Blue Side ❧ V

By ibangtanyou

611K 70.6K 66.1K

Kalbinin kıyısında bana da yer ver. 🧜‍♀️ More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm
57.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
60.Bölüm
61.Bölüm
62.Bölüm
63.Bölüm
64.Bölüm
65.Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
Final Bölümü

43.Bölüm

8.8K 1K 1.2K
By ibangtanyou

(Taehyung)

"Biz şimdi öpüştük mü?"

Ella'nın belindeki ellerimden birini soğuktan kızaran yanağına götürdüm. Elimin tersiyle orayı yavaşça okşarken hâlâ nefes alış verişlerim düzene girsin diye bekliyordum.

"Öpüştük." dediğimde yüzünde kocaman bir gülümseyiş oluştu ve "İnanmıyorum." diye sevinçle haykırdığı anda işaret parmağımı tadına doyamadığım dudaklarının üzerine bastırdım.

"Bundan kimseye bahsedemezsin." dedim gülerek. Aksi taktirde gördüğü herkese "Biz öpüştük!" diye duyuru yapması kaçınılmaz olabilirdi. Böyle de tehlikeli bir balıktı işte! Tehlikeli ama tatlı.

"Neden?" diye sordu. Meraklı bakışları yüzümü talan ediyordu.

"Çünkü bu ikimizin özeli. Ve daha sonra yapacağımız her şey. Hiçbirini anlatamazsın."

"Peki senin de kalbin böyle çarpıyor mu?" diye merakla sordu. Bunu yaparken ayaklarını yerden kaldırmasa da iki kez parmak uçlarında zıplamış elini kalbine götürmüştü.

Eline uzanıp bileğinden kavrayarak kendi elini kalbimin üzerine koydum.

"Hissediyor musun?"

Ella kocaman gülümsedi. "Tıpkı benimki gibi."

Alt dudağımı dişlerimin arasında sıkıştırıp derin bir nefes aldım.

"Taehyung, bir kez daha yapalım mı?"

Ella'nın bakışları dudaklarımda sabitlenirken dudaklarımdan kopan gülümseyişi serbest bıraktım. Dudaklarımızın yeniden buluşması için ben de sabırsızlanıyordum fakat o karşıma geçip masum bir balık olduğunu gösterdiği zaman değil öpmek dokunmaya bile kıyamıyordum.

Bu kez ellerimin ikisini birden Ella'nın yanaklarına çıkarıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Bakışlarımın odağı kızaran dudakları olduğunda aramızdaki mesafeyi kapatıp dudaklarına defalarca minicik öpücükler kondurdum ve biraz geri çekilirken mırıldandım.

"Buz gibi olmuş yanakların. Odamıza gidelim artık."

"Ama içim şömine gibi."

Dudaklarımı gülmemek adına birbirine bastırdım. Bu kadar açık sözlü olmasının bazen işime geldiğini söyleyebilirdim.

"Yine de yanakların buz gibi." dedim. Onu daha dışarıya çıkardığım ilk günden hasta etmek istemiyordum.

Ella'nın soğuk elini kavrayarak geldiğimiz yolu geri dönmeye başlamışken Ella'nın ikazı ile birlikte durdum.

"Taehyung dur! İzlerimiz silinmesin."

Bakışlarının odağı geldiğimiz yolda botlarımızın oluşturduğu ayak izlerimizdi.

"Tamam, biraz sağdan gidelim öyleyse." diyerek Ella'yı sağa doğru yönlendirdim. Bu tarz ayrıntılara takılıyor olmasına bayılıyordum. Kimse için önemi olmayan minicik şeyler onu fazla mutlu ediyordu.

"Birazcık elime alsam olur mu?"

Ella'nın parmakları yerdeki kar tanelerini işaret ederken olumsuzca başımı salladım.

"Ellerin üşür. Yarın sabah eldivenlerimizi takıp çıkarız."

Birlikte vakit geçirelim diye diğerlerine haber vermemiştim fakat birlikte kar topu oynamak, kardan adam yapmak oldukça eğlenceli olabilirdi. Ella da bunları ilk kez yapacağı için kalabalık olmamız daha zevkli olurdu. Gerçi şimdi haber versem bile boş oda bulacakları konusunda pek emin değildim. Üstelik Jimin'in, Ella'dan biraz uzakta kalmak istediğini Jungkook'tan öğrenmiştim. Belki So Ra ve Hoseok, Ji Eun ve Jungkook gelmek isterdi.

"Peki odamızda ne yapacağız?"

Ella'nın heyecanla sorduğu soru üzerine düşünmeye başladım. Bu havada birbirimize sarılıp film izlemek güzel olabilirdi ya da sadece sarılıp konuşabilirdik. Henüz Ella hakkında öğrenmem gereken birçok şey vardı. Hem henüz Kanada'da neler yaşandığını da tam olarak bilmiyordum.

"Konuşuruz bol bol olmaz mı?" diye sordum.

"Hem konuşup hem öpüşsek olur mu?"

"Cidden...!" dedim ve sustum. Kendimi ne kadar kontrol edebilirdim ki? Beni mahvediyordu. "Günde bir kez ya da iki." dedim. Ne dediğimi pek bilmiyordum. "Üç kez de olabilir."

"O zaman iki tane daha var." diyerek kocaman gülümseyen Ella'ya karşılık derin bir iç geçirdim. Ağır sınanıyordum.

......

Ella banyoda üzerini değiştirirken ben de kakaotalk uygulaması üzerinden Hoseok, Jungkook ve Jimin'in bulunduğu gruba mesaj attım. Onlara karlar tepesinde olduğumuzu ve kızları da alıp bize eşlik edebileceklerini söylemiştim. Konum eklemeyi de unutmamıştım. Burada konaklayacak birçok yer olsa da en ünlüsü burasıydı. Burada yer yoksa bile en yakın konaklama yerlerinden yer ayırabilirlerdi.

Telefonu bir kenara bırakıp üzerimdeki montu çıkardım. Seri bir şekilde kazağımı da üzerimden çıkarıp bavula doğru ilerlediğimde bir şeyin düşme sesi ile birlikte bakışlarım Ella'yı buldu. Elindeki yüz temizleme jelini düşürmüştü ve bakışları vücudumda dolaşıyordu. Alt tarafı üzerimdeki kazağı çıkarmıştım. Bu kadar etkileyici mi görünüyordum?

Sağ elimi saçlarıma çıkarıp saçlarımı parmaklarımın arasından geriye doğru atarken Ella yutkundu ve birkaç kez gözlerini kırptı.

Ona doğru yaklaşıp tam karşısında durduğumda bakışları nihayet yavaşça yüzüme çıktı.

"Şey..."

"Ne?" diye sordum kaşlarımı havalandırarak. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Dokunabilir miyim?"

Gülümseyişim yüzümde asılı kaldı. Ne demekti dokunabilir miyim?

Öylece beklerken şaşkınlıkla aralanan dudaklarımdan bir onay çıkmasını bekleyen Ella tereddütle ellerini göğsümün üzerine yerleştirdi ve bu ufacık dokunuşu ile birlikte soluğum kesildi.

"Seninkiler sertmiş. Benimkiler yumuşak biliyor musun?"

Sertçe yutkunup Ella'nın göğsümün üzerinde duran ellerini kavradım ve ellerini usulca aramızdaki boşluğa indirip tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. Azıcık da ben oyun oynayayım derken yine fena oyuna gelmiştim.

"Ella, canıma kastın varsa söyle." dedim merakla bana bakıyorken.

"Canına neyim varsa?" diye sorduğunda eğilip dudaklarımı v yakalı pijamaları yüzünden açıkta kalan boynuna sürttüm. Hâlâ ellerimde olan elleri sıkıca tutunurken boynunu öptüm ve bir süre daha dudaklarımın boynunda oyalanmasına izin verdim.

Geriye doğru çekilip ellerimizi ayırırken Ella'nın da tuttuğu nefesi henüz bıraktığını hissetmiştim. Daha fazla yakınlaşmanın tehlikeli olduğuna kanaat getirerek bavula doğru ilerleyip pijamalarımı elime aldım. Bunları banyoda giyinmem ikimiz için de daha iyi olacaktı.

"Ben birazdan dönerim."

......

Ella'yı göğsüme çekmiş, yatakta uzanıyorken şöminede gelen çıtırtılar konuşmalarımıza eşlik ediyordu. Yatağın pencereye bakan tarafında uzanıyor olsam da kar yağışını izlemek yerine Ella'yı izlemek çok daha cazip geliyordu.

Ellerini birdenbire pijama üstünün eteklerine götüren Ella, onu yukarı sıyırırken ellerinden tuttum.

"Ne yapıyorsun?"

"Solungaç yarığım." dediğinde ellerini usulca bıraktım. Soyunacağını falan sanmıştım. Fazla mı fesat düşünüyordum yoksa Ella'nın sağı solu pek belli olmadığından normal miydim?

"Bu da kayboluyor." diyen Ella'ya baktım bir süre ardından aklımda bir şeyler belirdi. Uzun zamandır Ella'yı ne tür bir deneyde ve niçin kullanmak istedikleri sorusu aklımı kurcalıyordu. Ona insan özellikleri kazandırmanın ne gibi bir amacı olabilirdi? Bir süre sonra tamamen insan olacağını düşündüğüm için onun fizyoloji ve anatomik yapısını öğrenebilmem için oldukça kısıtlı bir zamanım vardı. Hâlâ deniz kızı özelliklerini de taşıyorken bunları öğrenirsem ona neden deney yaptıklarını da anlayabilirdim belki. Kardeşinin neden öldüğünü de.

Sadece beni korkutan tek şey bunları öğrenmem için Ella'ya birkaç test yapmam gerektiğiydi. Onun izni olmadan elbette buna kalkışmayacak olsam da bu tür şeylerden korktuğu için pek izin verebileceğini sanmıyordum.

"Ella, ben gittikten sonra Kanada'da neler olduğunu anlatmak ister misin?"

"Şimdi anlatmasam olmaz mı?" diyerek bakışlarını aşağıya doğru indiren Ella'nın çenesinden usulca tuttum ve bakışlarımızı yeniden birleştirdim.

"Ne zaman istersen o zaman anlat." dedim usulca ve asılan suratını düzeltmek adına konuyu değiştirdim.

"Yarın belki bizimkiler de buraya gelir." dedim onu sevindireceğini düşünerek.

"Yarın sadece So Ra'ya anlatsam olur mu?" diye sorduğunda neyi anlatmak istediğini anlamak çok da zor değildi.

"Özellikle So Ra'ya anlatamazsın." dedim gülerek. Sonra Ella'ya taktik falan vermesi kaçınılmaz olurdu. Bu durumda benim kendimi dizginlemem de.

"Taehyung, aklıma bir şey takıldı." diyen Ella'ya karşılık başımı usulca salladım.

"Şimdi biz de Hoseok ve So Ra gibi aramıza yastık koymuyoruz. Öpüştük de."

"Eee?" diye sordum. Devamında ne geleceğini bilsem bile.

"O zaman biz de sevgili mi olduk?"

Ella'nın burnuna minik bir öpücük kondurdum.

"Evet, artık balık bir sevgilim var."

Ben geldim 🌼

Romantik bölümleri yazarken çok zorlanıyorum 🤧 Bazı olaylara değinmeden de aksiyon kısmına geçemiyorum. Çünkü hepsi bağlantılı  😺

Umarım sevdiğiniz bir bölüm olur 😍

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:340
Yorum sınırı:600

Continue Reading

You'll Also Like

14.6K 1.5K 11
"Jake başım ağrıyor." "Geçer birazdan Sunghoon." [angst, story] ©jadedstilll ‐ 2021 !!, death because of sickness, suicide.
131K 11K 23
•tamamlandı•Yanlış bir adamla, yanlış bir zamanda yaşadıklarına; onu doğru adamla, doğru zamanda karşılaştırdığı için minnettardı.
3.6K 571 2
kiralık erkek ve 'i can fix him' kız.
154K 14.7K 25
lalisa manoban güzeldi, popülerdi ve bunun farkındaydı. elde edemeyeceği tek bir kişinin dahi olmadığına oldukça emindi, ta ki kim taehyung ile tanış...