Blue Side ❧ V

De ibangtanyou

611K 70.6K 66.1K

Kalbinin kıyısında bana da yer ver. 🧜‍♀️ Mai multe

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm
57.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
60.Bölüm
61.Bölüm
62.Bölüm
63.Bölüm
64.Bölüm
65.Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
Final Bölümü

47.Bölüm

7.5K 975 2.7K
De ibangtanyou

(Ella)

Kapının çalmasıyla birlikte heyecanla sehpada duran paraya uzandım ve avuçlarımda sıkıştırdığım kâğıt paralarla birlikte kapıyı açıp elinde paketlerle bekleyen adama hafifçe gülümsedim.

"Merhabalar, siparişlerinizi getirdim."

Avuçlarımdaki parayı adama uzattığımda ufak bir şaşkınlık yaşadı ardından paranın tümünü almak yerine içinden birkaç tanesini aldı.

"Şuraya siparişinizi ulaştırdığıma dair bir imza atar mısınız?"

Elime bir kâğıt ve kalem tutuşturan adama karşılık usulca başımı salladım ama imza nasıl atılıyordu?

"Bunlar gibi mi?" diyerek boş kutucuğun üzerindeki tuhaf şekilleri gösterdiğimde "Evet, tam olarak isminizin karşısındaki boş kutucuğa atabilirsiniz." diyen tereddütlü sesi dinledim.

Derin bir nefes alıp kalemi 4 parmağımın arasında kavradım ve kutucuğun içine bir çilek çizerek adama geri uzattım.

Kalemi ve kağıdı alan adam cebinden çıkardığı bir kâğıt ve bir de madeni parayı bana uzattı. "Bu da para üstünüz." dediğinde olumsuzca başımı salladım.

"Onu istemiyorum paketleri istiyorum." dedim. Taehyung paketleri almam için para vermem gerektiğini söylemişti. Parayı ben alırsam paketleri bu durumda onun almadı gerekirdi.

"Bahşiş mi veriyorsunuz?" diye soran adam paketleri bana uzattığında abartılı bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım. Bahşiş ne demekti bilmiyorum ama paketleri bana uzattığına göre vermem gereken bir şeydi. Her neyse alabilirdi.

"İyi günler hanımefendi." diyerek kapıdan ayrılan adamın ardından bir süre bakındım ve paketleri tek tek içeri taşıdıktan sonra kapıyı ardımdan kapattım. Kilidi de iki kez çevirmeyi unutmadım. Taehyung her çıktığında bunu öğütlediği için aklımda tutuyordum.

Heyecanla paketleri tek tek açıp içinden deterjan dedikleri kutuları, temizlik kovası ve viledayı, temizlik bezlerini, sakız kutularını, çocuk bezlerini ve tablet deterjanları, temizlik eldivenlerini ve önlüğü çıkardım. Bunların hepsini reklamlarda görüp sipariş etmiştim.

Pembe kaygan eldivenleri paketinden çıkarıp ellerime geçirdiğimde kocaman gülümsedim. Ardından temizlik kovası ile viledayı paketinden çıkarıp banyoya geçtim. Temizlik kovasını su ile doldururken ilk kez temizlik yapacağım için kendimi oldukça heyecan dolu hissediyordum. Eldivenlerimin birbirine çarparken çıkardığı sese aldırmadan kendimi alkışladım. Taehyung eve gelince çok mutlu olacaktı!

Suyun dolduğunu fark ederek musluğu kapatıp temizlik kovası ve vileda ile birlikte yeniden salona geçtim. Deterjan kutularından yüzey temizleyici olanı elime aldım ve kapağını açıp kutunun içindeki tüm deterjanı suya boşalttım. Biraz köpükler dışarı taşsa da umursamayarak paketi açılmamış önlüğü de elime aldım. Seri bir şekilde önlüğü üzerime geçirip viledayı köpüklü suya batırdım.

"Biraz fazla mı köpüklü bir deterjan aldım acaba?" diye mırıldandım. Ama reklamlarda gördüğümün aynısını almıştım.

"İşteee... Ferahlık, temizlik bizlereee... Hem de hiç durulamadan, kurulamadan... Marc... Marc..." diye temizlik şarkısı söylerken bir yandan da yerde oluşan köpüklü sulara baktım.

"Birazdan kurur ki." diye kendi kendimi teskin ederek kovaya daldırdığım vileda ile yeniden yerleri silmeye başladım. Kısa sürede salona yoğun bir koku hakim olurken gülmemek adına dudaklarımı birbirine bastırdım. Taehyung evden temizlik kokusunu alınca ne yapacaktı çok merak ediyordum. Kendi başıma bunu öğrendiğim için çok şaşıracağından emindim. Ödül olarak günlük öpüşme sayımızın dörde çıkarılmasını isteyecektim. Aklıma giren öpüşme meselesine odaklanmamak adına başımı olumsuzca iki yana salladım ve kovadan köpürüp yere doğru dökülen suyun içine tekrar viledayı daldırıp çıkardım. Her şey güzel gitse de köpüren kova ve kurumayan yerler bir şeyleri yanlış yaptığımı düşündürse de bu fikirden hemen kurtuldum. Sonuçta suyun içine deterjan eklemiş ve sonra da viledayı köpüklü suya sokup yerlerde gezdirmiştim. Doğru gidiyordum.

"Aaa bulaşıkları unuttum." diyerek vileda sopasını bir kenara bırakırken tablet deterjanın paketini açmaya çalıştım. Elimdeki eldivenlerin özellikle hareketlerimi kısıtladığını düşünerek "Ne biçim eldiven bu!" diye kızarak tekini elimden zorlukla çıkardım. Deterjan paketini zorla da olsa açarak bulaşık makinesini açtım. Tezgahtaki üç tane bardak ve bir tane tabağı makineye rastgele koyduktan sonra tabletlerden birkaç tanesini elime aldım. Bunları şimdi nereye koyacaktım?

Birkaç dakika düşündükten sonra tabletlerden ikişer tane bardakların içine yerleştirdim. Küçücük bardaklara iki tane koyduysam koskoca tabağa ikiden fazla koymalıydım. Tabağın içine paketteki tabletleri boşaltıp makinenin kapağını kapattım ve çalıştırmak için birkaç tane düğmeye art arda bastım. Sonunda ses geldiğinde çalıştığını anlamıştım.

"Harika birisin Ella." dedim kendi kendime. Bulaşık yıkamayı bile öğrenmiştim.

Kaldığım yerden işime devam etmek adına viledaya doğru ilerlediğimde duvar saatine bakma gereği duydum. Taehyung'un gelmesine bir saat kadar az bir zaman kaldığı için biraz daha hızlı olmalıydım.

Vileda sopasını elime alır almaz kapı çaldığında viledayı kovadan çıkarıp kapıya doğru ilerledim. Delikten bakıp Taehyung'un annesini gördüğümde ise afalladım. Bir kez daha zil çaldığında ne yapacağımı bilemediğim için kapının önünde öylece durmuş yerde viledayı gezdiriyordum.  Bir kez daha zil çaldığında sopayı bir kenara atıp kapıyı korkarak açtım.

"Kaç kere çalmam gerekiyor? Sağır falan mısın?" diye bir hışımla içeri geçtiğinde ben ne olduğunu anlamadan kayıp poposunun üzerine düşen kadına karşılık telaşla elimi uzattım.

"İyi misiniz?" diyerek elimi tutmasını beklediğimde "Oğlumu zehirlemeye falan çalışıyorsun? Bu koku da ne böyle?" diye bağıran kadın elimi tutmak yerine hırsla yerinden kalktı ve ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkarıp pencereye doğru yürürken korkuyla olduğum yerde kalıp mırılsandım. "Temizlik kokusu."

Pencereyi açtıktan sonra yerlere bakan kadın "Bu ne böyle?" diye alaylı bir sesle sordu.

"Temizlik yapıyordum." dedim usulca.

"Oğlumla yatıp kalkmasını çok güzel beceriyorsun oysa öyle değil mi?" derken yerleri inceliyordu.

"Evet." dedim gülümseyerek. "Yatıp kalkabiliyoruz. Alışınca kolay. Önce ben yatamıyordum ama Taehyung bana öğretti."

"Gerçekten çıldıracağım." diyen kadın bana doğru yürümeye başladığında adımlarım geri geri götürmeye başladı beni. Anlamıyordum! Sadece sorularına cevap veriyordum ve o bana sadece kızıyordu.

Geriye doğru giden adımlarım tezgahın önünde durduğunda bulaşık makinesinin çıkardığı ses ile birlikte dışarıya köpük vermeye başladığını görünce telaşa kapıldım.

"Şey, bunu doğru çalıştırmamış olabilirim." dediğimde alaylı bakışları omzumun kenarından anlık olarak bulaşık makinesine düştü. Beni tezgahla kendisi arasında sıkıştırmıştı ve bakışları fazla korkunçtu.

"Oğlumun peşini bırakacaksın."

Yurkunarak bakışlarımı kaçırdım fakat o çenemden tutup ona odaklanmamı sağladı. Çenemi kavrayan elleri orayı bir miktar acıtıyordu.

"Geldiğin cehenneme geri döneceksin." dediğinde canımın acısı ile birlikte kaşlarım çatıldı.

"Bayan Kim ne yapıyorsunuz böyle?" diye telaşla kucağında Yeontan ile birlikte içeri giren Jungkook kapının önünde kayacak gibi olduysa da kendini hemen toparladı ve hızlı adımlarla yanımıza gelip beni Taehyung'un annesinin elinden kurtardı. Sık sık soluduğum nefeslerle birlikte Jungkook'un ardına sığındım.

"Taehyung, sevdiği kadına böyle davrandığınızı öğrenirse sizinle iletişimini tamamen koparır. Umarım bir anne olarak istediğiniz şey bu değildir."

"Ben yalnızca oğlumun layık olduğu bir kadınla birlikte olmasını istiyorum ve bu konuya sen karışmazsan iyi edersin Jungkook."

Jungkook derin bir nefes alıp Yeontan'ı benim kucağıma bıraktı.

"Ella sen içeri geç olur mu?" dediğinde titreyen dizlerime aldırmadan yatak odamıza geçip yatağın üzerine oturdum. Yeontan'ın tüyleri arasında parmaklarımı gezdirirken mırıldandım.

"Beni sanırım öldürmek istiyor."

Ben geldim 😙💕

Bu bölüm böyle Ella'nın şapşallıklarını yazayım istedim

Diğer bölüm Taehyung'tan gelsin mi?

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:340
Yorum sınırı:600


Continuă lectura

O să-ți placă și

2.4K 418 7
"bu, senin fısıltılardan oluşan karanlığıma, yeni bir fısıltı eklemek istemiyorum." ⤷ nct, bxg. start: 08.03.2019 finish: 25.11.2019
3.6K 571 2
kiralık erkek ve 'i can fix him' kız.
154K 14.7K 25
lalisa manoban güzeldi, popülerdi ve bunun farkındaydı. elde edemeyeceği tek bir kişinin dahi olmadığına oldukça emindi, ta ki kim taehyung ile tanış...
131K 11K 23
•tamamlandı•Yanlış bir adamla, yanlış bir zamanda yaşadıklarına; onu doğru adamla, doğru zamanda karşılaştırdığı için minnettardı.