a queen and her tears

By rosiewrosie

326K 33.2K 20.6K

eğer sorun bir kadın olmakla ilgiliyse, o hâlde bugün ben bir kralım. [ » rosékook ] 2019 | lilah More

« warning
0, the day
1, goodbye
2, arrival
3, first interactions
4, reconciliation
5, message
6, heartbeats
7, rumor
8, don't know what to do
9, wedding
10, wedding night
11, do not tempt my fury
12, hunting lodge
13, tears
14, handsome
15, riding
16, the hunter becomes the hunted
17, what happened between you two
18, secret
19, cunning
21, will be fine
22, there is someone behind you
23, closer
24, she is here
25, trust
26, would like to see
27, fortune teller
28, all together now
29, non stop
30, sorry for everything
31, collapse
32, too late
33, guest
34, death night
35, everybody goes
36, killer
37, hurts like hell
38, had very little
39, pain
40, mercy
41, a little painful story
42, funeral
43, hidden truths
44, poison
45, lust
46, can't handle this
spoiler [special chapter]
47, in pieces
48, coming home
49, enemy
50, love and death
51, playing with fire
52, sins of the past
53, cursed queen
54, for the queen, her reign and all she lost
55, every story needs an ending
thank you letter,

20, inheritor

5.2K 592 326
By rosiewrosie

Masanın üzerindeki kadehe uzandığımda içerisindeki şarabı gördüm. Canım nedense en sevdiğim içecek olan şarabı içmek istemiyordu. Elime aldığım şarabı yerine bıraktığım sırada karşıda oturan Leydi Mina'nın öfkeli bakışlarını gördüm. Jungkook'un dengesizlik konusunda kime çektiği şimdi gayet iyi anlaşılıyordu.

Tepki vermeden bakışlarımı ondan çektim ve birkaç güzel Senga müziği çalan topluluğa çevirdim bakışlarımı. Yemek bittikten sonra meyve ve tatlı kısmına geçilmişti ve bu küçük öğün, şu sıralar benim en sevdiğimdi. Özellikle sütle yapılmış tatlılara bayılıyordum.

Tabağımdaki tatlıdan bir çatal alıp ağzıma attım ve sırtımı sandalyeye yaslayarak hafifçe esnedim. Bugün oldukça yorulmuş olduğumdan uykum da gelmişti. Normalde at binen, ok talimi yapan, avlanan biri olmama rağmen böyle yorulduğum çok nadir anlardan birindeydik. Oysaki bugün çok da bir şey yapmamıştım.

Aradan geçen on beş yirmi dakikanın ardından başım da ağrımaya başlamıştı. Rahatsızlık hissiyle yerimden kalktım ve ilerideki masadaki oturan topluluğun yanına gittim. Ben, bir başka masada Haru ve Annya'nın yanında otururken Jungkook, Jimin ve adını bilmediğim bir lord bir başka masada soju içiyorlardı.

Jungkook, yanına yaklaşan beni gördüğünde yanındakilerden müsaade istedi ve yanıma doğru geldi. Bu sırada Jimin'in ağzının içinde bir şeyler geveleyip Jungkook'un omzuna birkaç kez vuruşuna şahit olmuştum.

Jungkook, onların yanından gülerek gelirken benim solgun yüzümü gördü ve kaşlarını çatarak gülümsemesini sildi.

Yanıma gelir gelmez "Sen iyi misin?" diye sordu. Elimle hafifçe şakaklarımı ovdum ve "Başım ağrıyor, biraz yorgun hissediyorum." dedim. Kafasını anlıyormuş gibi salladığında "Bir hekime gidelim istersen?" diye sordu.

Elimi havada onu geçiştirmek için birkaç kez salladım. "Gerek yok, üşüttüm ya geçenlerde daha atlatamadım bir kez daha hasta olacağım galiba." dedim.

Jungkook tatmin olmamış gibi kaşlarını çattı. "İyi ya, bir hekime git birkaç bitki özü versin sana."

Onu tekrar reddetmek için ağzımı açacaktım ki yanımızda Leydi Mina belirdi ve lafları ağzıma tıkadı. "Ne yapıyorsunuz bakayım siz burada?"

Jungkook gözlerini devirdi ve "Ne yapıyormuş gibi görünüyoruz, anne Tanrı aşkına? Konuşuyoruz işte." dedi.

Leydi Mina kaşlarını çattı ve "Aman bir kere de annenle düzgün konuş." dedi.

Jungkook yüzüne onu kaale almadığına dair bir ifade yerleştirdi. Gerçekten Jisoo'nun dediği gibi Jungkook, annesinden oldukça uzaklaşmış gibi görünüyordu.

Leydi Mina, Jungkook'un onu takmayışıdan sonra bana döndü ve "Neden şarabını içmedin?" diye tatmin olmamışcasına sordu. Ben ona şaşkınlıkla baktım ve "Canım istemedi." dedim.

"Olmaz öyle şey," dedi Leydi Mina ve eline ne zaman aldığını anlamadığım şarap kadehini dudaklarıma doğru götürdü.

Ben şok içinde ona bakarken Leydi Mina kadehi dudaklarıma hızla dayadı ve "Aç bakayım ağzını aç, aç!" dedi.

Ben şok içinde ona bakıp kafamı çevirerek kadehin baskısından kurtulmaya çalıştım. Jungkook da girdiği transtan kurtulmuş olacak ki elini annesinin bileğine koydu ve "Ne yapıyorsun?" diye şaşkınlıkla bana baktı. "Herkes buraya bakıyor, anne."

Leydi Mina bileğini Jungkook'tan kurtardı ve "Aman canım," dedi. "Gelinimi besliyorum!" Son cümlesini etrafta bizi izleyen insanlara bakarak yüksek sesle söylemesi gülmeme sebep oldu.

Neden bu kadar çok içmemi istediğini anlamamıştım fakat bu söylediklerinden sonra içmemem dışarıdan yanlış anlaşılmalara sebep olurdu. Bu yüzden, uzattığı kadehi elinden aldım ve dudaklarıma dayayarak birkaç yudumda bitirdim.

Yüzümü buruşturup kadehi ona geri uzattığımda şaraptaki tuhaf tat yüzünden sarsıldım. Hafifçe irkilip Leydi Mina'ya "Şarabınız çok bayatmış." dedim.

Leydi Mina, şarap kadehini eline alıp mutlulukla bana baktı. Neden o bayat şarabı içmeme bu kadar mutlu olmuştu bu deli kadın?

"Aman canım, ne bayatı! Bu şarap var ya bu şarap hayat kurtarıyor!" diye neşeyle şakıdı ve yanımızdan hızla uzaklaştı.

Onun arkasından Jungkook ile garip garip baktığımızda Jungkook, "Annem işte, boş ver." dedi ve omzunu silkti.

Ben de gülerek ona baktığımda içtiğim şaraptandır ki midem bulanmaya başlamıştı. Yine de böyle bir ortamda kusamayacağımdan Jungkook'a yüzümü buruşturarak baktım. "Ben bir lavaboya gitsem iyi olur, şarap çarptı herhalde." dedim.

Jungkook kafasıyla beni onayladı ve "Ben buralardayım," dedi.

Onu ağzımın içerisinde geveleyerek onayladım. Arkamı dönüp tek elimi mideme bastırdığımda etraftaki insanların yüzlerindeki gülümsemeyle bana baktıklarını gördüm.

Burada ne haltlar dönüyordu?

Ben hızlıca ortak salondan çıkıp neredeyse koşar adım lavaboya ilerlemeye başladığımda arkamdan duyduğum adım sesleriyle nedimelerimin de peşime takıldığını anladım.

Midemden yemek boruma tırmanan yakıcı sıvıyla artık kendimi tutamadım ve öğürerek lavaboya girdim.

Gri duvarlı olan küçük odadaki mermerden yapılmış olan el yıkama bölümüne geldiğimde içimdekileri daha fazla tutamadım ve kusmaya başladım.

Arkamdaki perdenin arkasından gelen hışırtıların ardından Lizzie'nin sesini duydum.

"Rosie iyi misin?" diyen telaşlı sesine cevap olarak bugünkü yediğim tüm şeyleri çıkartarak cevap verdim.

Sonunda kusmam bittiğinde nefes nefese duraksadım ve ağzımı çarkaladım. Boynuma ve yüzüme de birkaç kez su çarptıktan sonra perdeyi açtım ve Lizzie'ye baktım.

"Ben en son ne zaman adet olmuştum?"

"Otuz dört gün önce." dediğinde duraksadım. Bu sefer ellerim, kusmaktan değil de fark ettiğim gerçekle titredi.

Duyduklarımla sarsıldığımda Lizzie de benimle aynı şeyi fark etmiş olacak ki "Rosie..." diye mırıldandı. "Hamile misin acaba?"

Ben, farkında olduğum gerçekliğin yüzüme vurulmasıyla daha da derinden sarsıldığımda bir elim bilinçsizce karnıma gitti.

Bir bebek.
Bir varis.

Ben şokla irileştirdiğim gözlerimle Lizzie ile bakıştığımda tuvaletin kapısı hızlıca açıldı ve içeriye sırıtarak Leydi Mina girdi.

"Acaba değil, güzelim." dedi. "At idrarı ve şarap, her zaman işe yarar."

At idrarı ve şarap!

Bunu unuttuğuma inanamıyordum. Oysaki Sengalı kadın öğretmenimle bunları konuştuğumuzda aklımda en çok kalan geleneklerden biri bu olmuştu. Senga'da kadınların hamile olduğunu anlamaları için işe yarayan bir taktikti. Ve bu işlem, sarayda evlenen çiftlere uygulanırdı. Herkes bunu bilirdi. İki kişi dışında. Karı ve koca.

Leydi Mina sırıtarak yanımıza yaklaştığında benim bir put gibi yerimde dikildiğini gördü.

"Reglin on üç gün gecikti ki bu sen de neredeyse hiç gerçekleşen bir durum değil. Asla aksamaz. On üç gün geçti üzerinden ve sen fark etmedin. Ama ben ettim," dedi gururla Leydi Mina. "Ve saraydakiler olarak geleneği uygulayarak şarabına at idrarı koyduk."

Parmakları hafifçe çenemi kavradı.

"Yani şarap bayat değil, güzel gelinim. Hamilesin."

sınır: 110 oy, 90 yorum.

çoğunluğunuz bir bebek için erken olduğunu düşünebilir fakat kurgu için erken bir hamle değil. çünkü bundan daha fazlası var. olaylar buradan sonra başlıyor. gerçekten. buradan. sonra. başlıyor.

bu arada bu at idrarı geleneği de gerçekten var yine söyleyeceğim reign izleyenler bu kitapta artı puan kapıyor ahahsbnddnmd

bu arada benim için leydi mina tam olarak böyle:

ve her bölümün sonuna bir soru bırakmaya başlayacağım, bu da sizi kurguyu çözmeye adım adım götürecek. teoriler falan filan :D

soru: sizce so-yeun ve jungkook neden konuşmuyorlar?

Continue Reading

You'll Also Like

17.5K 1.4K 25
•Wattys 2022 Uyumsuzlar Yarı Finalisti. •WattpadFantasyTR 'Alternatif Dünyalara Yolculuk' okuma listesinde. Tamamlandı. Zaman, sevginin adı gibi beli...
2.4K 252 24
''Karar: davalının; örgüt üyeliği, kara para aklama, yasa dışı kumarhane yönetimi ve bir dizi seri cinayetin katil zanlısı olduğu ileri sürülerek, sa...
156K 16.2K 30
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
583K 42.2K 51
kütüphanede jungkook ile yolu kesişen lalisa, bunun yalnızca bir seferliğe mahsus bir denk geliş olmasını umsa da öyle olmaz. Mart 2019 | lorna ©