GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈2/G⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈G /21⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /25⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 37/G ⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈 G /40⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈 16/G ⭐

12.4K 550 34
By kmsrl78

Medya:Gökkuşağı'nın giydiği elbise...
Keyifli okumalar...

Gökkuşağı Yıldız

"İkra son olarak şunları paketler misin?"

"Off niye dünden paketlemedin ki?"

"Ya o zaman taze olmazdı... Bir sürü insan gelicek, herşeyi güzel olup ikramlıkları kötü mü oldu desinler?"

"Demesinler tabi ama giyinmek için geç kalacağız."

"Kalmayız bak son bu."

İkra kafasını sallayıp çıktı. Paketleri almaya Mario gelmişti. Bende elimdeki son kutuyla mutfaktan çıktım.

"Hoşgeldin Mario."

"Hoşbuldum bella... Muhteşem bir kafen var, burada saatlerce oturmak için sabırsızlanıyorum."

"Ah her zaman beklerim... Gitmeden gelmelisin."

"Tabiki de"

O sırada içeri koşturarak gelen Dicle vardı.

"Geç kalmadık dime? Bir an hiç yetişemicem sandım."

"Hayır canım daha var."

Dicle derin bir nefes aldığında başını Mario'ya çevirdi.

"Biz tanışmadık sanırım Mario ben."

Mario yarım Türkçesiyle o kadar tatlı oluyordu ki yanaklarını sıkasınız geliyordu.

"Bende Dicle." diyerek bana döndü.

"Martin'in yakın arkadaşı."

"Yaa öyle mi ne güzel."

Dicle kocaman gülümsemişti. Mario ise hiç çekinmeden Dicle'ye bakıyordu. Gülümsememi sakladım ve başka tarafa baktım.

"Hadi bütün kutular bitti eve gidip hazırlanalım." diyen İkra oldu.

Hepimiz onaylandıktan sonra kafeyi Aslı ve Bora'ya teslim ettim. Akşam yedide sergi açılışı olacaktı ve şuan saat ikiydi.

Son 4 gün içerisinde pek bir şey olmamıştı. Martin işleri ile ilgilenmişti. Bir kaç kere kafeye yanıma uğramıştı. Çok görüşememiştik. Ben ise bu sıralar dışarıdan gelen siparişlerle de çok yoğundum. Ama hiç şikayetçi değildim.

"Bu kadar acele etmemize ne gerek var gerçekten anlamıyorum."

"Üç kişiyiz ve bu üç kişi akşama kadar anca hazırlanırız."

"Abartmıyor musun İkra?"

"Hayır tabiki de hem akşam Berk'de gelicekmiş."

"Ha senin bu telaşının sebebi belli."diyerek güldü Dicle.

" Yani siz güzel görünmek istemiyor musunuz?..hem Mario'nun sana nasıl baktığını gördüm. "

" Nasıl bakıyor acaba? Adamla 2 dakika yan yana geldik nasıl böyle anlamlar çıkarıyorsun?"

"O 2 dakika adam seni varya üf üfff. "  diyerek elini salladı İkra. Buna kahkaha atmıştım. Çünkü bu konuda haklıydı.

"Saçmalama be... Zaten adam sergiden sonra gider."

"Üzülme canım belki onu durduran birileri olur."

Dicle, İkra ile uğraşamayacağını anladıktan sonra arkada ellerini bağlayıp oturdu. Evin önüne arabayı park ettikten sonra hızla indim. Yağmur çok yağıyordu. Kızları beklemeden binaya girdiğimde bana sövdüklerine emindim. Ama ıslanmayı hiç sevmezdim ki...

"Şimdik görev dağılımı yapıyoruz... Gökkuşağı banyo yapıyorsun o sırada ben saçlarımız için malzemeleri çıkarıyorum, Dicle sen atıştırmalık bir şeyler yap... Sonra ben banyoya girerim."

"Sonra?"

"Yemekten sonrasına bakarız."

Hepimiz İkra'nın dediği gibi yapmıştık. Ben bornozumla mutfağa girdiğim de Dicle masayı kuruyordu.

"Benim kadar iyi olmasanda güzel iş çıkarmışsın."

"Herkesin kendi yeteneği var tatlım, sende insan üzerinde dikiş atamazsın."

Dediğiyle yüzümü buruşturdum. Çünkü beni kan tutardı,küçücük yaraya bile bakamazdım.

İkra da banyodan çıkınca yemek yemiştik sonra ise Dicle banyoya girmişti. Bu sırada ben biraz yavrularımla ilgilenmiş ve yemeklerini vermiştim. Daha sonra ise akşam takacağım çantanın içine eşyalarımı doldurmuştum. Dicle banyodan çıkınca İkra yine görev dağılımı yaptı.

"Dicle sen makyajları yapacaksın, ben saçları ve sen Gökkuşağı ojelerimizi sür."

"Hep bu görev bana kalıyor ama."

"Ne yapalım yani aramızda en iyi süren sensin." diyince yüzümü buruşturdum ve oje setimin başına geçtim. Oje takıntım vardı ve hiç kullanmayacağım renkleri bile alırdım. Setin başına geçip kendi elbiseme uygun toz pembe bir oje aldım.

"Kızlar siz hangi renk istiyorsunuz?"

"Ben sadece parlatıcı süreceğim." dedi Dicle.

"Benim ki mat kırmızı olsun."

Onların istedikleri renkleride alıp yanlarına ilerledim.

"İlk önce Dicle'den başlayalım."

Sırayla birbirimize istediklerimizi yapmıştık. En son saat altıyı gösterdiğinde kızlara seslendim.

"Kızlar anca gideriz hadi çıkalım."

O sırada telefonuma mesaj gelmişti.

"Seni evden almak isterdim ama son kontrolleri yapıyorum..."

Mesajı atan Martin'di. Beni düşünmesine sevinmiştim. Yüzümde gülücükler çıkarken bana seslenen Dicle'ye döndüm.

"Hayırdır kız kimden mesaj?"

"Martin'den."

Kızlar bana imalı bir şekilde bakarken gözlerimi onlardan çekip telefona döndüm.

"Önemli değil, bizde şimdi çıkıyoruz." mesajı gönderdikten sonra siyah uzun kabanıma uzanıp kapının önünde krem rengi stilettolarımı giydim.

"Onlarla araba kullanabilecek misin?"

Hepimizin bakışları 12 santimlik topuklularıma kaydı.

"Umarım kullanabilirim." diyerek gülümsedim.Çantamı da koluma takarak kapıyı kilitledim ve apartmandan çıktık.

"Kızlar ben heyecan yaptım." diyen arkada ki İkra idi.

"Neden ki?" diye umursamazca sordu Dicle.

"Ya şimdi biz Berk'le yeniyiz ya daha önce okul dışında bir iki kere görüştük. Ama hiç böyle süslenmemiştim."

"Tüm endişen bu mu?"

"Evet bu... Beğenir mi?"

"Gayet güzel oldun İkra için rahat olsun." diyerek onu yatıştırmaya çalıştım. Çünkü gayet güzel olmuştu. İnce askılı gelen derin göğüs dekolteli bir elbise giymişti. Dizinden 2, 3 karış yukarıdaydı. Vucüduna tam oturuyordu. Onu böyleyken beğenmiyecek kişiden şüphe ederdim.

Dicle ise sak mavisi kadife bir elbise seçmişti. Uzun kollu  göğüs kısmında birde omuz kısımlarında küçük pencere detaylar vardı. O da çok güzel olmuştu.

"Harikayız kızlar bu gece bizim."

"Martin'in.."

"Ve senin Gökkuşağı." diyerek devam etti Dicle. Ona gülümseyip önüme döndüm ve 45 dakikalık yolda müziğin sesiyle devam ettik. Arabayı uygun yere park ettiğim de sergi yerinden piyano sesi yükseliyordu.

"Bu kadar kişinin gelebileceğini tahmin etmezdim." diye mırıldandı İkra.

"Daha sergi gecesindeyiz birde." diye onayladım.

"Yaa ben heyecan yaptım." diyen İkra'ya güldüm. Ve içeri geçtik. Kapı da duran bir görevli vardı.

"Hoşgeldiniz... Kabanlarınızı alayım isterseniz."

Kabanlarımızı çıkarıp görevliye uzattık. Gözlerim her yerde dolaşıyordu. Her yer ışıklandırma olmuştu. Resimler duvarlarda yer alıyordu. Ve özellikle resimlerin altında ve üstünde parlak ışıklandırmalar vardı. Genel olarak yuvarlak, yüksek masalar vardı.

"Kızlar... Çok güzel görünüyorsunuz." diyerek yanımıza gelen Mario'ya çevirdim bakışlarımı.

"Teşekkür ederiz." dedim.

"Nasıl ortam ama?"

"Muhteşem!" diyerek cevapladı Dicle.

Gözlerim Martin'i ararken Mario bunu farketmiş gibi muzip bir bakışla bana döndü.

"Martin birazdan gelecektir, lütfen bir masaya geçin."

"Şey teşekkür ederim." utanarak mırıldandığım cümleden sonra köşede duran masaya ilerledim.

Sergi gecesi olduğu için belirli insanlar gelecekti, diğer günlerde ise herkes gelebilecekti. Her  yerde şık kadınlar ve şık adamlar vardı.

" Gökkuşağı seninle karşılaşmak ne kadar güzel." adımı duyduğumda kafamı kaldırdım ve buranın sahibi Mina Kesen'i gördüm.

"Ya evet, şaşırılacak bir şey değil." diyerek sona doğru mırıldandım.

"Martin nerede göremedim."

Senin Martin'e diye içimden söverken kızların bakışlarını gördüm. Sorun yok dercesine gülümseyip Mina'ya baktım.

"Bir sorun mu var, neden baktın?"

"Yok hayır bir sorun yok. Sadece tebrik etmek istemiştim. Ne kadar başarılı dime?.. Şurada ki resime bayıldım." diyerek benim çizdiğim resimi gösterdi.

"Gerçi diğer resimlerine baktım farklı bir imza daha var. Kiminle birlikte yaptıysa gerçekten çok başarılı olmalı."

"Evet çok güzel." diyerek gülümsedim. Başka bir şey demedim. O sırada bize doğru yaklaşan Martin gözüme çarptı. Tamamen siyahlara bürünmüştü. Siyah boğazlı  kazak giymiş, siyah kot pantolon ve üstüne de siyah bir ceket giymişti. Taktığı uzun kolye ve bileğinde ki bir kaç aksesuarla aşırı uyumlu olmuştu.

"Hoşgeldiniz hanımlar." dedi.

"Hoşbulduk." diyerek kendini öne atan Mina'ya keskin bakışlarımı atmıştım. Martin bir tek elini uzatıp.

"Seni burada görmek ne güzel." diyerek el sıkıştılar. Sonra bana döndü Martin.

"Çok güzel olmuşsun." diyerek tek elini belime sardı ve sarıldı. Ben şuan şok geçirme aşamasındaydım sanırım.

Bizim kızların gülümsemelerini zor tuttuğunu görüyordum. Bende bir elimi omzuna sardım ve kulağına yaklaştım.

"Sen de çok iyisin." geri çekildiğimiz de bana tebessümle bakıyordu. Son dakika da aklıma gelenle Martin'in kolundan tuttum.

"Biz 2 dakika özel bir şey konuşalım mı?" dediğim de Martin bana şaşkınca baktı.

"Tabi konuşalım."

Herkesten uzak bir ortama geçtiğimizde Martin'e bir adım yaklaştım ve başımı kaldırdım. Ay böyle çok mu yakın olmuştuk.

"Bir sıkıntı mı var?"

"Berk gelecekmiş."

"Evet Leyla'da gelecek."

"Ya ne güzel!..Martin onlar bizi evli olarak biliyor, benim arkadaşlarım bilmiyor. Yani bu durumda söylediğin yalan ortaya çıkacak."

"Haklısın."

"Çok sakinsin."

Martin bana bir adım daha yaklaşarak ellerini omuzlarıma koydu.

"Sende sakin ol... Çünkü bu durumu bugünden itibaren kaldırıyorum."

"Nasıl yani?"

"Şöyle yani, bugün her ikisine de böyle bir şey olmadığını söyleyeceğim."

Bu durum beni bir nebze üzse de, tabi ki herhangi bir söz konusu olmayacaktı.

"Peki sen bilirsin." diyerek mırıldandım.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim... Bu arada tebrik ederim her şey çok güzel gözüküyor."

"Teşekkür ederim." diyerek mırıldandı ve kolunda ki saate baktı.

"Sanırım açılış zamanı geldi."

Kafamı sallayıp arkamı döndüm. Tam yanımdan gelen Martin'in sözleriyle duraksadım.

"Konuşma yapacağım, yanımda olur musun?"

.....
Bir bölüm sonu daha...
Herkesin merakla beklediği o sergi de neler olacak?
Martin hislerini daha da belli mi ediyor acaba?
Gökkuşağı bu duruma ne yapacak?

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Teşekkür ederim.
Takipte kalın.
Sevgiyle kalın. 🌈♥️

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 45.9K 14
Hansa Kozcu &Fatih Haznedar 🌹 BERDEL/AŞİRET KURGUSUDUR YALNIZ BİLDİĞİNİZ BERDEL HİKAYELERİNDEN DEĞİLDİR. ŞİDDET VE ZORLAMA TARZI ŞEYLER YOK [Başlama...
22.1M 900K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
323K 18.9K 6
Nisa'nın bir iş çıkışı durakta otobüs beklerken eski eşini kanlar içinde görmesi ile hikayeleri tekrardan başlar... Yanlışlıkla olan "tesadüfler" baz...
1.8M 80.1K 63
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...