Teacher ➳ Vmin

By Vminlover48

41.6K 3.6K 4.1K

Seme: Taehyung Uke: Jimin 17.02.2021: # 1 -vmin 13.06.2021: # 3 -vmin -Sana bir arkadaş bulalım, ne dersin... More

0.1~Onunla arkadaş olarak~
0.2~Anlaştık mı? ~
0.3~Duydun değil mi?~
0.4~Yeni arkadaş~
0.5~Resimler~
0.6~Dedikodu~
0.7~Aşk itirafı~
0.8~Sahil~
0.9~Yanlış anlama~
1.0~Sevgili~
1.1~Kıskançlık~
1.2~Acı~
1.3~Huzur~
1.4~Gerçekler~
1.5~İlk Tanışma~
1.6~Yalan~
1.7~Davetsiz misafir~
1.8~İlk Buluşma~
1.9~Woo aptalı~
2.0~Doğru Yol~
2.1~Pembe Zarf~
2.2~1 Hafta Tatil~
2.3~Final~
2.4~Özel Bölüm~

0.0~Konuşmamız gerek~

5.2K 233 313
By Vminlover48

Ben Kim Taehyung, hiçbir zaman normal bir hayatı olmayan Taehyung. Ailem her zaman hayata 1-0 önde başladığımı söyler. Yaşıtlarıma oranla daha zekiymişim, fakat bazılarına göre 1-0 geride başladım.

Herkes ilk öpücüğünü güzel ve seksi bir kıza vermek ister, bazıları ise beraber bir ömür hayat geçireceği birine vermek ister, bende beraber bir ömür hayat geçireceğim insana vermek isterdim.

Herşey ben ilk okula başladığımda oldu. Normal bir çocuk gibi okuluma gidiyor, eve geliyor ve derslerime çalışıp oyun oynuyordum. Bir arkadaşım vardı ismi Jong Woo'ydu. Onunla parka gider ve top oynardık, bayağı yakındık. Birgün evdeki çöp poşetini çöpe atmak için dışarıyı çıkmıştım, yolda çöpe doğru giderken biri bana seslendi.

-Pişt Taehyung.

Arkamı döndüğümde bunun Sun Hee olduğunu gördüm. Yakışıklı olduğumdan okuldaki birçok kız bana aşıktı fakat ben hiçbirinden hoşlanmıyordum, Sun Hee'de beni seven bir kızdı. Sürekli yanıma geliyor ve benimle yakınlaşmaya çalışıyordu fakat ben onu umursamıyor ve Jong Woo'nun yanına gidiyordum. Birgün Sun Hee beni evine çağırmıştı, normalde gitmezdim fakat acil olduğunu söylediğinde kabul etmiş ve evine gitmiştim, annesi odasında olduğunu söylediğinde odasına çıkıp kapıyı tıklatıp içeri girmiştim.

-Neden çağırdın beni?

Sun Hee bana yaklaşmış ve beni yatağına itmişti.

-Ne yapıyorsun?

Hızlıca üzerime çıkmıştı.

-Seni benim yapıyorum.

Kafamı sağa sola salladım ve onu üzerimden itip ayağa kalktım.

-Ne yaparsan yap seni asla sevmeyeceğim Sun Hee.

Ağlamaya başladığında güldüm.

-Boşuna ağlıyorsun, bu sana acımamı sağlamıyor, birdaha benimle konuşayım deme.

Kapıya ilerleyip odadan ardından da evden çıkmıştım. Sun Hee utanmaz bir kızdı ve ben o tür kızlardan nefret ederdim.

-Ne var Sun Hee?

Bahçe kapısından çıkıp yanıma geldi.

-Nereye gidiyorsun böyle?

Göz devirdim.

-Elimde çöple nereye gidiyor olabilirim.

Çöp poşetini ona doğru uzattığımda yüzünü buruşturup geriye çekilmişti.

-Bugün bize gelsene.

Çöp poşetini kendime çekip yürümeye devam ettim.

-Gelemem, sana seni sevmeyeceğimi söyledim.

Koşup yanıma geldi ve kolumdan tutup beni durdurdu.

-Arkadaş olarak takılırız.

Elimi elinin üzerine koydum ve elini kolumdan çekip gülümsedim.

-Arkadaşça evine davet etmediğini biliyorum ve cevabım hala hayır Sun Hee.

Yanından ayrıldım ve çöpü attım. Arkamı dönüp eve gidecekken yine biri bana seslendi.

-Taehyung.

Arkamı döndüğümde bu Jong Woo'ydu.

-Woo.

Yanıma geldi ve gülümsedi.

-Bugün bize gelsene, film izleriz.

-Ne izleyeceğiz?

-Bu bir sır.

Ağzına fermuar çekip göz kırptı.

-Umarım güzel birşeydir.

-Emin ol bayılacaksın.

-O zaman akşama sizdeyim.

-Bekliyorum.

Gittiğinde bende eve gittim.

Akşam olduğunda üzerime eşorfmanlarımı giydim ve Woo'nun evine gittim. Kapıyı annesi açmıştı.

-İyi akşamlar Bayan Lee.

-İyi akşamlar Taehyung, Woo odasında.

-Teşekkürler.

Woo'nun odasına çıktığımda oturup bilgisayarında oyun oynadığını gördüm.

-Ben geldim.

Kısa bir süre bana bakmış ardından bakışlarını tekrar bilgisayarına çevirmişti.

-Yatağa otur, bu bitsin geliyorum.

Görmese de kafamı sallayıp yatağına oturdum. Birkaç dakika sonra oyunu bittiğinde bilgisayarıyla beraber yanıma gelmişti.

-Hazır mı film?

-Hazır, sen de masadaki cipsleri getir.

-Cips yemek sana yasak değil miydi?

Gülerek sorduğum soruya gülerek cevap verdi.

-Bir kerelikten birşey olmaz.

Cipsleri alıp yanına geldiğimde filmi başlattı.

Açıkcası film çok sıkıcıydı.

-Bu ne böyle? Korku filmi falan yok muydu?

Sırıtıp öpüşme sahnesi olan filme geri baktı.

-İleride güzel kızlarla öpüşmemiz gerekecek Taehyung, şimdiden öğrensek iyi olur.

Kafamı sağa sola salladım.

-Neden ileride, şimdi olsa olmaz mı?

Kafasını şaşkınca bana çevirdi.

-Ne o yoksa evime kız mı atmayı düşünüyorsun.

Güldüğünde yüzümü buruşturdum.

-Kıza gerek yok ki.

-O zaman neyle öpüşeceksin? Hayaletlerle mi?

Tekrar güldüğünde elimle yakalarını tuttum ve direk dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra şaşkınlığı gidince beni ittirerek dudaklarımızı ayırdı.

-Ne yapıyorsun sen Taehyung. Bu iğrenç birşey.

Kafamı sağa sola salladım.

-Asıl iğrenç olan senin izlediğin film.

-Yaptığın doğru değil. Senin bir kızla öpüşmen gerek benimle değil.

-Öpüşeceğim kişinin kız ya da erkek olması umurumda değil Woo.

-Ama benim umurumda. Öpüşeceğim kişinin kız olmasını isterdim erkek değil.

-Ama bir erkekle öpüştün.

-Öpüşmedim, sen öptün.

-Doğru ben öptüm, ama güzel hissettirdi, dur senin anlaman için seni bir daha öpeyim.

İlk defa o zaman yüzüme yumruk yemiştim ve eli de ağırdı.

-Büyükanne.

Eve döndüğümde ilk işim büyük annemi bulmak oldu.

-Hmm?

-Ben bir erkekten hoşlanıyorum büyükanne.

-Bende Jackie Chan'den hoşlanıyorum.

Gözlerimi izlediği televizyona çevirdim, televizyonda Jackie Chan'in bir filmi vardı.

-Pekala.

O zaman bunun bir sorun olmadığını sanmıştım fakat bir sürü çocuğun dayağına maruz kalmıştım tabiki bu benim erkeklerden hoşlanmama engel olmamıştı.

İlk okulu bitirdikten sonra çok da iyi olmayan bir orta okula gitmiştim. Orta okulun sonunda üstün zekamı çalıştırmayı akıl edebilmiştim ve bu sayede güzel bir lise tutturmuştum. Yine yaramazlıklar yapıp dayak yemiştim fakat sağ sağlim liseyi bitirmiştim. Üniversite sınavında çok yüksek puan almıştım, Tıp'a gidebilecektim fakat ben insanlarla uğraşmayı sevdiğimden öğretmen olmuştum. İstediğim ilk okul öğretmeni olmaktı fakat beni lise öğretmeni olarak atamışlardı. Seoul lisesinde matematik öğretmeniydim. Ergenlere bakmak en nefret ettiğim şeydi fakat yapacak birşeyim yoktu.

-Bay Kim.

Bana seslenen bir öğrenciyle daldığım düşüncelerden çıktım.

-Evet?

-Bay Kim, sevgiliniz var mı?

Gülümsedim.

-Evet var.

-Ciddi misiniz?

-Hayır.

Hepsi birden uflamaya başladı.

-Ama Bay Kim yalan söylüyorsunuz ve biz artık neye inanacağımızı bilmiyoruz.

-Bu yüzden yalan söylüyorum ya, Öğretmenlerinizin özel hayatı sizi ilgilendirmiyor, şimdi nerede kalmıştık?

~~~~~~~

Zil çaldığında kitabımı kapattım ve gülümsedim.

-Ah çok yorucu bir gündü.

-Bay Kim, bu daha ilk ders.

-Ah çok yorucu bir gün olacak.

Kıkırdayarak sınıftan çıkmıştı birkaç kişi. Bakışlarım kapıdan çıkmak üzere olan bir öğrencimi buldu.

-Park Jimin.

Şaşkın bakışları beni buldu.

-Konuşmamız gerek.

Yüzünü astı.

-Ama ben konuşmak istemiyorum.

-İnan bende konuşmaya hevesli değilim ama konuşmam gerekiyor.

Derin nefes alıp verdi.

-Kantine gidecektin sanırım, beraber gidelim bende açım.

Beraber kantine gittiğimizde çoğu öğrenci bana selam vermişti. Sıraya girmeden tostumu aldım ve bir masa bulup oturdum, çikolatalı sütümü de almayı tabiki de unutmamıştım, çikokatalı süt candır can.

~~~~

Tostum bittiğinde yarım saattir beni bekleyen Jimin'e döndüm.

-Pekala artık konuşabiliriz.

-Konuşalım Bay Kim.

Yep yeni bir fic, umarım beğenirsiniz. Vote vermeyi unutmayın~

Continue Reading

You'll Also Like

115K 7.9K 39
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
97.5K 5.1K 62
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
195K 13.2K 29
- Bütün haklar @catuoongi aittir. - Jimin'in annesi ve Jungkook'un babası evlenmeye karar vermişlerdi. Aynı evde yaşamak zorunda kalan Jimin ve Jungk...
149K 18K 27
|where do broken hearts go adlı kitabımın ikinci kitabıdır, lütfen ilk önce onu okuyun.| -jikook