Hamlet

By ClassicsTR

37.5K 1.5K 641

William Shakespeare tarafından 1599 ile 1601 yılları arasında yazılan ve temasında trajediyi işleyen oyundur... More

1. Perde | 1. Sahne
1. Perde | 2. Sahne
1. Perde | 3. Sahne
1. Perde | 4. Sahne
1. Perde | 5. Sahne
2. Perde | 1. Sahne
2. Perde | 2. Sahne
3. Perde | 1. Sahne
3. Perde | 2. Sahne
3. Perde | 3. Sahne
3. Perde | 4. Sahne
4. Perde | 1. Sahne
4. Perde | 2. Sahne
4. Perde | 3. Sahne
4. Perde | 4. Sahne
4. Perde | 6. Sahne
4. Perde | 7. Sahne
5. Perde | 1. Sahne
5. Perde | 2. Sahne

4. Perde | 5. Sahne

999 48 0
By ClassicsTR

(Şatoda bir oda.)

(Kraliçe, Horatio ve bir haberci girer.)

KRALİÇE

Konuşmak istemiyorum kendisiyle.

HABERCİ

Durmadan geliyor, aklını oynatmış gerçekten.

Acınacak bir halde.

KRALİÇE

Ne istiyor?

HABERCİ

Babasını çok anıyor. Duydum ki, diyor,

Dünyada türlü dolaplar dönüyormuş.

Ahlar vahlar içinde göğsünü dövüyor;

Yok yere hırçınlaşıp tepiniyor,

Yarısı anlaşılmaz abuk sabuk şeyler söylüyor.

Bir şey dediği yok, ama dinleyenleri

Düşündürüyor karışık, tutarsız sözleri.

Kendilerince yorumluyorlar bunları.

Göz kırpmalarında, baş sallamalarında da

Gizli bir anlam varmış gibi geliyor herkese.

Olmayacak şeyler, ama akla gelmesi bile kötü.

HORATIO

Konuşmak lazım onunla. Yoksa işkilli kafalarda

Tehlikeli kuruntular uyandırabilir.

KRALİÇE

Gelsin.

(Horatio çıkar.)

Öyle bozuk ki içim, günahın özü gibi öyle bozuk ki.

Her küçük olay bir büyük felaketin

Öncüsü gibi geliyor bana.

Öyle sersemce kuşkulu oluyor ki suçlu insan

Kendi kuyusunu kazıyor korkusuyla.

(Horatio Ophelia'yla girer.)

OPHELIA

Nerde Danimarka'nın güzel kraliçesi?

KRALİÇE

Ne'n var Ophelia?

OPHELIA

(Türkü söyler.)

Nasıl ayırt ederim bir bakışta

Seveni sevmeyenden?

Külahından, tozlu çarıklarından,

Elindeki değnekten.

KRALİÇE

Vah canım Ophelia, bu türkü de ne?

OPHELIA

Ne dediniz? Aman dinleyin ne olur?

(Türkü söyler.)

Öldü, güzel sultanım, çoktan öldü,

Öldü gömüldü bile.

Başında yemyeşil otlar büyüdü,

Taşı dikildi bile.

KRALİÇE

Yoo, bak Ophelia...

OPHELIA

Ne olur dinleyin!

(Türkü söyler.)

Ak kefenler giyindi kardan beyaz

(Kral girer.)

KRALİÇE

Ah! Şu hale bakın, efendimiz.

OPHELIA

(Devam eder.)

Sarıldı çiçeklere

Arar arar sevdiğini bulamaz

Ağlayanlar içinde.

KRAL

Nasılsın Ophelia, güzel kızım?

OPHELIA

İyiyim, eksik olmayın! Fırıncının kızı baykuş olmuş diyorlar. Allah korusun! İnsan ne olduğunu bilir, ama ne olacağını bilmez. Tanrı bereketini eksik etmesin sofranızdan.

KRAL

Babasını düşünüyor bak.

OPHELIA

Kendiniz hiçbir söz söylemeyin sakın bunun üstüne,

Ama ne demek olduğunu soran olursa şöyle dersiniz:

(Türkü söyler.)

Yarın bayram, Aziz Valentine bayramı,

Erken uyanır herkes

Ben bir kızım, gelirim pencerene

Eşim ol derim sana.

Delikanlı kalktı hemen giyindi

Açtı kıza kapısını

Kız girdi içeri, kız girdi ama

Kız çıkmadı dışarı.

KRAL

Güzelim Ophelia!

OPHELIA

Peki peki, yemin değil ama söz, bitiriyorum.

(Türkü söyler.)

Ey İsa, büyük İsa sen bilirsin,

Ayıp, ne ayıp şey bu

Fırsat bulan her genç yapıyor bunu

Yüzü kızarmaksızın.

Kız dedi, Bu işi yapmazdan önce

Evleniriz demiştin.

Delikanlı şöyle karşılık verdi:

Evlenirdim sabah sabah gelip de

Koynuma girmeseydin.

KRAL

Ne zamandan beri böyle Ophelia?

OPHELIA

Elbet bir gün düzelir her şey. İnsan sabırlı olmalı; evet ama ağlamamak elimde değil düşündükçe soğuk topraklara gömüldüğünü. Kardeşim de alır haberi nerdeyse... Hadi artık, güzel öğütlerinize teşekkür ederim. Hadi, arabam gelsin! Geceniz hayrolsun, bayanlar, iyi geceler, güzel bayanlar, iyi geceler, iyi geceler!

(Çıkar.)

KRAL

Peşini bırakmayın, göz kulak olun, rica ederim.

(Horatio çıkar.)

Ah, büyük acıların zehri bu işte;

Babasının ölümü bütün bu zehrin kaynağı.

Gertrude, Gertrude, acılar geldi mi

Tek tek gelmiyor ki gözcüler gibi,

Tümenle geliyor dertler. Önce babası öldü,

Arkasından oğlun ayrıldı birden,

Kendi azgınlığıyla hak etti uzaklaştırılmayı.

Derken halk da huylanıp Polonius'un ölümünden

Başladı kötü kötü şeyler düşünmeye,

Dedikodular çıkarmaya.

Doğrusu biz de pek şaşkınlık ettik

Onu gizli gizli gömmekle çarçabuk.

Bu arada Ophelia da koptu kendinden,

Yitirdi güzelim aklını, ki onsuz nedir insan

Bir boş kalıptan, bir hayvandan başka?

Sonunda, bütün bunlar kadar kötü olarak da

Kardeşi gizlice çıkageldi Fransa'dan.

Şaşkınlık dumanları sarmış kafasını,

Bir sürü dedikodu da geliyor kulağına;

Babasının ölümü üstüne kötü söylentiler.

Millet sebep bulmayınca, ister istemez

Söz kulaktan kulağa döne dolaşa,

Suç bizim sırtımıza yükleniyor sonunda.

Sevgili Gertrude, bütün bunlar

Yaylım ateş gibi dört bir yandan

Yaralıyor, öldürüyor beni yok yere.

(Dışarıdan sesler gelir.)

KRALİÇE

Aman yarabbi! Nedir bu gürültü?

KRAL

Nerede nöbetçilerim? Tutsunlar kapıyı!

(Bir haberci girer.)

Ne var, ne oluyor?

HABERCİ

Kralım, kaçın kurtarın kendinizi!

Taşan denizler daha çabuk dolduramaz ovayı

Genç Laertes ve arkadaşlarından.

Böylesine devirip geçemez ordularınızı!

Halk kral diye alkışlıyor kendisini,

Ve sanki dünya yeniden doğuyormuş gibi

Herkes unutmuş geçmişi, gelenekleri,

Her deyimi onaylayan, destekleyen töreleri,

"Biz seçtik, Laertes kral olacak," diyorlar.

Şapkalar, eller, diller yırtıyor havaları:

"Laertes kral olsun! Laertes kral!"

(Dışarıdan sesler gelir.)

KRALİÇE

Ne candan havlıyorlar yanlış iz peşinde!

Hey, hain Danimarka köpekleri, ters kokudasınız!

KRAL

Kırdılar kapıları!

(Laertes başkalarıyla girer.)

LAERTES

Nerede o kral?.. Sizler girmeyin arkadaşlar.

HEPSİ BİRDEN

Hayır, gireceğiz!

LAERTES

Rica ederim, bırakır mısınız beni?

HEPSİ BİRDEN

Peki, evet, peki.

LAERTES

Teşekkür ederim. Kapıyı tutun siz.

(Halk çıkar.)

Ah seni alçak kral seni? Babamı ver, babamı!

KRALİÇE

Kuzum Laertes, soğukkanlı olun biraz.

LAERTES

Kanımın bir damlası soğuk kalırsa

Piç diye bağırır bana, deyyus der babama,

Orospu damgasını vurur

Mübarek anamın tertemiz alnına!

KRAL

Laertes, nedir seni böylesine ayaklandıran

Dünyaları yıkarcasına?

Bırak gelsin Gertrude, korkma benim için.

Öyle tanrısal güçler korur ki bir kralı

İhanet göz ucuyla bakar ancak dilediğine,

Daha ileri gidemez pek. Söyle Laertes,

Nedir çileden çıkaran seni? Bırak Gertrude,

Hadi, söyle dostum.

LAERTES

Babam nerede?

KRAL

Öldü.

KRALİÇE

Kral öldürmedi ki!

KRAL

Bırak sorsun soracağını.

LAERTES

Nasıl, nasıl öldü? Kandırmacaya gelmem.

Cehennemin dibine gitsin, kara şeytanlar alsın

Sizlere ettiğim bağlılık yeminlerini!

Vicdan da, din iman da yerin dibine batsın,

Umurumda değil, cehennemlik olmak.

Bu geldikten sonra başıma benim

Ne bu dünya var gözümde, ne öteki.

Ne olacaksa olsun! İstediğim tek şey

Öcünü almak babamın var gücümle.

KRAL

Kim alıkoyabilir bundan seni?

LAERTES

Kendim yalnız, dünya önüme dursa boşuna!

Neyime güveniyorum derseniz,

Öyle iyi kullanacağım ki nem varsa,

Büyük şeyler yapacağım ufak gücümle.

KRAL

Peki, Laertes, sen gerçeği arıyorsan eğer,

Sevgili babanın ölümündeki gerçeği,

Dost düşman dinlemeden

Bu işte kazanan kim, kaybeden kim demeden

Gözü kapalı saldırmak mı senin öç alma yolun?

LAERTES

Hayır, düşmanlarıma saldırmak yalnız.

KRAL

Bilmek istiyor musun dostun kim, düşmanın kim?

LAERTES

Babamın dostlarına yüreğim kollarım açık,

Pelikan gibi kanımla beslerim onları.

KRAL

Bak şimdi işte babasına layık bir oğul.

Soylu bir delikanlı gibi konuştun.

Babanın ölümünde suçum olmadığını

Bu ölüme benim ne yürekten yandığımı,

Apaçık göreceksin, gün ışığını görür gibi.

(Dışarıdan "Bırakın girsin!" sesleri gelir.)

LAERTES

Ne oluyor? Nedir bu gürültü?

(Ophelia elinde çiçeklerle girer.)

Ey kanımdaki ateş, kurut beynimi!

Yedi kez acı tuzlar içmiş gözyaşları.

Yakın gözlerimdeki görme gücünü!

Tanrıya yemin! Senin yitirdiğin aklı

Dirhemi dirhemine ödetecek adaletin terazisi.

İlk yazların gülü, canım kız, güzel kardeşim,

Baldan tatlı Ophelia! Ey Tanrı, yüce Tanrı!

Bir genç kızın pırıl pırıl kafası, nasıl,

Nasıl kararır bunak yaşlıların canı gibi?

İnsan sevdikçe güzelleşir, güzelleşince de

Bir pırıltı verir dünyaya kendinden,

Sevdiği yok olup gitse bile.

OPHELIA

(Türkü söyler.)

Ak kefene sarılmadan gömüldü

Ah ninni ninni de vah ninni ninni

Mezarına yağmur yaşlar döküldü,

Güle güle, kumrum benim, güle güle!

LAERTES

Aklın olup da öcünü al deseydin bana,

Bu kadar azdıramazdın hıncımı!

OPHELIA

Türküler döne döne

Çağırın yana yana.

Ne güzel değil mi? Çıkrık döner gibi! Hain kahya çaldı, o hain, efendimizin kızını.

LAERTES

Hiçbir şey söylemeden her şeyi söylüyor bana.

OPHELIA

Bunlar yaban gülleri, al da hatırla beni! Sevgilim, unutma beni! Bunlar da hercai. Hercailik etmeyesin diye.

LAERTES

Çılgınlığın içinden akıl sesleniyor bana: Unutma, yolundan şaşma diyor bana.

OPHELIA

(Krala.)

Bu çöreotlarıyla sultanküpeleri size.

(Kraliçeye.)

Bu sedefotları size, birazı da bana. Sevapotu da denebilir bunlara pazar günleri. Ama siz başka türlü takının, ben başka türlü. Bu da bir papatya. Biraz menekşe de vermek isterdim size, ama kurudu hepsi babam ölünce... Güzel bir ölüm olmuş, diyorlar, babamın ölümü.

(Türkü söyler.)

Robin sensiz tadı yok bu dünyanın.

LAERTES

Dert, bela, acı, her şey, cehennemin ta kendisi bile bir iyilik, bir güzellik kazanıyor onda.

OPHELIA

(Türkü söyler.)

Bir daha gelmeyecek mi bir daha?

Bir daha gelmeyecek mi bir daha?

Gitti gelmez bekleme.

Gir ölüm döşeğine,

Öldü gitti, gitti gelmez bir daha.

Sakalı vardı bembeyaz kar gibi

Keten rengi saçları

Gitti, yok oldu gitti,

Ağlamışsın ne fayda

Rahmet dile canına!

Bütün ruhlara rahmet dilerim Tanrıdan. Tanrıya emanet olun hepiniz!

(Çıkar.)

LAERTES

Gördün mü bunu, Tanrım, gördün mü?

KRAL

Laertes, bırak acını paylaşalım seninle,

Yoksa hakkımı yemiş olursun.

Git en akıllı dostlarını seç getir,

Dinlesinler bizi, hakem olsunlar,

Uzaktan yakından suçlu görürlerse bizi

Tacımız, tahtımız, canımız senin olsun.

Evet, nemiz varsa al ceza olarak.

Ama suçum yoksa, sabrını esirgeme benden.

Birlikte çalışalım canla başla

Dileğini yerine getirmek için.

LAERTES

Öyle olsun! Bu türlü ölmesi babamın,

Kılıcı kalkanı, adı sanı, şanı şerefiyle değil

Törensiz, duasız, gizlice gömülmesi bir yere.

Böyle bir ölüm bağırıyor bana

Gökten yere seslenen yıldırımlar gibi;

Soruştur, aydınlığa çıkar beni diye.

KRAL

Bizim yapacağımız da bu, görürsün:

Suç kimdeyse hakkın baltası başını vursun!

Gel benimle.

(Çıkarlar.)

Continue Reading

You'll Also Like

840 377 17
Kendi yazdığım sözler ve şiirler... Bu işte yeniyim yazamıyor olabilirim ama kendimi anlattığıma eminim. Ayrıca kimseye ithafen birşey yazılmamıştır.
8K 755 26
Mary Shelley, gördüğü bir kâbustan esinlenerek yazdığı Frankenstein ya da Modem Prometheus yapıtıyla bir yarışmaya katıldı. Modem bilimkurgunun ilk e...
765 70 3
there's no time to figure out if this the right thing to do! just move, don't try to keep your hands clean. that's right, the world is cruel 𝗮𝗻𝗴𝘀...
9.2K 744 28
İngiliz yazar ve akademisyen Sir Malcolm Stanley Bradbury'nin, "şimdiye kadar yazılmış en güçlü korku hikayelerinden biri" diye tanımladığı Dracula...