Kafasını kaldırdı suratında gülümseme ile.
"Ciddî mısın?"
"Evet ama benimde kurallarım olacak"
"Tamam ne gibi kurallar?"
"Borcumu ödeyeceksin. O leş yerden kurtulup sahte karın olacağım bu süre zarfında seninle birlikte olmam. Yani sevişmek yok madem o hayattan kurtuluyorum zorunluluk yok bunu yapmam. Yaptığım heran için kendimden tiksinmiştim madem arınacağım tamamen bu hayattan kurtulmak istiyorum."
"Tamam tamam istemiyorum kızım zaten öyle bir şey sen sahteden karım ol yeter."
"Hayatlarımıza müdahale etmeyeceğiz. Bana karışmayacaksın zaten senin ne yaptığın da benim umurumda olmaz. En fazla altı ay sürecek bu zorbalık."
"Altı olmaz altı çok az babam şüphelenir. 1 sene olsun en azından"
Şansım yoktu kabul ettim.
"Evlilik bittiğinde bana yeniden hayat kuracağım kadar bir para vereceksin en azında bir ev alacak kadar."
"Kabul. Sonrasında bir iş bile ayarlarız sana. Benim de şartlarım var ama."
"Pardon ne gibi?"
"Öncelikle evlilik sözleşmesi olacak. Yanlış anlama işimi garantiye almam gerek"
Kafa salladım haklıydı kabul ettim...
"Ailemle seni tanıştıracağım için yanlış anlama bize uyum sağlayabilmek açısından belli şeyleri öğrenmen gerek."
"Pardon o ne demek?"
"İşte sosyetik zırvalıklar Asu. Sana alışveriş yapalım daha makul şeyler alalım. Bir senaryo belirlemek lazım nasıl tanıştık ne kadar süredir birlikteyiz. Bu evlilik oyunundan kimseye bahsetmek yok herkes bizi gerçek evli bilecek. İşin bittiğinde eminim bana zorluk çıkarmayacaksın bu yüzden seni istedim. Sıfır risk.
Evet haklı umurumda olmazdı işimiz bittikten sonra.
"Yarın gider o it ile konuşurum. Babam bana şuan para vermiyor bir arkadaşımdan alacağım parayı gider veririz parayı sonra bakarız gerisi için"
Gülümsedim umarım dediği gibi olurdu umarım gerçekten yle olurdu.
"Ha bu arada gerçek adını söyleyeceksin değil mi? Evleneceğimize göre. Gerçi Asu demeye çok alıştım ama"
"Hayat."
"Ne?"
"Gerçek adım Hayat."
Gülümsedi
"Güzel isim"
"Evliliğimiz süresince bütün ihtiyaçların bana ait. Başka bir hayatın olacak başka bir çevren. Annem ve babam seni sevsin lütfen onlara da böyle paldır küldür konuşma"
"Yol yordam biliyoruz herhalde. Anladık. Eeee nasıl tanıştık?"
"Spor salonunda aynı salona gidiyoruz birkaç sefer görüştük flörtleştik ama uzun uzuna bir ilişki olmadı şimdi yeniden denemeye karar verdik."
İstemsizce kahkaha attım zırdeli başka derdi yokmuş gibi ince ince sahte evlilik ayrıntılarını hazırlamış kendine biz tüm ayrıntıları konuşurken telefonum kaldı Cenk arıyordu.
"Pardon" diyerek açtım
"Cenk."
"Hayat güzelim nasılsın neredesin görüşelim gelemedim yanına kusura bakma haklısın"
"Önemli değil neden gelesin ki zaten"
"Hayat böyle konuşma lütfen. Gelip alayım seni söyle neredesin?"
"Olmaz. Çok geç şuan başka yerdeyim."
Sesi gelmesi bir süre başkaları ile olmama katlanamayıp bunun için hiçbir şey de yapmıyord. Gönül haklıydı ama onu seviyordum işte.
"Sabah alayım seni kahvaltı yapalım"
"Haberleşiriz Cenk."
"Hayat seni görmem gerek yarın."
"Tamam."
Telefonu kapayınca Emir ile göz göze geldik.
"Cenk..."
Ona Cenk'in kim olduğunu açıklamam gerek miydi?
"Sevgilin mi?"
Neyimdi sahiden sevgili miydik değil miydik bilmiyorum. Saçma bir ilişkiydi bizimkisi Cenk başkaydı benim için ben onu seviyordum sözde oda beni seviyordu. Zorba değildi nazikti ve mutluydum onunla.
"Sayılır. Bana değer veriyor."
Alaycı bir gülümseme ile karşılık verdi
"Ne o komik mi?"
"Yanlış anlama ama tüm bunları yaşarken neden yanında değil sana değer veren birisi?"
"Onun bir hayatı ve düzeni var hayatının ortasında damdan düşmüş gibi bir fahişeyi getiremez. Herkes senin gibi deli değil."
Cevap vermedi umurunda değilmiş gibi. Uyumak istiyordum artık Üzerime rahat bir şeyler verdi daha doğrusu üç beden büyük olan kendi tişörtünü geçirdim üzerime koltuğa kıvrılırım gitmeden önce
"Bu kez fare gibi kaçma evden seni ben bırakırım "
Geçen sefer haber vermeden çıkıp gitmiştim onun için söylüyordu bunu kafa salladım gözlerini kapadım ve hayal kurdum bu hayattan kurtulabilirdim yeniden mutlu olabilirdim. Belki arınamazdım tam anlamı ile mutlu olamazdım ama en azından fahişelikten kurtulurdum.
Sabah burnuma dolan kokular ile uyandım. Rüya mı bu en son ne zaman anımsadım bu kokuyu acaba. Koltuktan kaldım mutfaktan gelen sese doğru gittim
"Günaydın"
Bana doğru döndü gülümsedi
"Hızlıca kahvaltı yapıp çıkarız diye düşündüm. Yavuz'u arayacağım para için birazdan. Sucuk sever mısın?"
Kafa salladım. Portakal suyu bile vardı hızlıca elini yüzümü yıkayıp masa balına geçtim
"Yakışıklı ne gerek vardı bunca şeye ya. Yol üzerinde poğaça alır yerdik"
"İşimiz çok bugün sıkı bir kahvaltı şart."
Göz kırptı bana gülümsedim o sıra yeniden telefon çaldı Cenk arıyordu
"Cenk günaydın."
"Günaydın aşağıdayım hadi in bekliyorum"
"Aşağıda mısın hangi aşağı?"
"Hayat kendi evin neredesin sen iyi misin?"
"İyiyim şuan evde değilim gelemem"
"Hayat adamların evinde kalmak yoktu hani neredesin söyle gelip oradan alayım"
Emir suratıma bakıp durdukça kendimi daha gergin hissediyordum.
"Bugün meşgulüm biraz ama seni arayacağım anlatacağım her şeyi"
"Vural bir şey yaptı değil mi kesin o bir şey yaptı ondan çıkmıyorsun dövdü mü seni belasını sikeceğim onun bu kez ne yaptı?"
"Sakin ol bak sorun yok ben iyiyim anlatacağım söz"
"Akşama benimle görüşmemiş olursan olay çıkar haberin olsun" dedi ve kapadı
Emir'e baktım
"Akşama işimiz biter mi?"
"Bilmem acil işin var gibi."
"Cenk'i görmem lazım."
Kafa salladı sadece sonra eline telefonu alıp birini aradı
"Alo bro naber?"
...
"İyi çok açık paraya ihtiyacım var sana bir hafta içinde geri vereceğim"
Kim kime şak diye çıkarıp 170 bin verirdi ki
"170bin.. Lan lazım işte den benim hesaba at benim elime haftaya geçecek para sana ileteceğim."
Benim uğruna fahişe olduğum para tutarı adamlar için minicik bir meblağ hayat mi bu be...
"Eyvallah kardeşim ne yapacağımı boşver bekliyorum hadi görüşürüz."
Telefonu kapatıp eliyle bana çak yapınca eline vurdum gülümsedim
"Para işi halloldu."
"Bak Emir daha önce senetlerimi almak istediğimizde vermemişti bu it ya başaramazsak."
"Sen Emir Kılıçaslan'ı hafife alıyorsun güzellik. Bugün o bok çukurundan kurtacağım seni."
"Ya olmazsa."
Yanağımdan makas aldı göz kırptı.
"Benim kitabımda daha olmaz diye bir şey olmadı. Olacak. Olmak zorunda."
Hazırlanıp evden çıkarken yol üzerinde bankaya uğrayıp parayı çekti Vural'ın yanına giderken sanki hiç kurtulamayacakmışım hissi beni bir türkü bırakmıyordu. Korkuyorum çekiniyorum. Vural'ın mekânın önüne gelince zamk gibi çakılıp kaldım hareket edemedim kolumdan tuttu Emir
"Hadi endişelenme"
Kafa salladım içeriye girdiğimizde Vural beni görünce
"Neredesin ulan sen Serhat aradı bugün gidiyorsun arkadaşı ile gelecek. 1000liraveriyoe kız iyi para.
Yanımda duran Emir'e baktı o an.
"Kim ulan bu yine kimi taktın peşine. Sabah seninki dolanıyordu burada den postayı çoktan koydun herhalde Cenk'e"
"Bu işi bırakıyorum artık"
Kahkaha attı.
"Dün senin kafaya fazla vurdum herhalde."
Emir ona doğru adım attı çantadan çıkardığı paraları masaya bıraktı
"Senetlerini ver kızın"
"Ne?"
Yakasından tutup çekti çfkeuşe
"Ulan bana bak pezevenk kızın sende olan bütün senetlerini hemen veriyorsun seninle bir işi kalmayacak."
"Ulan Asu ne boklar peşindesin Cenk'i düşüremedin bunu mu buldun. Kızım burnun bir kere battı bu boka orosbuluğun tadını aldın bırakır mısın hiç? Sen busun."
Yumruğu yapıştırdı suratının ortasına
"Şuraya polis teşkilatını yığmamı istemiyorsan hemen senetleri çıkar."
"Ne diyeceksin polise."
Güldü Emir
"Dün o Serhat mı ne boksa kıza yaptığı her şeti çektim ve bana vurduğu anı arkam sağlam benim siz yanarsınız. Hapiste pezevenklik yaparsınız arık tabi sizi yaşatırlarsa."
Dumura uğradı Vural beklemiyordu böyle bir şeyi. Korktu bu kez onun yüzünde endişe vardı. Senetleri çıkardı kasadan hepsine tek tek baktı ve cebine attı Emir.
"Bu kızı unutacaksın anladın mı gördüğün yerde yolunu değiştir. Artık o buraya bınhayata ait değil"
Dalgacı tavırla güldü
"Orosbuyu yanına alıp karı mı yapacaksın mahalle yanarken orosbu tatlanırmış derler ya ha bunlar aynen öyle sen bugün evine al ikinci gün yatağınıza başka birini alır ruhu fahişe bunların değmeyecek bir kız için. Seni öteki gün arkadaşınla boynuzladığında verdiğin 170bine yanarsın."
Dayanamadım yanına gidip tokat patlattım suratına tükürdüm üzerime yürüyecekken Emir engel oldu
"Allah belanı versin Vural umurumda değilsin anladın mı?Defolllll"
Emir kolumdan tutup çıkardı. Arabaya geçtik ağlamayacaktım sakinim kurtuldum en azından o pislikten.
"Tamam bir daha yüzünü görmeyeceksin en azından bunu düşün. O pezevenk yanından geçemez attık."
Gülümsedim evet en azından iyi şeyler oluyordu. Eline dokundum
"Teşekkür ederim. Allah razı olsun."
"Bende teşekkür ederim."
"Rüya gibi sanki hiç kurtulamazdım ama kurtuldum beni kurtardın."
Göz kırptı.
"Sana demiştim değil mi? Zoru başarırım imkansız zaman alır."
Aman aman biraz da egoluyuz galiba. Neyse görmezden gelinirdi.Emir beni aldığı gibi avmye götürdü bir sürü elbise aldık yeni eşyalar ayakkabılar onun yanında ailesine yakışacak şekilde nasıl olmam gerekirse öyle. Kuaföre gittik saçlarımın ucundan kestirip rengin üzerinden geçildi cilt bakımı tırnak bakımı derken akşamı etmiştik ve benim biran önce Cenk ile görüşmem gerekiyordu.
"Emir işimiz bittiyse."
"Tam bitti sayılmaz neden?"
"Cenk ile görüşmem gerek sıkıntı çıkmasın"
Umursamaz tavırla kafa salladı. Mıymıntı mıymıntı yürümeye devam ediyordu
"Ben çıkayım istersen geç kalacağım"
"Aman be patlama tamam bırakırım ara bakalım şunu nerede görüşeceksiniz"
"Üsküdar."
Bana aldığımız eşyaları arabaya taşırken yolda gidene kadar beni yarın alacağını ve kahvaltı sonrası annesi ile tanıştıracağından bahsetti bu aşamada annesinin onayı çok önemliymiş eğer o severse seni işimiz garanti dedi. Ben yaşlılar ile çok iyi anlaşırdım zaten canım babannem ile ne güzel sohbet ederdik. Araba durunca
"Sen nerede kalacaksın? Gidecek evin yok değil mi?"
"Cenk ile olurum bugün"
"Bu Cenk olayını konuşmamız gerekecek."
O ne demekti kaşlarım çatıldı.
"Nesini konuşacağız?"
"Evlenince onunla takılmam doğru değil şüphe çeker. O hayatından kimse olmamalı Asu...Hayat."
"Neyse canım hadi iyi geceler"
Arabadan indim Cenk'i aradım beş dakikaya gelmişti gördüğüm an sarildim sım sıkı ona oda bana sarıldı.
"Cenk seni çok özledim"
"Bende güzelim nasılsın neyin var senin?
Gözlerim doldu o yokken yaşadıklarım film olurdu.
"Serhat iti zor kullandı yine iki adamla geleceğim dedi. Onunla birlikte olmak istemedim. Gittiğinden beri dediğin gibi yaptım işe çıkıyor gibi davrandım ama gitmedim. Bir kişi hariç ama oda istisna oldu."
Öfkeyle gözlerini kapadı
"Orosbu çocuğu mahvedeceğim onu. İyi yapmışsın ne istisnası"
"Kurtuldum ama ondan Cenk"
Şaşırdı anlamadı ne dediğimi tam olarak
"Nasıl?"
"Bir adamla tanıştım iki hafta önce ona yardım etmem koşulunda senetlerimi aldı o adamdan artık eskortluk yapmak zorunda değilim"
"Nasıl kim adam ne diyorsun Hayat ne yardımı istedi senden?"
"Evleneceğim onunla
Öfkeden ayağa kalktı
"Dalga geçiyorsun herhalde."
"Hayır bak dinle"
"Neyini dinleyeceğim Hayat ne evlenmesi delirdin mi?"
"Bak ailesi evlilik konusunda baskı yapmış sahte evlilik yapması gerek bu iş bittiğinde ona sülük gibi yapışmayacak arkasını dönüp gidecek bir kız olması gerekmiş"
"Oda seni mi buldu? Dünya üzerinde kız kalmamış mı?"
"Cenk bir sene sonra benim o adamla işim bile olmaz mantıklı olan bu zaten"
"1 sene mi 1 sene o adamın karısı olacaksın birde delirmişsin"
Asıl deliren oydu ona bu hayattan kurtuldum diyorum artık özgürüm diyorum ama hala neler diyor
"Cenk ne yapmamı istersin hala eskort olup o iğrenç adamlar ile mi olayım? En azından birisi beni kurtarıyor"
"O ne demek? Ne demeye çalışıyorsun?"
"Sen ne yaptın bu zamana kadar bana beni sevdiğini söyledin bana harika davrandın beni mutlu ettin ama beni o hayattan çekmedin beni o adamlarla paylaşmaya devam ettin."
"Kızım sana ben yokluğumda başka adamlara gitme diye yetecek kadar para vermedim mi? Git o ite ver diye. Evet zamanında seni paylaştım belki aptallık ettim ama seni sevdim sonrası için çabaladım. Hayat o şerefsiz senetlerini vermemekte ne kadar ısrarıydı unuttun herhalde. Ben mahkum etmedim seni O hayata.
Gözlerim doldu doğru o mahkum etmedi ama kurtarmadı da
"Emir beni kurtardı şimdi ona borcumu ödeyeceğim."
"Onunla evlenmeni istemiyorum."
"Onunla olmayacağım korkma. Anlaşma yaptım zibinin teki tek isteği para babası parasını elinden almasın yeter. Beni ya da başka hiçbir şeyi umursayan ve beklentiye giren birisi değil."
"Girmeyeceği anlamına gelmez."
"O bana yardım etti bende ona edeceğim Cenk."
Masadaki peçeteliği devirdi
"Ne yaparsan yap. Sıktır git."
Öfkeyle kalktım masadan siktir git demek ne kadar kolaydı. Canım yanıyordu artık cafeden çıkarken hızlı adımlar ile yürümeye başladım nereye gittiğimi kime gittiğimi bilmeden o sıra kolumda hissettiğim el ile irkilip döndüm.
Ağlamam çoğaldı.
"Ne var?"
"Özür dilerim"
Sarıldı vana yüzüme öpücük kondurdu saçlarımı sevdi
"Özür dilerim düşüncesizlik ettim. Seni kırmak istemedim. Seni seviyorum Hayat"
Daha sıkı sarıldım ona kokusunu çektim içime
"Bende seni seviyorum hem de çok seviyorum"
"Hadi bana gidelim"
Kafa salladım benim ondan başka gidecek kimsem yoktu ki zaten. Benim evim oydu bu hayatta bana sahip çıkan ve insan gibi davranan tek adam oydu. İyi ya da kötü yanımda olması yetiyordu.
EMİR
Akşam annemle konuşurum diye eve geçtim babam beni görünce görmezden gelir tavrı ile annem de
"Oh benim güzel evlâdım hoşgeldin" diye karşıladı
Yemeğe yetişemedim ama yaptırdığı tatlıdan afiyetle yerken
"Anne bir şey söyleyeceğim sana."
Yanıma geldi o sıra babam salonda değildi avucunda tuttuğu parayı verdi elime
"Al annem bunu ben yarın veririm sana yine babana çaktırma"
Ah güzel annem gözünde hiç büyümedim bu kadının. Elini tuttun.
"Babam haklı anne"
"Haklı tabi evladım gidip gecelik kızlarla takılıyorsun ayıp annem babanda utanıyor."
Ya ben babama eskort bir gelin getireyim de görsün o
"Evet haklısın"
"Sude güzel kız yavrum saygılı hem de kabul et annem"
"Hayır anne ben yani yarın seni kız arkadaşım ile tanıştıracağım. Onun için geldim"
"Nasıl yani annem sevgilin mi var senin evlenecek mısın hani yoktu oğlum"
"Anne bir kız vardı görüşüyorduk zaten ama evlilik kafamda yoktu benim sonra babam baskı yapınca işleri ciddiyete döktüm."
"Ah şükürler olsun gelsin oğlum gelsin annem tamam."
"Babama henüz söyleme senin onayından geçerse babam ile de tanışır"
Annem sarılıp öptü beni o sıra babam girdi içeriye
"Hâlâ şımart şunu Yüksel ben artık bir şey demiyorum."
Annem ve babama iyi akşamlar dileyerek Yavuz'un yanına gittim ona olanlardan bahsedebilirdim tabi Asu'nun eskort olduğunu söylemeden. Bulunacağımız mekana gelince bodoslama
"Ee ne oldu lan başını belaya mi soktun o kadar parayı neden istedin?"
"Lazım oğlum lazım evlenecek kızı buldum ona vermem gerekti
"Oha uyanık önden para mı istedi?
"Evet ama diğer tüm istediklerimi kabul etti sözleşme imzalayacak dediğim her şeyi yapacak
"Ajanstan mi?"
"Yok ya şey benim gittiğim salondan
"Senin gittiğin salona bende gidiyorum oğlum kim kız?"
Hay ağzıma tüküreyim ben kimi kandırıyorum ulan çocukluktan beri bütün piçliklerimi bilen adamı mı? Neyse yine de ona bir eskort ile evlendiğimi söyleyemem.
"Tanımazsın ya pilates grubunda kız pek gelmiyor neyse işte kız kabul etti yarın annem ile tanışacak
"Off desene Yüksel Sultan gelin görecek iyi iyi tembihleseydin kızı aman ha düzgün davransın"
"Aklı başında bir kız merak etme sen. Bir sene sürecek sözleşme sonra o sağ ben selamet yolumuza bakarız."
"Hadi inşallah sahte yengem olacak desene
"Sus lan Funda'ya sahte falan deneyeceksin bakla ıslanmaz onun ağzında aman ha dışın tamam mı?"
"Tamam ya tamam bana güven."
"Sana pek güvenemiyorum ama neyse"
Bir şeyler içip eve gittim yarın güzel ve kusursuz olmalıydı. Yardın Asu'ya AMAN Hayat'a yeni bir gat almak lazımdı numarasını değiştirmesi en hayırlısı olurdu. Aptal kız bütün aldıklarını arabada unuttu birde yarın artık eve geçmeden giyinirdi. Sabah erkenden uyanıp hemen Hayat'ı aradım ilk çalışta açmayınca arabaya geçince ikinci kez aradım telefon açıldı
"Alo Hayat neredesin geleyim seni almaya?"
"Uyuyor Hayat ne için geleceksin?"
Bu kim ulan Cenk miydi? AH Hayat den neden açmıyorsun telefonu kimlerle muhattap ediyorsun beni.
"Görüşmemiz gerekiyordu Hayat ile bilgisi var"
O sıra Hayat'ın sesi duyuldu telefonu aldı
"Emir"
"Neredesin geleyim annem bekliyor?"
"Oğlum ben bu saatte pek uyanmam kalkamamışım tamam dur tamam toparlanaym hemen dün bıraktığın yerden alırsın"
O sıra arkadan adamın sesi geldi
"Ha Emir Cenk bırakacak beni ortak bir yerde buluşalım"
"İyi konum atarım oraya gelirsin"
"Tamamdır"
Konumu attım ona üzerini değiştirebileceği uzaklıkta durdum yarım saat geçmeden arabanın kapısı açıldı Hayat geldi
"Günaydın"
Gözleri şiş suratı şiş bu ne hal annemle tanışacak bugün insan az özen gösterir
"Duştan çıktığın gibi geldin herhalde bu halin ne kızım?"
"Ne var be halimde?"
"Elin yüzün şiş bu üzerindekini de çıkar dün aldıklarımızdan giy"
"Emredersiniz. Alla alla ya oğlum bak ben bu saatte kalkan birisi değilim dua et uyanabildim."
"Sorumsuz musun sen sana sabah hazır ol demiştim alarm kursaydın"
"Tamam ne tantana yaptın ben şimdi iki dakikaya hazır olurum."
Saçlarını topladı çantasından çıkardığı malzemeler ile biraz makyaj yaptı sonra arkadan aldığı torbadan çıkardığı kıyafeti gösterdi
"İyi mi bu?"
Kafa salladım. Bir an üzerindeki tek parça elbiseyi çıkardı. Ulan bi arabadan in deseydin falan yok ama pat diye çıkardı ben öyle bakakalınca
"Ne o sahteden utanma oyunumu oynayayım arabadan in diye oğlum iki gün önce seviştim şimdi klişe davranamayacağım kusura bakma"
Şöyle düşününce oda haklıydı.
"Bir şey demedik iyi hadi hazırsan gidelim"
Kafa salladı. Bu kızın bu rahatlığı korkutuyordu bela almıyorumdur umarım en iyi aday derken bizimkilere de böyle davranırsa babam bi anlarsa yanarım yanar beni Mısır'a sürer.
"Annem çok gelenekçi klasik bir annedir bana çok düşkün aman ha suyuna git olur mu ona kendini sevdiremezsen biteriz"
"Tamam anladım kaleyi ıçten fethet diyorsun."
"Hah aynen öyle. Saf masum görünsen yeter"
Cevap vermedi çevirdim kafamı baktım yola bakıyor bir cevap verir insan
"Çok büyük bir bok yiyoruz bak Emir bana yardım ettin diye elimden gelen yaparım ama akıl işi değil bilesin. Bak eskort olduğumu biz öğrenirlerse seni mahvederler.
"Sen eskort değilsin artık bir şey olmaz sen korkma."
Cevap vermedi kapının önüne gelince dışarıdan eve baktı
"Oha sizin mi burası amma büyük"
"Bizim ilk kez görmüş gibi tepki verme annemin yanında da"
"İlk kez gördüm alla alla"
"Tamam tamam hadi."
Elimi uzattım önce bana sonra elime baktı ama tuttu elimi .
"Annenin adı ne?
"Yüksel"
Kapıyı çaldık Büşra kapıyı açınca annem de arkasında gözüktü
"Ah paşam hoş geldiniz"
Paşam deyince Hayat kıkırdadı ah anne ah 28 yaşıma geldim hala paşa diyorsun
"Annem." Sarılıp öptüm sonra Hayat'a döndü annem
Hayat anneme gülümsedi
"Merhaba efendim." Eğilip annemin elini öptü annem gülümsedi
"Nasılınız Yüksel Teyze. Teyze dedim ama rahatsız olmazsınız değil mi?"
"Ah yok kızım çok sevinirim. İyiyim güzel kızım. Senin adın ne?
O sıra ben "Asu"oda "Hayat"dedi annem garip garip baktı.
"Asu mu Hayat mi?"
Hayat bana baktı sonra anneme döndü.İçeriye doğru geçerken
"Her ikisi Asu'yu kullanmam pek genellikle Hayat"
Elini tuttu annem "İki isminde pek güzel kızım.
"Teşekkür ederim"
Kahvaltı masasına geçtik annem envai çeşit hazırlatmış Hayat yanağına hepsinden koyarken bu kızın iştahı beni şoka uğratıyordu.
"Gözleme enfes olmuş elinize sağlık:
"Ben yapmadım ama afiyet olsun kızım."
"Teşekkür ederim. Babaannemde yapardı hele ıspanaklıyı bir yapardı ki enfes olurdu."
"Babannem mi var aa ne güzel"
"Sizlere ömür üç yıl önce kaybettim."
"Başın sağolsun kızım'
"Allah razı olsun sağolun."
Biraz daha annemle sohbet ettiler iyi gidiyordu ben pek dahil olmuyordum.
"Ee oğluşum nasıl tanıştınız bakalım."
Elimi tuttum Hayat'ın gülümsedi.
"Spor salonunda önceden tanışıklık zaten ama ben pek pas vermedim Hayat'a başlarda"
Hayat hiddetle döndü bana baktı. Kaşları Çatıldı ben bıyık altından gülüyordum
"Aa Emir denir mi öyle şey"
"Yok yok haklı baya koştum peşinden çevresinde O kadar hoş güzel kültürlü insanlar varken beni tercih etmesi pek olası değildi"
Al işte sanki kendisini küçük görsün diye dedim..,
"Yok canım haksızlık etme gayet mükemmel birisin"
Gülümsedi
"Ne iş yapıyorsun kızım?
Göz göze geldik o an bunu konuşmadık hiç konuşmadık hem de ne iş yapıyor diyecektik Alllah kahretsin ya ben tam bir şey diyecekken
"Okul öncesi öğretmeniyim ben "
Hah bravo aptal kız başka meslek bulamadın sanki kasiyer satış elemanı bir şey deseydin öğretmenim ne demek.
"Ay maşallah ne güzel. Çocuklarla aran iyi yanı"
Kafa salladı."Bayılırım."
"Harika. Ailen nerede kızım ne iş yapıyorlar"
"Kimsem Yok annem ve babam küçükken ölmüş babannem büyüttü oda üç sene önce öldü dediğim gibi"
"Ay çok üzüldüm evlâdım ama maşallah bak ne güzel yetiştirmişsin kendini bu günlere gelmişsin çok güzel tahsil yapmışsın. Bir başına güçlü olmuşsun kızım"
Ah ah anne kız eskort güçlü falan değil ama neyse ben sana sorarım küçük yalancı
"Ee paşam sen anlat biraz da pek suskunsun utandın mi?"
"Yok anne ne utanması ya biz Hayat ile çok yeniyiz daha zaten. Birbirimizi tanıma evresinde babamın baskısını biliyorsun bende rica ettim şirinle tanışsın en azından diye"
"En kısa zamanda baban ile de tanışsın"
"Yok Hayatın işleri biraz yoğun şuan o yüzden sıkıştırmayalım kızı."
"Haa tamam oğlum çok açmayın arayı. Büşra kahve yap bize"
Büşra kahveleri yaparken annemde telefon çalınca salondan çıktı
"Kızım sen deli misin ne demeye öğretmenin diyorsun"
"Ne diyorsun sen be. Çekil basımdan"
"Tezgahtarım falan deseydin"
"Aa pinokyo kusura bakma senin kadar profesyonel değilim
"Pinokyo mu ben miyim pinokyo asıl sensin"
Annem gelince sustuk kahveler geldi hızlıca kahveleri içtik
"Biz kalkalım anne"
"Ay otursaydınız keşke"
"Gidelim biz tanıştığıma ık memnun oldum efendim en kısa zamanda görüşmek üzere."
Hayat önden çıkarken anem eliyle süper işareti yaptı oh iyi iyi beğendi çok şükür arabaya geçince öfkeyle
"Kızım sen manyak mısın ha?"
"Bağırma ulan bana. Ne diyorsun ne yaptık"
"Bana ulan deyip durma öğretmenim niye diyorsun sen söyleyecek yalan mi kalmadı?
"Ne o öğretmenliği yakıştıramadın mi bana?
"Kızım saçma sapan konuşma. Yetenek gerektirmeyen bilgi gerektirmeyen bir meslek söyleseydin"
"Eskortum deseydim o zaman"
"Hayaaaat"
"Bana bağırma dedim. Öğretmenim ulan ben ne bok yemeye yalan söyleyeyim. Gayette üniversiteyi bitirdim"
"Nasıl ya ama sen?"
Gözleri dolmuş öfkeyle bağırırken
"Ha değil mi nasılsa fahişeyim ben kim öğretmenlik kim. Babannem sayesinde okudum mezun oldum babannem ölene kadar orosbu değildim sıradan bir kızdım tamam mı? Ailem vardı beni seven birisi vardı öğretmen olacaktım ben kadere bak orosbu olduk işte"
"Tamam kusura bakma
"Ne bakacağım ulan kusura durdur şunu ineceğim ben"
"Kızım saçmalama tamam konuşalım işte"
"Konuşacak bir şey yok işte iyi annenle tanıştık yaptık kahvaltımızı"
"Hayat özür dilerim tamam"
"Ya dileme durdur şu arabayı."
Ben arabayı durdurunca öfkeyle indi.
"Bir daha bana sakın bağırma. Kölen değilim senin unutma bende sana yardım ediyorum. İş ortağıyız. Sahibim değilsin." Dedi kapıyı çarpıp yürümeye başladı.