RÂYİHA

由 -s0nay

2.2K 465 850

"Efendim, düşünün ben gökyüzünde bir Bulutum, çocukluğumu unuttum. " "Efendim düşünün Siz çocuktunuz, uçurtma... 更多

"BİRİNCİ MEKTUP"
"İKİNCİ MEKTUP"
"ÜÇÜNCÜ MEKTUP"
"DÖRDÜNCÜ MEKTUP"
"BEŞİNCİ MEKTUP"
"ALTINCI MEKTUP"
"YEDİNCİ MEKTUP"
"SEKİZİNCİ MEKTUP"
"DOKUZUNCU MEKTUP"
"ONUNCU MEKTUP"
"ON BİRİNCİ MEKTUP"
"ON İKİNCİ MEKTUP"
"ON ÜÇÜNCÜ MEKTUP"
"ON DÖRDÜNCÜ MEKTUP"
"ON ALTINCI MEKTUP"
"ON YEDİNCİ MEKTUP"
"ON SEKİZİNCİ MEKTUP"
"ON DOKUZUNCU MEKTUP"
"YİRMİNCİ MEKTUP"
"YİRMİ BİRİNCİ MEKTUP"
"YİRMİ İKİNCİ MEKTUP"

"ON BEŞİNCİ MEKTUP"

44 13 16
由 -s0nay

Pazartesi.

Sevgili Yusuf.

Beyaz bir sayfaya yazmıyorum mektuplarımı artık. Sararmış, tozlanmış eski sayfaların üzerine karalıyorum. Lakin biliyorum ki, adını yazdığım her bir satır da bir ışık düşecek sararmış kağıtlarıma ve ben tam o sen açan ışığın üzerinde kuratacağım çiçeklerimi.

Bir insanın elleri bir Adı yazdıktan sonra titrer mi? Âh affet lütfen Ad dedim lakin hiçbir zaman bir Ad olmadın sen. Evim oldun, kalbim oldun, şiirim oldun. Kimsesizim oldun, Çiçeklerim oldun. Bazen serseri çocuğum oldun, bazen avuçlarımı açamama sebebim oldun, Bazen menekşem, bazen mektuplarım da yaşayan sen oldun ama asla sadece bir Ad olmadın.

Yusuf, sana denizi kurutan o deniz kızını anlatacağım. Sana suları deniz suyundan değil, yara kuyusundan olan o kız çocuğunu anlatacağım. Sana insanın kendi elleriyle doldurduğu kuyusunda da nasıl boğulur onu anlatacağım. Sana boğulduğu o sular da nasıl dans ettiğini anlatacağım.

Âh O gün nasıl bir gündü? Ellerim titriyordu, ayaklarım tutmuyor beni taşıyamıyordu. İçim bir yangının iniydi ve şeytan sol tarafında dans ediyor her bir vuruşunda solum yanıyordu.

Bak bil diye ben yaramı ağrıtarak sana anlatıyorum iki gözüm. Yok, hayır. Sorun değil asla bu. Sana değer.

Yusuf yine çiçeklerimi sularken bir kadın girmişti içeriye. Saçları dağınık, üzeri ıslak. Sanki bir fırtınanın içinden çıkmıştı ve ilk adım attığı yer burasıydı. Gözleri maviydi ama kalp gibi bakıyordu o kadar kırmızı ve yaralı görünüyordu ki, ellerim kalbime götürmüş, korku ile bakıyordum. O an kalbim acımaya başladı. Babamın suratında ki mahvolmuşluğa, ellerinde ki titremeye anlam vermemiştim asla.

Ne zaman o kadının yanına gittim hatırlamıyorum. İçimden engel olamadığım bir his ile avuçlarını tutmuştum o kadar soğuktu ki Yusuf. Benim avuçlarımdan bile soğuktu. O kadın nasıl irkildi ve anında gözleri babamın gözlerini buldu bir saniye içinde oldu farkında bile değildim. Karşımda bir enkaz vardı ve birazdan o enkaz altında kalacağımı, o duvarların beni ardında bırakacağını bilmiyordum.

İlk konuşma gayretini ben göstermiştim. 'İyi misiniz hanımefendi?' âh zaten iyi olmadığını gördüğümüz birine 'iyi misin?' Diye sormak asla doğru değildi. 'Biraz dinlenin lütfen' denilebilirdi. Lakin söylemedim. Başını iki yana salladı. 'Afedersiniz, iyiyim' yusuf, Öyle bir bakıyordu ki, yırtılmış, atılmış sayfaları eksik olan o kitabın içinde ki  hayatını değiştirecek o cümle gibi bakıyordu. Biraz sevilmemiş, biraz da anlaşılamamış gibi'

Babamı hiç sorma Yusuf. Biliyorum konuşabilse o an asla susmazdı ama konuşamadı. O kadın babama baktı, yüzüne baktı gözlerine baktı ve gözleri doldu. Bana baktı, daha doğrusu bakamadı. Neden ki, neden bakamadı.

O an bir şey oldu. Babam ağladı. Bir dağın bir tek yaşla yıkıldığını gördüm o an. Bir yaşın, babamı nasıl devirdiğini ve nasıl ayağa kalkamadığını gördüm. O kadar çok korktum ki Yusuf, kalbi bu defa bir yara gibi konacak diye omuzlarıma çok korktum. Ben bir meleğin kanatlarını taşıyamayacak kadar yük bindirdim omuzlarıma. Yusuf, Omuzumda ki yük ağır gelmeye başladığı an da bir tek kanatlarımı indirdim ben omuzlarımdan.

Ben babamın dizlerinin önünde çökmüş, ağlayarak bakıyordum, o an ne olduğunu asla kavrayamıyordum. Ta ki o kadının, babamın dizlerinin önünde ağlayarak çöktüğü ana kadar hiç bir şey anlamadım ben.

O kadın babamın ellerini aldı avuçlarına, çantasından bir kitap çıkardı ve avuçlarına verdi. Babamın gözleri artık boşlukta değildi, o kadının üzerindeydi. O kadar çok ağladı ki ve o kadar çok ağlattı ki beni ve o kadar çok ağladı ki o kadın, Denizin ortasında değildik ama deniz vardı aramızda.

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ve o süreden sonra o kadın şunu söyledi. 'Yırttığım o kitabın sayfalarını birleştirip ben geldim. Sonu yok, lakin sonunu yaşamaya geldim' nefes aldı ve tekrar konuştu. 'Sevgili kızım, Babanı sustuklarından, bizim için konuşmaya geldim.'

Ve babamın ağzından bir tek kelime çıktı. Kısık, sessiz ve yok gibi ama duydum. 'Deniz' Ve ben o an anladım Annemin dizlerinin üzerinde tam da olduğu yerde bizi devirdiğini, kalktığımız o kaldırım kenarın da tekrar diz çöktüreceğini.

Şimdi ben bir Deniz kızıyım. Sularım kuru, gözyaşlarım akar. Ben o susuz deniz de yüzerdim lakin kulaçlarım yamalı bir hırka gibi, çekemez beni yukarıya.

Şimdi ben bir deniz kızıyım, yaram derin. Saçlarımın örgüleri bozulmuş. bilirim kesilmiş, saçlarımı ördüğün o ellerin.

Şimdi ben deniz kızıyım. Annem beni hiç kurtarmadı sularından. Annem sadece bana şunu söyledi. 'Sular sizin, ağlarız o kayalıklar geceleri derin'

Ağladım Yusuf, ben o güne kadar Annesizliğime hiç ağlamamıştım. Çünkü Annem hep vardı rüyalarımda, severdi beni. O an Annem yanımdaydı lakin ben Annesizliğime ağladım.

Yusuf. Ben bir Deniz kızıyım. Her oyuğum da, biraz daha doluyor kan ile.

Gözyaşlarım temizlerdi kanlarımı. Lakin ben Deniz'in kızıyım.

Ben Annemin kızıyım. Durmaz bu kan, bu yara kuyusu.

Şimdi ben bu yaranın üzerinde dans ediyor da olsam, biliyorum ki bastığım zemin yaralı evimdir benim. Unutma, benim yaralarım da herkesten biraz var. Sen yaramın evisin. Bundan dolayıdır ki hepsini senin çatın altında topluyorum.

Sende bir yaramı daha oydum Yusuf. Kızma bana ne olursun. Şimdi satırlarımı bırakıyorum burada. Sana çiçeklerinin içinden bir kelime bahşetmek isterim.

Beni unutma ama kalbinde Umut olur mu?

Bizim için.

On beşinci mektup, on beşinci oyuk. Olmayanın hatırasına. On altıncı mektup, boş odada yanıp sönen o lambadadır.

İyi bakın kendinize efendim.

继续阅读

You'll Also Like

2.8K 29 20
En büyük isteği iyi bir doktor olmakken bir adamın saplantısı yüzünden o adamla evlenmek zorunda kalan Bahar ve ona saplantılı olan Ozan
4.3K 315 9
ASKER&GERÇEK AİLEM KURGUSUDUR... ... ... ... Bir kadın düşünün, ailesi tarafından sevilmeyen, ailesi tarafından şiddete maruz kalan, ailesi tarafınd...
Leyla| +18 由 ...

非小说类

206K 2.3K 23
Hoca: O minik ıslak deliğini öyle bir becereceğim ki Hoca: Acı ve zevki aynı anda tadacaksın minik şeytan Hoca: Ondan sonra bırak yürümeyi Hoca: Otur...
Süveyda 由 ~cansu~

非小说类

1.2K 179 14
Hayaller... Bir insanın dünyası hayal kurdukça güzelleşir. Tıpkı benim dünyamın güzelleştiği gibi. Karanlık bir odada küçücük bir delikten sızan gün...