'Ah be Lina neden giderken beni uyandır mıyorsun?'
'Çok huzurlu uyuyordun hem bu benim sorunum. Benim yüzümden yeterince üzülmüştün.'
'Kızım sen salak mısın?! Senin ben babamdan dayak yerken kaç kez araya girip dayak yediğini unuttun mu? Ve sadece de bu değil hayattaysam senin sayendedir gerizekalı!'
'Yine de Yağmur..'
'Of Lina.. Neyse ki Mete oradaydı.'
'Evet..'
'O gördüğün resimlere gelirsek belki sadece kardeşi falandır.'
'Zannetmem. Kız kardeşiyle öpüşüp fotoğrafını saklayacağını düşünmüyorum.'
'Peki sen neden bu kadar üzüldün sevgilisi olmasına?'
'Şey aslında Mete beni iki defa öptü.'
'NE?!'
'Evet.. Doğru duydun ve sonrada sevgilisi olduğunu öğrendim. Ne harika dimi?'
'Bak sen şerefsize!'
'Offfff!'
'Ya dur bi sıkma canını. Belki de eskiden olan bişidir.'
'Öyle bile olsa fotoğrafını hala evinin bir köşesinde tutuyor. Buna rağmen aklında biri olmasına rağmen gelip beni öpüyor. Ben de salak gibi.. Of ya! Gerçekten aptalım!'
'Ay nasıl sinirlendim ya! Salak adam!'
'Evet salak adam!'
'Eee şu Uras hakkında ne dedi demişti?'
'Ona güvenme dedi.'
'Sen ne dedin?'
'Sana mı güveneyim dedim.'
'İyi demişsin! Sen ne düşünüyorsun peki Uras hakkında?'
'İyi biri.. Yani Mete gelmeden önce sohbet ettikte gerçekten iyi bir dinleyici. Onunla dertleştikten sonra kendimi iyi hissettim. O kadar süre içinde hem güldüm hem ağladım. Yani güvenilir mi güvenilmez mi bilmem ama öyle biri olduğunu düşünmüyorum.'
'Mete kıskandığı için de öyle demiş olabilir.'
'Bana kıskanacağı kadar yoğun duygular beslediğini düşünmüyorum.'
'Onun arkadaşı belki de Mete onun bir yanlışını görmüştür.'
'Olabilir ama aralarında olan bir mesele bu neden Uras bunu bana yansıtsın ki? Mantıklı gelmiyor.'
'Yani bana mantıklı gelmiyor. Peki sen Uras'la görüşecek misin?'
'Yani yazarsa eğer görüşürüm. Onun yanında kendimi rahat hissediyorum.'
'Sen nasıl istersen bitanem ama sen yinede temkinli ol.'
'Olurum canım benim.'
'Eeee o zaman senin keyfini yerine getirelim!'
'O nasıl olacakmış.'
'Lunaparka gidiyoruz!'
'Yağmur! Ne olursun beni sürükleme peşinden.'
'Ama ben tek başıma ne yapıcam?!'
'Barış'la git!'
'NE?! Hayır!'
'Neden canım sonuçta adam senin için kaç saat başında bekledi. Sende bu şekilde teşekkür edersin. Arkadaşça..'
'Arkadaşça.. Peki madem! Yani sonuçta arkadaşça..'
'Aynen öyle hadi ara söyle.'
'Hemen mi?!'
'Yok ya 2-3 saat bekle.'
'Heee.'
'Annem salak mısın? Kalk ara hemen. Saat geçiyo.'
'Ay tamam be!'
Telefonu hoparlöre alıp yatakta sallanmaya başladı. Sonunda telefon açılınca Yağmur tam alo diyecekken değişik bir ses çıkardı. Buna kahkaha atmamak için yastığı ısırmaya başladım. Barış sanki onu incitmekten korkar gibi yumuşak bir ses tonuyla konuşuyordu. Bunu düşününce Mete benimle nasıl konuşuyordu? Öküz! Kaba kaba konuşuyordu. Her neyse! Şuan Yağmur'un kıpkırmızı konuşmaya çalışmasına odaklamam lazım kendimi.
'Yağmur?' (Tabi adam o hönkürmenin Yağmur'dan çıktığına inanmamıştır.)
'Alo Barış? Nasılsın?'
'Teşekkür ederim, sen nasılsın?'
'İyiyim sağol.' (Artık söylemesi için gözlerimi açarak ona bakmaya başladım ama nafile.)
'Kötü bir şey yoktur İnşallah.'
'Yok yok.. Ben bu akşam lunaparka gideceğim de gelsene sende!'
(Hem bağırmıştı hemde taramalı gibi gözlerini kapatıp saydırmıştı. İşte artık tutamayıp kahkaha atmaya başladım. Yağmur'da tabi Barış telefonda ya insan gibi takılmak için çok büyük bir çaba sarf ediyordu. Barış'ta gülünce Yağmur artık kızarmanın ötesi morarmıştı.)
'Tabiki Yağmur. Seni almaya ne zaman geleyim?'
'Ben hazırım!'
'Ahahahh! Ne güzel.. Bekletmeyen bir kadın. Hemen geliyorum.'
Adamın suratına telefonu kapattığında rahat rahat anırıyordum. Çok tatlıydıııı!!
'Ya Lina ölcem sandım kızım! GÜLMESENE!'
'Tamam tamam.. Vurma!'
'Ne giycem ben?!'
'Ahahahhahah!! Hani hazırdın? Direkt hazırım dedin ya! Sanki bu anı bekliyormuşsun gibi. Ahahahha'
'Ya kızım ne bileyim? O öyle birden sorunca..'
'Tamam tamam gel ben bakınayım bir..'
Hafif bir makyaj yaptım ona ve saçını da yarım topladıktan sonra lunaparka gideceği için rahat olsun diye spor bir kombin yaptım. Aslında bu konularda benden çok daha iyidir ama şuan da kesinlikle normal değildi.
'Bizdeyken bu kadar kasılmamıştın yanında. Noldu şimdi?'
'Kızım ben ondan liseden beri hoşlanıyorum ama hiç aramadım bana bakmaz diye. O günde senin için endişeliydim gözüm hiç bir şey görmedi.'
'Kuzum benim. Sen çok güzel bir kızsın. Sana bakmıcakta kime bakıcak Allah aşkına! Hadi giyin gel.'
'Tamam bitanem.'
İşte şimdi oldu. Bence baya iyi! Oda ses etmediğine göre beğenmiş. Evet büyük an yaklaştı Barış enişteciğim her an gelebilir! Ayy çokta yakıştılar aslında ya.
'Eniştem nerde kaldı ya?'
'Gelir biraz- LİNA!'
Çok güzel peşimden terlikle kovalamaya başladı. Ya bu sadece annelere özgü bir şey değil mi?
Kapının çalmasıyla ikimizde yerimizde çakılı kaldık. O hemen odaya fırladı çantasını alıp gelecekti sanırım. Bende kapıyı açtım ve müstakbel eniştemi içeri aldım. Yağmur'un inmesiyle ikiside evden çıktı. Yağmur arabaya binmeden bana dönüp şans dilememi istedi. Bende kafamı sallayıp içeri girdim. Yağmur çok iyi bir insandı bu zamana kadarda 1 yada 2 tane sevgilisi oldu. Ama Barış'tan hoşlandığını bana hiç sölemedi. O kadar imkansız görmesinin sebebini anlamıyorum. Sonuçta güzel bir kızdı ve Barış'ta yakışıklıydı. Birbirlerine çok uyuyorlardı. Yaşları desen Barış 2 yaş büyüktü bizden ve en azından Barış'ın bir sevgilisi yoktu. Of! Benim de kafamı dağıtmam lazım! Yağmur'a hayır dememin sebebi Barış'la ikisinin gitmesini sağlamaktı. Ve başarılıda oldum. Peki ben ne yapıcam şimdi? Marketten bir sürü abur cubur alıp film izlicem! En güzel aktivite!