Rüya (Kitap Oldu)

By Ezelalkaymaz

14.6K 757 367

"SAÇMALIK."diye bağırdı Akın. Söylememeliydim işte. Henüz tam iyileşmemişken ona bunu söylememeliydim. "Rüya... More

TANITIM
Rüyanın Başlangıcı
Duymadığım İsim
Alışılmışın Dışı
Kötü Hisler
Uyanmam Gerek
Karmakarışık İşler
Korkunç Korku
İstenmeyen His
Umulmadık Heyecan
Sonsuz Dostluk
Yeni Başlangıçlar
Kuvvetli İnanç
Kendin Ol
Fazla Mutlu
İstenmeyen Duygular
Yeniden Uyanış
Karışık Düşünceler
İmkansız Hayatlar
Güçsüzlükten Alınan Güç
Yemin
Kafa Ev
Sana Aşığım
Yıldız Olacaksın
Baba
Ruhumdaki Yankı
Gökyüzündeki Yıldızlar
Geçici Veda
Bir Mucize Olsun
RÜYA KİTAP OLUYOR
Son
Veda

Huzuru Aramak

542 29 5
By Ezelalkaymaz



Tutkunun seni götürdüğü yere git...

-Anne With An E


Bölüm 5

Acı feryatların dökülmesi gereken yer hastane koridorları iken onlar yolunu şaşırmış gibi kalbimde yankılanıyordu. Yoğun bakım ünitesinin olduğu koridorun boş oluşu beni sakinleştirmek yerine kahrediyordu.

Neredeydi sevenleri bu çocuğun?
Neredeydi ona değer verenler ?
Neredeydi onu gözünden sakındığını iddia edenler?
Hiç biri yoktu. Söze gelince her şey kolaydı. Biz kendimizi yüceltecek şeyler söyleriz,bu kolay. Ama iş söyleneni yapmaya gelince herkes inine çekiliyordu.

En önemlisi ailesi neredeydi? Yoktu hiç biri. Çok küçükken reddetmişlerdi Akın'ı.

Lise başlangıcıydı. Okullar açılalı henüz bir ay olmuştu. Ben ve Akın o zamanlar tanışmıyorduk. Normal bir devlet okulunda okuyorduk. Sınıfımızda yüksek gelirli bir ailenin şımarık bir kızı vardı. İstediği her şeyi elde edebileceğini sanan tiplerdendi.

Bir gün müdür ders esnasında sınıfa geldi. Akın'ı da alıp çıktı. Çok değil on beş dakika sonra Akın sınıfa geri döndü ve eşyalarını toplayıp çıktı.

Herkes merakla bakarken ben de dayanamayıp arkasından çıkmıştım.

Ona yetişip kolunu tuttuğumda korkmuş gözlerini bana çevirdi.

"İftira."dedi büyük bir korku ile.
"Sakin ol. Ne oldu anlat bana."

"O-o bana iftira atıyor. Ben ona dokunmadım,bilekliğini de çalmadım. Yapmadım ben bir şey."

Ertesi gün Akın sakinleşince onunla yeniden konuşmaya çalıştım. Sınıfın şımarık kızı Gözde Akın'ın zorla onu taciz ettiğini ve pırlanta bilekliğini çaldığını iddia etmişti. Yıllar önce babasının terkettiği Akın'ın sığınacak tek limanı annesiydi. Onun da akli dengesi babasının gidişinden sonra bozulmuştu. Artık Akın'a bakamayacağını iddia etmiş ve evden gitmesini söylemişti.

İkimiz de okullarımızı değiştirdik. Ama hiç bir şekilde olayın peşini bırakmadık. Aslında Gözde sevgilisi ile beraber olmuştu. Çok sıkıştığını ve paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen sevgilisine de bilekliğini vermişti. Sevgilisi ise o günden sonra ortadan kaybolmuştu. Muhtemelen bunu yaptığı ilk kız Gözde değildi. Adamın yaşı Gözde'ye göre oldukça büyüktü.
Olay kısa bir süre sonra ortaya çıktı zaten. Gözde ve ailesi Akın'dan defalarca özür dilemiş ,tüm eğitim masraflarını karşılama sözü vermişlerdi. Fakat Akın özürü kabul etmekten öteye gitmedi.

Beni düşüncelerimden ayıran şey koridorun başındaki ses oldu. Bir kaç ayak sesi hızla yükseldi. Oraya baktığımda Ayça , Mehmet,Serkan ve Okan bana doğru geliyordu. Serkan'a ben haber vermiştim. Muhtemelen o da diğerlerine haber vermiş.

"Akın nasıl? İyi değil mi iyileşecek?"

"Tabi ki iyileşecek oğlum. Sevmez o hastane kokusunu zaten. Bekle birazdan gelir kendine."dedi Serkan.

Bir süre baktık birbirimize. Sonra bakışlarım Ayça'ya kaydı. Gözlerim doldu ama ağlamak istemedim. Ağlamamalıydım.

Ayça bana doğru geldi ve minik kollarını bedenime sardı. Tuttuğum gözyaşları yanağıma doğru firar ederken kendimi durdurmak için çabalamadım.

Kendime geldiğimde gözyaşlarımı sildim.

Herkes bir tarafa oturmuş doktordan gelecek olan haberi bekliyordu.

Sandalyede Mehmet ve Okan oturduğu için ben de hastanenin sert ve soğuk zeminine oturdum. Kafamı arkamdaki duvara yasladım ve ben de beklemeye başladım.

Ayça ise bir kaç volta attıktan sonra o da benim yanıma çöktü.

Bir süre kimse konuşmadı. Ardından Akın'ın kaldığı odanın kapısı açıldı ve doktor çıktı. Hepimiz ayaklandık ve hızla doktorun yanına gittik.

"Doktor bey durumu nasıl?"

Herkesin aklındaki soruyu soran Mehmet'ti.

Doktor maskesini çıkardı önce.
"Endişe etmenize gerek yok çocuklar. Arkadaşınız gayet iyi. Bir kaç kaburga kırığı var. Bizi en çok endişelendiren şey omurilik zedelenmesiydi. Bunun olması felce yol açabilirdi.Neyse ki onu da sağ salim atlattık. Sadece bir kaç gün müşahede altında tutup ardınan taburcu edeceğiz.  Çok geçmiş olsun."

Doktor yanımızdan ayrılır ayrılmaz herkes sevinçten birbirine sarılmaya başladı.

Serkan koridordan geçen bir kaç kişiyi tutup "Kardeşim iyileşecek biliyor musunuz?"dedi. Serkan'ın bu tepkisine şaşırsalar bile Allah şifa versin diye geçiştirip Serkan'dan hızla uzaklaşıyorlardı.


Saat gece yarısını geçiyordu. Herkes hala Akın'ın odasının önünde bekliyordu. Okan elinde bir tepsi bardak ile geldi ve herkese dağıttı.

Ama o kadar çok yorgun ve yıpranmıştım ki kahvenin beni ayakta tutabileceğini sanmıyordum.

Bir an Ayça'nın ortalıkta görünmediğini farkettim. Acaba eve mi gitmiş diye düşündüm. Ama o koridorun başında belirdi. Hızla yanıma geldi.

"Hadi kalk. Senin için bir oda hazırlattım. Çok yorgunsun biraz dinlenmen iyi olur."

Bu teklife asla hayır diyemezdim. Ama o esnada aklıma Akın geldi. Ya burda yalnız kalırsa ? Ya uyanırsa ?

"Peki ya Akın uya..."

"Akın uyanırsa söz haber vereceğiz. Ya da başka bir gelişme olursa. Hepimiz burdayız. Sen şimdi git ve dinlen."

Başımı olumlu anlamda salladım ve bana tarif ettiği odaya ilerledim.

Ayakkabılarımı çıkarıp kendimi hızla yatağa attım. Ne kadar yorulduğumu ise ancak vücudum gevşedikten sonra farkettim.

'Rüya' dedim fısıltı gibi çıkan ses tonumla.
Sana ihtiyacım var.



Gözlerim yavaşça aralandı. Vücudum o kadar mayışmıştı ki kolumu kıpırdatacak halde değildim. Pamuk kadar hafif ve yumuşak bir yatağın üstünde uyuyordum. Yalnız başım yastık yerine daha sert bir şeyin üstündeydi.

Bakışlarım netleşti ve gözlerimin önünde beliren o güzel yüzü gördüm. Rüya baş ucumdaydı. Ve sanırım başımı yasladığım yer ise dizleriydi.

Ellerini yavaşça saçlarıma yerleştirdi. O an tüm vücudum ürperdi. Onun dokunuşlarını bu kadar yakından hissetmek çok değişik bir duyguydu.

Tüm güzelliği ile bana gülümsüyordu.

"Nerdeyiz biz?"dedim aklıma gelen ilk soruyu sorarak.

"Senin istediğin yerdeyiz. Huzurda."

Sonra derince bir nefes alıp verdi ve konuşmaya devam etti.

"Aslında Deniz,biz hep senin istediğin yerdeyiz."

Kaşlarım çatıldı. Ardından eski hallerine döndüler. Yine her zamanki gibi ne dediğini anlamamıştım. Ben de çok sorgulamadım ve gözlerimi yumdum.

Elleri saçlarım arasında öyle güzel geziniyordu ki ,sanki her bir parmağı üstünde duracağı yeri önceden biliyordu.

"Artık senden korkmuyorum biliyor musun? Sanırım hayalimde var oluşun bana iyi geliyor."

Tepkisini merak ettiğim için yüzüne baktım. Hala aynı sadelik ile gülümsüyordu.

"Neden senin hayalindeyim biliyor musun? Çünkü biz bir ruhun farklı bedenleriyiz."

Sanırım söylediği şey güzeldi. Bir soru daha takıldı aklıma. Tam sormaya yelteneceğim sırada biçimli parmakları dudağımı buldu.

"Her yan yana gelişimizde sadece bir soru hakkın var. Fazlasını sorarsan beni kaybedersin."

Onu onayladım ve gözlerimi yumdum. Ve ilk defa bir rüyadan uyanmamayı diledim.




••••••••

Merhaba arkadaşlar. Çok uzun olamasa da bugün size bölüm yetiştirdim💁🏻‍♀️

Bu arada bir kaç bölüm geçiş bölümü olduğu için biraz sıkıcı gelebilir. Ama en güzelini yapmamız için biraz fedakar davranmamız lazım 🌺
Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorum atmayı unutmayın 🌺

Continue Reading

You'll Also Like

400K 14.5K 28
BU ALIŞMIŞIN DIŞINDA BIR BERDEL HIKAYESIDIR... ONLARINKİ BASİT BIR BERDEL DEĞİLDİ; BERDELLE BAŞLAYAN BIR HIKAYEYDI... Azra Soydan; Soydan Aşiretinin...
128K 3.8K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
899K 62.7K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
66.1K 2K 37
Yıllar önce verilmiş söz bambaşka dünyalardan iki kişiyi nikah masasına oturtur. *Her cumartesi yeni bölüm! Burslu okuduğu okuldaki sevmediği zengin...