***
Ilgın'ın ağzından
Tam odama çıkacakken diğer odadan Toprak'ın sesini duymamla duraksadım.
"Sen git ben birazdan geleceğim Nisa"
"Tamam çok bekletme beni" dedi göz kırparak.
Gülerek gözlerimi devirdim. Serenay'ın yanında bulunan ya huyundan ya suyundan alıyordu. Odanın gerisinde durup içeri baktım. Toprak'ın İlkimle ne işi vardı?
"Ne söyleyecektin İlkim?"
Konuşmaları duyunca daha da kulak kabarttım. Şu an yanlış bir şey mi yapıyordum? Evet. O zaman yapmaya devam edeyim.
"Toprak ben artık sana olan duygularımı saklamak istemiyorum. Senden çok hoşlanıyorum ben"
Duyduklarımla bedenim kasılmıştı birden. Tamam derin nefes al ve sakin ol Ilgın. Sakin olmazsan eğer kızı öldürebilirsin. O yüzden sakin ol.
"N-ne diyorsun sen İlkim?"
Ne dediği açık değil mi amk malı? Cevabını verip gitsene odana. İlla bir sorgulama yapacaksın.
"Seni seviyorum Toprak" diyip parmak uçlarında yükselerek dudaklarını Toprak'ın dudaklarına bastırdı.
Gözlerim şokla açılmıştı. Sinirlerine hakim ol ve asla o mal dizilerdeki karakterlerden olma.
Asla o mal dizilerdeki karakterlerden biri olma.
"Ne oluyor burada?" dedim gözlerim dolu bir şekilde.
O mal dizilerdeki karakterlerden olmuştum. Toprak hemen geri çekilmişti. Yok bir de çekilmeseydin amk.
"Ilgın bak görüldüğü gibi değil"
Görüldüğü gibi olmadığını ben de biliyordum. Ama görüldüğü gibi olmuş gibi davranacaktım. Çünkü neden olmasın?
"Bir süre gözüme gözükme Toprak"
Arkamı dönüp odadan çıktım. Peşimden geleceğini biliyordum. İçimden 3'e kadar saydım.
1, 2, 3...
"Ilgın bekle beni" dedi Toprak koşarak yanıma gelerek. Kolumdan tutarak beni kendine çevirdi. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.
"Ilgın isteyerek bir şey olmadı. O öptü. Yemin ederim ki bir şey yapmadım"
Bir şey yapmadığını bilsem de gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
"Ben onu asla öpmem ki" dedi Toprak bir şeye hazırlanıyormuş gibi. "Çünkü ben, ben seni seviyorum Ilgın"
Bu itirafı beklemiyordum. Göz bebeklerimin büyüdüğünü hissetmiştim. Gözümden akan yaşı silerken gülümsedim.
"Ben de seni seviyorum Toprak"
Kollarımı boynuna dolarken o da belime dolamıştı. En mutlu olduğum anlardan birisindeydim şu an. Bu mutluluk tarif edilemez bir şeydi.
"Şimdi biz-" dedi Toprak heyecanlı bir şekilde.
"Sevgiliyiz" dedim onu tamamlayarak.
Beni kaldırarak etrafında döndürdü.
"Salak herkes uyuyor. Bırak beni" dedim gülerek.
Yere bırakarak yanaklarımdan öpmüştü. Çok tatlıydı eşşek.
"Neyse hadi yataklara artık" dedim ondan ayrılarak.
"İyi geceler sevgilim"
Kalbim mi hızlanmıştı ne?
"İyi geceler"
Serenay gibi yapıp hepsini uykusundan ederek Toprakla çıkmaya başladığımızı söyleyebilirdim aslında. Ama çok üşenmiştim ve uykum vardı. Yarın sabah söylerdim.
Odamın kapısını açarak içeri girdim. Nisa çoktan rüyalar alemine dalış yapmıştı bile. Mutlulukla gülümseyerek yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım.
***
Serenay'ın ağzından
"Ya Zeynep uyuyorum ben ama" dedim oflayarak.
"Yeter uyuduğun kalk hadi. Daha hazırlık yapacağız akşam için"
Kafam ultra derecede zonkluyordu ve hiç kalkasım yoktu.
"Tamam bir saatcik daha uyuyayım lütfeeeen"
Tekrardan gözlerimi kapatarak çoktan uyuma moduna geçmiştim. Aralık kapıdan birisinin içeri girmesini hissetmiştim. Ama umursamayarak yatmaya devam ettim.
"Zeynep böyle tatlı dille bu götatar uyanır mı sence? Böyle uyandıracaksın bak onu"
"Sahne senindir Yağmur"
Hâlâ umursamamaya devam ediyordum. Yatağa birisinin çıktığını hissettim. Ardından o kişinin kucağıma oturmasıyla ve karnımdan gıdıklanmaya başlamamla gözlerim birden açılmıştı.
"Ya Yağmur yapmasana" dedim kahkahalarımın arasından.
Normalde gıdık almazdım ben. Ama bir tek Yağmur gıdıklayabiliyordu. Parmaklarıyla karnımı deşiyordu resmen amk.
"Tamam kalkacağım. Allah rızası için bırak" dedim ellerini üstümden itmeye çalışarak.
"Söz mü götdelen?"
"Vallaha amk kalkıcam"
Parmaklarını karnımdan çekip üstümden kalktı. Rahat bir nefes alıp vermiştim. Dehşet verici bir şeydi amk. Geçenki onu uyandırmamın intikamını almıştı resmen. Çünkü uyandırılmaktan asla hoşlanmazdı.
"Evet işte böyle uyandırılır" dedi Yağmur ayağa kalkarak. "Ama bu yöntem bir tek bende işe yarıyor sanırım"
Hemen bir hava kasmalar falan. Zeynep'e onu en iyi ben tanıyorum imajı vermeye çalıştığına emindim. Çok şapşaldı. Yerim.
"İnsan sevgilisini kurtarır be. Ayıp ayıp. Ölmek üzereydim"
"Sen de uyansaydın" dedi Zeynep omuzlarını silkerek.
Yağmur'un yanına gidip yanağına öpücük kondurdum. Sonra da Zeynep'in yanağından öpmüştüm. Ayrım yapmıyordum. Ne harika insanım.
"Bu güzel uyandırma için ikinize de teşekkür ederim"
"Serenay, kanka çabuk gel"
Pınar'ın içeri bodoslama girmesiyle ona 'ne oluyor amk' bakışımdan attım.
"Hüsamettin mi kovalamaya başladı hayırdır?" dedi Yağmur gülerek.
Hüsamettin Yağmurla benim evcil ejderhamızdı. Evcil ejderhası olmayan da ne bileyim amk.
"Hemen aşağı gelin orda söyliycem"
"Tamam bekle amcık. Yüzümü yıkayayım"
Ne oluyor merak etmiştim. Lavaboya girip hızlıca gerekli işlerimi halledip dışarı çıktım. Yağmur ve Pınar aşağı inmiş olmalıydı. Zeynep ise beni bekliyordu. İşte örnek sevgili.
"Yia yerim sen beni mi bekliyorsun?"
"O kadar belli mi ettim?" dedim gülerek.
Yanına gidip koluna girdim ve beraber odadan çıktık.
"Bu orospu ne söyleyecek merak ettim"
"Ben de meraklandım valla"
Hadi bakalım görecektik. Aşağı inerek büyük odaya geçtik. Bir dakika yanlış mı görüyordum yoksa Ilgın ve Toprak elele mi tutuşuyordu?
"Oha" dedim şaşkın bir sesle. "Ben bunlar bu utangaçlıkla sittin sene birbirine açılamaz diyordum"
Diğerleri tepkime gülmeye başlarken Ilgın ve Toprak bana yastık fırlatmıştı. Bu yastıklar artık benim için öldürücü bir alet olmuştu amk. Gelen geçen bana yastık atıyordu.
"E nasıl oldu?"
Ilgın konuyu özet geçmişti. İlkim'in surat ifadesini merak etmiştim şimdi.
"Neden sabah erkenden İlkim'in burdan ayrıldığını bu olay açıklıyor" dedi Zeynep kulağıma eğilerek.
Kız fena bozulmuştur amk. Onun için üzücü olsa da benim için komik bir olaydı. Gülebilirdim yani.
"Biz çok harika bir çift olduğumuz için bu grupta ilk biz çıkmaya başladık" dedi Ceyda ego kasarak.
"Aynen kanka 4 yıldır birbirine açılamayan da bendim" dedim alayla.
Dediğim şeyle birden egosu sönmüştü. Biz de bu hâline gülmeye başlamıştık.
"Darısı benim başıma amk. Taliplerimi bekliyorum" dedi Pınar.
Can'a laf çaktığını bizi tanımayan insanlar bile anlardı amk. E Can da uzatmıştı yani. Artık açılsın bir zahmet.
"Kimmiş o talipler?"
Yaptığı kıskançlığa gözlerimi devirdim. Ondan bahsettiğini anlamamıştı salak.
"Kızlar ve erkekler bugün kalacak mısınız? Yoksa tüm hazırlıkları biz mi halledelim?"
Babaannemin sesiyle hepimiz ayaklanmıştık.
"Haklısın sultanım" dedim öpücük atarak.
"Yalaka" diyip gülerek yanımızdan ayrılmıştı.
"Daha kuaföre gideceğiz amk" dedi Azra oflayarak.
"Neyse ki bizim öyle bir derdimiz yok" dedi Alp, Can ve Toprakla yumruk tokuşturarak.
"Ay hadi hazırlanmamız gerek. Heyecanlandım" dedi Ebrar odadan koşturarak çıkarak.
"Beni de bekle karıcım" dedi Pınar da onun peşinden giderek. "Serenay orospusu sana da trip atıyorum bu arada"
Odadan çıkmadan bunu demişti. Ben ne yapmıştım ki amk? Nefes alsam trip yiyordum herkesten.
"Ben ne yaptım şimdi?"
"Bilmiyorum ama sen yapmışsındır bir şey" dedi Hazal da odadan çıkarak.
Sağol ya kardeşim. Neyse öğrenirdim ben sonra.
"Gel hayatım biz de hazırlanmaya gidelim" dedim Zeynep'in elinden tutarak.
Acıkmıştım ama orda da bir şeyler atıştırabilirdim. Diğerleri de odalarına dağılmaya başlamıştı.