Blue Side ❧ V

Oleh ibangtanyou

611K 70.6K 66.1K

Kalbinin kıyısında bana da yer ver. 🧜‍♀️ Lebih Banyak

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm
57.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
60.Bölüm
61.Bölüm
62.Bölüm
63.Bölüm
64.Bölüm
65.Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
Final Bölümü

25.Bölüm

8.3K 1K 682
Oleh ibangtanyou

Not: Yeni yazdığım The Laplace's Demon adlı bilim kurguma da beklerim 🤗💙 Özellikle teori üretmeyi sevenleri 😚

(Taehyung)

Işıkların gözümü rahatsız ettiği kocaman salonun ortasında, kocaman bavulumla birlikte bekliyordum. Seoul'e geri döndüğümü belirttiğim annem, benimle görüşmesini erteleyemeyeceğini bildirdiğinden ilk olarak buraya uğramak zorunda kalmıştım.

Merdivenlerden duyduğum tok seslerin annemin topuklu ayakkabılarına ait olduğunu anlayabiliyordum ve görüş alanıma girer girmez yüzüne bir zafer tebessümü yerleştirdiğini söyleyebilirdim.

Ağır adımlarla yanıma ulaşıp kollarını boynuma sardığında önce şaşırsam da ona karşılık verdim. Ondan sevgi görmeye çok alışık değildim.

"Özledim seni" diye mırıldandığında gülümsedim fakat bir şey söylemedim. Sevgimi gösteremiyor olmanın, benim hatam olmadığını bildiğimden bu konuda rahattım.

Annem geri çekilip koltuklardan birine geçerken onu takip ettim ve karşısına geçip bana söylemek için can attığı önemli meselenin ne olduğunu anlatmasını beklemeye başladım.

"Taehyung, senin artık isteklerini anlayabiliyorum ve bu konuda inatçı olduğunu bildiğimden artık şirket işleri ile ilgilenmen konusunda ısrarcı davranmayacağım."

Pekala, bunu zaten telefonda konuşurken de dile getirmişti. Altında yatan asıl konuya geçiş yapmalıydı ve sessizce bekleyişin ardından dudaklarını ıslatma gereği duyarak devam etti.

"Senin EASAN'da mühendis olman bir ebeveyn olarak benim sana sunacağım imkanların önüne geçmez. Fakat abilerin bu şirket için bu kadar didinirken senin hiç-bir şey yapmadan hissedar olman onlara haksızlık olur."

Usulca başımı salladım.

"Zaten şirket ile bir ilgim yok ve hisselerimin olması benim isteğimin dışında bir mesele. Hisselerimi abilerime devredebilirim. Hayallerimin önünde engel oluşturmamanız kâfi."

Annem koltukta geriye doğru iyice yaslandı ve bakışlarını benimkilere sabitledi.

"Taehyung, biliyorsun baban asla buna müsaade etmez. Senin koskoca şirket dururken devlete bağlı bir yerde belli bir miktar maaşla bir işte çalışmana engel olan asıl kişi baban. Şirketin, çocukları arasında eşit paylaştırılması tek isteği."

"Beni buraya boş yere çağırdınız değil mi? EASAN'da çalışmama müsaade etmeyeceksiniz!"

Bir hışımla yerimden kalkıp bavuluma doğru ilerlediğim sırada annem önüme geçti ve ellerini omuzlarıma götürdü.

"İstemediğin hiçbir şeyi yaptırmayacağımı söyledim. Lütfen beni dinle."

Sabırlı olmaya çalışarak adımlarımı geriye doğru attım ve az önce kalktığım koltuğa yeniden oturdum.

"Baban ile konuştum ve gerçekten EASAN'da çalışabilmeni engelleyen aracıyı ortadan kaldırdım."

"Buna babamı nasıl ikna ettin?"

"Şirket işleri ile sen ilgilenmeyeceksin fakat bu işlerle senin için ilgilenebilecek birini bulmak çok da zor değil."

"Nasıl yani?" diye sordum. Cidden nereye varmaya çalıştığını anlayamıyordum.

"Taehyung, zekisin sen neden yüzüme balık gibi bakıyorsun?" dediğinde sertçe yutkundum. Önceden yalnızca suda yaşayan bir türü temsil eden "balık" kelimesi artık yalnızca Ella'yı hatırlatıyordu.

"Demek istediğim, sana birkaç görücü usulü randevu ayarlayacağım. Bu kişiler, zaten bu işle uğraştığı için evlendiğin zaman senin yerine şirket ile ilgilenecek. Sen de dilediğin işte çalışacaksın."

"Beni hiçbir şeye zorlamayacağını söylemiştin" dedim. Abilerim gibi bana uygun gördükleri eş adayı ile evlenmek falan istemiyordum.

"Sana içlerinden biri ile evlen demiyorum. Sadece görüşmeni istiyorum."

Bakışlarımı devirdim ve samimi olmayan bir ses tonu ile "pekala" dedim. "Görüşeceğim."

Annemin niyetinin eninde sonunda görüşmelerden sıkılıp içlerinden birini eş olarak seçeceğimi düşünmesi olduğunu biliyordum. Fakat o, teklifini kabul etmemin tek sebebinin onu geçiştirmem olduğunu bilmiyordu.

.....

Annem ile yaptığım can sıkıcı görüşmenin ardından nihayet kendi evime geçebilmiştim.

EASAN yakınlarında bulunan 2+1 küçük bir apartman dairesi satın almıştım. Böylece diğerleri evime geldiğinde yatacak yer olmadığını söyleyerek onları geri gönderecektim.

Diğerleri demişken, Jungkook ve Jimin benimle birlikte Seoul'e dönse de Hoseok ve So Ra Kanada'da daha çok vakit geçirmek istediklerini söyledikleri için bize eşlik etmemişti.

Jungkook sürekli Ella'nın Seoul'e kadar yüzeceğini düşündüğünü dile getirdiği için ona mümkün olmayacak şeyler hakkında konuşmamasını söylemiştim.

Jimin ise Ella gittiğinden beri hiçbirimiz ile muhatap olmamayı tercih etmişti. Ella'nın gitmesinden ben sorumluymuşum gibi davranıyordu fakat anlamadığı bir şey vardı. Hicbirimizin Ella'yı sonsuza kadar koruyabilmesi imkansızdı. En azından Ella'nın yaşamının güven altında olması için  verdiğim karar oldukça mantıklıydı. Üstelik bu karar en çok beni yaralamıştı.

Ella'ya verdiğim veda öpücüğünün ardından bana olan bakışları, gözümün önünden bir türlü gitmek bilmiyordu.

Anahtarlarımı sehpanın bir köşesine fırlatıp bedenimi koltuğa bıraktığımda gözlerimi de usulca kapattım.

Hayatımın hiçbir evresinde duygularımla bu denli savaş halinde olmamıştım. İlk kez birine karşı yoğun hisler beslerken ondan adım adım kaçmaya çalışmıştım. Bunu birbirimizden ayrılmak zorunda kaldığımızda acı çekmeyelim diye yapmıştım ama belli ki başarılı olamamıştım.

Ella'nın ardından okyanus kıyısında geçirdiğim ilk gece, sanki hep onunla uyuyormuşum da onsuz gözlerimi kırpamayacakmış gibi hissetmiştim. O gece, o evde nefes alıp vermenin bile ağır geldiği gerçeği yüzünden ilk uçakla Seoul'e dönmüştüm.

Ella'nın hatıralarının olmadığı bir yerde daha rahat nefes alabileceğimi düşünüyordum. Üzüntümün beni çok daha çabuk terk etmesini umuyordum.

Sessiz, sakin evimde bir gece geçirecektim ardından gün ışığı ile birlikte yeni bir güne uyanacak, hayallerimi gerçekleştirmek uğruna ilk adımı atacaktım.

EASAN'da başarılı bir mühendis olma yolunda ilerleyecek, yepyeni teknolojiler geliştirmeye bakacaktım.

İşimde elde ettiğim başarı ile birlikte Ella'yı düşünecek zamanımın bile kalmayacağından emindim.

Başımı usulca aşağı yukarı sallayarak kendimi onayladım ve iki gündür uyuyamıyor olmamın acısını çıkarmak adına kendimi yumuşacık koltuğumda uykunun kollarına bıraktım.

***

Cambridge Üniversite'sinde hava açık görünse de değişken olabileceğini göz önünde bulundurarak koluma kahverengi ceketimi almıştım ve müzik yapan öğrenci topluluğunun yakınından geçerken güzel bir gün olacağı umudu ile dolmuştum.

Mühendislik fakültesine kadar yürüyüp bölüm başkanımız ve benim de kendime her zaman örnek edindiğim Deha Profesör Watson'ın odasının kapısını birkaç kez tıklattım ve içeri girdim.

Profesörün daha önce mesai saatlerinde içinde asla uyuklamadığını hatta günlerdir oldukça değerli gördüğü ve alzheimer, insomnia gibi hastalıkların çaresi olarak düşündüğü çip hakkında uğraş verdiğini biliyordum bu yüzden onu gözleri kapalı bir şekilde koltuğuna yaslanmış bir vaziyette bulduğuma şaşırmıştım.

"Profesör Watson!"

Sese duyarlı olduğu halde hiçbir tepki vermemesi üzerine ona doğru birkaç adım attım ve hareketsiz bir şekilde duruyor olması karşısında telaşa kapılıp kolumdaki ceketi, elimdeki dosyaları yere fırlatıp koşar adımlarla yanına ulaştım.

"Profesör Watson!" diye bağırdığımda soğuk tenine elimle dokundum ve omuzlarından tutup onu sarstım.

Hiç-bir şekilde hareket etmiyor, gözünü açmıyor oluşu gözlerimden yaşların tek tek süzülmesine yol açtı.

Bakışlarım masanın üzerinde duran kalp ilaçlarına gitti. Kutuyu açtığımda ise hiçbirinin kullanılmadığını gördüm. Kalp krizi geçirdiyse elinin altında olmasına rağmen ilacını almamış olmasına inanamıyordum!

***

Koltuktan neredeyse fırlayarak kalktığımda kesik kesik aldığım solukların düzene girmesini diledim bir de yaşadığım en kötü olayın etkisinin artık dinmesini.


Ben geldim 😚

Ella'sız ilk bölümüm ve şimdiden özledim onu 🤧

Bu arada kurguyu okuyanların büyük çoğunluğu Ella'ya düşüyor, fark etmiyorum sanmayın ✋ Tae kurgusu bu farkında mısınız? Tae'ye düşmeniz lazım kendinize gelin dhfjkdkdk

Kurgunun gidişatı için fikirleri olan var ?

Asıl olaylar EASAN'da yaşanacak yalnız ✋ (spoi)

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:300
Yorum sınırı:400

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

131K 11K 23
•tamamlandı•Yanlış bir adamla, yanlış bir zamanda yaşadıklarına; onu doğru adamla, doğru zamanda karşılaştırdığı için minnettardı.
238K 22.2K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
156K 12.9K 36
+15 'İmkansızı mümkün kılan bir aşk hikayesi...' "Ama sen benim arkadaşımsın. Ve arkadaşlar birbirlerinin adını bilmeliler." Elimi ikinci kez ona doğ...
1.3K 110 7
*MURDERER serisi birinci kitaptır!* Taehyung tek bir günde onu parıldatan yıldızını söndürmüştü. ↳ Taelice. ↳ LUCCARALYLA / by Lara ♛ ↳ 2021