yan rol • bxb

Bởi efkarlipuding

923K 75.4K 190K

Kitap zaman dilimi olarak Adaş'ın 8 yıl sonrasında geçmekle beraber sureti umumiyede iptidaî fiatile behemeha... Xem Thêm

Bölüm bir (sen gel götüme gir)
İki
Üç
Dörd
Beş
Altı
Yeddi
Səkkiz
Doqquz
On
On bir
On iki
On üç
On dörd
On beş
On altı
On yeddi
On doqquz
Yirmi
Yirmi bir
Yirmi iki
Yirmi üç
Yirmi dörd
Yirmi beş
Yirmi altı
Yirmi yeddi
Yirmi səkkiz
Yirmi doqquz
Otuz
Otuz bir
Otuz iki
Otuz üç
Otuz dörd
Otuz beş
Otuz altı
Otuz yeddi
Otuz səkkiz
Otuz doqquz
Qırx
Qırx bir
Qırx iki
Qırx üç
Qırx dörd
Qırx beş
Qırx altı
Qırx yeddi
Le finale part 1
Le finale part 2

On səkkiz

19.8K 1.6K 4.1K
Bởi efkarlipuding

Evde kalamayacağım için o sabah okula gidiyorum bahanesiyle evden çıktım çünkü uzaklaştırma aldığım babamlar tarafından öğrenilirse götümde şemsiye açabilirlerdi.

Bir süre durup ne yapacağıma karar vermeye çalıştım. Artık gay bara da gidesim gelmiyordu çünkü orda Charles'ın klonu tarafından kötü yola düşürülme ihtimalim vardı. Aynı ihtimal okulda da geçerliydi. Etrafım Charles'lar tarafından sarılmıştı bea. 

Sonunda Pipisu'yla aldığımız ortak karar üzerine seks bağımlıları destek grubuna kayıt olmaya karar vermiştim.

Ve şansıma bugün bir apartmanın en üst katında toplantıları vardı. Ne yazık ki reşit olmadığım için yayan olarak yola koyuldum. En son ehliyetsiz motosiklete binişimde aracın önüne atlayan teyzenin birine hafiften dokundurup pilates topu gibi devirmiştim. O zamandan beri motor kullanmıyordum.

Aklıma teyzenin pokemon gibi yuvarlandığı sahne gelince yine gülmeme engel olamadım.

Teyze özür dilerim, kimin akrabasısın veya hangi altın gününe gidiyordun bilmiyorum ama çok komik düştün lan sjdkwjensndnejd.

Ben kendi kendime eğlenirken Instagram dm'lerine gelmiş fake bir hesaptan mesajlar kaşlarımı çatmama neden oldu. Tuana'nın satılık ilanını alıntılayıp şöyle yazmıştı.

darkshadow: Onun yerine sizi alabiliyor muyuz

darkshadow: Bir geceliğine mesela?

ananinkuzususunsen: Amına korum ha

ananinkuzususunsen: Sen kimsin

darkshadow: AHAHAHHAHAHA

darkshadow: Bir tost (;

ananinkuzususunsen: Tost mu

darkshadow: Dost*

darkshadow: Etrafındakilere dikkat et, kimin seni arkandan vuracağı belli olmaz. Etrafında çok fazla kara gölge görüyorum.

ananinkuzususunsen: Tm ksokskwkdmksk

darkshadow: Dost sandıkların tost çıkabilir.

darkshadow: Düşmanın*

ananinkuzususunsen: Ne diyon ablacım sen

darkshadow: Birincisi, kadın değilim. İkincisi, gizemli bir hesaptan felaket senaryoları aldın hiç mi korkmuyon amk?

ananinkuzususunsen: Kanka bütün ciddiyetin gitti az önce farkında mısın

ananinkuzususunsen: Dost yerine tost yazan birinden kim korkar ki ekrkwkekkek

darkshadow: Hay sikeyim

ananinkuzususunsen: Tuti sensin dimi

darkshadow: Yakında kim olduğumu öğrenirsin (;

"Bu yabancıların hepsi de gençlik draması çevirme peşinde amınakoyayım." diye kendi kendime söylenmemin ardından hesabı zerre iplemeyip bir de üstüne engellemiştim. "Mesela adı Zachary olan bir mafya babası havalı olur, ama adı Zekeriya olan bir Türk asla."

Apartmanın merdivenlerini tırmanırken toplantının yapılacağı dairenin önüne gelmiştim. Kapıda kimse beni karşılamadı ve ben de omuz silkerek içeri daldım.

O sırada toplantı henüz başlamadığından herkes kendi halinde takılıyor, pavyon tuvaleti gibi sıralanmış beyaz masalardan limonatalarını yudumluyorlardı. Bir an seks toplantısına mı sünnete mi geldiğime emin olamadığım için mal mal etrafıma bakındım. Katılımcıların çoğunluğu erkekti ama asıl bana doğru yürüyen o tanıdık yüzü gördüğüm an topuklarımı götüme vura vura kaçma isteği baş göstermişti.

"Yok artık, sen de mi?" dedi yüzünde ağzı kulaklarında bir gülümsemeyle yanıma gelerek. Evet, böyle bir toplantıda Charles'ı bulmak saçma olacağından tabii ki onun ikiziydi bu. "Seni burda görmeyi beklemiyordum. Kardeşimle aynı okuldansın, değil mi? Barda karşılaşmıştık."

"Anlamıyor senin dili." dedim. Dilenci taklidi yapsam gider miydi acaba? "Ben suri esad bum bum."

Şu ortamda onu görünce daha az tehlike arz ettiğine karar vermiştim ama hala gözüme o striptiz direğindeki görüntüler doluşuyordu. Ve yine bir krizin tetiklenmekte olduğunu hissedebiliyordum.

Yanından geçip sıvışmaya hamle ettiğim an çevik bir hareketle önüme geçti. "Adım Lysander." dedi azimle.

Dikkatini başka yerlere ver Anılcan. Evet her zaman işe yarar.

"Hele dadaş hoş musan."

"Ne zamandır seninle görüşmek istiyordum aslında. Charles'a ikimizi tanıştırmasını söyledim ama belli ki sana iletmemiş, unuttu herhalde."

"Dolu musan boş musan."

"Sen locadayken benimle pek ilgilenmedin ama ben seni izliyordum, şimdi de gelip bir merhaba demenin zararı olmaz diye düşündüm."

"Ayakların yan basir."

"Beni dinliyor musun sen?"

"Yoksa sen sarhoş musan."

"Cidden kim olduğumu hatırlamadın mı?"

"Aa kusura bakma, giyinik görünce tanıyamadım." dedim sinirle.

Kardeşininkine çok benzeyen büyüleyici bir gülümsemeyle bana baktı. "O şovun bir parçasıydı sadece. Ama hoşuna gittiyse kıyafetlerimizi çıkarabileceğimiz yerler var."

Ya sabır yarabbülemin.

Varlığı bütün görüş alanımı kapatınca elimde olmadan yüzünü incelemeye başladım. İkiziyle arasında ufak tefek mimik farklılıkları olduğunu şimdi görebiliyordum. Gözlerinin tonu bile aynıydı ama Charles daha yumuşak bakışlıydı. Ona göre bu herif daha iri yapılı ve müstehcen kalıyordu. Ayrıca yakışıklılığının farkında olmanın getirdiği saçma bir özgüveni vardı ve bunun da inanılmaz kasıntı durduğuna karar vermiştim. Oysa Charles'ın iltifat alınca bile yanaklarının kızarması ona daha sevimli bir hava katardı.

Ne pipime ikisini kıyaslıyordum şimdi?

Boş bakışlarımı yüzünden çekmeden tekrar yanından geçip gitmeye hamle edince mengene gibi eli bileğimi kavradı. 'Ama kayıcam şimdi anana' der gibi bir ifadeyle sıkılı dişler arasından ona döndüm ve yüzümü inceleyip gülümsedi.

"Toplantı başlamadan nereye?"

"Kapıdan girince ani bir aydınlanma yaşadım, Allah belamı versin ki bir daha seks yapmayacağım. Şimdi de Cübbeli Ahmet Hoca izlemeye gidiyorum."

"Neden benden kaçıyorsun?" diye sordu.

"Basit, seni sevmiyorum." dedim. 

"Sevmemeni gerektirecek ne yaptım?"

"İticisin."

"Genelde çekici olduğumu söylerler."

"Kafan olmasa iyi çocuksun."

"Sahne şovumu mu beğenmedin, yeterince tahrik edici değil miyim?"

"Tahrik edicisin kardeşim." dedim sonunda sabrımı kaybederek. "Allah sahibine bağışlasın, oldu mu?"

Bileğimdeki eliyle beni kendine yakınlaştırdı. "Neden sahibim sen olmuyorsun?"

Ulan vazgeçmiyor da ibne yavrusu...

Niye kimsenin dikkatini çekmiyoruz diye etrafıma baktım, sevişkenliğe aykırılık kuruşu olarak burda herhangi bir ayak üstü seks eğilimine engel olunması gerekmiyor muydu?

"Kızlardan hoşlanıyorum." dedim sonunda yalana başvurarak.

"O zaman gay barda ne işin vardı?"

"Bir arkadaşa girip çıkacaktım."

"Beraber kulise gittiğiniz o çocuğa mı?"

Pes etmeyeceğini anlayınca hiddetle kolumu ondan kurtardım. "Sikmek istemiyorum ulan seni, zorla mı? Açıp üstüne mi oturacaksın?"

"Aktif olan taraf benim yalnız."

"Haha." diye güldüm alayla. "Birbirimize uygun olmadığımız burdan belli. Körpe ve tazecik götümü kimseye mıncıklatmam ben."

"Yani sorun bu mu? Tamam, senin için bir seferliğine altta olabilirim."

"Sen benim fantezilerimi kaldıramazsın. Batman milliyetçisiyim ben. Sen hiç Batman erkeğini sekste gördün mü?"

"Sevişirsek göreceğim."

"Öncelikle ben sevişmem, halaylarım. Hem de çok sert."

"Senin sikesin yok kanka."

"Sonunda be! Bu muhabbete girdik mi gerçekten?"

Bir süre tartarcasına bana baktı. "Dokunulmaz çocuk ayaklarını bir kenara bırakalım bence, şu an I love gay porn tişörtü giyen birine göre çok da zor biri olmasan gerek."

İçimden o günkü tişört seçimime bir küfür savurdum. Ağzımı açıp cevap veremeden geri kapatırken köşeye sıkıştığımın tamamen farkındaydım, ve tam o sırada sağımızdan kurtarıcı niteliğinde bir ses yükseldi.

"Aa, demek tanıştınız."

Gözlerimden kalpler fışkırtarak onu gördüğüme daha önce hiç bu kadar sevinmediğim Charles'a çevirdim başımı, yüzünde tatlı bir gülümseme vardı ama gözleri birbirine yakın bedenlerimize kayınca aramızdaki gerginliği hissetmiş gibi bu gülümseme soldu.

"Bir şey mi oldu?"

Lysander beni bırakınca bir adım geri çekilip kuş gibi seke seke Charles'ın yanına vardım ve büyük bir mutlulukla ona sokuldum. "Çarliston biberim! Seni bana Allah gönderdi."

Şu an tam bir annesi istediği bir şeyi kabul etmeyince babasına sığınan hain evlat gibi göründüğümden Charles gözlerini benim üstümde dolaştırmadan cevap beklercesine direkt kardeşine bakıyordu.

O ise rahat bir tavırla ellerini ceplerine sokmuştu. "Tam zamanında geldin, biz de arkadaşça sohbet ediyorduk."

"İyi anlaştınız mı bari?" dedi Charles şüpheyle. Hala ürkek bir kuçu gibi arkasına sinmiş duruyordum ve bu durum hiç hoşuma gitmiyordu ama o halinden memnun gibiydi.

"Çok iyi anlaştık, hatta gereğinden de yakın." derken gözleriyle beni soymaya başlamıştı yavşak oğlu yavşak.

Ona 'seni oluşturan DNA dizilimini sikeyim kahpenin eniği' türü kindar bakışlar atıyor olmalıyım ki kasılmış omuzlarımı görüp insafa geldi ve gülmeye başladı.

"Çok komikmiş orospu çocuğu." diye tısladım.

"Rahatla biraz, sadece dalga geçiyordum."

"Sen onu yarrama anlat."

Gözlerini kısarak sinirle gülümsedi ama konuyu uzatmadı. "Limonata?" dedi elindeki bardağı bana uzatarak.

"İstemez, alerjim var."

"Limona mı?"

"Yok sana."

Kahkaha attı. "Açık sözlülüğüne bayıldım, birinden hoşlanmadığın zaman bunu hiç saklamıyorsun."

"Hee koçum ondan." dedim dik dik ona bakarak. Heriften soğutamıyorduk da kendimizi anasını satayım. Dönüp suratına osursam bana Alp Dağları'nın esintisini mi getirdin derdi.

Bir de kendimi yüzsüz sanırdım.

Charles diğer yanımdan nazikçe sordu. "Limonata istemediğinizden emin misiniz? Benimkini alabilirsiniz, gerçekten çok güzel."

"Olur." dedim ve elindeki bardağı kapıp kana kana kafama diktim. Lysander ayrımcılık yapmama ters ters baktı ama umursamadım.

"Beni nasıl buldun?" diye sordum tekrar ak saçlı kurtarıcıma dönerek. "Kalbinin sesini mi dinledin?"

"Yok, aletim ortada hiçbir sebep yokken erekte oldu ve ben de Lysander'ın sizinle olabileceğini düşündüm. İkiz içgüdüleri."

"Oha, herif sikiyle izimi sürmüş."

"Ee, bir yere oturalım mı?" diye devam etti Lysander gözlerini üstümden ayırmadan.

"Çok isterdim ama istemiyorum."

"Toplantı başlayacak, ayakta kaldık."

Charles ona 'acil destek harekat lazım' der gibi baktığımı görünce mesajı anında aldı ve bir elini koluma indirdi. "Baksana Annie." diye şakıdı bana dönüp neşeyle. "Şu dünkü ödevle ilgili bir soru aklıma takıldı da... Daha sessiz bir ortamda bana yardımcı olabilir misin acaba?"

"Yalnız-" diyecek oldu Lysander.

"Seninle toplantı başladığında buluşuruz Lys, bizim için yer kap!"

İlerlerken Lysander'in bozulmuş yüz ifadesine karşı zevkle sırıtıp memnuniyetle Charles'ın peşine takıldım.

Özel misafirler için paravanla ayrılmış daha sakin bir bölüme geldiğimizde, elinin hala kolumu kavradığını fark ettim ve rahatsız rahatsız öksürüp birbirimizden aynı anda uzaklaştık.

"Sanırım şu an teşekkür etmem gerekiyor?" dedim gözlerimi kaçırarak.

"Evet genelde normal insanlar böyle yapar."

"Çarlıs seni yerim sıçmam. Beni kurtarmana valla çok ihtiyacım vardı."

"Bir daha söyler misiniz lütfen ses kaydı alacağım."

"Yılışma hemen." deyip eski mağrur yüz ifademi takındım. "Erkek kardeşin tam bir fingirdek. Çok korktum Çarlıs beni sikecekler diye çok korktum..."

Güldü. "Lysander o kadar adi değildir. Sadece biraz fazla dışa dönük, özellikle size yaptığı bir muamele değil yani. Yine de birini o istemediği müddetçe birlikteliğe zorlamaz, kardeşimi tanıyorum."

"Az önce hiç öyle durmuyordu. Bileğimi morarttı lan Milka'nın mor ineğine döndüm."

"Neden reddettiniz?"

"Hı?"

"Lysander'ı diyorum, neden yatma teklifini reddettiniz? O kadar mı çirkin?"

Dolaylı yoldan kendisine iltifat ettirmeye çalıştığını fark edince "Çok yakışıklı." dedim sırıtarak.

"Hadi ya?"

"Gözleri çok güzel, tam istediğim gibi hafif çekik ve badem biçimli."

"Hmm."

"Dudakları falan tam öpülmelik, pembe pembe."

"Ee?"

"Kıçının da ellenesi olduğunu kabul etmem gerek."

"Benden daha yakışıklı yani?"

Ona 'not sure if you are trolling or just stupid' bakışı attım. "Herif ikizin."

Gözlerini bana çevirmeden umursamazca omzunu silkti. Noldu şimdi hayatımın sünnet şekeri noldu amına koyayım?

Nihayet destek grubunun kurucusunun aramıza teşrif etmesiyle yer kapmak için Charles'ı çekiştirip ön sıralardaki yan yana sandalyelere oturttum. Lysander yanımıza damlamasın diye iki popo boyunca yer kaplamakla beraber, üşenmeyip bizim sıradaki bütün sandalyelere de kolumu ve bacağımı uzatmıştım. Bir an ikimize de siniri bozulmuş gibi baktı, sonra pes edip tam karşıdaki sandalyeye geçti.

Ve herkes yerleştiğinde kendini bize Gtüdelic olarak tanıtan Fransız adam -tam burda gülme krizine girdim- "Hepiniz hoşgeldiniz." dedi babacan bir coşkuyla. "Önce hepinizi tanıyacağız, şahsi sorunlarınızı ve seks hikayelerini dinleyeceğiz. Ama ondan önce genel bir sorum var; buraya gelme nedeniniz nedir?"

"Sikiş var dediler geldik." dedim yüksek sesle. Birkaç kişi gülüştü ve adam bana 'seni bir sikerim şeytan maşallah çeker' bakışı attı. Susup sandalyeme gömüldüm.

Toplantı bir süre aynı sıkıcılığıyla devam etti, herkese sırayla söz verildi ve çoğunun Aids kapmamak için bu bağımlılığından vazgeçmek istediği ortaya çıktı. En önden sandalyeyi fırlatıp PREZERVATİF KULLAN O ZAMAN OROSPU ÇOCU diye bağırmamak için kendimi zor tuttum ama bunun dışında olaya ilgisiz kalıp telefonumdan Çılgın Sosis oynadım.

Çoktan bu organizasyonun tam bir saçmalık olduğuna karar vermiştim. Ama yanımda sessiz bir şekilde ona Türkçe öğretmeye çalıştığım bir Charles varken katlanabileceğimi düşünüyordum. Bu çocukla uğraşmak aşırı eğlenceliydi.

"Senin am-mına goyi-neydi efendim?"

"Goyim." diye tekrar ettim. Bir yandan kelimeyi kapabilmek için dikkatle dudaklarımın hareketine bakıyordu.

"Senin hhımmmına goyim baccısını siktimin evla-dı?"

"Evladı evet. Çok iyi gidiyorsun bebeğim. Diğer çalıştığımız kelime neydi?"

"Orrisbi çucuğu?"

"Biraz telaffuz hatası var ama hallederiz."

"Peki bunların anlamı nedir?"

"Yolda bir Türkle karşılaşınca bunu ona söyleriz. Saygı bildirir, Japonların birbirine eğilerek selam vermesi gibi bir şey."

"Aa güzelmiş..."

"Bir de ezberlediğin uzun bir şey vardı, neydi o?"

"Moruq 2023 moruq bor çıkarıcaz moruq ameriga hep bizi kullanıyo süper güç lozan fln içinden geçicezzz."

"Evet bunu özellikle yaşlı amcaların yanında söyle. Başka?"

"Anılcan Sayer'i çok seviyorum onu görünce tek rakibim Türk Hava Yolları dikeldim."

"Aferin yavrum aferin. Ben de..."

Başımı karşıya çevirdiğimde biraz öncesine kadar ona gülen yüzüm ciddileşti çünkü Lysander bana karşıdan dudaklarını ısırarak gülümsüyordu.

Ona dört duvar arasında şaakk şeklinde yankı bulan ultimate bir nah çektim. Ancak armor'u delinmedi.

Burnuna parmaklarımı geçirip kafasını bowling topu gibi savurmak istiyorum bu puştun...

Birbirine nasıl bu kadar zıt karakterler olabiliyorlardı? Kardeşi şerefsizin tekiyken Charles kendi sağlığı için aşırı sevimliydi.

"Pekala," diye devam etti Gtüdelic Bey. "Şimdi kim başlamak ister?"

Elimi kaldırdım. Bakışları bana döndü.

"Adınız?"

"Anılcan Hergötüeller."

Charles yanımda gülerken "Üslubumuza dikkat edelim." diye uyardı beni Gtüdelic. "Peki sorularımıza geçelim o zaman. Karşı cinste sizi hangi durumlar tetikler?"

"Çükü olması."

"Eşcinselsiniz yani?"

Tişörtüm ben geyim diye bağırıyordu resmen, aptal mıydı bu adam?

"Hayır değilim. Çükü olan kızlar hoşuma gidiyor."

Bu lafım üzerine tekrar alaycı gülüşlere maruz kalınca öksürüp yerinde toparlandı Gtüdelic. "Anladım. Peki bir erkekte sizi hangi durumlar tetikler?"

"Olması." dedim ve Lysander karşı taraftan gür bir kahkaha patlattı.

"Standartların o kadar düşük mü?" diye sordu eğlendiğini belli eden bir ifadeyle. "Önüne gelen herkesle düşüp kalkıyor musun?"

Ona laflar hazırladığımı fark eden organizasyon sahibi "Lütfen söz almadan konuşmayalım. Tartışmanızı toplantı sonrasına saklayabilirsiniz." diye araya girdi.

"Siz nasıl isterseniz Bay Götüdelik." diye mırıldandım arkama yaslanarak.

"Gtüdelic." dedi dişlerini sıkarak.

O bunu deyince dayanamayıp gülmeye başladım. Göz göre göre onunla taşak geçmemi öfkeden kudurarak izledi. "Bu kadar komik olan ne?" Ben gülmeye devam edince "Siz buraya dalga geçmeye gelmişsiniz." diye bir tespitte bulundu.

"Aa hadi ya?" dedim. "Niyetimi bu kadar çok mu belli ediyorum?"

"Lütfen sizi dışarı alabilir miyim?"

"Toplantı da bokum gibiydi zaten." dedim aniden köpürerek. Hışımla ayağa kalktığımda herkes beni izliyordu. Gidip limonataların dizildiği tezgaha tekme attım, şangırtılarla hepsi yere devrildi. "Ücretini babama gönderirsiniz!"

"Biraz daha devam ederseniz güvenlik çağıracağım."

"Bu adama benim yerime Türkçe olarak cevabını verir misin lütfen?" dedim Charles'a dönerek.

"Senin amına goyim bacısını siktimin evladı." dedi Charles ezberden.

"Gidelim Çarlıs. Görüşürüz ezikler. Hoşçakal Götüdelik!" diye bağırarak herkesin şoklar içindeki bakışlarıyla mekanı terk ettik.

Apartmanın önündeki merdivenlere çömdüğüm an cebimdeki sigarayı çakmakla tutuşturdum. "Bir fırt ister misin?" diye sordum kader ortağıma. Başını iki yana salladı. Kendi kendime omuz silkerek dirseklerimi arkaya yasladım. Kovulmalara alışkındım, çenemi tutamadığımdan bu sıklıkla gerçekleşiyordu. Hatta Anıl babam bana bu konuda teselli bile vermişti. Dediğine göre atıldığı için tam 12 okul değiştirmek zorunda kalmış.

Bir bakıma annem bile beni bu sebepten terk etmiş sayılırdı.

Toplantının bitmesiyle Lysander da apartmanın önüne indi. Kardeşiyle birlikte eve dönmek üzere yanımdan ayrılmadan önce "Eh, sonra görüşürüz o zaman?" dedi bana bakarak.

"Umarım görüşmeyiz amına koyayım."

"Bari telefon numaranı ver."

"Ben veririm." diye atıldı Charles. İkizinin telefonunu aldı ve rehbere bir şeyler yazdıktan sonra geri verdi. Lysander memnuniyetle gülümsedi. Ama Charles benimle göz göze gelince sadece ağzını oynatarak "Eskort numarası verdim kerize." diye fısıldadı.

Ona az pezevenk değilsin dercesine sırıttım. Beraberce yürüyüp sokağın başında gözden kaybolana kadar sırıtışıma karşılık verdi.

Bir süre daha soğuk mermerde kıçım donarak oturdum ve çakmağı çakıp alevin içinden parmağımı geçirerek kendi kendime oyalandım.

En son kafamı karıştıran bir konuya çözüm bulmak için mecburen kuyruğumu kıstırıp en üst kattaki daireye geri döndüm. Gtüdelic hocamızı gitmek üzere çantasını toplarken yakaladım.

"Şahsi bir sıkıntınız mı vardı?" diye sordu beni görünce soğuk bir edayla.

Bir tanımadığım herifin tekinden trip yemediğim kalmıştı.

"Şey, evet. Az önce size saygısızlık ettim galiba. Neyse, beni hangi durumların tetiklediğini sormuştunuz. Biri var." dedim sonunda. "Çocuk ilk tanıştığımız andan beri libidomu azdırıyor, sevişme isteğimi arttırıyor falan. Ama sorun şu ki o düz ve bizim aramızda cinsel açıdan hiçbir şey olamaz. Ve o beni arkadaşı olarak görürken sapkın isteklerimi bastıramamak çok rahatsız edici."

"Biliyor musunuz, böyle durumlarda ondan uzak kalmamanız en iyisi."

"Nasıl yani?"

"Kendinizi geri çektikçe içinizdekiler birikir. Böyle zamanlar küçük, zararsız bir öpücük her şeyi çözecektir. Belki de tadını aldığınızda sizi ona çeken merak kaybolur, ya da fazla büyümeden önüne geçebilirsiniz."

Charles'la en son oturduğumuz yere sıkıntılı bir bakış fırlattım. Benim için sorun yoktu, sonuçta onu öpmek istediğim için değil de istemediğim için öpecektim, dürtülerime son verme amaçlı, işin içinde duygular ya da hisler olmadan. Ama onun tepkisi ne olurdu acaba?

Sanırım bunu yakın zamanda öğrenecektim...

Minnetle gülümseyerek adama döndüm. O da sevecen bir şekilde omzumu sıvazladı. Bir an için gerçekten ateşkes imzalamış gibiydik.

"Yardımınız için çok teşekkürler Bay Götüdeli-"

"ÇIK DIŞARI ULAN!"

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

20.2K 1.2K 19
Ezhel: Bİ-LA-DE-RİM İÇİN! Fero: bana benim malımla gelme *Çerezlik bir kitaptır *Mizah amaçlıdır HOMOFOBİKLERE YASAK
22.6K 2.7K 133
TAMAMLANDI ✓ Tür: Enemies to Lovers, Yaoi, Romantik, Aksiyon, Dostluk, Mafya, Yetişkin Bölüm Sayısı: 133 Yang Lei arkasını döndü. Rüzgarın sesiyle dö...
13K 1.6K 28
Mafya (Larry Stylinson Version) Mafya oğlu olan Harry Styles, yüksek lisans için gittiği Kanada'dan iki yılın ardından döner ve Styles Holding'in baş...
15.1K 1.7K 37
Magnus Bane, kendi eyaletinde yaşanan bir cinayet vakasını çözmeye çalışan yerel bir polis amiriyken işin içine karışan birtakım gizemler olayın bir...