(Taehyung)
Boşalan içki bardağımın etrafında parmağımı gezdirirken alt dudağımı hırsla dişlerimin arasında sıkıştırdım. Yüksek sesli müziğe rağmen zihnimde bas bas bağıran tek bir sese odaklanmıştım. "Ella'ya aşık oluyorsun" diye bağıran tek sese.
Onu gördüğüm ilk andan beri göz ardı edilemeyecek bir güzelliğe sahip olduğunun zaten farkındaydım ama beni asıl etkileyen şey onun saf duygularıydı. İnsanların içindeki kötülükten, menfaat ilişkisinden, sahtelikten haberi yoktu. Bu yüzden kalbinin saflığı davranışlarına da yansıyordu. Bakışları, gülüşü, mutluluğu, üzüntüsü içtendi ve bu beni ona bir mıknatısın bir iletkeni çektiği gibi kendisine çekiyordu.
Elbette ikimizin arasında hiçbir engel olmayacağını bilsem onunla birlikte yürümekten çekinmezdim. Hatta ilk kez birine karşı bu denli yoğun duygular hissedebildiğim için mutluluk duyabilirdim. Fakat dünyalarımızın ayrı olduğu gerçeği buna iznim olmadığını düşünmeme ve Ella'yı böyle uzaktan izlemek durumunda kalmama sebep oluyordu.
Uçuş uçuş pembe elbisesi ile birlikte Jimin ve Jungkook'un kendisine öğrettiği dans figürlerini yapmaya çalışan Ella'ya bakarken " bir tane daha alabilir miyim?" diyerek göz bardağımı işaret ettim ve kıza sürede yeniden doldurulan viskiden bir-iki yudum daha aldım.
Bakışlarım yeniden Ella'yı bulurken derin bir iç geçirdim.
Ona aşık olmamak için elimden geleni yapıyordum fakat ona "hayır" diyemiyordum.
Dün gece sırf o üzülmesin diye kollarımın arasına aldığım narin bedeni yüzünden, o mışıl mışıl uyurken ben neredeyse gözümü bile kırpmamış ve tüm gece hislerimle başa çıkmaya çalışmıştım.
Biliyordum. Yine o "masum balık" bakışlarını atıp bir şeyler istediğinde karşı koyamayacaktım.
Başımı olumsuzca iki yana sallayıp bakışlarımı zorlukla Ella'dan aldım ve o an yanıma gelen iki kadını fark ettim.
"Yalnızsın sanırım."
Yanımdaki boşluğa geçen iki kadına tek kelime etmeden viskimden bir yudum daha aldım.
"Ben Amy ve bu da arkadaşım Denise."
Biraz gereksiz muhabbetin düşüncelerimi dağıtacağını umarak "Ben de Kim Taehyung" dedim fakat soğuk ses tonumun ortama buz kütlesi gibi inmesine engel olamadım.
"Koreli misin?"
Yalnızca başımı sallamakla yetindiğimde isminin Denise olduğunu öğrendiğim kadın devreye girdi.
"İdol falan olmalısın öyleyse. Yüz hatların çok çekici."
Yamuk bir gülüş sunduğum sırada birisi ceketimin koluna asılıp beni çekiştirmeye başladı ve omzumun üzerinden arkama döndüğümde Ella ile karşılaştım. Bana yine o bilindik ifade ile bakıyordu. Trip atmadan önce takındığı bir ifadeydi bu. Biraz sinirli biraz da sorgulayıcı bir ifade.
"Taehyung, tanımadığın insanlarla neden konuşuyorsun?"
"Tanışmak için konuşuyorum Ella."
Ella bakışlarını Amy ve Denise üzerinde gezdirdikten sonra koluma asılıp güçlü bir şekilde çekiştirdi ve bar masasından inmeme sebep oldu.
"Konuşma onlarla."
"Neden?"
Ella kollarını belime sarıp "ben de senin kimseyle yakın olmanı istemiyorum" dediğinde yelkenlerimin suya indiğini hissedebiliyordum.
Ella'dan uzak durma girişimim yaklaşık olarak on beş dakika falan sürmüştü işte!
"Taehyung, dışarı çıkalım mı biraz? Hoseok ve So Ra burada yürüyüş yapmanın çok güzel olduğunu söyledi."
Hoseok ve So Ra bizimle bara geldikten en fazla beş dakika sonra bizden ayrılmış, yürüyüşe çıkmışlardı.
"Tamam, çıkalım" dedim Ella'nın benden ayrılmasını bekleyip sıcacık elini elimin arasına hapsettim.
Bir süre sonra sahil kenarında yürümeye koyulduğumuzda aramızda büyük bir sessizlik hakimdi. Ella'nın merak ettiği tuhaf soruları olması gerekmiyor muydu?
"Taehyung, normalde nasıl bir hayatın var?"
Ella'ya önce şaşkınlıkla baktım. Böyle bir soru sormasını beklemiyordum.
"Seoul'de Jungkook, Jimin, So Ra ve Hoseok dışında bir de ailem var. Ailem ile pek iyi anlaştığımız söylenemez ama sahip olduğum arkadaşlarım sayesinde Seoul biraz daha katlanılabilir bir yer. Ingiltere'de ise beni yetiştiren hocam ile birlikte aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışıyordum. Profesör Watson öldükten sonra Cambridge'den ayrıldım ve bir süredir burada kalıyorum. Uzun zamandır huzurlu olduğum tek yer burası."
Ella elimi daha sıkı kavrayıp sanki yanımda olduğunu belli etmeye çalıştı.
Bakışlarım elbisesinin açıkta bıraktığı sırt dekoltesine kayarken Ella'yı durdurdum ve üzerimdeki ceketi çıkarıp onun omuzlarına örttüm. Bana gözlerinin içi gülerek bakarken "sıra sende" dedim. "Anlat bakalım okyanusta nasıl bir hayatın var?"
Ella sahilde kumların üzerine çökünce ben de yanına oturdum. Onun gibi bacaklarımı dalgalara doğru uzattım ve dikkatle onu dinlemeye başladım.
"Okyanusta herkesin bir ailesi var fakat benim yok. Birkaç arkadaşım var ama yalnızca birlikte yüzmek ya da küçük balıkları yemeye çıkmak gibi aktivitelerimiz var. Şimdi konuşmayı öğrenen bir deniz kızı olarak yuvama geri döndüğümde bir şeyler anlatabilecek kimsem olmayacak."
Bakışlarım Ella'yı bulduğunda daha önce bunu neden düşünemediğimi kendime sordum.
Ella artık diğerlerinden farklıydı. İnsan özellikleri çok daha ağır basıyordu ve okyanusa dönünce eskisi kadar mutlu olamayacağı düşüncesi aklıma yerleşti.
"Peki buna rağmen okyanusa dönmek istiyor musun?"
"Masmavi suların derinliklerinde yüzmek için yaratılmış bir canlıya bu soruyu sormak çok anlamsız. Okyanusu kesinlikle çok seviyorum ama sanırım yanımda sen olsaydın daha çok severdim."
Buruk bir şekilde gülümseyerek Ella'nın saçlarını kulağının ardına iliştirdiğimde elimi havada yakalayan Ella usulca elimi göğsüne götürdü.
"Burası neden sana bakarken hızlanıyor?"
Yüzümdeki gülümseyiş silinirken elimi göğsünün altında hızla çarpan kalbinin üzerinden yavaşça geriye çektim ve bakışlarımı Ella'nın bakışlarından zorlukla kopardım.
Tamam, Ella'ya karşı benim bir şeyler hissetmemin önüne geçemeyeceğimin zaten farkındaydım fakat Ella'nın da bana karşı bir şeyler hissedebileceğini düşünmemiştim.
"Ella, kalksak iyi olacak" dedim ve ayaklanıp elimi ona doğru uzattım.
"Ama bir şey söylemedin."
"Hasta oluyorsun çünkü hava esiyor ve sen incecik giydiğin için kalbin hızlı çarpıyor."
Ella elimi tutup ayağa kalktığında topuklu ayakkabıları ile yürümenin zor olacağını düşünerek onu kucağıma aldım.
"Biz de sizi arıyorduk."
Jimin ve Jungkook'un sesi ile birlikte arkamı döndüğümde "Hoseok Hyung'a da haber verin de eve dönelim artık" dedim ve Jimin telefonunu çıkarıp onlara ulaşmaya çalışırken kucağımda Ella ile yürümeye koyuldum.
"Bir dakika, nasıl ya?"
Jungkook'un şaşkınlık barındıran sesi ile birlikte yeniden ardıma dönmek zorunda kaldığımda orada öylece duran Jungkook'un bakışlarının bulunduğu yöne baktım.
Bize doğru ilerleyen kız anında dikkatimi çekerken Ella ellerini boynuma daha sıkı sardı.
Yanlış gördüğümü düşünerek bakışlarımı kısıp dikkatli bir şekilde bakmaya devam ettim ve iyice yanımıza yaklaşmasını bekledim.
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken bakışlarımı bakmakta olduğum kızdan çekip Ella'ya yönelttim.
"Bu da ne şimdi?"
Ben geldim 💕
Sizce Taehyung ve Jungkook'un görüp de şaşkına uğradığı kız kim?
Bugün pek havamda değilim sizi bekletmemek adına bir şeyler yazmaya çalıştım.
Yarın umarım daha eğlenceli bir bölüm yazabilirim 💕
Yeni bölüm için;
Vote sınırı:220
Yorum sınırı:300