ATALANTE | [TAMAMLANDI]

By eliftturan

2.1M 157K 54.6K

"Hayatta kalmak istiyorsan insan olduğunu gizle." FANTASTİK #1 / 10.10.2019 BILIM KURGU #1 /01.12.2020 | Ser... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
DUYURU
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Duyuru
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 1
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 2
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 3
ATALANTE 2

FİNAL

26.5K 2K 990
By eliftturan

Medya ATALANTE!
......

Sadece karşı özellerin bulunduğu bir yıkım içerisindeydim. Halktan yükselen çığlıklar öylesine fazlaydı ki kulaklarımın acıdığını hissediyordum. Bu kargaşaya bir anlam verememiştim. Geçmişten bir kesit miydi onu da anlayamamıştım.

Kate, annesine doğru kaçmakta olan bir çocuğu zevkle öldürürken diğerleri de infazlarına devam ediyorlardı. Şaşkınlık içerisinde bu vahşeti izlemeye devam ediyordum. Neler olduğunu anlayabilmek için özellerin yanına doğru koşmaya başladım.

Leuke yardımcısının sırtında mutlulukla bağırıyordu.

"Zafer bizim."

Mathilda kahkaha attıktan sonra 'hepsi birer köle olacak.' dedi. Kisor ve sayn halkından bahsediyor olmalıydı. Geçmişte buna dair hiçbir şey duymamıştım. Bu kesinlikle gelecekten bir kesitti. Duyduklarım karşısında buz küpü kesilmiştim.

Regina devasa vücudu ile sürünürken önüne geçeni öldürüyordu. Hepsi bu işi zevk alarak gerçekleştiriyordu. Öfke tüm vücuduma yayılmıştı.

Görüntüm aniden değişirken kendimi okyanusta buldum. Fiona buradaydı! Egeriaya karşı üzüntülü bir şekilde yalvarıyordu. Sanki yardım istiyordu.

"Lütfen Egeria! Başka bir çözüm bulacağız."

Egeria üzgünce başını iki yana salladı.

"Kisorlular ve saynlar köle konumunda. Hepsi işkence görüyor. Köle olarak yaşayan bir halk yaşamıyor demektir. Bu yapacağımız şey daha iyi olacak."

Fiona başını iki yana sallarken Egeria'nın kolundan tuttu.

"Thira'nın istediğini yapmış olacaksın. Karayı okyanusa gömmek mantıklı mı sence?! Birçok kişi ölecek."

"Bu durumda en mantıklısı bu Fiona. Halk bu halde yaşamıyor zaten. Başka bir yolu var mı? Atalante artık yok. Yapabileceğimiz tek şey bu. Okyanusta hayatınıza devam edebilmeniz için tüm malzemeleri size düzenli sunacağım. İnan bana doğru olan bu."

Fiona üzgün bir şekilde geri çekildi. Herhangi bir şey söylemiyordu. Egeria 'Atalante artık yok' demişti. Bu cümlesi fazlasıyla aklımı karıştırmıştı. Ben neredeydim? Bu kesitler ben öldükten sonra yaşanacak olanlar mıydı?

Görüntüm tekrar değişirken Leuke, Hyacintheyi sürükleyerek götürüyordu. Bu memnun hali benim canımı fazlasıyla sıkmıştı. Neler oluyordu burada?

Hyacinthe öfkeyle bağırırken Leuke kahkaha attı.

"Seni Furiler'e yem edeceğim."

Leuke gülmesine devam ederken Hyacinthe daha da fazla öfkelendi. O sırada Kate yanlarına geldi. Hyacintheye bakarak 'birini yakaladınız demek' dedi memnun olmuş bir şekilde.

"Saklandığı delikten yakalayıp çıkardık. Diğerlerini de bulacağız."

Kate memnun olmuş bir şekilde başını sallarken Leuke Hyacintheyi sürükleyerek götürmeye devam etti. Çok tuhaf olaylar oluyordu ve ben bu olaylara inanmak istemiyordum. Bu görüntüler bana olacakları gösteriyordu. Kötülerin zaferi iyileri yıkıp geçecekti.

Bulunduğum ortam değiştiğinde çok küçük ve dar bir odada Fiona ve Moneta ile birlikteydim. Lisa da yanlarındayken Okka burada değildi.

"Bunu başaracağız."

Fiona tereddütle 'bu çok küçük bir ihtimal' derken Moneta kararlılıkla konuştu.

"Atalante için. Onun anısına."

Fiona daha da ciddileşerek Moneta ile ellerini birleştirdi. Sanırım ben gerçekten ölüyordum. Benden sonra ise yenilgi baş gösteriyordu. Ölecek olmama değil de ardımda kalanların bu halde olacaklarına içim yanıyordu. Bunu engelleyemez miydim? Bunları yaşamak zorunda mıydılar?

Etraf siyahlaşırken aniden gözlerimi açtım. Yattığım yerde ter içinde kaldığımı hissederken yavaşça koltukta doğruldum. Arkamı yavaşça dönerek Azrail ile göz göze geldiğimde onun boş bakışlarını umursamayarak konuştum.

"Mutlu son olmayacakmış. Her şey bundan ibaretmiş."

Bakışlarım bir yere daldığında üzgünce bekledim. Olacakları öncesinden biliyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Koltuktan kalktıktan sonra banyoya yönelerek duş aldım. Fazlasıyla terlediğim için bu duş bana çok iyi gelmişti. Kurulanıp üzerimi giyindikten sonra alt kata indim.

Fazlasıyla yorgun bir haldeydim. Göz altlarım morarmış ve şişmişti. Gözlerim kızarmış ve omuzlarım çökük haldeydi. Bu kadar ağır yükü taşımak beni mahvediyordu.

Zoraki bir halde mutfağa ilerleyerek biraz su içtikten sonra salona geri döndüm. Kahvaltı yapmak istemiyordum. Hem hazırlamaya üşeniyor hem de aç hissetmiyordum. Bu olayları yaşarken açlık düşüncelerime asla uğramıyordu.

Salona döndüğümde koltuğu toparlayıp bağdaş kurarak oturdum. Diğerleri henüz uyanmamıştı. Onların uyanmasını beklerken Azrail'in boş bakışlarına bakarak zamanımı geçiriyordum. Bugün bu durum çözülecekti. Beni mutlu edecek tek şey buydu. Ölecek olsam bile Azrail'in düzelmiş halini görmek istiyordum. Bunu görmeden ölemezdim.

Üst kattan hareketlilik duyulduğunda uyandıklarını anladım. Hermia merdivenin başından esneyerek alt kata inerken 'aydınlık sabahlar' demişti.

"Aydınlık sabahlar."

"Bir şeyler yedin mi?"

"Hayır canım hiçbir şey yemek istemiyor."

Hermia elleri belinde bir müddet bekledikten sonra 'benim de istemiyor' dedi. O sırada Erastus odasından çıkarak alt kata indi. Bizi selamladıktan sonra koltuğa oturdu. Hermia o sırada söze girdi.

"Azrail'i bugün kurtarıyoruz. Biraz neşelenelim."

Gülümserken 'evet' dedim. Bakışlarım Azraile çevrilirken 'kurtaracağız' diye devam ettim. Azrail kurtulmadan ben iyi olmayacaktım. Bir müddet sonra evin kapısı tıklatıldı. Ayaklanarak kapıyı açtığımda Fiona gelmişti. Onu içeri alırken kapıyı örttüm.

"Laneti kırmak için yapmamız gereken her şey tamam. Karşı özeller duruma müdahale edemesin diye Egeria onları oyalayacak. Ne kadar hoş olmasa da cin bölgelerinden bir kısmını suya gömecek. Dikkati oraya çekecek."

"Kendisi tehlikeye girmeyecek mi?"

"Girecek ama göze alıyor."

İçimden Egeriaya sonsuz teşekkür ederken Fiona konuşmasına devam etti.

"Büyücüler lanetin yapıldığı bölgeyi buldular. Buraya biraz uzak ama biz özeller öncesinden gideceğiz. Bölgeyi öncesinden koruma altına almalıyız."

Başımı olumlu anlamda sallarken 'ne zaman başlayacağız' diye sordum.

"Moneta ve ikizler şu an bölgeye gidiyor. Elka ve Hyacinthe ise birazdan bölgeye ilerleyecekler. Yardımcılarımız da zaten bizimle olacak. Beraber gidelim diye yanına geldim."

Fiona 'çıkalım o zaman' dediğinde Azraile yöneldim. Fiona beni durdurarak söze girdi.

"Şu an Azraili götürmemize gerek yok. Kisor büyücüsü Azrail'i getirmesi için birini görevlendirecekmiş. Şu an bizimle birlikte gelirse zincirleriyle çok dikkat çeker. Azrail de diğerleriyle birlikte gelir."

Hermiaya döndüğümde 'siz de geliyor musunuz' diye sordum.

"Biz de büyücülerle geliriz. Siz önden gidin."

Başımı 'tamam' anlamında salladıktan sonra 'tamam' dedim. Fiona ile birlikte evden ayrıldık. Okka da bize katıldığında bir süre yolu ilerledik.

"Henüz gelmedik mi?"

Fiona başını olumsuz anlamda sallarken 'hayır daha var' dedi. Azrail olsa şimdi bizi anında oraya götürebilirdi.

"Corentin nerede?"

"O da diğerleriyle gelecek. Biz özeller önceden gidiyoruz."

"Umarım bu sorun bugün çözülür Fiona. Artık gücüm kalmadı."

Fiona ilerlerken elini omzuma atarak omzumu sıktı.

"Her şey düzelecek. Bunu da atlatacağız."

Buraya düştüğümden beri yaşamadığım şey kalmamıştı. Sürekli kaçış halinde canımın derdindeyim. Şu an ise canımı umursamıyordum bile. Tek umursadığım şey Azraildi. Onun düzelişini görmek istiyordum.

Geçmiş aklıma akın ederken gözlerim doldu. Ne çok şey yaşamıştım ben burada. En başta düşman olduklarımla sonradan dost olmuştum. Korunmuştum, saklanmıştım, yeri gelince ağlamış yeri gelince gülmüştüm. Ne çok anım vardı bu alemde. Çok güzel dostluklar edinmiştim.

Mükemmel bir yardımcıya sahip olmuştum. Sonra onu sevmiştim. İyi veya kötü yaşadığım her şey benim birer tecrübelerimdi. Hiçbirinden asla şikayetçi değildim. Görebildiğim en önemli şey zamanla yaşadığım yükselişti ve ben o yükselişten yerimi koruyamayarak inişe geçecektim. Bunu öncesinden kesitler sayesinde görüyordum.

Bahsedilen bölgeye geldiğimizde diğer herkes buradaydı. Herkesi selamladıktan sonra lafa girdim.

"Eksik olan bir şey var mı?"

Moneta yanıtladı.

"Hayır. Her şey tamam. Bölgeyi koruma altına aldık ve Egeria karşı özelleri oyalıyor. Birazdan tüm büyücüler gelecek."

Memnuniyetle gülümserken derin bir nefes aldım. Bu işi hallettiğimiz zaman fazlasıyla rahatlayacaktım.

Elka Esyaya dönerek 'gece bekçilerini çağırabilirsin artık' demişti. Esya başını salladıktan sonra geriye adım atarak gökyüzüne yükseldi. O gün olanlar gibi gece bekçilerine bizim duymadığımız o sesi gönderiyordu. Gökyüzünden yere indikten sonra beklemeye başladık. Bir süre sonra gece bekçileri gelmişlerdi. Esya Kiar denilen gece bekçisine yaklaşarak bir şeyler söyledi. Ardından Kiar tüm gece bekçilerine dönerek konuştu. Ne söylediğini anlamadığımız için sadece izliyorduk. Tüm gece bekçileri düzenli sıra aldıktan sonra ellerini birbirlerine kenetlediler. Esya bakışlarını bize çevirerek 'toplu güç alacağız' demişti. Güç Kiarda toplanacaktı ve Esya gücü alarak lanet için kullanacaktı.

Bir müddet sonra erkenden Kisor büyücüsü ve bizim ekip de gelmişti. Ekibin yanına ilerleyerek onları selamladım. Onlar binaya giderek güç vermişlerdi zaten. Buraya gelme amaçları manevi olarak destek olmaktı. Hepsine teşekkür ediyordum.

Bir süre sonra büyücülerden biri diğer büyücülerden erken davranarak bölgeye geldi. Çok fazla telaşlıydı ve koşarak Kisor büyücüsünün yanına ilerlemişti. Bu durum dikkatimi çektiği için yanlarına doğru ilerledim. Büyücü, Kisor büyücüsüne bir şeyler dediğinde Kisor büyücüsü fazlasıyla telaşlandı. Bakışlarını bize çevirerek telaşla 'Azrail evde değilmiş' dedi. O sırada büyücü arkasına bağlamış olduğu zinciri çözerek bize doğru uzattı.

"Bunu yerde buldum."

Bu Azrail'in bileklerine bağlamış olduğumuz zincirdi. Bunu kendisi tek başına çözemezdi. Bölgelerimizde biri bize ihanet ediyordu! Bu işi tam çözecekken bu da neydi böyle? Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Fiona zinciri alırken 'kahretsin' dedi sinirle.

"Bunu kim yaptı?"

Büyücü başını iki yana sallayarak 'ben bilmiyorum. Azrail'i almak için gittiğimde yerde duruyordu' dedi. Kisor büyücüsü derin bir nefes verirken 'Azrail'i tekrar nasıl yakalayacaksınız' dedi tereddütle. O gün bunu yapmıştık ama tekrar yapabilecek miydik ki? Bunun için zamanımız bile yoktu. Fiona öfkeyle zinciri beline taktığında 'her şey hazırdı' dedi.

Herkes hayal kırıklığı ile olduğu yerde beklerken Şaya 'büyücülere haber verin. Gelmelerine gerek kalmadı. Önce bizim Azrail'i tekrar yakalamamız gerek' dedi. Esya öfkeyle küfür savururken herkes çok gergindi. Elka, Hermiaya dönerek 'Azrail'i almak için hangi büyücü geldi?' diye sordu. Azrail'i büyücüler getirecekti. Bunu yapan büyücülerden biri miydi?

"Kısa, küt ve kızıl saçlı bir kız. Azrail'in götürülmesinde onun görevlendirildiğini söyledi."

Kisor büyücüsü 'ben öyle birini görevlendirmedim. Görevlendirdiğim kişi Nera.' dedi sinirle zinciri getiren büyücüyü gösterirken.

"Büyücü müydü?"

"Evet. Azrail'i ona emanet ettikten sonra biz evden ayrıldık. Kahretsin Azrail ile birlikte gelmeliydim."

Kimse ne yapacağını bilmiyor vaziyetteydi. Bu gerginlik herkesin sinir katsayısını yükselmişti. En çok da benim. Neden hiçbir şey yolunda gitmiyordu? Delirecektim!

Herkes olduğu yerde beklerken etrafımdaki herkes aniden geriye savruldu. Onlar savrulmadan önce bir ses ortalığı yıktı.

"Atalante!"

Bu Azraildi. Şaşkınlık ve korku içerisinde sağıma döndüğümde karşımda öfkeli bir şekilde bekliyordu. Öyle büyük bir öfkeyle büyü yapmıştı ki herkesi çok uzak yerlere fırlatmıştı. Kimse bu hamleyi beklemediği için karşılık veremeden savrulmuşlardı.

Korkuyla Azrail'e baktığımda Azrail düşmanına bakıyormuş gibi bakıyordu. Sakince geriye doğru adım atarken 'bitti artık buraya kadar' dedi öfkeli sesiyle. Tek kelime etmiyordum. Kılıcımı ani hareketle yerinden çıkardığımda Azrail'e doğru tuttum. Azrail arkasında asılı duran mızrağa yönelir gibi olsa da bundan vazgeçerek uzattığım kılıcı eliyle yakaladı. Keskinliğini umursamayarak kılıcı tuttuğunda özeller yerlerinden kalkarak yanımıza ulaşmışlardı bile. Diğerleri ne durumdaydı bilmiyordum. İçimden iyi olmalarını dilerken dikkatimi tekrar Azraile verdim. Azrail özellerin gelmesini engelleyebilmek için etrafımıza saydam bir kalkan ördüğünde Moneta ve Fiona el ele vererek kalkanı kırmaya çalıştı. Elka ve Esya da onlara katıldığında hiçbiri kalkanı kıramıyordu. Esya gece bekçilerini de yardım için kullanırken kalkan çözülemedi. Bu ne çeşit bir büyüydü ki dört özel tarafından da kıramıyordu? Azrail öfkeyle özellere döndüğünde söze girdi.

"Boşuna uğraşmayın. Bu büyü acı ve kanla yazıldı. Benim yazdığım büyüyü ancak ben bozarım."

Moneta sinirle kalkana vurduğunda Azrail bakışlarını bana çevirdi.

"Her şey bitti."

Başımı iki yana sallarken gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Azrail boynuma yapıştığında nefesim kesildi. Belimdeki hançeri çıkararak eline sapladığımda Azrail acıyla bağırarak ellerini boğazımdan çekti. Ona asla zarar vermek istemiyordum ama kendimi korumak zorundaydım.

Azrail öfkeyle hançeri elinden söktükten sonra bana doğru fırlattı. Hızlı bir hamleyle eğildiğimde hançer kalkana çarparak yere düştü. Kırbacı belimden çektiğimde Azrail üstüme atılıyordu ki kırbacı ona sert bir şekilde savurdum. Kırbaç boğazına dolandığında sola doğru hızla salladım. Azrail kalkana çarparak yere düşmüştü. Bu sadece onun öfkelenmesine yarıyordu. Bu kalkan kırılmazsa bu böyle devam edecekti. Azrail elini bana doğru kaldırdığında başımdaki taç aniden devrildi. Bu öfkeli hali büyüsüne de yansıyordu. Büyüleri güçleniyordu.

Bu tacı bana Azrail yaptığı için onun büyüsünden etkileniyordu. Taç aniden yere düştüğünde Azrail bana doğru elini öfkeyle kaldırdı. Sinirden yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Lanet onu delirtiyordu.

Azrail'in elini kaldırmasıyla nefesim kesilirken ani bir darbeyle karnıma sancı girdi. Bu sancı fazlasıyla canımı yakarken yere serildim. Nefesim tekrar açıldığında acıdan dolayı çığlık atıyordum. İçim parçalanıyordu sanki. Azrail bana doğru eğildiğinde bacağımla onu engellemeye çalışırken bacaklarımı sert bir şekilde kilitledi. Ardından sırtından çektiği mızrağı hiç düşünmeden karnıma sapladı.

Acı içinde haykırdığımda başımı kaldırarak mızrağın vücudum dışında kalan kısmını elimle tuttum. Boğazımdan nefes almamı engelleyecek bir sıvı geldiğinde kan kustuğumu anladım. Titremeye başlamış ve tüm vücuduma soğukluk yayılmıştı. Özeller delirmiş bir şekilde kalkana vururken bakışlarım Azraildeydi. Azrail acı dolu bağırışımdan sonra kendine gelmişti.

Gözyaşlarım yanaklarımdan bir bir düşerken karnımdaki acıyla yerde yatmaya devam ediyordum. Azrail'in aniden kendine gelmesi ile acı dolu bir sesle 'Atalante' demişti. Gözyaşları yüzünden bir bir akarken acıyla bağırarak yanıma oturdu. Ne yapacağını bilmez bir vaziyette delirmiş gibi ağlıyordu. Onu ilk defa ağlarken görüyordum.

Kalkan aniden yok olduğunda herkes yanıma koştu. Fiona zinciri Azrail'in bileklerine takarken Azrail engel olmadı. Elimden tutarken ağlamaya devam ediyordu.

"Ne yaptım ben?! Yaratıcı aşkına ne yaptım?!"

Zorlukla nefes almaya çalışırken ona cevap veremiyordum. Tüm vücudum buz kesilmiş ve acıdan titriyordu. Fiona ağlayarak yanıma eğildiğinde 'bir şey olmayacak dayan' dedi. Moneta 'sakın kendini bırakma' derken vücuduma büyü uyguluyordu. Elka boğazımdan aşağı tüm vücudumu dondururken benim bakışlarım Azraildeydi. Ona ağlamamasını söylemek istiyordum ama sesim çıkmıyordu. Kilitlenmiş gibiydim.

Zorlukla elimi kaldırarak Azrail'in yanağına götürdüğüm göz yaşlarını sildim. Hareket etmek canımı yakarken kolum daha fazla dayanamayarak yere düştü. Azrail durmadan ağlıyordu ve kendine lanetler okuyordu. Bunu yapmasını istemiyordum! Ses çıkaramasam da gözyaşlarımı durduramıyordum.

Zorlukla nefes alırken kısık sesle 'ağlama' diyebilmiştim. Bu Azrail'i daha çok ağlatırken ellerimden tutarak başını omzuma indirmişti.

"Kendimi asla affetmeyeceğim! Yemin ederim ki etmeyeceğim!"

Böyle olmamalıydı. Benim gelecek için güzel hayallerim vardı. Yaşanılacak çok fazla şeyimiz vardı. Bu şekilde bitmemeliydi. Azrail'i bu şekilde bırakamazdım.

Tüm vücudum uyuşmuş bir şekilde donuk bakışlarımla yatıyordum. Acı çekiyordum ama bunu belli edemeyecek haldeydim. İstemsiz akan gözyaşlarıma engel olamazken diğerlerinin de ağlıyor oluşu içimi yakıyordu.

Azrail'in bilekleri zincirlere sarılıyken başını omzumdan kaldırdı. Bakışları aniden boşluğa düştüğünde Şaya onu zincirlerinden tutarak hemen geri çekti. Azrail ayaklandığında bakışları tekrar duvardan farksızdı. Ona asla kızamıyordum. Bize bunu yapanlara öfkeliydim. Artık bunun bir anlamı kalmayacaktı çünkü ben olmayacaktım.

Özeller büyülerini uygulamaya devam ederken Moneta Azraile öfkeyle bağırdı.

"Bu ne büyüsü? Lanet olsun söyle nasıl çözülecek?"

Azrail dümdüz beklerken bir şey söylemedi. Şu an kendinde değildi.

Görüş alanım aniden beyazlaşırken 'beyaz ışığı görme' olayını yaşadığımı düşündüm. Yavaştan her yer beyazlaşıyordu. Moneta titreyen sesiyle 'Mızrak hem zehirli hem büyülü. Zehir tüm vücuduna yayıldı bile' demişti. Fiona 'hayır' derken bu hayır bir sitem kelimesiydi. Bunu kabullenemiyordu.

Fiona ağlarken 'Azrail söyle' diye bağırdı. Azrail tekrar oralı olmamıştı.

Görüş alanım tam beyazlaşmadan tüm gücümü toplayarak konuştum.

"Bana... Bana söz verin."

Zorluklarla kurduğum cümleye karşı Fiona 'ne sözü' dedi ağlayarak.

"Azrail'i kurtaracaksınız."

Fiona başını olumlu anlamda sallarken 'yemin ederim' dedi.

"Azrail kurtulana kadar peşini bırakmayacağım."

Fiona elinde açtığı kesitten kanı karnımdaki kana damlattığında tüm özeller sırayla söz vererek kanlarını damlattılar. Elka Hyacintheye dönerek 'diğerlerini kontrol et. Aralarında yaralı olabilir' demişti. Hyacinthe hızla ayaklanarak geriye doğru koşmaya başlarken diğerlerine bir şey olmamış olmasını diledim.

Görüş alanım tamamen beyazladığında Moneta 'çok geç' dedi. Aynı kesitlerde gördüğüm gibiydi her şey. Şayayı görmemiştim çünkü o Azrail'i benden uzak tutuyordu. Azrail tarafından öldürüleceğimi asla tahmin etmemiştim.

Ağlama seslerine birinin ağlaması daha eklenirken bu ses Adoniaya aitti. Hıçkırarak ağlarken duyduğum kadarıyla yanımıza yaklaşıyordu. Yanımdan biri hızla ayaklanırken kesit aklıma geldi. Adonia tam bu zamanda geliyordu. Özeller onun buraya gelişine öfkeyle yanıt verirken Adonia hıçkırıklarının arasından 'durun.' dedi.

Moneta öfkeyle 'buraya nasıl gelirsin? Bu ne cürret?' derken Adonia zorlukla konuştu.

"Yardım edeceğim. Size yardım edeceğim."

Zorlukla nefes alırken nefesim tıkandı. Moneta hızla bana dönerek elimi tutarken vücudum karıncalandı. Şimdi gidiyordum. Ölümden sonraki yaşama inanan biriydim. Bundan sonra ne olacağına dair hiçbir fikrim olmasa bile gidiyordum. Ben artık yok oluyordum.

Şaya'nın sesi duyulduğunda Moneta 'ne yapıyorsun' dedi. Şaya bir şey söylemediğinde dudaklarımdan bir sıvı içeriye girdi. Sıvı boğazımdan aşağıya inerken sesler kesildi. Beyaz görüntü siyaha büründü.

Siyah bir boşlukta süzülüyor gibiydim. Sonsuzluğa ilerlerken her şey karanlıktı. Varoluşum son bulmuştu. Bu zannımca bir sondu. Öyle olmadığını henüz bilmiyordum. Bunu zamanla kendim görecektim.

Benim sonum aslında her şeyin başlangıcıydı!

......

Ve final bölümü de geldi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Bu kitap yıllardır benimle beraber ilerlerken şimdi nasıl bitirebildim böyle? Elimde olsa ömür boyu devam ettirirdim. 😢

Bir film, dizi veya kitapta en önemli şeyin final olduğumu biliyorum. Bu yüzden en çok korkarak yazdığım bölüm buydu. Ben duyguları yazarken yoğun yaşadım. Eğer siz de okurken duygu akıntısı hissettiyseniz finali istediğim gibi size sunabilmişim demektir. Tek dileğim finalin sizde etki bırakması. Çünkü akılda kalan bir final başarı getirir.

Tüm okurlara teşekkür ediyorum ve sizden bir şey rica ediyorum. Eski bölümlere dönerek oylamadığınız bölümleri oylarsanız ne kadar da mutlu olurdum. Yapmasanız da canınız sağ olsun. Hepinizi çok seviyorum yoldaşlarım. ❤️

Atalante2'de görüşmek üzere. ❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

3.7M 307K 84
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
27.1K 369 22
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
839K 77.6K 45
"Ben delirmedim sadece yaşanılanları kimseye inandıramıyorum." | Seri 3 kitaptan oluşmaktadır. Serinin ilk iki kitabı yayımdadır ve tamamlanmıştır. S...
1.3M 107K 63
ACIMASIZ VE GÜZEL... Sadece nefesinizi kesmekle kalmayacak, aynı zamanda sizi sonuna kadar götürecek bir zaman yolculuğuna kendinizi hazırlayın! An...