Öykü'den...
Selin Aranıyor...
"Aşağıya inin."
Arabayı görünce şaşkın bir halde inceleyerek arabaya bindiler.
Selin ön de,Gamze arka koltukta yerini aldı.
"Ezel mi,baban mı?"dedi Gamze gözlerini bana dikerek.
"Ezel'in yıl dönümü hediyesi."
"Ne kadar bonkör."dedi Selin gülümseyerek.
Arabayı kahvaltı yapacağımız yere çekip valeye bıraktım.
Oturduğumuz gibi telefon çalmaya başladı.
Ezel Arıyor...
- "Güneşim."
- "Kahvaltıya geldik sevgilim şimdi."
- "Akşam üzeri seni alırım."
Serpme kahvaltı söylemiştik,gelmesini beklerken kızlara evleneceğimizi söylemem gerektiğini düşündüm.
"Kızlar,Ezelle okullar tatil olunca evlenmeyi düşünüyoruz."
"Oha."dediler aynı anda.
"Evlenme teklifi etti mi?"diye sordu Gamze meraklı bakışlarla.
"Ezel eder bence zamanını bekliyordur."dedi Selin.
"Ezel bu tabiki eder."dedim gülümseyerek.
"Çok sevindim,umarım çok mutlu olursunuz."dedi Selin elimi tutarken.
"Ben de öyle buzlar kraliçesi.Umarım hep mutlu olursunuz."dedi Gamze elimi sıkarken.
"Ee anlatın bakalım sizin nasıl gidiyor?"
"Bak işte aynı evde yaşıyoruz birbirimizden haberimiz yok."dedi Gamze burun kıvırarak.
"Kızlar hepimiz yoğunuz vakit bulamıyoruz.Bundan sonra daha fazla vakit geçirelim."dedim Gamze'nin yüzüne bakarak.
"Valla biz hala flört aşamasındayız Tolga'yla.Bir türlü sevgili olma aşamasına geçemedik."
"Eğer bu böyle giderse bir süre sonra sen konuyu inceden aç,belki seni oyalıyor olabilir."
"Haklısın Öykü,öyle yapıcam."dedi Gamze omuzlarını silkerken.
"Bizim Erenle iyi gidiyor,her gün daha da bağlanıyorum ona.Bir gün hep beraber bir şeyler yapalım.Eren,Tolga,Ezel."
"Eren,Dorukla samimi olduğu için Ezel bunu istemez."dedim dudaklarımı büzerek.
"Değiller,selam selamlar.Biz de,Gamzeyle orada çalışmıyoruz zaten,biliyorsun.O gerçekten tehlikeli biri."dedi Selin başını sallarken.
Kahvaltı yapıp hem de muhabbet ediyorduk ve bu bana iyi gelmişti.
Kızlarla sohbet etmeyi özlemişim.
"Öykü,Selin'in dediği gibi hep beraber buluşalım.Sen Tolga'ya sor sevgili olmakla ilgili şeyler işte."dedi Gamze heyecanla.
"Nasıl sorayım ki?"dedim şaşkınlıkla.
Gözlerimin içine bakarken,"Sen halledersin."dedi.
"Pekala."
"Ee uzun zamandır fallanmadık.Falla beni Selin." dedim kahvemi yudumlarken.
"Ama sana dediğim şeylere inanmıyorsun.Aslında dedeni kaybettin ama diğer kötü olayların içinden çıkan iyi bir olayı yaşamadın."dedi Selin hiçbir şeyden habersiz.
İçimden yaşadıklarımı düşündüm.
Gerçekten de Selin ve o falcı bunları tahmin etmişti.Ya da bu sadece bir rastlantıydı.
Selin kahvemi kendine çekti.
"Ee soğumuş kahven,başlayalım."
Yine hiçbir şey söylemeden fincanı inceliyordu.
"Boşver bakmayalım."dedi ve fincanı bıraktı.
"Ne alaka Selin?Bak şuna."
"Ay hiç bakasım yok."dedi gözlerini kaçırarak.
"Kızım sen teklif ettin,saçmalama."dedim kızgınlıkla.
"Bırak şunu ya moda girdi."dedi Gamze.
"İyi bakma,kalkalım mı?"
"Olur."
Hesabı ödedikten sonra arabaya binip eve geçtik.
Ezel Arıyor...
- "Öykü eve geçtiniz mi?"
- "Geçtik."
- "Hazırlan,alırım seni."
- "Tamam bir saate gelirsin duş alıcam."
- "Tamam güzelim."
Küçük bir çanta hazırladım.
Ezel'in dediği gibi rahat bir şeyler koydum.
Üzerime mor spor bir şort ve siyah bir atlet giydim.
Kızlarla vedalaştım,aşağıda Ezel beni bekliyordu.
Bana sarıldıktan sonra çantamı bagaja attı.
"Nereye gidiyoruz?"
Gülümsedi.
"Görürsün hayatım."
Uyandığımda arabada Ezel yoktu ve gece olmuştu.
Hemen telaşla arabadan indim.
"Ezel!"diye bağırmaya başladım.
Çok korkmuştum.
Ezel hemen yanıma doğru koştu.
Bana sarıldı.
"Uyanmış uykucu şirin."
"Ezel çok korktum,deli misin sen?Bir daha beni bırakıp sakın gitme."
Gözlerimin içine baktı,korktuğumu anlamıştı.
"Çok özür dilerim sevgilim."
Yine bana kocaman sarıldı,omzumdan öpüp gülümsedi.
"Sana sarılmadan önce sanki bütün dünyanın yükünü ben taşıyormuşum gibi."
Gülümseyip boynundan öptüm.
Elimi sımsıkı tuttu ve yürümeye başladık.
Kumsala çadır kurduğunu görünce çok sevindim,burayı çok seviyordum.
Kumlara bir bez sermiş ve yemek için bir şeyler hazırlamış.
İnce detayların kölesiyim...
Sohbet ederken yemeye başladık.
Arkasından midye dolma ve limon çıkardı.
"Belki affedersin beni."dedi muhteşem gülüşüyle beni mest ederken.
Gülümseyerek,"Affedildin."dedim
Çadıra girdi,çıktıktan sonra elinde yaş pastayla geldi.
"Yıl dönümümüz kutlu olsun.Seninle nice senelere gün ışığım."
Bana sımsıkı sarıldı.
Her sarıldığında aynı hissiyatı veren adam.
Pastadan da yedikten sonra ben yemekleri topladım ve poşete koydum.
Ezel'de kumsala uzanmıştı,işim bitince yanına uzandım.
Bana doğru dönünce ben de ona döndüm.
"Sana ne kadar aşık olduğumu anlatabilecek bir cümle,şarkı,şiir bilmiyorum ben.
Nasıl anlatsam eksik kalırmış gibi hissediyorum.Benim başlangıcım sensin.Sonum da sen ol istiyorum sadece.
Ben içimdeki iyiliği senin sayende gördüm.Hissetmeyi seninle öğrendim."dedi Ezel,beni benden alan bakışlarını bana dikerken.
"İnsan seni sevince daha önce kimseyi sevmediğini düşünür."
"Bazen sensiz nasıl yaşanır diye düşünüyorum.
Hemen kendi beynimle savaşıp konuyu kapatıyorum.
Sensiz nasıl yaşanır inan ben bilmiyorum.
Sen yokken yaşamıyormuşum gibi.
Hep senin geleceğin günü beklemişim sanki.Sen gelince tamamlanmışım ben,hep bir yanım eksikmiş aslında.
Sonra kader seni karşıma çıkardı.O kadar imkansızdı ki her şey ama aşk dedikleri şey bu işte,kolay olmadı belki olmayacak da ama ben hiçbir zaman senden vazgeçmedim,geçemem de.
Senden vazgeçmek kendimden vazgeçmek demek benim için.
Ben seninle kendimi buldum.Bana en güzel acıları,mutlulukları yaşatan kadınsın sen.
Sen bir gün gitsen bile,senin hissettiklerini asla gitmez.
Bunu düşünmek bile çok zor çünkü sensizliğe nasıl dayanılır bilmiyorum.Her gün senin kokunla uyanmak istiyorum.Kokunu unutmak benim kabusum olurdu Öykü."
"Şair der ki: 'Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim.Sen,bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."dedikten sonra onu dudağından öptüm.
*Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
Ben onu hep böyle dinleyebileceğimi düşündüm.Bazen onu incelerken ne kadar sevdiğimi düşünürken konuştuklarına bile odaklanamıyordum.
Faded'ı mırıldanmaya başladım,bana eşlik ediyordu.
En güzel kaybolmuşluğuma...
Şarkı bittiğinde sakallarını okşarken avuç içlerimden öptü.
"Bu şarkıda seni hissediyorum,artık daha anlamlı.
Sanki bir bütünmüşüz gibi.
Ben senin içinde kayboldum."dedim gözlerinin içine bakarken.
" 'Dünyanın nüfusu ikiye böIünüyor,yarısı sen oIuyorsun,yarısı ben.
Sonra ikimiz bir bütün oIuyoruz.
Kimseye sezdirmeden.'demiş Özdemir Asaf.
Öyle işte sevgilim."
"Ben Kıbrıs'a gelmeseydim diye düşünüyorum.Seni,hayatımın aşkını hiç tanıyamayacak mıydım yani?"dedim Ezel'in gözlerinin içinde kaybolurken.
"Ben artık tesadüflere inanmıyorum.Kadere inanıyorum,sen benim kaderimdin.Ben seni bulurdum,bunu biliyorsun."
Beni kendine çekip omzuna yatırdı.
"Burası çok güzel.Yakamoz,dalga sesleri,yıldızlar ve sen."dedim sakallarını okşarken.
"Dövmelerinden hiç pişman oldun mu?Ya da anlamından sıkıldığın bir dövmen oldu mu?"diye sordu birden.
"Sanırım anlamlarından sıkılmadım,bana her zaman anlamlı geliyorlar.Neden sordun?"
"Sadece merak ettim güzelim."
"Çadıra geçelim mi Ezel?"
"Birilerinin uykusu gelmiş."
Kucağına aldı beni birden,dudağımdan öptükten sonra çadıra girdik.
Kocaman sarıldı,kendimi öyle güvende ve mutlu hissediyorum ki...
Göğsüne yatıp uyumaya çalıştım.
◾
Uyandığımda Ezel yine yoktu.
Çadırdan çıkıp kumsala doğru yürüdüm.
Kahvaltı hazırlamış,sigara içiyordu.
Hemen bana sarıldı.
"Good morning sunhine."
Kahvaltı yaparken onu izledim.
Onsuz yapamayacağımı düşündüm.
Neden bunu düşünüyorum şimdi diye kendime kızdım.
Sanırım gece ki konuşmalarımız yüzündendi.
Onu çok seviyordum.
Onunla ilgili olan her şeyi seviyordum.
"Kahvaltımızı yaptığımıza göre artık gidebiliriz."dedim ayağa kalkarken.
Her şeyi toplayıp arabaya doğru yürüdük.
Arabaya geçtiğimizde Ezel 'Birden geldin aklıma' şarkısını açtı ve söylemeye başladık.
"Sevgilim benim okula uğramam gerekiyor."
"Tamam beni eve bırakırsın deli oğlan."
Eve vardığımızda arabadan inip çantamı bagajdan çıkarıp bana verdi.
Bana sarıldıktan sonra kocaman öptü.
Her seferinde beni uzun zamandır görmüyormuş gibi sarılıp,öpmesi kadar eşsiz bir şey olamazdı.
"Seni seviyorum gün ışığı."
Eve çıktığımda kızlar evde yoktu.
Hemen duşa girdim,yanıma saten siyah elbisemi aldım.
Markette durup bir şeyler aldım.Ezel'e sürpriz yapacaktım.
Eve vardığımda poşetleri bıraktım ve bir sigara yaktım.
Ezel Arıyor...
"Güzelim ne yapıyorsun?"
"Evi toparlıyorum sen?"
"Ben de okuldayım,babama uğrarım sonra.
Akşam seni alayım mı eve dönerken?"
"Hayır,sen dönmeye yakın beni ara.Ben kendim gelirim."
"Tamam güzelim."
Hemen sarmaları sarmaya başladım.
Sarma işi bitince patlıcan mezesi,tarator,muhammara,haydari ve humus yaptım.
Biraz dinlenmek için kendime kahve yaptım.
Sigaramı içip işlere geri döndüm.
Çinekopları temizledim.
Ezel'den Mesaj:
- "Yarım saate evdeyim,sen de gel."
- "Tamam."
Hemen masaya yaptıklarımı dizdim.
Aldığım çiğ köfte ve midyeleri de özenle masaya koydum.
Yukarı çıkıp derin bir yırtmaca sahip olan siyah saten elbisemi giydim.
Bordo bir ruj sürdüm.
Bordo bantlı ince topuk ayakkabılarımı giydim.
Son olarak parfüm sıktım ve aşağı indim.
Aldığım çinekopları kızgın yağa attım.
Onlar da masadaki yerini aldı.
Hemen mumları yaktım ve ışıkları kapattım.
Sandalyeye oturup heyecanla sevdiğim adamı bekledim.