𝘋𝘌𝘈𝘙 𝘝𝘈𝘔𝘗İ𝘙𝘌🍷 |...

By jikookunbuzpateni

476K 38.7K 34.3K

"Kimsenin kanı bu kadar başımı döndürmemişti" "-... Ve kimsenin kanı için bu kadar direnmemiştim." -TAMAMLAN... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~ (M) 🔥
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~ (M) 🔥
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~ (M) 🔥
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~ (final)
🐰~Özel Bölüm~🐥

~10~

11.6K 953 1K
By jikookunbuzpateni

     Alarmımın ısrarla çalmasıyla yataktan kalkıp alarmımı kapattım. Ardından banyoya gidip günlük işlerimi halledip çıktım.

     Üstümü giydikten sonra mutfağa inip annemin yanağına öpücük kondurdum.

  "Günaydın hayatım."

  "Günaydın anne."

     Tam kapıdan çıkacağım sırada annemin seslenmesiyle adımlarımı durdurdum.

  "Bugün babanla yurtdışına çıkıyoruz iş için. Japonya'ya gideceğiz. 1 hafta kalıp geri döneceğiz. Kendine iyi bak bebeğim. Yemeklerini güzelce ye."

     Başımı sallayarak annemi onayladım.

  "Tamam anne. Sizde iyi bakın kendinize."

     Evden çıktım.

     Annem ve babam işleri yüzünden sürekli yurtdışına çıkarlardı. Buna alışkındım yani.

     Okulun kapısından içeri girdikten sonra kantine doğru adımladım.

     Kantine girdiğimde Taehyung ve Hoseok yine her zaman oturduğumuz yerde oturuyorlardı.

     Yanlarına gittim.

  "Selam Min."

  "Selam"

  "Seninki yine kavga çıkardı."

     Dedikleri şeyle kaşlarımı çattım.

     Benimki de kimdi?

  "Benimki?"

  "Jeon Jungkook işte."

  "O benimki değil!"

  "Sen onu boşver. Konuya odaklansana."

  "Nasıl oldu?"

  "Jungkook sadece duruyordu ve Mingi bana niye bakıyorsun diye bağırdı. Jungkook ise sadece omuz silkti."

     Hoseok'un heyecanlı tavırları gülmeme neden olurken bu sefer Taehyung konuşmaya başladı.

  "O çok havalıydı. Okula erken gelmezsen tüm olayları kaçırırsın dostum."

     Jungkook'la bu konuda konuşmalıydım.

     Gerçi nasıl konuşacağımı bilmiyordum.

     Aklıma gelen fikirle gülümseyerek bana heyecanla bakan Tae ve Hoseok'a döndüm.

  "Jungkook'un sizde telefon numarası var mı?"

      Taehyung olumsuz bir şekilde başını sallarken  Hoseok elini çenesine koyarak düşündü.

  "Bendede yok ama bulabilirim. Akşam sana atarım."

      Zilin çalmasıyla oturduğumuz yerden kalkıp sınıfa doğru ilerlemeye başladık.

     Birbirlerini izleyen dersler boyunca sıkıntım gittikçe artıyordu.

     Tanrım, canım gerçekten çok sıkılıyordu.

     Bu süre zarfı içinde Jungkook'u sadece bir kez görmüştüm o da öğle arasında lavabodan çıkarken görmüştüm.

      Neden kavga etmişlerdi ki Mingi ile?

     Zilin çalması beni mutlu ederken Tae ve Hoseok'a veda edip eve doğru ilerledim.

     Eğer Hoseok Jungkook'un telefon numarasını bulabilirse bana atacaktı ve bende ona mesaj atacaktım.

     Amacım Mingi ile neden tartıştığını sormaktı. Kesinlikle başka bir amacım yoktu(!).

     Eve geldiğimde evin boş olduğunu hatırlayıp anahtarla kapıyı açtım.

     Mutfakta bir şeyler atıştırıp odama geçtim.

     Yatağımda dinlendiğim sırada telefonuma gelen mesajla telefonumu elime alıp gelen mesaja baktım.

     Hoseok'tan gelmişti.

Hoseok:
0**********
Al bakalım.

                                    Jimin:
                                   Süpersin.
                                   Teşekkür ederim.

Hoseok:
Eee ne zaman
sevgili oluyorsunuz?

                                    Jimin:
                                   Saçmalama, öyle
                                   bir şey yok.

Hoseok:
Tabi tabi.
Neyse size iyi geceler.
Pardon sana😉

     Gözlerimi devirerek son attığı mesaja cevap vermeme kararı aldım.

     Jungkook'u telefonuma kaydedip Jungkook'a mesaj atmak için mesaj panosuna bastım.

   
                                    Jimin:
                                    Jungkook. Bir şey
                                   sormak istiyorum
                                   sakıncası yoksa
                                   tabi.

Jeon Jungkook:
Mingi ile ben kavga
etmedim. Sadece
ona baktım.

                                     Jimin:
                                    Bunu soracağımı
                                    nereden bildin?

Jeon Jungkook:
Çok fazla düşünüyorsun.
Aklını okuyabiliyorum.

                                    Jimin:
                                   Ama yanımda
                                   bile değilsin.

Jeon Jungkook:
Buna gerek yok ki.
İstersem dünyanın
diğer ucundakinin
aklını bile okuyabilirim.

                                    Jimin:
                                    Herneyse.
                                    Mingi'ye neden
                                    öyle baktın?

Jeon Jungkook:
Çünkü aklından
senin ne kadar seksi
olduğunu geçiriyordu.

                                    Jimin:
                                   NE!?

Jeon Jungkook:
O yüzden baktım.
Ve kavga çıkaran
yine ben oldum.

      Üzüntüyle telefonun ekranına baktım. Tamam Jungkook tuhaf biriydi ama insanlar onu dirak bakarak yargılıyordu.

Jeon Jungkook:
Böyle düşündüğün
için teşekkür ederim.
Daha önce kimse böyle
düşünmemişti.

                                    Jimin:
                                    Jungkook bana
                                    istediğin zaman
                                    ulaşabilirsin. Ben
                                    her zaman
                                    yanındayım.

Jeon Jungkook:
Teşekkür ederim.
Artık uyumalısın.
İyi geceler.

                                   Jimin:
                                  Sanada iyi
                                  geceler.

     Bir kaç dakika daha telefonun ekranına boş boş baktım. Daha sonra kendimi toparlayarak telefonumu kapatıp sarı renkli pijamalarımı giydim.

     Bu pijamalarımı seviyordum.

     Ardından yatağa girip gözlerimi kapattım.

            ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Jungkook'un ağzından;

     Jimin beni bambaşka biri yapıyordu. Onunlayken kaba ve sert ruhumun yerini daha yumuşak biri alıyordu sanki.

      Ona duyduğum sevgi ve hayranlığın giderek artması hiç bir şeyden korkmayan beni bile korkutuyordu.

      İçimdeki isteğe karşı koyamayarak evden çıktım.

     Üzerimde sadece sıfır kollu bir tişört vardı ama üşümüyordum. Bizler soğuk kanlı varlıklardık. Bedenimizin normal sıcaklık seviyesi -20 dereceydi.

     Bu kadar soğuk bir bedenimin olması elbette beni zorluyordu. Bu yüzden annemin ve babamın yaptığı vücut ısısını insan seviyesine getiren haplardan alıyordum. Bu beni okul için idare ediyordu.

     Son 1 yıldır her akşam yaptığım gibi kendimi yine Jimin'in odasının penceresinde buldum.

     Bunu engelleyemiyordum.

     Jimin'in uyurken ki görüntüsü, yüzünün meleksi ifadesi, yastığına dağılmış sarı saçları ve uyurken ara ara yüzünde oluşan gülümsemeler beni rahatlatıyordu.

     Sanki beni tüm kötülüklerden arındırıp huzura ulaştırıyordu.

     Balkonun demirlerine çıkıp balkona atladım. Ardından Jimin'in odasına açılan balkon kapısını açıp içeri girdim. Tabiki kapı kilitliydi ama ben vampirdim. İnsanların aldığı önlemler beni durdurmazdı.

     Kapıyı kapatıp aşina olduğum odada kısa bir göz gezdirdim.

      Jimin onun odasına geldiğimi bilmiyordu. Ancak ben onun odasının her bir santimini biliyordum.

     Yatağına yaklaşıp yavaşça oturdum. Uyanmaması gerekiyordu. Çünkü uyandığı zaman geri uyuyamıyordu ve bu onun yorgun olmasına yol açardı.

     Gözlerine giren sarı tutamlarını yavaşça geriye doğru parmaklarımla taradım.

     Çene çizgisini, yanaklarını okşayıp gülümsedim.

     Gülümseyen biri değildim. Jimin beni bambaşka birine dönüştürüyordu.

     Kırpışan gözlerle elimi geri çektim.

     Jimin'in gözleri yavaşça açıldı ve şaşkınlıkla bana baktı. Ama neyseki bu sefer bağırmaya kalkmadı. Belkide şuan gözlerimin kırmızı olmamasından dolayıdır.

  "Jungkook?"

  "Hm?"

     Uykudan uyanmasından dolayı sesi kısık geliyordu. Tekrardan gülümsedin. Ama ağzımın açılmamasına dikkat ettim. Dişlerimi görüp korkmasını istemiyordum.

     Jimin yattığı yerde doğrulup sırtını yatak başlığına dayadı.

     Yatağın yanındaki masada duran abajuru açıp gözlerini kısarak bana baktı.

  "Nasıl girdin diye soracağım ama cevap vermeyeceğini biliyorum."

     Yine gülümsedim.

     Bu kadar gülümsemek gerçekten garip hissettiriyordu.

  "O zaman cevap vereceğim sorular sor Park."

     O da gülümsedi.

  "Neden buradasın?"

  "Canım istedi."

  "Bu ilk gelişin değil, değil mi?"

     Evet anlamında başımı aşağı yukarı salladım.

     Gülümsedi.

     Tek bir gülümsemeyle bile eriyebilirdim şuan.

  "Değil."

  "Neden ilk kez farkediyorum peki?"

  "Çünkü son derece dikkatli ve sessiz biriyim. Bugün kıpırdanmaya başladığında gitmek yerine bekledim o kadar."

  "Nerden geldin ki?"

     Ellerimle odadaki balkonu gösterdiğimde şaşkınlıkla oraya baktı.

  "Sen nasıl tırmandın oraya?"

  "Vampir olduğumu unutuyorsun galiba. İstersem gökdelene bile tırmanabilirim."

  "Uykum var."

     Gülümsedim. Küçük bir bebek gibiydi. Esnediğinde buna iyice emin oldum

  "Yat hadi. Bende gideceğim."

     Ayağa kalktığımda bileğime sarılan el ile durdum.

  "Ş-şey. Ben uyuyasıya kadar kalsan olur mu?"

      Geri yerime oturduğumda o da oturduğu yerde kayarak yatar vaziyete gelmişti. Beline kadar inmiş olan yorganı kaldırıp boynuna kadar örttüm.

     Güldü.

     Şuan sadece yüzü görünüyordu ve bu oldukça tatlı bir görüntüydü.

  "İyi uykular."

     Jimin'in düşüneceği şeylerden korkmadan çekinmeden içimden geçen şey olan davranışı yaptım.

     Yavaşça yaklaşıp önce alnına daha sonra sağ yanağına öpücük bıraktım.

     Gözleri açıldı ve şaşkınca bana baktı.

  "Bugün sorgulama günü değil. Sadece uyu. Uyuyunca gideceğim merak etme."

     Cevap vermediğinde demek istediğimi anladığını varsaydım.

     Yüzüme çok değişik bir ifadeyle baktı. Ardından yavaşça gözlerini kapatıp belirli belirsiz gülümsedi.

     Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum. Jimin'in nefesleri düzene girdiğinde yavaşça yataktan kalktım. Son kez yanağını öptüm ve yorganın güzelce örtülük olduğundan emin oldum.

     Balkona çıkıp kapıyı kapattım. Daha sonra aşağı atlayıp koşarak evime girdim. 1 saniyemi bile almamıştı. Dediğim gibi hızlıydım.

     Annem ve babam muhtemelen laboratuvardaydı. Bu yüzden direk odama gidip ışığı kapattım.

     Yatağıma yatıp tavana bakarak düşünmeye başladım.

     Uyumuyor olabilirdik ama ben yatmayı seviyordum. Beni sakinleştiriyordu.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Hellooooo. Evet arkadaşlar saldım bombayı şöwmxösmcm. Hadi hayırlısı. Bence biraz biraz yakınlaşsınlar artık. Siz ne dersiniz?

Umarım beğenirsiniz bebeklerim.

Sizi seviyoruuuum. ❤️🧡💛💚💙💜

Continue Reading

You'll Also Like

15.2K 1.1K 20
Jeonjk: Kim olduğunu söylemezsen bu konuşma burada biter. Sapıklarla uğraşacak halim yok. Anonim : Bence bu sapıkla uğraşmak isteyeceksin ;) texting...
77.8K 7.3K 23
Güney Kore milli takımının ve Hyundai Skywalkers'ın gözde oyuncusu Jeon Jungkook ve onun biricik hayranı Park Jimin... •Semekook •Ukemin
8.3K 627 13
insanlarla iletişim kuramayan, öfke kontrol sorunu yaşayan jungkook ve dışa dönük bir üniversite öğrencisi jimin. @patt_agonia adlı çizerin "my stran...
1.7K 166 9
Jeongguk kanını emdiği insanların bedenine sahip oluyordu. Birinin bedenine sahip olduktan seneler sonra basit bir üniversitenin bahçesinde Park Jimi...