CAMREN (FİFTH HARMONY) /G×G (...

By shipperyoo

197K 8.6K 2.5K

"CAMİLA BENİM SEVGİLİM. HERKES DUYSUN." More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58 (SEZON FİNALİ)
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122 FİNAL
DUYURU 1
DUYURU 2
DUYURU 3

47

1.3K 70 28
By shipperyoo

Lauren'in Ağzıyla

Taylorla oturup sohbet ediyorduk. Yanımda gölge hissedince kafamı kaldırdım. Şu kavga ettiğim çocuk gelmişti. Ne işi vardı ki bu çocuğun burda?

"Ne var?"

"Sadece konuşmak istiyorum. Gelsene benimle bir."

Ne konuşacak acaba? Şimdi bunu burda dövmek var ama. Neyse.

Kafa sallayıp ayağa kalktım. Ormana doğru yürümeye başladım. Peşimden geliyordu. Dinah bizi görünce kaşlarını çattı. Yanımıza gelmek için hareketlendi. Elimle dur işareti yaptım. Durdu. Bir sorun yok anlamında kafa salladım. Önüme dönüp ormana doğru ilerlemeye devam ettim. Kamp alanından uzaklaşınca durdum.
Arkamı döndüm. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Evet. Seni dinliyorum."

Sinsi sırıtışıyla konuştu.

"Ayrılmışsınız Camila ile?"

"Evet."

Samimiyetsiz bir şekilde sesli güldü.

"İşte bu. Amacım da tam olarak buydu. Bir de benim sayemde olması tuzu biberi. Şimdi sana söylüyorum. Camila benim olacak. Ondan uzak dur! Yakınına dahi yaklaşma!"

Ne diyor lan bu çocuk? Oyun mu oynamış bize. Bizi ayırmak için. Camila tabiki de bunları bilmiyor. Değil mi? Hızla yakasına yapıştım.

"Ne diyorsun lan sen? Seni öldürürüm çocuk. Ne demek tam istediğim de bu?"

Hala gülmeye devam ediyordu. Yanağına sert bir yumruk attım.

"Lauren ne yapıyorsun ya?!!!!!"

Camila gelmiş çocuğu kaldırmaya çalışırken kolundan tuttum çevirdim.

"Camila konuşmamız lazım-"

"Bırak Lauren kolumu. Biz ayrıldık. Daha neyi konuşacağız?"

"Ben iyiyim Camila konuşun siz. Hem sizin ayrılmanıza ben sebep oldum. Tekrar benim yüzümden tartışmayın."

Oha lan. İkiyüzlüye bak. Camila'ya efendi ayakları yapıyor. Ben gebertirim bu çocuğu.

"Lan ikiyüzlü. Seni öldürürüm ben. Ona da söylesene bana söylediklerini. Ha. Şerefsiz. Götün yemiyor değil mi?" diyerek çocuğun üstüne atladım. Bir tokat daha attım. Ama o sırada Dinah ile Mani gelmişti. Beni çocuğun üstünden çektiler.

"Bak Camila bu çocuk yalancı-"

"Lauren!!!!"

Camila bağırınca durdum.

"Dinah Mani Markla beraber kamp alanına gidin."

Onlar beni bırakıp kamp alanına gitmeye başladılar. Hızla Camila'nın önüne geçip ellerimi yanaklarına koydum. Hızla konuşmaya başladım.

"Bak Camila gerçekten yalancı bu çocuk. Bana bizi bilerek ayırdığını, seni sevdiğini, yanına yaklaşmamamı söyledi. İnan-"

Ellerimi yanaklarından çekip bana bağırmaya başladı.

"Nasıl inanayım Lauren? Çocuk bana benim yüzümden tartışmayın git konuş diyor. Ayrıldığınıza üzüldüm diyor. Sen çocuğun üstüne uçup tokat atıyorsun. Ben nasıl inanayım şimdi sana?"

Ellerimi tekrar yanaklarına koydum.

"Camila bak inan bana. Yalan söylemiyorum. Onu elde edeceğim. Benim olacak. Onu seviyorum dedi. O yüzden sizi-"

Ellerimi tekrar çekip tekrar bağırdı.

"Seviyorsa ne olacak Lauren? Sanane bundan. Ayrıldık biz ayrıldık."

Bir şey diyemedim. Birkaç saniye öyle bakıştık boş boş. Kafamı sağ sola sallayıp kendime geldim. Ona doğru iyice yaklaştım. Yüzlerimiz arasında neredeyse beş santim kalmıştı. Gözlerini kapattı. İşaret parmağımla göğsünün üst kısmına birkaç kere ittirirken aldığım kolyeyi hala taktığını farkettim. Gülümsedim. Fısıltı tonunda konuşmaya başladım.

"O çocuk sana zarar verecek Camila. Bunu bil. Ve ben sana hiçbir zaman yalan söylemedim. Aile işini karıştırmıyorum. Çünkü o zaman mecburdum. Ama eninde sonunda anlayacaksın. Nasıl ikiyüzlü bir şerefsiz olduğunu anlayacaksın. Hatta ben kendi ellerimle göstereceğim sana. Bu işin peşini bırakmayacağım. Sen ne dersen de."

Geri çekilip kamp alanına doğru yürümeye başladım.

Kamp alanına gelince etrafıma baktım. Dinah beni görünce Mani ile beraber yanıma gelmeye başladılar.

"Lauren ne oldu orda? Sen iyi misin?" diye eliyle vücudumu kontrol eden Mani'yi durdurdum.

"Mani iyiyim ben tamam."

"Laur anlat hadi."

"Tamam gelin oturalım."

"Lauren Camila geliyor. Ben şimdilik yanına gideyim mi?"

"Git Mani git. Dinah sonra anlatır sana. Ha bir de şu çocuğun Camila ile tek kalmasına asla izin verme. Ve de ne konuşsalar bana haber veriyorsun. Anladın mı?"

"Niye diye sormayacağım. Peki. Tamam."

Mani Camila'nın yanına gidince Dinah ile konuşmaya başladım.

"Bu çocuk geldi. Benimle konuşmak istedi. Tamam dedim. Ormana gittik. Durdum. Camila ile ayrılmışsınız dedi. Evet dedim. Sonra pis gibi güldü. İşte bu. Ben de bunu istiyordum. Hem de benim yüzümden oldu daha iyi falan dedi. Camila benim olacak. Yanına yaklaşma falan dedi. Ben de dayanamadım daldım. O arada da Camila geldi. Bir dakika. Onun nerden haberi oldu ki?"

"Ben sizin gittiğinizi görünce böyle bir şey olacağını düşünüp ona söyledim."

"Aferin sana!! Neyse. Dinah bu çocuğun niyeti iyi değil. Psikopat bu çocuk. Bu çocuğu Camila'dan uzak tutmamız lazım."

"Haklısın. Ama nasıl?"

"Bilmiyorum. Ama bulacağım. Ve ben bir şey bulana kadar siz Camila'nın yanından uzaklaşmayacaksınız."

"Tamam."

"Dinah çok ciddiyim. Camila o çocukla tek kalmayacak."

"Asla Lauren. Emin ol."

"Tamam. Ha bu arada bara Taylor da geliyor."

"Tamam. Gelsin. Ben de bir kızlara bakayım."

"Tamam."

Gidince Taylor'ın çadıra girip düşünmeye başladım. Bu çocuk bizi ayırmak için plan yaptıysa demekki önceden beri takip ediyor bizi. Çünkü tesadüf olamaz onların yanına oturup sohbet etmesi. Ben de eğer onu takip edersem hem açığını bulurum. Hem de gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bir şeyler yaparım. Aynen en mantıklısı bu.

"Lauren ne yapıyorsun?"

"Hiçbir şey. Taylor şu benim kavga ettiğim çocuk sizin sınıfta mı?"

"Yok o Lucygilin sınıfında."

"Tamam. Sağol."

"Yardım edecek bir şey varsa söyle."

"Yok şu an sağol."

"Tamam."

Çadırdan çıktım Lucy'i arıyordum. Bulunca yanına doğru ilerledim.

"Lucy!"

"Aaa Lauren. Naber kanka?" deyip yanağımı öptü. Gülümsedim.

"İyidir. Senden bir şey isteyeceğim ya."

"Söyle kanka."

"Kanka benim kavga ettiğim çocuk sizin sınıftaymış?"

"Evet Mark."

"Her neyse. Gözün onun üstünde olsun. Herhangi bir şeyini duyarsan, görürsen bana haber et."

"Tamam kanka. O iş bende."

"Ciddi bir konu."

"Tamam. Güven bana."

"Peki."

Geri çadıra doğru yürürken müdür hepimizi ortaya topladı.

"Evet çocuklar. Yarın kampımız bitiyor. Son olarak az sonra bir ateş yakıp etrafında oturacağız. Toplu bir sohbet gerçekleştireceğiz. Şimdi erkek öğrenciler biraz odun toplamaya başlasın. Hadi bakalım."

Erkekler mızmızlanarak odun toplamaya başlarken Dinah benim yanıma geldi.

"Lauren ne yapacağız?"

"Şu anlık takip edeceğim onu Dinah. Başka çözüm yolu bulamadım. Yarın otobüste de Camila Mani ile otursun. O çocukla oturursa kendimi tutamam."

"Tamam. Bu arada Lauren şarkı söylesene."

"Hiç havamda değilim Dj."

"Ya Lauren. Hadi ama."

"Uff peki."

Biz biraz daha konuştuktan sonra erkekler geldi ve ateş yakıldı. Herkes ateşin başına oturdu. Ben yanımda Lucy diğer yanımda Dinah, onun yanında Mani onun yanında da Camila oturuyordu. Yukarlak bir şekilde oturulduğu için sağa döndüğümde Camila'yı tam olarak görüyordum. Ona bakarken Dinah beni dürtükledi.

"Ne?"

"Ne oldu? Barışmak mı istiyorsun?" deyip güldü.

"Ne alaka be? Gözüm dalmış." deyip önüme döndüm.

"He He. Ben de yedim. Neyse hadi gitarını al da şarkı söyle."

"Gitarım benim çadırımda. Alayım da geleyim."

"Tamam."

"Kalktım gitarı almak için çadıra girdim."

Koyduğum köşedeydi. Gitarı alıp çadırdan çıktığım anda karşıma Mark denen çocuk çıktı. Çadıra mı girecekti? Tam zamanında kalkmışım. Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Hemen kendini toparlayıp sinsi gülüşünü takındı. Ama benden kaçmaz.

"Hayırdır canım? Çadıra mı girecektin?"

"Hayır. Niye çadıra gireyim? Çadırda istediğim bir şey yok. İstediğimi elde etmek üzereyim zaten." deyip gülerek gitti. Ve Camila'nın yanına oturdu. Derin nefes alıp verip Dinah'nın yanına oturdum.

"Lauren bize şarkı söyleyeceksin herhalde. Biz de tam bunu bekliyorduk. Değil mi çocuklar?"

Onaylayan sesler duyunca gülümsedim. Gitarın akorunu yaptım. Gözlerimi kapattım. Çalmaya başladım.

"She doesn't kiss me on the mouth anymore
(Artık beni dudağımdan öpmüyor.)
'Cause it's more intimate, than she thinks we should get
(Çünkü bu çok samimi, sonra ne aldığını düşünür.)
She doesn't look me in the eyes anymore
(Artık gözlerime bakmıyor.)
Scared of what she'll see, Somebody holding me
(Göreceğinden korktum, birisi beni tutuyor.)

When I wake up all alone
(Yapayalnız uyandığım zaman.)
And I'm thinking of your skin
(Ve senin tenini düşündüğümde)
I remember, I remember what you told me
(Hatırlıyorum, bana ne söylediğini hatırlıyorum.)

Said that we're not lovers,
(Biz aşıklar değiliz dedin.)
We're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek için)

We're not lovers,
(Biz aşıklar değiliz.)
We're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek için)

She doesn't call me on the phone anymore
(Artık beni telefonla aramıyor.)
She's never listening, she says it's innocent
(Asla dinlemiyor, masum olduğunu söylüyor.)
She doesn't let me have control anymore
(Artık kontrolün bende olmasına izin vermiyor.)
I must've crossed a line,
(Sınırımı aşmış olmalıyım.)
I must've lost my mind
(Aklımı kaybetmiş olmalıyım.)

Gözlerimi açtım. Camila'ya baktım. Gözlerinin içine bakarak söylemeye başladım. O da bana bakıyordu. Gözlerimizi kaçırmıyorduk.

When I wake up all alone
(Yapayalnız uyandığım zaman.)
And I'm thinking of your skin
(Ve senin tenini düşündüğümde)
I remember, I remember what you told me
(Hatırlıyorum, bana ne söylediğini hatırlıyorum.)

Said that we're not lovers,
(Biz aşıklar değiliz dedin.)
We're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek için)

We're not lovers,
(Biz aşıklar değiliz.)
We're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek için)

I miss the mornings with you laying in my bed
(Seninle yatakta uzandığım sabahları sabahları özlüyorum.)
I miss the memories replaying in my head
(Aklımda tekrarlayan anıları özlüyorum.)
I miss the thought of a forever, you and me
(Sonsuza dek seninle ben düşüncesini özlüyorum.)
But all you're missing is my body, oh
(Ama senin özlediğin tek şey benim vücudum, oh.)

Camila'nın gözleri dolmuştu. Ama hala gözlerini kaçırmıyordu. Mark elini Camila'nın dizine koyunca irkilerek ona döndü. Sonra bana döndü. Mark'ın eline baktığımı gördü. Elini Mark'ın elinin üstüne koydu. Mark'a dönüp gülümsedi. Elini geri çekip yere bakmaya başladı. Mark da elini çekmiş bana gülerek bakıyordu. Böyle olmaması gerekiyordu. Üzülmemem gerekiyordu. Biz ayrıldık. Ama niye hala üzülüyorum.

We're not lovers
(Biz aşıklar değiliz.)
'Cause we're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek için)

We're not lovers,
(Biz aşıklar değiliz.)
We're just strangers
(Biz sadece yabancılarız.)
With the same damn hunger
(Aynı lanet olası açlık.)
To be touched, to be loved, to feel anything at all
(Dokunulmak için, sevilmek için , herhangi bir şey hissetmek )

Herkes beni alkışlarken onlara gülümsedim. Ayağa kalktım.

"Hocam ben yorgunum da biraz. Dinlenebilir miyim?"

"Tabi Lauren."

Taylor'ın çadıra girdim. Uzandım.
Neden dayanamıyorum. Hem bu kadar kırgın olup hem de nasıl bu kadar dayanamıyorum.

"Lauren?"

"Efendim Dinah?"

"Gelsene dışarıda oturalım biraz."

Kafa sallayıp ayağa kalktım. Çadırdan çıktık. Herkes ateş başından ayrılmıştı. Sandalyelere oturduk.

"İyi misin Lauren?"

"Bilmiyorum Dinah."

"Ne yapmak istiyorsun?"

"Şu anki hayatımdan kimsenin olmadığı bir yere gidip. Tüm son bir seneyi unutup tekrar başlamak istiyorum."

"Yani beni de?"

Döndüm. Alınmıştı cidden. Sarıldım.

"Saçmalama ne demek istediğimi biliyorsun."

"Biliyorum. Peki. Bu arada sana bir kötü bir daha kötü haberim var."

"Onun birisinin iyi olması gerekmiyor muydu?"

"Hayır. Malesef."

"Tamam o zaman. Kötüden başla."

"Taylor kızlarla konuşurken bara gideceğimizi söylemiş."

Elimle yüzümü kapattım. Birkaç saniye sonra geri açtım.

"Aferin ona!!! Neyse diğer kötü haberi söyle."

"Normani ben de geleceğim diye tutturdu. O gelirse Camila'da gelecekmiş."

"Of Allahım. Yine düzgün içemeyeceğim."

"Sen içersin de ben içemeyeceğim. Nasıl olsa ayrıldınız."

Evet biz ayrıldık. İstediğimi yapabilirim.

"Doğru. Haklısın. Geçmiş olsun kardeşim o zaman sana."

"Eyvallah kardeşim."

Lütfen yorum yapmayı unutmayın.

Continue Reading

You'll Also Like

331K 12.2K 47
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
253K 19.6K 17
Sırlar, sırlar ve sırlar... Ansızın bir gece yarısı evinin camında bulduğun not hayatını ne kadar değiştirebilir? Notun üstünde yazan numarayı deni...
2.6M 84.9K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
1.1M 15.3K 38
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...