how to lose Tony Stark in ten...

Von elfvari

25K 2K 888

"Bir erkeği on gün içinde kaybetmek istedin değil mi? Tebrikler, kaybettin işte!" "Hiç sahip olmadığın bir şe... Mehr

how to lose a guy in ten days?
one : be yourself
two : be jealous
three : act stupid
four : humiliate him in front of his friends
five : take care of him
six : make wedding plans
seven : don't forgive him
eight : go to thereapy
nine : introduce him to your family / 2
ten: lie to him
how to lose a billionere in ten days?
the end

nine : introduce him to your family / 1

1.3K 137 34
Von elfvari

Scarlett, dudaklarının arasından bir şaşkınlık nidası kaçırdı. "Ne?"

"Üzerinizde çok fazla baskı var." dedi Charlotte arkadaşının haline gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak. "Şehrin kalabalığından uzaklaşıp, sakin bir yerde baş başa bir tatil geçirmeniz gerekiyor. 4 Temmuz bunun için çok uygun olabilir."

Tony umutsuzca kafasını salladı. Scarlett'e şehirde tahammül etmek yeterince zorken, şimdi de tatile çıkmaları gerekiyordu.

"Pekala." dedi Scarlett ve Tony'nin koluna girip ayağa kalktı. "Hayatım, sen kapıda bekleyebilir misin? Ben terapistimizle bir şey konuşacağım, özel."

Adam hiçbir şey demeden kapıdan çıktığında Scarlett arkadaşının kolunu tuttu ve ikisini evin başka bir odasına çekti. "Ne yapıyorsun sen?"

"Sana bir şans veriyorum." dedi Charlotte. Her ne kadar arkadaşı bu durumdan memnun olmasa da iyi bir şey yaptığını düşünüyordu. "4 Temmuz için ailenin yanına gideceksin değil mi? Tony'i de götür. Kendin ol ve doğru zaman geldiğinde ona her şeyi anlat."

Scarlett, arkadaşının bundan çok basit bir şeymiş gibi bahsetmesine sinirlenmişti. "Anlatamam!"

"Kaybedecek neyin var ki? Dergideki yazıyı okuduğunda her şeyi öğrenecek zaten. Kendin söylersen belki seni affetmesi için bir şansın olur."

Bu, kulağa mantıklı gelebilirdi ancak Tony ile yüzleşme fikri Scarlett'in ödünü koparıyordu. Sadece onuncu günün gelmesini ve her şeyin bitmesini bekleyecek, adam gerçekleri dergiden öğrendiğinde de ortadan kaybolacaktı.

"Bilmiyorum Charlotte." dedi başını iki yana sallayarak. "Yapamam."

Arkadaşı, umutsuz görünen kadına sıkıca sarıldı ve "Hiçbir şey söylemesen bile orada kendin ol yeter, Scarlett." dedi. "En azından son gününüzü gerçek bir çift gibi geçirebilirsiniz."

Scarlett başını salladı ve gülümsemeye çalıştı. Kapıda onu bekleyen Tony'nin yanına ilerlerken kafasında itirafını kurmaya başlamıştı bile.

• • •

"Kasabanız çok sevimliymiş." dedi etrafına bakınan Tony. Scarlett ve o, terapistin tavsiyesine uymuş ve 4 Temmuz için kadının ailesinin evine gelmişlerdi.

Scarlett cevap vermedi. Adamı duymuyordu bile. İlk defa eve bir erkek arkadaşıyla gelmek, özellikle de bunun Tony Stark olması, kadını iyice germişti.

Büyük, çift katlı beyaz bir evin kapısına geldiklerinde Scarlett anahtarlarını çıkardı ve kapıyı açmadan önce "İşte burası." dedi. Tony ailenin Scarlett'in annesi, ablası ve ablasının kızından oluştuğunu biliyordu. Kadının anlattığına göre ablası ve kocası birkaç yıl önce boşanmıştı.

"Biz geldik!" diye seslendi Scarlett kapının önündeki antre alanına valizlerini bırakırken. Küçük bir kız çocuğu anında içeriden koşarak gelmiş ve kadının bacağına sarılmıştı. "Vi, sonunda!"

Scarlett gülerek kızı kaldırdı ve sarıldı. "Kocaman olmuşsun, taşıyamıyorum bile."

Kız neşeli kahkahalar atarak yere indiğinde teyzesinin hemen yanında dikilen adamı fark etti. Gerçek dışı olsa da Demir Adam şu anda kapının hemen yanında, yüzünde küçük bir gülümsemeyle duruyordu.

Heyecanla bağıracağı sırada annesi "Sonunda aklına geldik demek." diye sitem ederek antreye girdi. O da ayakta dikilen Tony Stark'ı gördüğünde bir anlık şaşkınlık yaşamıştı.

"Ah, bu Tony." dedi Scarlett gergince gülümseyerek. "Onu da tatil için davet ettim."

"Anne, teyzem Demir Adam'ı nerden tanıyor?" dedi küçük kız annesinin pantolonunu çekiştirerek. Hala gözlerine inanamıyor ve bunu arkadaşlarına nasıl ballandırarak anlatacağını düşünüp keyifleniyordu.

"Aslında ben teyzenin erkek arkadaşıyım küçük hanım." dedi Tony gülümseyerek. Eğilip kızın küçük elini sıktı ve adını sordu. "Adım Kaitlyn ama herkes bana Katy der."

"Memnun oldum Katy." Tony doğrulduğunda elini bu sefer kendisine şaşkın gözlerle bakan kadına uzattı ve "Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Umarım rahatsız etmiyorumdur." dedi tüm nezaketiyle.

"Asla." dedi kadın gergince gülerek. "Sadece hak verirsiniz ki biraz şaşırdım. Evimize her gün bir süper kahraman uğramıyor sonuçta."

"Haklısınız ama bu resmiyeti bıraksak mı? Bana Tony diyebilirsiniz."

Kadın biraz olsun rahatlamış göründü. "Sen de bana Amanda diyebilirsin, Tony."

Scarlett sonunda bu tanışma ve ilk izlenim faslını atlattığına sevinerek ablasına sarıldı ve "Annem nerede?" diye sordu. Amanda'nın yüzündeki ifade hemen değişmiş ve karamsar bir hal almıştı. "Yukarıda, terasta oturuyor."

Scarlett başını sallayıp merdivenlere ilerleyeceği sırada ablasının sesiyle duraksadı. "Son zamanlarda pek iyi değil Viola, ondan çok şey bekleme."

Tony, kadının ne demek istediğini anlamaya çalışırken Scarlett'in elini tutmasıyla hareketlendi ve ikisi birlikte merdivenleri çıkmaya başladılar. "Gel, seni annemle tanıştırayım." dedi kadın, teras kapısına geldiklerinde. Bir nedenden dolayı gergin görünüyordu.

"Merhaba anne."

Deminden beri denizi izleyen yaşlı kadın irkilerek döndü ve ziyaretçilerine baktı. Gözlerinde hiçbir sevinç belirtisi yoktu. "Diğer bakıcıya ne oldu?" dedi huysuz bir tavırla. "Onu kovduğumu hatırlamıyorum."

Scarlett kadının önünde diz çökerek ellerini avuçları içine aldı. "Anne benim, Scarlett. Kızın."

Kadın bir süre kızının yüzüne baktıktan sonra hiçbir duygu belirtisi göstermeden başını Tony'e doğru kaldırdı. "Seni tanıyorum." dedi buruşuk işaret parmağını adama doğrultarak.

"Evet anne." dedi Scarlett ve ayağa kalkıp desteğe ihtiyacı varmış gibi Tony'nin koluna girdi. "O, Tony Stark."

"Sabah haberlerini sunan şu sevimsiz adam değil misin sen?"

Tony gülümsedi. "Siz isterseniz olurum efendim."

Kadın bir şey demeden tekrar arkasını dönüp denizi izlemeye başladığında bir süre kimse konuşmadı. Scarlett, annesinin en son ne zaman onu hatırladığını düşünüyor ancak bir türlü bulamıyordu. "Ben elimi yüzümü yıkasam iyi olur." diye mırıldandı ve adamın kolundan çıkarak içeri girdi. Tony evi tanımadığından peşinden gitmişti.

Scarlett banyoya girdikten birkaç dakika sonra içeriden ağladığına dair sesler gelmeye başladı. Tony, bunun olacağını tahmin etmişti. Annesi terasta onu hatırlamadığında Scarlett oldukça yıkılmış görünüyordu. Kapıyı kısaca tıklatıp içeri girdi ve kadını küvetin kenarına oturmuş, ellerini de yüzüne kapatmış halde buldu.

Scarlett, Tony'nin içeri girdiğini fark ettiğinde elinin tersiyle yüzünü sildi ve gülümseye çalıştı. "Affedersin. Sadece-"

"Kendini açıklamak zorunda değilsin güzelim." dedi Tony küvette onun hemen yanına oturarak. "Konuşmak ya da susmak istersen, dinlerim."

"Sadece-" dedi Scarlett. Sesi giderek çatallaşıyor ve içine attığı hıçkırıklar gün yüzüne çıkıyordu. "Sadece bir kereliğine eve geldiğimde beni hatırlamasını istiyorum Tony. Bana öyle boş gözlerle bakması canımı o kadar çok yakıyor ki." Yüzünü tekrar ellerine gömdü ve gözyaşlarını saklamaya çalıştı. Herhangi birinin onu ağlarken görmesinden nefret ederdi.

Tony böyle bir durumda ne söyleneceğini bilmiyordu. Yaşlı kadın belli ki alzheimer hastasıydı ve bunun nasıl bir tesellisi olduğundan emin değildi. Elinden gelenin en iyisini yaparak kadını kolunun altına aldı ve sıkıca sarıldı. Çenesini de başının üzerine yaslamıştı.

Bir süre öyle durdular. Katy'nin evin içinde kendisini arayan seslenişlerini duyduğunda Scarlett ayağa kalktı ve Tony'nin bakışlarını üzerinde hissederek yüzünü yıkadı. Bu, biraz olsun iyi hissetmesini sağlamıştı. "Teşekkür ederim." dedi adamın elini tutup ayağa kalkmasına yardımcı olurken. "Seni getirdiğime şimdiden memnunum."

Tony bir kahkaha attı ve yaramaz bir tavırla konuştu. "Umarım seni daha da memnun edebilirim."

Scarlett'in cevap vermesine fırsat kalmadan Katy koşarak banyoya girmişti "Viola!Annem aç mısınız diye soruyor."

Kadın yeğeninin sorusuna karşılık soran gözlerle Tony'e baktığında Tony gülümsedi ve "O kadar açım ki küçük bir kız çocuğunu bile yiyebilirim." dedi. Buna karşılık Katy sahte çığlıklar atıp alt kata doğru koşmaya başladığında Stark da onu takip etmişti.

Scarlett bu manzara karşısında kendi kendine gülümsedi. Stark bir gün çok şanslı bir kız için muhteşem bir baba olacaktı ve kadın, o günü göremeyecek olmanın üzüntüsünü hissediyordu. Alt kata indiğinde annesi dışında herkesi mutfakta otururken buldu. Hepsi de çok komik bir şey anlatılmış gibi katıla katıla gülüyordu.

"Ne yiyoruz?" dedi Scarlett masaya yaslanarak.

"Dinazor nuggetlar. Tatlı olarak da fıstık ezmeli jöleli sandviç. Tony'nin de kabul ettiği üzere süper kahramanlara layık bir menü." dedi ablası. Amanda yemek yapmayı hiçbir zaman becerememişti. Yine de bu beceriksizliği onun hazır yemeklerle harikalar yaratmasını sağlıyordu.

"Eh, akşam dışarıdan yemek söyleyene kadar idare eder." dedi Scarlett alayla.

"Akşam yemeğine kadar Tony'e etrafı göstersene." dedi Amanda hevesle. "Eminim küçük kasabamızı keşfetmek için sabırsızlanıyordur."

"Can atıyorum." dedi Tony. Ağzında sandviç olduğundan ciddi olup olmadığını anlamak pek mümkün değildi.

İkisinin de yemeği biter bitmez birlikte evden çıktılar. Scarlett, etrafı bisikletle gezmeyi teklif etmiş ve Tony de kabul etmişti. Kadının kendi evindeki hali, her zamankinden çok farklıydı. Tony'nin nadiren denk geldiği, Scarlett'in iyi ve eğlenceli olduğu anlar gibi.

"Sen babamın bisikletini alabilirsin." dedi Scarlett eski, siyah bir bisikleti depodan çıkarak. Kendi bisikleti ise mordu ve üzerine renkli çıkartmalar yapıştırılmıştı.

İkisi yan yana kasabanın sokaklarında dolaşırken Tony sorular soruyordu. "Neden herkes sana Viola diyor?"

"Göbek adım. Bu ismi babam seçtiği için ailemizdeki herkes bana Viola der." Scarlett bir süre düşünceli bir sessizliğe gömüldükten sonra devam etti. "Babam viyola çalardı."

Tony başını salladı. Batmak üzere olan güneş, Scarlett'in yüzüne yansırken adam onunla ilgili tüm kötü şeyleri unutmuş gibiydi. Sadece banyodaki üzgün halini ve ailesiyle zaman geçirirken yüzüne yayılan o gülümsemeyi düşünebiliyordu.

"Viola!"

Sahil kenarındaki kafelerden birinden bir erkek sesi yükseldiğinde Scarlett bisikletini durdurdu ve başını sesin geldiği yöne çevirdi. Uzun boylu genç bir adam kafenin kapısında durmuş gülümsüyordu. "David!"

Scarlett neşeyle seslenip koştu ve adama sımsıkı sarıldı. Tony başta yanlış gördüğünü sandı ancak Scarlett adama sımsıkı sarılmış ve hatta bacaklarını onun beline dolamıştı. Peki bu Tony'i neden rahatsız etmişti?

"Geleceğini neden haber vermedin?" diye sitem etti adam ikisi, nihayet, ayrıldıklarında. "Seni karşılamaya gelirdim."

"Hayatımda o kadar çok şey oluyor ki, tamamen aklımdan çıkmış."

David arkada fark etmeden dişlerini sıkarak bekleyen Tony'e baktı ve "Bu onlardan biri mi?" diye sordu. Karşısında gördüğü kişinin Tony Stark olmasından diğerleri kadar etkilenmiş görünmüyordu.

Scarlett başını salladı ve Tony'nin elini tutup onu yanına çekti. Bu, Tony'i biraz olsun rahatlatmıştı. Anında böyle hissettiği için suçlu hissetti. Birkaç gün sonra başından atacağı bir kadını mı kıskanıyordu gerçekten?

"Evet, David." dedi Scarlett. "Bu benim erkek arkadaşım Tony."

David ısrarla karşısında Demir Adam durmuyormuş gibi davranmaya devam ederek elini uzattı ve "Memnun oldum Tony." dedi.

Tony dişlerinin arasından anlaşılmaz bir şeyler mırıldanmakta yetinmişti. "Seni gördüğüme çok sevindim." dedi Scarlett ve adama bir kez daha sarıldı.

David de "Sen gitmeden önce bir kere daha görüşelim. Tamam mı güzelim?" dedikten sonra işine geri dönmüştü.

Tony neden hiçbir suçu olmadığı halde bu adamı yumruklamak istiyordu? Scarlett'e güzelim dediği için mi? Tabi ki bu, Tony'e ait bir hitap şekliydi. İkisi tekrar bisikletlerine bindiklerinde sordu. "O kimdi?"

Scarlett, Stark'ın gidonu tutan ellerinin bembeyaz kesilmesinden bir anlam çıkarmamaya çalışıyordu ancak bu çok zordu. İçinden bir ses seni kıskanıyor diye sevinç çığlıkları atıyordu sanki.

"Beraber büyüdüğüm çocukluk arkadaşım. Ben New York'a taşınana kadar hep birlikteydik, her şeyi birlikte yapardık. O burada kalıp bir kafe işletmeye karar verince biraz uzaklaştık tabi."

Tony ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ve fark etmeden kaşlarını çatıp bisiklet sürmeye devam etti.

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

7.5K 602 12
*Kol Mikaelson & Davina Claire FanFiction* *Texting*
5.9K 287 10
İlk Carlos Sainz kurgusudur. Chloe Leclerc Charles Leclercin kardeşi ve aynı zamanda hukuk stajyeridir.Abisinin takım arkadaşı olan Carlos Sainz ile...
11.1K 265 9
"just imagine, you'll feel them next to you."
483K 20.5K 60
❝𝐢 𝐬𝐨𝐥𝐞𝐦𝐧𝐥𝐲 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐡𝐚𝐭 𝐢 𝐚𝐦 𝐮𝐩 𝐭𝐨 𝐧𝐨 𝐠𝐨𝐨𝐝.❞ [𝑯𝒂𝒓𝒓𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓 𝒌𝒂𝒓𝒂𝒌𝒕𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒍𝒆 𝒉𝒂𝒚𝒂𝒍 𝒆𝒕] ...