Öykü'den...
Uyandığımda Ezel hala uyuyordu.
O kadar mükemmel bir yerde uyanmıştım ki rüya gibiydi.
Bu adama ömrümce böyle bakabilmeyi isterdim.
Üzerimdekileri çıkarıp denize atladım.
O kadar iyi gelmişti ki...
Ezel'in bağırmasıyla arkama döndüm,bana doğru yüzüyordu.
"Öykü beni çok korkuttun."
"Neden korkuyorsun?Yüzmek istedim,intihar edecek halim yok."diyerek gülmeye başladım.
Sımsıkı sarıldı bana.
"Kötü bir rüya mı gördün sen?"
"Sanırım."
Dudağımdan öptü sanki uzun zamandır birbirimizi görmemiş gibi.
Gülümsememin tek sebebisin sen Ezel.
Denizin içinde geçirebilecek en güzel zamanı geçirdik sanırım.
Beni kucağına alıp gülümsedi.
"Kahvaltı yapalım mı?Bayağı acıktım."
Kumsala çıkıp ıslak iç çamaşırımla kumlara uzandım.
Serkan kahvaltılıklarla geldi.
"Günaydın yenge."
"Günaydın Serkan,sevdiğim börekten almışsın."
"Abim söyledi yenge."
Ezel'e döndüğümde hala suratı solgundu.
Serkan kumsala örtü serip kahvaltılıkları koyup gitti.
Ezel yanıma oturdu sessizce.
"Ezel kendine gel artık."
"İyiyim ben,merak etme."
"İyiymiş gibi davran o zaman."
"Üzgünüm güzelim."
"Yarına aldım ben biletimi."
"Neden bana haber vermedin?"
"Gidecektim zaten biliyordun,sen gelmeden önce toparlanıyordum."
"Ne kadar kalacaksın?"
Böreğini didikliyordu.
"Bilmiyorum,birkaç gün işte."
Hala durgundu.
"Hasta mı oldun acaba?"
"Hayır hayır,iyiyim."dedi zoraki bir gülümsemeyle.
Kalkıp üzerime şortumu ve atletimi geçirdim.
"Gidelim mi?"dedim sinirli bir tavırla.
Bana sarılıp başımdan öptü.
"Sana bir şey oldu sandım."
"Altı üstü denize girdim,abartma."
"Üzgünüm sevgilim,haklısın."
Arabaya doğru yürüyorduk ve tek kelime etmemek konusunda çok ısrarcı gibiydi.
Arabaya bindigimizde elimi tutup öptü,ortamdaki gerginliğin farkındaydı.
"Beni eve bırakır mısın?"
"Neden?"diye sordu soluk bir ses tonuyla.
"Kızlarla vakit geçirmek istiyorum."
"Ama zaten gideceksin yarın."
Evin önüne gelmiştik.
"Akşam görüşürüz o zaman."diyip arabadan indim.
Gerçekten çok sinirlenmiştim,muhteşem bir günü mahvetmişti.
Duş aldıktan sonra kot elbisemi giyip hafif bir makyaj yaptım.
Kızlarla arabaya bindiğimizde onlar çok keyifliydi,müzik açıp eğleniyorlardı.
Biraz alışveriş iyi gelebilirdi.
Selinle bir şeyler alıyorduk,Gamze işten ayrıldığı için durumunun kötü olduğunu düşünerek kendimize aldığımız her şeyden ona da aldık.
Eskiden arkadaşlarımın yediği,içtiği,aldığı şeylere heves ede ede aval aval bakardım.
Kafeye girer girmez tatlı ve kahve söyledik.
Gamze suskunluğu bozdu.
"Biz Tolgayla bitirdik."
"Nasıl oldu?"diye sordum.
"O istedi,başkası varmış."
"Üzgün değilsin dimi?"
"Çok değil."diyerek sırıttı.
"Senin niye moralin bozuk?"diye sordu Selin,beni incelerken.
"Ezel beni sinirlendirdi,sabah denize girdim diye korkmuş."
"Çok saçma."dedi Gamze gözlerini belertirken.
"Bence değil,demek ki..."dedi Selin duraksadı.
"Demek ki ne Selin?"diye sordum.
"Yani korkmuş demek ki."
"Sizin Erenle nasıl gidiyor?"diye sordum sırıtarak.
"İyi gidiyor,çifte düğün olabilir."
"Ben yine yalnız."dedi Gamze homurdanarak.
"Hiç beklemediğin bir anda biri çıkacak ve seni mucizelere inandıracak."
"Bu bir saçmalık Öykü."
"Hayır."dedik Selinle aynı anda ve gülmeye başladık.
Ezel Arıyor...
- "Öykü ne yapıyorsun?"
- "Kafedeyim."
- "Akşam oldu."
- "Farkında değilim."
- "Ne zaman eve geçersiniz?"
- "Birazdan."
- "Valizini al da burada kalırsın.Ben seni alırım bir saat sonra evd..."
- "Tamam."dedim sözünü bitirmeden,telefonu kapattım.
Hala ona sinirliydim.
Kızlarla vedalaştım.
Aşağıya indiğimde Ezel valizimi alıp bagaja koydu,hiçbir şey söylemeden arabaya bindim.
O da yol boyunca konuşmadı.Eve girdiğimizde elimi tuttu.
"Özür dilerim güneşim,her şeyi mahvettim.Sadece seni kaybetmekten korktum."
Gözlerine baktım derinden.
Gerçekten o kadar masum görünüyordu ki...
Sarıldım ona sıkıca.
"Önemli değil."dedim gülümseyerek.
Elimi tutup merdivenlerden yukarı çıkardı.
Balkona doğru çıktık.
Masa hazırlamıştı ya da hazırlatmış...
En sevdiğim yemek:kebap.
Güzel bir af yolu.
"Kebap ve kırmızı şarap uyumunun uyumsuzluğu." dedim gülümseyerek.
Ayağa kalkıp müzik sistemini açtı.
Hangi şarkıyı açacak diye sabırsızlıkla bekliyordum.
Seçimini Ufuk Beydemir-Ay tenli kadın'da kullandı.
Bana doğru dönüp elini uzattı.
"Esmer ama ay tenli kadınım."dedi kocaman gülümsemesiyle.
Gülümseyerek ayağa kalktım.
Dans etmeye başladık.
Başımı muhteşem kokan boyununa koydum.
İşte benim evim.
Kokusuyla sarhoş olmak için güzel bir geceydi.
Başımı yukarı kaldırdığımda kahve gözleriyle bana bakıyordu.
Şarkı bitmişti ama biz hala dans ediyor ve birbirimize bakıyorduk.
◽️Mehmet Gürel-Kimse Bilmez çalmaya başladı.
Hala tek kelime etmeden birbirimize bakıyorduk.
Sessizliği bozan ben oldum.
"Bulut geçti
Gözyaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap
İçilmez mi böyle günde
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Bu yıldızlı gökler
Ne zaman başladı dönmeye
Kimse bilmez
Kimse bilmez"
Şarkı bitince yerimize oturduk.
Ezel'in eşlik etmesiyle seslerimizin bile birbirine aşık olabileceğini düşünmeye başladım.
Şarabımı uzattım.
"Cheers sunshine."
"Cheers sunhine."
Bir anda içim de Sezen Aksu-Tükeneceğiz mırıldandığımı fark ettim.
"Ne böyle senle ne de sensiz
Yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı
Olmak imkansız hiç sebepsiz
Ne hayallerle ümitlerle
Mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim
Şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İste biz o gün düşüneceğiz
Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Herşey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gun tükenecegiz
İşte biz o gun tükeneceğiz"
Ezel'in alkış sesiyle irkildim.
Şarkıyı gözlerim kapalı söylemiştim.
O kadar içten yaşayarak söylemiştim ki kendim bile şaşırmıştım.
"Hiçbir zaman anlamlı olmasını istemediğim bir şarkı daha."diyerek gözlerini bana çevirdi.
"Anlamı şarkının güzel olması olsun be sevgilim."dedim gülümseyerek.
"Bu şarkılar bir gün anlamlı gelir diye ödüm kopuyor.Tek anlamı senin söylemen olsun istiyorum."
"Öyle olucak zaten."diyerek elini tuttum.
"Herhalde seni 'faded' ve 'yakamoz' kadar ağlatan,anlam ifade eden başka şarkı yok."
"Var bir tane daha aslında.
◽️Gülden Karaböcek-Eğer Ağlıyorsam ''
Duraksadım.
"Kaybolduğumu,solduğumu sandığım zamanlar Faded'ı dinlerken işte ben diyordum.Sonra başka şeyler yaşıyordum,başka acılar.Faded daha da anlam kazanıyordu.Bu bir kere kaybolmak gibi değil."
Gözlerinin içine baktım.
"I'm faded
Soldum
I'm faded
Soldum
So lost, I'm faded
Kayboldum, soldum
I'm faded
Soldum
So lost, I'm faded
Kayboldum, soldum
These shallow waters never met
Bu sığ sularla asla tanışmadım
What I needed
Neye ihtiyacım var
I'm letting go
A deeper dive
Artık bıraktım
Daha derin bir dalış
Eternal silence of the sea
I'm breathing
Denizin ebedi sessizliğine
Nefes alıyorum
Alive
Yaşıyorum"
Gözlerini benden ayırmadan dinlemişti.
"Gerçekten anlamı çok derin,özellikle de sen söylerken."
Derin bir nefes aldı.
"Öykü sana bir şey sormak istiyorum.Ne zamandır içimde ama sormaya cesaret edemiyordum."
"Sor?"
"Ben sana çok şey yaşattım...Gözünün önünde birini öldürdüm.Seni tutsak ettim,seni ailenle tehdit ettim.Nasıl bunlarla başa çıktın?"
Film şeridi gibi gözümün önünden geçti her şey.
"Öykü sormamalıydım,üzgünüm."
"Başa çıkamadım,bir kenara koydum.Ne zaman aklıma gelse sürekli kendimle savaştım.
Çünkü oturup düşünmeye devam etsem yanında asla duramazdım.Ben adaleti savunan bir insan olucam dimi?
Tabi ne kadar inandırıcı olursa...Ben her şeyi bir kenara bırakıp aşkı seçtim."
"Sana çok şey yaşattım,asla bunların bir telafisi olmayacak biliyorum."
"Senin iyi bir insan olman beni yerimde durduruyor."dedim derin bir nefes alarak.
"Uyuyalım mı?"dedi mahçup bir tavırla.
"Uyuyalım."
Yatağa geçtiğimizde hala utandığını yüzünden anlayabiliyordum.
Bana doğru döndü.
Bakışmaya başladık.
"Öykü be..."
"Ezel sen kötü bir şey yaptıysan ben de yaptım.Kendim için her şeyi unutmuş gibi yaptım,nankörlük yaptım.Ben senin suç ortağınım."
"Hayır senin bir suçun yok."
"Var,artık bunları konuşmayalım."
Yüzümü okşamaya başladı,sakallarını okşadım.
Hiç konuşmadan birbirimizi izledik.
Onu inceliyordum.
Acaba onun yakışıklılığına mı aşıktım?O her kızın isteyeceği bir erkekti.
Yok hayır hayır.
Bence o benim kaderimdi.
Ne olursa olsun onu sevecektim.Bizim kaderimiz bir yazılmıştı.
Onun sesiyle uyandım.
Yine birbirimizi izlerken uyuya kalmıştık.
Ne güzel bir uyuyuş şeklidir.
"Morning sunhine."diyerek yatağa doğru geldi.
Beni başımdan öptü.
"Kahvaltı hazır."
Banyoya girip ihtiyaçlarımı görüp aşağıya indim.
Bahçede güzel bir kahvaltı hazırlamıştı.
Masanın üzerindeki siyah kutu dikkatimi çekti.
"Bu nedir?"
"Dün vermeyi unutmuşum,koleksiyonuna yeni bir parça."
Kutuyu heyecanla açtım.
"Kar küresi!
Aman Allahım bizi yaptırmışsın,sana inanamıyorum."
Gerçekten bize o kadar benziyordu ki...
Ezel kar küresi sevdiğimi bildiği için sürekli kar küresi alıyordu.
Ama bu bir başkaydı.
"Yetenekli birini buldum,artık bize benzeyecek kürenin içindekiler."dedi gülümseyerek.
"Muhteşem!"
"Sanırım tüm evimiz kar küresi dolacak."
"Sanırım."
⏩
Ayrılık vakti gelmişti.
Ezelle sessiz bir şekilde arabadan indik.
Bir eliyle valizimi sürüklüyor,bir eliyle elimi sımsıkı tutuyordu.
"Gitmem gerekiyor artık."diyerek boynuna sarıldım.
"Sensiz ne yapıcam ben?"dedi homurdanarak.
"Sadece birkaç gün deli oğlan."
"Yani bir ömür."
Boynundan öptüm,kokusunu içime çekerken o da benim kokumu içine çekiyordu.
Dudaklarını büzerken boynuma sarıldı yeniden.
Keşke bu koku bana yetebilseydi.
Keşke depolama şansım olabilseydi.
"Gitmem gerekiyor."
Ellerini omzuma koydu.
"Seni çok seviyorum gün ışığı."
Dudağımdan öptü.
"Seni seviyorum."
Valizimi alıp uzaklaştım.
Arkama dönüp el salladığımda boynunu bükmüş bana bakıyordu.
Keşke seni canımın içine sokabilsem.