Ezel'den...
Akşam olunca Öykü'yü aramaya karar verdim,hala beni aramamıştı.
Bu ertelenme meselesi ne kadar canımı sıksa da ona belli edemezdim.
O güzel yüzü bundan sonra hiç düşsün istemiyordum.
Aradım ama telefona bakmadı.
Duştan çıktığımda yine aradım yine bakmadı.
Evlerine gitmeye karar verdim.
Onu özlemiştim.
Onu yanımdayken bile özlüyordum.
Aklıma 'Müslüm Gürses'in-Adını Sen Koy' şarkısı geldi.
Mırıldanmaya başladım.
"Özlerim ben seni,seninle bile
Vuslat mı hasret mi adını sen koy
Aşkınla yakıp da düşürdün dile
Sevgi mi nefret mi adını sen koy
Özlerim ben seni seninle bile
Vuslat mı hasret mi adını sen koy."
Asansör katta durduğu anda kahkaha seslerini duydum.
Kapıyı çaldım ama kimse duymadı.
Zile basınca Selin kapıyı açtı.
"Aa hoş geldin Ezel,geçsene."
"Öykü evde dimi?"
"Evet balkondalar."
Balkona doğru yürümeye başladım.
Öykü beni görünce şaşırıp ayağa kalktı.
Spor bir şort ve yarısı olmayan askılı atlet giyiyordu.
Bu kız evin içinde bile bu şekil giyerken ona karışmak ne haddimeydi?
"Hoş geldin Ezel."
"Hoş buldum Gamze."
Öykü bana sarılıp yerine oturdu.
Gülümseyerek bana bakmaya devam etti.
"Geleceğini bilmiyordum."
"Seni aradım,duymadın herhalde.Ben de özlemiştim geleyim dedim."
"Telefon içerdeydi sevgilim,kızlarla muhabbet ediyorduk."
"Bak birkaç saat görmedi hemen özlemiş."dedi Gamze sırıtarak.
"Ee kızım aşığız,ne yapalım?"
"Otursana."dedi Öykü gülümserken.
"Ben rahatsız etmiyim,siz devam edin."
"Saçmalama aşkım."
Bugünün ikinci aşkımıydı ve çok hoşuma gitmişti.
Selin arkadan elinde kahveyle çıktı.
"Bize eşlik et,bak sana da kahve yaptım enişte."
Öykü'nün yanına oturdum.
Kahvemden içip sigaramı yaktım.
"Ee sizin düğün ertelenmiş."dedi Gamze,her zamanki boş boğazlılığıyla.
Öykü suratını astı.
"Olsun Gamze,ben onu ömür boyu beklerim."
"Vay be okulun playboy çocuğu Ezel Alkan'a bak sen.Deli gibi bizim buzlar kraliçesine aşık olmuş."
"Playboy işi yok."dedi Öykü gözlerini devirirken.
"Ne oldu kıskandınız mı Öykü hanım?"dedi Gamze kahkaha eşliğinde.
"Gamze işine bak."dedi Öykü kaşlarını kaldırırken.
Konuyu dağıtmak için araya girdim.
"Seninkiyle tanışacağız demek yarın Gamze?"
"Ya evet,aylardır flörtten öte gidemedik."
"O zaman o iş yaş kardeşim."
Suratını astı.
"Niye be Ezel?"
"Seven insan flört takılmak istemez,adını koymak ister."
"Neyse bunu yarın analiz ederiz."dedi Öykü.
Bacağını tuttu Öykü.
"Ne oldu?"
"Ağrıyor."
"Uzat ayağını."
Ayağını bana uzattı,ağrıyan yerine baktığımda biraz şişmişti.
Çok ayakta durunca ayağı şişiyordu.Sol ayak bileğindeki bağlarda zedelenme vardı.
Selin buz getirince ayağına buz koydum.
"Ayağım üşüdü."dedi mızmızlanarak.
Buzu çektim ve masaj yapmaya başladım.
Kızlar bana garip garip bakıyordu.
Onlardan Öykü'ye değer verdiğim için utanacak değildim.
"Öykü'ye aşık olduğunu ne zaman anladın?"diye sordu Selin.
Öykü'ye baktım.
Gözlerinin içi gülüyordu.
"Bana ilk çarptığı anda kaderim olduğunu hissettim.
Sonra o replik geldi aklıma:
'Bazen ilk görüşte bilirsin,o insan senin kaderindir.Bazen bir ömür ararsın bulunmaz.' "
"Umarım yaşayacağınız kötü günleri atlatabilecek kadar güçlü olursunuz."dedi Selin.
Şaşkınlıkla,
"Nasıl yani?"diye sordum.
"O ne demek şimdi?"
"Ee yani şey demek istedim,lafın gelişi işte."
Garip bir hal almıştı,hiçbir şey anlamadım.
Konuşmaya devam etti Selin:
"Ezel bugün burada kalsana,hiç kalmamıştın zaten.Anahtar koyarsın yastığının altına."
"Boş hurafeler ve Selin."dedi Gamze sırıtarak.
Öykü'nün gözlerine baktım,kal demesini bekliyordum.
"Evet kalsana deli oğlan."
Valizimi almadığım aklıma gelmişti.
"Ee valizimi almadım."
"Alır geliriz hayatım."
"İyi gidelim o zaman.Kızlar acıkmadınız mı bir şeyler alalım gelirken?"
"Aslında çok iyi olur."dedi Gamze sigarasını yakarken.
"Hamburgere ne dersiniz?"diye sordu Öykü ayağa kalkarken.
"Kaloriye değer deriz."dedi Selin baş parmağını kaldırarak.
Öyküyle evden çıktık,asansöre bindiğimizde bana sarıldı.
"Sana çarptığım günden beri aşığım.Kendimle savaşlarımın galibi aşk oldu."
Başından öptüm.
"İyi ki."
"Ben getireyim,araba sonunda küflenecek."dedi Öykü gülümserken.
Öykü arabayı çalıştırdı.Usb'sine bağlandı.
'Duman-Senden Daha Güzel'
Aklıma evlilik teklifim geldi.Öykü şarkıyı söylemeye başladı.
Ona eşlik ettim,içimden hayal kurup gülümserken.
Gerçekten de aşk sevdiğinde güzelmiş.
Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.
Eve girdiğimizde hemen yukarı çıktım.Valizimi alıp aşağı indim.
Koltukta yayılmış telefonuna bakıyordu.
Göbeğindeki,gümüş rengi uzun taşlı piercinge dokundum.
E harfi olduğunu yeni fark etmiştim.
"Çok sevdin herhalde."
"Evet sana çok yakışıyor."
Beni düşünerek onu alıp takması bile benim için o kadar değerliydi ki...
"Öykü şuradaki hamburgerci de dur."diye işaret ettim.
Az ileride durdu.
"Sen inme aşkım,ben alır gelirim."
"Hı aşkım demek?"dedi gülümseyip misillemesinin keyfini çıkarırken.
Onu tam olarak gülüşünden öptüm.
Arabaya bindiğimde,
"Imm enfes kokuyor,soğumadan hemen gidelim."derken arabayı çalıştırdı.
Eve vardığımızda gerçekten de soğumamışlardı.
Selin poşetleri boşalttı.
"Vay be suffle de almış enişte bey."dedi mutlulukla.
Öykü hamburgerin hepsini yiyemedi,her zamanki gibi tatlıyla karnını doyurdu.
Poşetleri toparlayıp mutfağa geçti.
Ben de kendi yemeğimi alıp yanına geçtim.
"Doydun mu?"diye sordu bana dönerek.
Dudağının kenarında çikolata kalmıştı.
"Daha değil."
Dudaklarına yapıştım.
"Tamam tamam görecekler şimdi."dedi fısıldayarak.
Onu kolumun altına aldım,balkona doğru yürüdük.
"Ayağın nasıl oldu?"
"İyiyim deli oğlan,merak etme."
"Her şey için teşekkürler enişte."
"Çok teşekürler enişte.Biz uyuyalım artık anahtarı unutma."dedi Selin sırıtırken.
"İyi geceler."
Sigaralarımızı yaktık,Öykü kapıyı çekti ve yanıma oturdu.
"Sen playboy'sun ya hani,bunca zaman cinsellik yaşamadan nasıl dayandın?"diye sordu bir anda.
Bunu içinde mi saklamıştı?
"Playboy'dum.
Ben de her zaman cinselliği ön plan da tuttum.Ta ki seni tanıyana kadar."
"Nasıl yani,beni istemiyor musun?"
"Seni her saniye daha çok istiyorum."
"Bununla nasıl başa çıkıyorsun?"
"Kendimi durduruyorum.Mesela...Mesela şey rakı içtiğimiz gece,bu çok zor oldu ama başardım."
"Ben.."derken lafını kestim.
"Böylesi daha güzel,her şeyin bir zamanı var."dedim gülümserken.
"Sen hiç istedin mi?"diye sordum konu açılmışken.
Cevabını merak ediyordum.
"İlk defa birini bu kadar çok istedim."
Yüzüme bakmıyordu,utanmıştı.
Utandığını anlayınca konuyu değiştirmek istedim.
"Bu sene tatile nereye gitmek istersin?"
"Yanımda sen olduğun sürece bunun hiçbir önemi yok deli oğlan."
"Benim için de öyle aşkım."
Neden aşkım derken utanıyordum,anlamıyordum.
"Hı demek aşkım."dedi kahkaha atarken.
"Aslında aşk'ım güzel bir kelime ama insanlar sıradanlaştırmış,tıpkı 'canım' gibi."
"Evet haklısın deli oğlan."
"Ama hiçbir şey senin yanında sıradanlaşamaz."
Başını omzuma yasladı.
"Sevildiğimi iliklerime kadar hissettirdin bana Ezel."
"Sen her şeye değersin."
Sakallarımı okşadı.
"Hiçbir şeyi kaybetmekten korkmuyorum ama yolumun senden ayrı bir yere gidebileceği düşüncesi bütün bedenimi uyuşturuyor."
"Böyle bir şey olmayacak Ezel."
Dudağımdan öptü.
"Artık uyuyalım mı?"diye sordu uykulu bir sesle.
Onu kucağıma alıp odaya getirdim.
"Ee anahtarı versene güzelim."
"Ciddi misin?"
"Evet."dedim kaşlarımı kaldırırken.
Öykü çantasından anahtarı çıkarıp bana verdi.
Yastığımın altına koydum.
Onu başından öptüm,başını göğsüme koydu yani yerine.
▪️
Bir terle uyandım,kabus görmüştüm.
Öykü yataktan doğruldu.
"Ezel ne oldu?"diye sordu gözlerini açmaya çalışırken.
"Bir şey yok sevgilim sadece susadım,sen uyu."
"Dur getireyim."
"Hayır hayır,ben alırım.Sen uyu,hem bir sigara içerim."
Onu başından öptüm ve odadan çıktım.
Saat sabahın dört buçuğuydu.
Hemen balkona attım kendimi,sigaramı yaktım.
O kadar etkilenmiştim ki,hala kabusun etkisindeydim.
Öykü denize atlıyor ve boğuluyordu.
Hiçbir şey yapmadan öylece durdum,onu kurtaramadım.
Bu bir kabus diye kendime hatırlatıp durdum ama etkisi hala geçmemişti.
Öykü yanıma geldi uykulu gözlerle.
"Öykü hadi uyu,neden geldin?"
Saçlarımdan öptü beni.
"Gidemem,hep senin yanında olucam."
Balkondaki koltuğa geçtik,yanıma yattı.
Ona kocaman sarıldım,kokusunu içime çektim.
Şimdi daha iyi hissediyordum.
◾
Sakallarımla oynarken uyuya kalmışım.
Kızların sesiyle uyandık,kahvaltı hazırlamışlardı.
Öykü ve Gamze balkonda otururken hemen Selin'in yanına gittim.
"Selin şu rüya işi gerçek mi dersin?"
"Bence rüyaların bir anlamı var,hissiyatın kuvvetliyse gerçektir.Ne gördün?"
Öykü içeri girdi.
"Hala olmadı mı çay?"
"Oldu oldu,alıyorum şimdi."
Öyküyle kahvaltı masasına geçtik.
Hiç yiyesim bile yoktu.
Öykü'nün ısrarları ve ağzıma ballı ekmek sokmasından ibaretti kahvaltım.
Öykü ayağa kalktı birden.
"Ben üzerimi değişmeye gidiyorum."
Geldiğinde beyaz şort ve yarısı olmayan atletlerden giymişti.
"Gamze saçımı iki yandan balık sırtı örsene."
Gamze'nin önüne çöktü.
O kadar tatlı olmuştu ki...
Bazen çok seksi,bazen çok çocuksu olabiliyordu.
Telefon trafiğinden sonra aşağıya indik.
Tolga'yla tanıştıktan sonra Eren'de gelmişti.
"Beni takip edersiniz."
Öykü arabanın önünde beni bekliyordu.
"Sevdin mi Tolga'yı?"
"Hayır,ben tüm sevme kotamı sende doldurdum."