Anonim♡: Neler saklıyorsunuz siz bakayım?
Turna: Yok be ne saklayacağız.
Anonim♡: Hepinizde bir şeyler var.
Anonim♡: Ada fazla dalgın bu aralar. Bir anı bir anına uymuyor. İnanılmaz mutluyken 2 dakika sonra suratı düşüyor.
Turna: ...
Anonim♡: Aklıma bir şeyler geliyor ama..
Turna: Gelmesin gelmesin.
Turna: Ben bir şey diyemem ama Ada'ya sorarsan sana söyler belki.
Anonim♡: Peki..
Anonim♡: Ne yaptınız, gittiniz mi falcıya?
Turna: Yoldayız gidiyoruz.
Anonim♡: Dikkat edin kendinize tamam mı bitanem?
Turna: Tamamm. Siz ne yapıyorsunuz?
Anonim♡: Eymen ve Ayaz galatasaraylı ya,
Anonim♡: Falcao'nun gelişini kutluyoruz djdhdhdhehhdhd
Turna: Ama sen fenerlisin? Snndnsnxhdbdhdhhd
Anonim♡: Yavrum Falcao'yu tek bekleyen galatasaraylılar değil, ben bile bekledim adamı.
Turna: Smxhdjhdjdhdusjdudhdhdjhdud
Turna: Çıkıyorum ben falcıya geldik, görüşürüz❤❤
Anonim♡: Görüşürüz, sarışınım😘
Telefonumu cebime yerleştirip önünde durduğumuz kafeye baktım.
"Eymen'e aşk büyüsü yaptıracağım ben."
Derin gözlerini kafeden ayırmadan konuşurken 'Ciddi misin?' der gibi ona bakıyorduk.
"Sen önce adam olma büyüsü yaptır bence gerisi sonra hallolur."
Defne sırıtarak konuştuğunda güldük.
"Büyü falan geri tepmez dimi?"
"Kanka bilemiyorum, bok da çıkabilir."
Derin, Ada'nın sorusunu yanıtlarken içeriye doğru adımladık.
"Kazamız mübarek olsun.."
Gözlerimizi etrafta gezdirerek kasaya adımladık. Kafe biraz değişikti. Her yer siyah, kahve tonları ağırlıklı düzenlenmişti. Garsonlara dikkat ettiğimde güler yüzlü olmadıklarını farkettim. Sanki hepsi seçilmiş gibi soğuktular.
"Merhaba, biz fal baktıracaktık."
Defne kasadaki çocuğa döndüğünde çocuk boş gözlerini bizde gezdirdi.
"Falcı Şakir şuanda bir seansta. Seans bittiğinde sizi içeri alacağız."
Falcı Şakir?
Başımızı sallarken gülmemek için kendimizi zor tuttuğumuz belli oluyordu. Boş bir masaya oturduğumuzda Derin gülerek konuştu.
"Adamın adı emekli adı gibi lan. Ne bilecek de ne söyleyecek çok merak ediyorum."
Onu onaylarken gülüyorduk. Yaklaşık 10 dakikanın sonunda içerideki müşteri çıkmıştı.
"Sıra sizde, girebilirsiniz."
Oturduğumuz yerden kalkıp çocuğun gösterdiği kapıdan girdik. Uzun karanlık bir kolidordan geçiyorduk.
"Bir şey diyeceğim,"
Derin'in endişeli sesiyle etrafa korkulu bakışlar atmayı kesip ona odaklandık.
"Bizi burada sikseler kimsenin haberi olmayacak."
Normal zamanda olsa ona küfür ettiği için kızabilirdim ama şu an ki durumumuza acayip uyuyordu bu tespit.
"Oturun."
Korkuyla çığlık atarken önümüzdeki samara tipli abla gözlerini bize dikmişti.
Falcı Şakir bu muydu yani?
"Oturun dedim."
Lafını ikiletmeden önüne oturduk.
"B-biz kahve falı baktırmaya g-gelmiştik."
Ada'nın konuşmasıyla başını salladı.
"Biliyorum."
Kadının ürkütücü sesiyle Defne fısıldar gibi konuştu.
"Biz içeri girerken hangi fala baktıracağımızı söylemedik ki lan."
"Kanka kadın müneccim olabilir bilemiyorum."
Ada'nın konuşmasıyla kadın hırladı.
Tövbe estağfirullah ablacım ne yapıyorsun öyle köpek gibi?
"Ben her şeyi bilirim, ben her şeyi hissedebilirim!"
"Aynen sensin tamam!"
Bağırdığında bende korkuyla bağırmıştım. Bize memnun bir bakış atıp gülümsedi.
"Kahveleriniz nasıl olsun hanımlar?"
Bu kadın bipolar, kesin bilgi.
"Durun durun. Sen, sen ve sen orta diğer ikiniz sade içiyorsunuz. Doğru mu?"
Şaşkınlıkla başımızı sallakmaktan başka bir şey yapamamıştık.
Falcı Şakir ayağa kalkıp geldiğimizden beri dikkat etmediğimiz kahve makinasının oraya gitti ve kahveleri yapmaya başladı.
"Kahvelerin içine bir şey katmaz dimi?"
Fısıldayarak konuşmamın ardından Falcı Şakir konuştu.
"Katmam, merak etme."
Gözlerimiz dehşetle birbirine değerken Derin dudaklarını oynattı.
"Sıçtık.."
"Benden korkmanıza gerek yok. Normal bir insanım. Beni internetten gördüğünüzü biliyorum ve tanınan bir falcıyım. İtibarımı zedeleyemem."
İçime az da olsa bir ferahlık geldiğinde kahvelerle yanımıza geri döndü.
"Afiyet olsun.."
Teşekkür ederek kahveleri içmeye başladık.
"Enerjiniz çok yüksek kızlar, güzel bir seans olacak."
"Şakir abla, aşık olma büyüsü yapıyor musun?"
Gözlerimiz şaşkınlıkla Derin'e çevrildi.
Kardeşim az önce bizi burada sikecekler diyordun, ne ara Şakir ablan oldu o senin?
"O işler büyüyle olmuyor malesef.."
Ada ve Derin aynı anda dudak büktü. Kahvelerimizi çabucak bitirip kapattık. İlk soğuyan kahve Defne'nin olduğu için ilk onunkini eline aldı.
"Düzenli giden bir ilişkin var, öyle mi?"
Defne başını salladığında devam etti.
"Çocuk seni seviyor. Aranıza daha önce girmeye çalışanlar olmuş ama başaramamışlar. Aranızdaki bağ çok kuvvetli. Evlilik kesin var ama ne zaman olur onu bilemem."
Defne kocaman gülümsediğinde onun adına mutlu olmuştuk. Birkaç bir şey daha söyelip Ada'nın fincanına bakmaya başladı.
"Senin aşık olduğunu fincana bakmadan da anlaşılıyor kızım. Gözlerinin ışıltısını her aşık insan farkeder. Ama o farkedemiyor."
"Benim ikizim biraz salak o yüzden."
Derin'in dediğine güldük.
"Umarım yakın zamanda farkeder. Çünkü belli ki o çocuk senin için en iyisi. Bence vakit kaybetmeden söylemelisin. Çünkü onu seven kişi tek sen olmayabilirsin. Sevgili olursanız abilerin sorun çıkaracakmış gibi gözüküyor. Yani bu baş harfi E olarak gördüğüm çocuk çok dayak yiyecek. Onun için abilerinin önünde dur. Onlar zamanla anlayacak onu çok sevdiğini."
Ağzımız açık bir şekilde onu dinliyorduk. Neredeyse her şeyi doğru biliyordu.
Sıradaki fincan Derin'indi.
"Ay çok heyecanladım."
Şakir abla ona gülüp fincanı açtı.
"Sen de aşıksın... Ama seninki aşktan çok takıntı. Hani kızların hep çapkın, bad boy erkekleri adam etme isteği vardır ya, seninki de öyle biraz. Dilerim kendini çok kaptırmazsın. Ona bir şeyler hissettiğini hemen söyleme. Biraz bekle ve duygularından emin ol."
Derin dudaklarını bükerek hafifçe başını sallarken Şakir abla benim fincanımı aldığında heyecanla yerimde kıpırdandım.
"Son birkaç aydır hayatında köklü değişiklikler olmuş. Biri tarafından çok seviliyorsun."
Dudaklarımda oluşan tebessümle dinlemeye devam ettim.
"Ördüğün tüm duvarları yıkmış bu kişi. Sen anlamadan hayatına dahil olmuş. Onu seviyorsun, ama onun seni sevdiği kadar değil.."
Şakir abla gözlerini bana çevirdiğinde mırıldanarak konuştum.
"Ona alışmaya çalışıyorum. 1 haftadır sevgiliyiz zaten."
"İlişkiniz ciddi bir boyuta varınca kavga edeceksiniz. Ama basit değil, büyük bir kavga. Sonunu sizin belirlediğiniz bir kavga.. Eğer aranızdaki bağ güçlüyse atlatırsınız."
Anlam veremeyerek Şakir ablaya bakarken kızlar da şaşkındı.
"Böyle diyorum diye moralini bozma sakın. Eğer sen size güveniyorsan hiçbir şey olmayacak. Dilerim ayrılmazsınız. Çünkü onun seni sevdiği gibi sen de onu seveceksin. El ele oldukça her şeyin üstündrn gelirsiniz zaten."
Başımı sallarken modumun düşmesini engelleyememiştim. Son olarak Sevde'nin fincanını aldı.
"Sen diğerleri gibi değilsin. Hayatın normal, düzgün ilerliyor. Ama bu normallikte devam etmeyecek haberin olsun. Kalbini kaptıracağın kişi çok uzakta değil."
Ada imayla Sevde'ye bakarken Sevde göz devirdi.
"Sen bırak aşkı maşkı kariyerim ne olacak? Doktor oluyor muyum?"
Şakir abla gülerek fincanı incelemeye devam etti.
"Doktor olabilecek misin bilmiyorum ama hem aşkta hem de işte kazanacaksın. Bu yönden çok şanslısın."
O birkaç bir şey daha söylerken moralim bozulduğu için dinleyemiyordum bile. Tamam, bu çok saçmaydı fakat takılmadan edemiyordum.
Şuraya bak, 50 verip moralimi bozdum anasını satayım.
Hepimizin fallarına bakmayı bitirdiğinde teşekkür edip çıktık.
"Kadın büyük aşkıma takıntı dedi lan."
Derin hayretle konuşurken Ada gülümsedi.
"Ben çok sevdim Şakir ablayı."
"Senin için iyi şeyler söyledi, seversin tabii. Daha yeni sevgili olmuşuz, kadın kavga edeceksiniz diyor."
Mutsuz halimi farkettiklerinde Defne omzumu sıktı.
"Eğlencesine geldik zaten, dediklerinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Takma sen onu boşver."
"Siz evlenecekmişsiniz kanka nasıl doğru olduğunu düşünmüyorsun? Senin sevinçten havalara uçman lazımdı."
"Evlenecek olsam evlenirim zaten, onun dediğinle hareket etmem."
Defne'nin haklı konuşmasını çalan telefonu bölerken cebinden çıkarıp açtı. Defne bizden uzaklaşırken Sevde konuştu.
"Bende hem aşkta hem işte başırılı olacakmışım. Aşka hiç gerek yok, kariyer yapacağım ben."
"Seni Deniz'e alacağım, hem iş hem aşk olacak."
Ada'ya gülerken Sevde birkez daha göz devirmişti.
"Çocuklar Sun'daymış, oraya gidelim mi?"
Defne bize doğru gelirken onu onayladık. Kafeden çıkıp gelen otobüse bindiğimizde 20 dakikanın sonunda kafenin karşısındaki durakta inmiştik.
İçeri girdiğimizde görüş açıma ilk giren kişi Meriç oldu. O kasadaki çocukla sohbet ederken diğerleri az ilerideki masada oturuyordu. Kızlar onlara doğru ilerlerken adımlarımı Meriç'e çevirdim. Geldiğimi farkettiğinde kocaman gülümsedi.
"Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk."
Parmak ucumda yükselip kollarımı boynuna dolarken elleri hemen belimi buldu.
"Nasıl geçti falcı?"
Gözlerimi devirmeden edememiştim.
"Moralimi bozdurmak için para verdim resmen."
Ayrılırken kaşlarını çattı.
"Ne dedi?"
"Masaya geçelim, anlatırım."
Bizimkilerin yanına doğru gidip oturduk.
"Kadın saçmalıyor bence."
Defne'nin değişmeyen düşüncesini Derin sinirle böldü.
"Kızım senin falında evlilik çıktı hala saçmalıyor diyorsun, beni deli ediyorsun ya."
"Evlilik mi?"
Ayaz şaşkınlıkla Defne'ye dönerken Defne de ona baktı.
"Evet. Evleneceğimizi söylüyor."
"Yoo gayet doğru söylemiş. Senin var mı bilmem ama benim seninle evlenmeye niyetim var."
Ayaz'ın dediklerine gülerken Meriç bana baktığında dudak bükerek konuştum.
"İlişkimiz daha ciddi boyutlara ulaştığında çok büyük bir kavga edecekmişiz. Aramızdaki bağ güçlüyse bir şey olmayacakmış ama değilse ayrılabilirmişiz."
Meriç yüzüme birkaç saniye bakıp gülmeye başladı.
Adama bak, falcının söyledikleri benim moralimi bozuyor ayrılacağız diye korkuyorum gelmiş suratıma gülüyor. Salak.
"Ablacım sallıyorsun bari destekli salla be."
Diğerleri de gülerken ciddiyetle ona bakan benim yanağımı sıktı.
"Vallahi benim ayrılmaya hiç niyetim yok güzelim ömür boyu bana katlanmak zorundasın.."
Göz devirip gülerken başımdan tutup kendine çektiğinde kollarımı beline sardım.
"Sana ne dedi kız?"
Eymen, Ada'ya baktığında Ada'nın gülümsemesi artmıştı.
"Güzel şeyler dedi. Umarım gerçek olur."
"Olmazsa oldururuz, merak etme."
Derin, Ada'ya göz kırparken gülümsedik.
"Derin, aşk büyüsü yaptırdın mı?"
Eren alayla konuştuğunda Derin göz devirerek kollarını göğüsünde bağladı.
"O işler öyle olmuyormuş."
"Kime yaptıracaktın?"
Eymen'in sorusuyla gülmemek için dudaklarımı dişledim.
"Fazla merak diye başlayan bir cümle vardır, bilir misin Eymen?"
Derin'in sert konusmasıyla Eymen'in yüzü düştü.
"Tamam ya ne kızıyorsun."
Hayatımda Derin kadar psikopat birini görmemiştim. Sevdiği çocuğu neredeyse dövecekti ve bilmeden kalbini de kırıyordu. Onlar kavgalarını ederken Meriç'in omzuna biraz daha sokuldum. Tüm gün burada hiç kıpırdamadan durabilirdim. Falcının dediklerine her ne kadar moralim bozulsa da ayrılmayacağımıza inanıyordum. Umarım dediklerinde yanılırdı..
Selaaaaam, nasılsınız bakalım?
Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce falcının söyledikleri doğru mudur? Bence değil djxbdbxhdhxhdh
Bugün üzerimde 50 lira verip moralini bozduran Turna salaklığı vardı zaten, bölüm üstüne gelmiş oldu djdjdjdhdh
Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
Sizi seviyorum, öptüm KOCAMAN😘
İnstagram👉misslala_hikayeleri