda otururken birden balkonun kapısına çok sert şekilde vurulmuştu. Ödüm koptu be yeminlen bu hayvan.
Kalkıp kilidi açtım. Bana öyle bir bakıyordu ki eridim. Neyse şuan bunu düşünemem ondan baya uzağa gidip oraya oturdum.
Jk:Demek Minho.
Soo:Yok Min yoongi.
Jk:Abim kimseyle bu kadar samimi konuşmaz.
Soo:Demekki beni sevmiş ne diyim.
Jk:Seni daha görmeden mi?
Soo:Yav tanıştık diyoruz ya!
Jk:Peki bir de onun ağzından duyalım.
Soo:Yaa öyle mi?
Jungkook telefonunu çıkardığında bende ayaklandım.
Jk:Hayırdır, nereye?
Soo:Tuvaletim geldi, altımamı işiyim.
Jk:Tuvaletinin olmadığını ikimizde biliyoruz.
Soo:Sen nerden biliyon be! Var diyorsam var!
Jk:Bekliyorum.
Hızla balkondan çıkıp lavabo yerine aşağı indim. Dış kapıya gidip kapıyı açacakken bir el kapıyı kapattı.
Yeminlen bu sefer boku yemiştim.
Jk:Tuvalet burada mı?
Soo:Yok pedim bitmişti Minhoya diyecektim.
Jk:Daha dün doldurttum. Her pedden var yani.
Soo:Ya öyle mi görmemişim.
Gülümseyip yukarı çıkacakken bir koku burnuma geldi.
Yanık kokusu.
Soo:Ağzına sıçtığımın Jungkook'u hele bir kek yansın sen benden kork.
Jk:Unuttum.
Soo:Eun Hee ile konuşursan tabi unutursun!
Jk:Uzatan sendin.
Soo:Benden ne gizlin saklın olabilir ki? Hem nerede görülmüş asistan ile patronun samimi olduğu pardon bir mafyanın.
Jk:İş gereği öyle.
Soo:Bok iş gereği. Ağzımı bozduruyorsun sen. Şuanda da çok sinirliyim sakın konuşayım deme.
Mutfağa gidip Fırını açtım. Ahh güzelim kekim siyah olmuştu.
Yanmış keki alıp tezgaha koydum. O kadar çok canım çekmişti ki. Ama şuna bak. Şu Eun Hee denen kız yok mu! Onun saçını başını yolmazsam bana da Soo demesinler.
Üstelik bu kekin hepsini Jungkook'a bir bir yedirecektim.
Jk:Özür dilerim.
Cevap vermeyip önüme döndüm. Islak bez yapıp tezgaha koydum kekide üstüne koyup soğumasını bekledim. Bu sefer keki ben yapacaktım. Ağrım hissedilmeyecek kadardı artık. Kek kalıbı çıkarıp içine malzemeleri koydum.
Jk:Ben yaparım, hem ezberledim zaten. Tekrar etmiş olurum.
Soo:Buradan gider misin!
Jk:Üzgün olduğumu söyledim.
Soo:Üzgün olman bir boka yaramaz.
Jk:Sendede hata var.
Soo:Bende hata yok.
Ona dönüp konuşmaya devam ettim.
Soo:Sana sürekli birlikte olduğumuz ile dalga geçme veya yüzüme vurma dedim. Ama sen ne yaptın sürekli her konuyu kek bile yaparken dile getirdin. Hadi onu geçtim seninle birlikte olmayacam dedim sen ise bana yalvarmaya başladın ne yani çok mu önemli seninle olup olmamam. Beni bu yüzden mi seviyorsun?
Jk:Öyle bir şey yok. Ciddi olduğunu düşündüm.
Soo:Evet ciddiydim. Sana dalga geçme dedim ama sen geçtin. Seninle olmaktan pişman değilim ve olmamda ama bunu yüzüme vurup durma sevmiyorum öyle konuları bu sadece seninle ilgili değil bir başkası yanımda da konuşsa aynı tepkiyi veririm.
Jk:Utanman hoşuma gidiyordu.
Soo:Başka şeylerlede utandırabilirsin. Ama bu konuda utandırma. Sevmiyorum.
Jk:Tamam bir daha olmaz. Ve aklındaki şu saçma düşünceyi at. Bunları sırf seninle birlikte olmak için yapmıyorum. Ben ilk defa bir kıza böylesine kör kütük aşık oldum. Beni kalbine bağlayan ilk kadınsın. Ve son olacaksın. İlk ve son.
Soo:Bu konuda anlaştığımıza sevindim. Ama tek bu da değil. Eun Hee denen kızla yanımda konuşabilirdin benden saklayacak ne olabilir ki? Üstelik kör kütük bana aşıkken.
Jk:Ondan bir konuda yardım aldım.
Soo:Dur tahmin edeyim. Benimle barışmak için.
Jk:Evet. Bir kadının gönlü nasıl alınır bilemem. Annemi hiç üzmediğim için anlamam. Annemle çokta vakit geçiremediğimiz için neyi sever bilmiyordum. O yüzden bir kadından yardım almayı düşündüm ve aklıma Eun Hee geldi.
Soo:Bende ailemle hiç vakit geçiremedim. Ama senin gönlünü almak içinde gidip bir erkeğe sormadım. Ben olsam sana yeter diye düşündüm. Veya küçük hediyeler yaparak.
Jk:Senin var olmanın bile beni nasıl mutlu ettiğini anlayamazsın. Bir şey yapmana gerek yok sen bana yetersin benimle olman bana en güzel hediye.
Soo:Sen bunları hissederken bende sana karşı bunları hissediyorum. Anladın mı?
Bir başkasından yardım alıp yanıma gelsen sana sinir oranım kat be kat artırdı bana sen olsan yeter. Ben seni böyle sevdim. Ve sevmeye devam edecem. Ama böyle yapmana kırıldım.
Jk:Sende gidip Minhodan bir erkek arkadaşının numarasını istemişsin.
Soo:Demek ispiyonladı.
Sen bittin Minho.
Soo:Sen Eun Hee hanımla yukarıda 1 saat konuşurken bende seni kıskandırma peşindeydim. Orada nasıl kötü olduğumu anlayamazsın. Sevgilimin bir kadınla yukarıda konuşması aklıma neler neler geldi. Kendini benim yerime koysan anlayacaksın.
Jk:Anlıyorum, özür dilerim güzelim.
Soo:Neyse olan oldu 2 günlük dünya birbirimizi üzmeye gerek yok.
Jk:Seni seviyorum.
Bir şey demeyip keki yapmaya devam ettim.
Jk:Sanırım hala küsüz.
Soo:Sadece dargınım geçer birazdan merak etme.
Jungkook arkama geçip eline belime sardı yüzünüde boynuma gömüp kokumu içine çekti. Bende keki yapmaya devam ediyordum.
Keki kaba döküp fırına attım.
Jk:Bir şey yapmak ister misin güzelim?
Soo:Ne yapabiliriz ki?
Jk:Ne istersen.
Soo:Şuan yorgunum bir şey yapmak istemiyorum.
Kendimi koltuğa atıp gözlerimi kapattım.
Jk:Neyin var?
Soo:Yok bir şeyim.
Jungkook elini alnıma koyup ateşime baktı.
Soo:Yok bir şeyim dedim. Sadece karnım ağrıyor.
Sanırım regl'ın habercisiydi.
Jk:Regl mı oldun?
Soo:Olacam.
Jk:Bekle geliyorum.
Karnımın ağrısı öyle bir artmıştıki sanırsın doğuruyorum. Elimi karnıma atıp sıkmaya başladım alnımdan boncuk boncuk terler akıyordu.
Bir süre sonra Jungkook elinde su torbası ile geldi. Su torbasını kucağıma bırakıp beni kucağına aldı. İtiraz etmedim. Öyle bir yorgundum ki anlatamam. Bir yanım uyumak için can atsada diğer yanım izin vermiyordu. Ağrısı git gide daha da çoğalıyordu.
Pedimi değiştirme gereği duymadım zaten gece takmıştım.
Jungkook beni yatağa yatırıp yanıma oturdu.
Jk:Hala ağrıyor mu?
Soo:Hemde nasıl.
Ağrının çoğalması ile daha fazla dayanamamış gözlerimden yaşlar firar etmişti.
Jk:Regl'ıda sikecem ha.
Gülmüştüm.
Soo:Yaa görün görün. Biz kadınlar onca acıyı çekerken siz daha adam olamıyorsunuz. Tek yapacağınız şey sadece adam olmak.
Jk:O kadar çok haklısın ki işte o yüzden kadınlar benim zaafım.
Soo:Seni seviyorum.
Jk:Sonunda duyabildim.
Gülümsedim.
Jungkook beni göğsünün yaslayıp bir eli karnımı okşarken diğer elide saçlarımı okşuyordu. Ve ben mayışıyordum.
Soo:Bak yo-
Jk:Tamam yorulursam bırakırım. Sen artık uyu. Ağrın geçiyor mu?
Soo:Ellerin şifa gibi. Ağrımı aldı.
Gözlerim kapalı konuşurken yavaş yavaş uykum geliyordu. Gözlerim ha kapandı ha kapanacaktı.
Soo:Teşekkür ederim. İyiki hayatıma girdin.
Son kez konuşup kendimi uykuya bıraktım.
Son duyduğum Jungkook'un sesiydi ve hala karnım ile saçımı okşayan eliydi.
Jk:Asıl ben teşekkür ederim. Seni zorladığım içinde hiç pişman değilim olmayacamda. Seni seviyorum.
~~~~~~
Bir bölümde tekrardan sonuna geldik. Beğenemiz dileğiyle.
Aklıma şöyle bir şey geldi.
Soru ve cevap yapacam. Bana olan sorularınızı ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Bu bölümden sonra istediğiniz tüm soruları cevaplayacam.