..KAYBOLDUM

Oleh Didyoufeelus

2.7K 138 0

Gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak is... Lebih Banyak

GÜNEŞ BENİM İÇİN DOĞACAK
HAZIRDIM
ARTIK GÜÇLÜYÜM
ÇARPIŞMA
BÖYLE BAŞLAR
AŞK MI,İNTİKAM MI?
ONDAN KAÇMAK İSTERKEN
ACABA?
SEVİNCE...
LANET TOPUKLU!
RÜYA DEĞİLMİŞ!
HUZUR VAKTİ
KENDİMDEN UZAKLAŞTIM
ZALİM
TEHLİKE VE ACI
AŞK HER ŞEYİ MAHVEDER
GERÇEKLER ORADA
BEĞENDİN Mİ ŞOVUMU?
HER ŞEYİYLE
SUNSHİNE
KATİL TUTSAĞINA AŞIK OLDU
İLK
LEYLAYIM
BOMBA
SESSİZCE AĞLAMAK
ÇARESİZİM
SAVAŞACAKTIM
UNUTAMAM
NEDEN?
HİSSEDİYORUM
İLİKLERİME KADAR
İLKİM
GÜN IŞIĞIM
ONUNLA İLGİLİ OLAN
DAHA DA GÜZELSİN
BENİM TEK ÖYKÜM SENSİN
KABUS
ONDAN İBARET
UMMAK İSTEMİYORUM
ŞEYTAN AZAPTA
SÜRTÜK KUZENS
HEP ORADA KAL
SUÇ ORTAĞI
SCHMERZLİCH SCHÖN
BOĞULUYORDUM
SENİNLE SONSUZLUĞA
KOORDİNAT
BU GECE
USANMAM
BEN NE ANLARDIM?
SENİNLE ÖLÜRÜM BİLE
GİTMEK DIŞINDA
YALVARIRIM OLMASIN
BİZİM KARANLIĞIMIZ
SANA RAĞMEN
NEFRET EDE EDE
BEDELİ VAR
HAKLISIN
İŞTE YERİN DİBİ
YİNE BANA KIYAMADIN
DAHA DERİN BİR DALIŞ
UNUTMAK
HİÇBİR ŞEY
YANILDIM
BENİ,BANA GERİ VER!
ÖZLEDİM
DÜNYA YAVAŞ DÖNSÜN
REZİL KALPLİ
KELİMELERE YAKIŞTIRAMIYORUM
İKİ YIL OLDU
YARIM KALMIŞLIK
SANİYELER İÇİNDE KAYBETTİM
İÇİMDE NE VARSA
YERİN DİBİ,BANA YOL VER
KARANLIKLAR AYDINLANDI

ELBET BİR GÜN

27 0 0
Oleh Didyoufeelus

Ezel'den...

Bir hafta dolu dolu gezerek geçti.

Öykü,beni babaannesiyle tanıştırdı.
Beni sevdiği her halinden belliydi,babaannesi bana evladıymışım gibi davrandı.

Öykü'ye ingilizce öğreten Maria teyzesinin yanına gittik.
Artık onun ailesinin içine girebildiğim için mutluydum.

Ailesi bu akşam geleceği için artık onlarda kalamazdım.Babasının yeni ortak olduğu otelde kalacaktım.

Öykü beni otele bırakıp eve geçti.

Hemen Serkan'ı çağırdım,yarım saat içinde otele geldi.

"Serkan bu pezevenkin sabit lokasyonu var dimi?"

"Abi bir haftadır sabit,aynı yerlere girip çıkıyor."

"Dediğim gibi bir arazi buldunuz mu?"

"Araziyi de bulduk,dediğin evi de abi."

"Bu gece adamın işini bitiriyoruz.Sen evin lokasyonunu at bana."

Taksiye binip konumun olduğu semte geldim.

Ev istediğim gibi ferah ve büyüktü.

Bahçesi,havuzu ve balkonları genişti.
Üç katlı güzel bir evdi.

Öykü'nün üstüne yapmıştım,bunun için bana kızacaktı ama senaryoyu çoktan hazırlamıştım.

Evlendikten sonra buraya geldiğimizde artık burada da bir yuvamız olacaktı.

Ona benzeyen çocuklarımız olsun istiyordum bu evin içinde.

Eşyaları yarın tamamen yerleştireceklerdi.
Fotoğraflarımızı çıkarttırmıştım,her biri bu duvarları güzelleştirecekti.

Evden çıkıp otele geri döndüm.
Duş aldıktan sonra önceden kararlaştırdığım lacivert takımımı giydim.

Öykü'den Mesaj:

- "Çık."

- "Öykü çok heyecanlıyım."

- "Bir de bana sor Ezel...''

Yazıyor...

- "Hadi Ezel çabuk,ölecem heyecandan."

Heyecanımı bastırmaya çalışıyordum ama bu hiç kolay görünmüyordu.

Tatlıcı da durup birkaç çeşit tatlı aldıktan sonra yoluma devam ettim.

Öykü'ye ve annesine çiçek yaptırmıştım.

Öykü normalde çiçekleri dalında sever ama bu gece geleneklere uymak zorunda hissettim.

Öykü'nün ailesiyle tanıştırdığı ilki bendim.
Bu yüzden o da çok heyacanlıydı,buna emindim.

Benim annemin de ilk tanıştığı sevgilim Öykü'ydü.

Asansöre bindiğimde ilk ne demeliyim,babasına sarılmalı mıyım diye düşünüyordum.

Kapının önüne gelince derin derin nefesler almaya başladım.

Kapıyı çaldım büyük heyecanla.

Öykü,beni kocaman gülümsemesiyle içeri aldı.

Babası,annesi ve kardeşi beni samimi bir şekilde sarılarak karşıladılar.

Heyecanımdan zerre kaybetmemişken masaya geçtik.

Annesi Yeşim abla ve babası Yavuz abi çok gençti.
Kardeşi Zeynel henüz lise okuyan güler yüzlü bir kızdı.

Annesi yemekleri kendi hazırlamıştı.
Heyecandan sadece sarmalardan birkaç tane yemeye çalıştım ama Yeşim abla benim halimden anlayıp tabağımı doldurmaya devam etti.

Yemekler gerçekten çok güzeldi.

Normalde bu yemekleri hayvan gibi yemem gerekirken hayat beni bu hale getirdi.

Öykü annesine benziyordu,onun gibi esmer ve güzeldi.

Babası ve kardeşi tam tersine beyaz tenliydi.

Masa sohbeti okul ve önceki hayatlarından ibaretti.

Acaba Öykü bu araba hikayesinin benden çıktığını bilse,bir daha yüzüme bakar mıydı?

Babasıyla balkona geçtik,Öykü kahve getirip gitti.

Ciddi konuşma sırasının geldiğini biliyordum ve gerçekten çok heyacanlıydım.

"Ezel şimdi açık konuşalım."diye başladı Yavuz abi.

"Tabi."

"Öykü ilk defa bizi erkek arkadaşıyla tanıştırdı,bizim için de bir ilk.Ne düşünüyorsunuz peki?"

"Benim kıvırma niyetim yok.Ben Öyküyle evlenmek istiyorum."

"Öykü ne diyor bu evlenme işine?"

"İlk önce okul bitsin diyordu,şimdi kendisi de olumlu bakmaya başladı."

İçeriye Öykü ve Annesi geldi.

"Muhabbet koyu sanırım."dedi Yeşim abla,bana gülümseyerek.

"Evet muhabbet güzel.Ezel otelde rahat edebildin mi?"diye sordu Yavuz abi tebessüm ederken.

"Evet ettim,çok teşekkür ederim."

"Rica ederiz,ne demek.Ne zaman döneceksiniz?"

"Sınav haftası başlıyor,iki gün sonra dönmeyi düşünüyoruz."

"O zaman yarın kahvaltıya gidelim hep beraber."dedi Yavuz abi gayet samimi bir tavırla.

"Tabi olur,siz nasıl isterseniz."dedim mahçup bir tavırla.

Öykü ile göz göze geldiğimizde bana gülümsüyordu.
İçimi ısıtan,rahatlatan o gülüşler...

"Tamam o zaman,yarın saat 10'da otelden alır Öykü seni."

"Her şey için teşekkür ederim.Her şey çok güzeldi.Size iyi geceler dilerim,ben kalkayım."

"Otursaydın biraz daha."dedi annesi güler yüzüyle.

"Sağ olun teşekkür ederim ama kalkayım ben." diyerek yerimden kalktım.

Kapıya kadar beni geçirip veda ettiler.
Öykü benimle aşağıya indi.

Hemen birbirimize sıkı sıkı sarılık.

"Ezel çok mutluyum."

"Ben de güneşin kızı.Beni sevmişler midir sence?"

"Bence kesinlikle evet."

"Aile olmaya biraz daha yaklaştık."

Ona kocaman sarılıp öptükten sonra vedalaştık.

Tam giderken "Ezel?"diye bağırdı.

Ona doğru yaklaştım.

"Lütfen beni pişman etme,lütfen."

Şu an tacizcisinin yanına gidecektim ve Öykü böyle diyince içim burkulmuştu.

Ona tekrar sarıldıktan sonra arabaya atlayıp Serkan'ın konum attığı yere geldim.

İçerisi büyük,neredeyse boş diyebileceğim bir depo gibiydi.

O orospu çocuğuna yürüdükçe daha da sinirleniyordum.

Siyah poşetle kapatılmış yüzünü heyecanla açtım.

Öykü'nün günlüğünde yazdığı gibi;kel,kilolu,pislik bir adamdı.

"Sen kimsin?Neden buradayım?"diye sordu titrek sesiyle Okan piçi.

Hiçbir şey demeden yumruklamaya başladım.

Yüzü kan içinde bayılmıştı.

"Ayıltın kancığı Serkan!"diye haykırdım.

Serkanla Ecevit soğuk suyu piçin başından aşağıya döktüler.

Pezevenk kendine gelmeye başladı.

Ayağına sıktıktan sonra acıyla kıvranmaya başladı.

Tırnaklarını kerpetenle tek tek söktüm.

O acı içinde bağırdıkça daha da çok tatmin oluyordum.

Öykü'ye yaptıkları aklımdan çıkmıyordu.
Bu durumda onu öldürmemek çok zor geliyordu.

Onu yumruklamaya devam ettim,acıdan inliyordu.

Telefon çalmaya başladı.Kanlı elimi üzerime sürdükten sonra telefonu elime aldım.

Öykü Arıyor...

"Hemen bu adamı evine yakın bir yerlere atın."

Tatmin olmuş bir şekilde oradan ayrıldım.

Arabaya binince telaşla Öykü'yü aradım.

"Alo Öykü?Güzelim duştaydım."

"Ben de geçtin mi,ne yaptın diye aradım hayatım."

"Geçtim,merak etme güzelim."

"Yarın görüşürüz sevgilim,iyi geceler."

"Good night sunhine."

Otele doğru sürdüm arabayı,otelin önüne gelince üzerimdeki kanlı gömleği değişip arkadaki thirtü üzerime geçirdim.

Odama geçip hemen duşa girdim.
Kendimi yatağa atıp sigaramı yaktım.

Artık huzurlu bir şekilde uyuyabilirdim.


Saat 9 buçuk gibi Öykü aradı.
Hemen hazırlanıp aşağıya indim.

Arabaya yaslanmış beni bekliyordu.

Onu arkasından tuttum ve kendime çektim.

Hemen sarılıp boynumdan öptü.

Boynuma başını yaslarken,"İşte burası benim."dedi.

"Asıl burası benim."derken boynundan öptüm.

"Öykü bu koku varya bu koku,ölsem yine unutamam bu kokuyu."

Restoran'ın önünde Öykü arabayı valeye bıraktı.

Annesi ve babasının olduğu tam deniz kenarındaki masaya geçtik.

Ben annesinin yanına,Öykü babasının yanına oturdu.

Hemen muhabbet etmeye başladık.

"Kıbrıs'a kızımızı ziyarete hiç gelemedik."dedi Yavuz abi,Öykü'ye bakarken.

"Baba gelirsin daha bir buçuk senem var."

Kahvaltı gelmişti,çok iştah açıcı görünüyordu ama Öyküyle o kadar az yiyorduk ki,hala heyecanımızın geçmediği açıkça belliydi.

"Siz de hiçbir şey yemiyorsunuz."dedi Yeşim abla gülümserken.

"Heyecandan yiyemiyorlardır."dedi babası gülümseyip bize bakarken.

Kahvaltı bittikten sonra kahveler geldi.

"Baba,biz bugün Ezelle otelin clubune gitmek istiyoruz."

Benim de haberim yoktu,Öykü bana bunu dememişti.

"Tabi gidin,sen hiç görmedin zaten orayı."

Öykü gülümseyip başını salladı.

"Şu ilerideki club varya,sen bir kere izin almıştın oraya gitmek için,orası ortaklık teklif etti.Ne dersin sen Öykü?"

Öykü kahve içerken bir anda öksürmeye başladı.

Bir tuhaflık olduğunu sezdim.

"Baba sen bilirsin tabi ama bence öyle bir istediğin varsa kendin bunu tek başına yap.Sonuçta ortaklarının ne çıkacağı belli değil."

"Yemek yemek istiyorlar,bir bakarız artık.Sen ne diyorsun Ezel?"

"Yani ben clubu ve buraları bilmediğim için bir şey diyemiyorum."

"Ee bugün oraya gidin o zaman."dedi babası bana bakarken.

"Baba biz otelin clubunu merak ediyoruz,yarın zaten gidiyoruz."

"İyi siz bilirsiniz."dedi babası Öykü'ye garip garip bakarken.

Hemen Öykü'ye bunu sormak istiyordum.

"Ee biz kalkalım artık.Sen de Ezel'i gezdir,yemek yiyin,hiçbir şey yemediniz."diye ekledi Yavuz abi.

Hesabı istedi ve vedalaşıp gittiler.

Öykü ile yalnız kalmıştık,Öykü'nün yüzü asktı.

Yanına oturdum hemen.

"Ne oldu Öykü?"

"Bahsettiği club,Feritlerin."

"Sen ciddi misin?"

"Evet ama ben babamı vazgeçiririm,burada rahat konuşamadım,merak etme sen."

"Kesinlikle vazgeçmeli."

Moralim bozulmuştu.Kendi yöntemlerimle halletmek istiyordum ama Öykü'ye dün yaptığımdan dolayı zaten mahçuptum.

"Halledicem merak etme deli oğlan.Hadi avm'ye gidelim bir şeyler alırız gece için."

Öykü avm'nin parkına arabayı çekti.İndiğimizde hala morali bozuktu,bunu anlayabiliyordum.

Elini sıkıca kavradım.

"Seni çok seviyorum.Benim için çok önemli bir şey yaptın,beni ailenin içine soktun."

"Benim ailemsin sen zaten Ezel."

Onu her zaman güzel kokan saçlarından öptüm.

Mağazaya girdik.
Elbise,ayakkabı ve birkaç parça bir şey aldı.

Hesabı ödemeye çalışınca her zamanki gibi yine tartıştık.

Erkek mağazasına girince ben de birkaç tane gömlek aldım.

"Seni bir yere getirmek istiyorum."dediğimde şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Sen burada nereyi biliyorsun ki?"dedi o masum ifadesiyle.

Bu sefer arabayı ben sürdüm.Evimizin önüne gelince durdum.

Öykü'nün garip bakışlarıyla beraber arabadan indik.

"Ne alaka?"diye sordu Öykü şaşkınlıkla.

Gözlerini kapattıktan sonra dış kapıyı kumandayla açtım.

Onu yürütmeye çalıştım,bahçeye girince gözlerini açtım.

Bahçe takımı fotoğraftakinden daha da güzel duruyordu.

Bahçeye baktıktan sonra bana baktı.

Hala anlamamıştı.

"Neresi burası,kimin evi?"

"Bizim için aldım,evlenince burada kalmak istersek diye."

"Ezel sana inanmıyorum.Ne kadar ince düşünmüşsün."

Hemen boynuma sarıldı.

Elini alıp avuç içlerini öptüm.

"Sen her şeye değersin Öykü."

Eve doğru adım attık.Ben de onunla beraber yerleşmiş,tam halini görüyordum.

Beraber evi gezdikten sonra bahçeye geçip oturduk.

"Her şeyi o kadar iyi düşünmüşsün ki,bana giysi odası bile yapmışsın.Ya sinema odası...
Sana inanamıyorum Ezel."

"Burada çocuklarımızla beraber olduğumuz günleri görmek istiyorum."dedim yüzünü avuçlarımın içine alırken.

"Elbet bir gün."diyerek gülümsedi.

'Elbet bir gün buluşacağız' şarkısını mırıldanmaya başladı.

"Bu bir ayrılık şarkısı,ben bunu hiçbir zaman dinlemek zorunda kalmak istemiyorum.Ama yanımda hep sen olursan bu şarkıyı dinleyebilirim."

"Yanında olucam her zaman sevgilim."

"Hiç düşündün mü Öykü,çocuklarımız olursa isimleri ne olur diye?"

Bu sorunun gerçekten cevabını merak ediyordum.

"Kızımız olursa Milena ya da Elvira istedim her zaman."

"Oğlumuz olursa da Deniz olsun.Bence erkek çocuğuna babası ismini koymalı,kızı da annesi.
Sonra eski sevgilisine çocuğunun ismini koydu krizleri çıkmaması için."

"Tam olarak senden beklenen düşünce,kıskanç." diyip gülmeye başladı.

"Kızımızın ismini beğendim bu arada."

"Ben de oğlumuzun ismini beğendim.Belki ikizlerimiz olur.Biri erkek,biri kız olur."

"Ben de ikiz olsunlar çok isterdim,beraber büyürler."

"Keşke."diyip iç çekti.

O an onunla kurulan hayalin bile o kadar anlamlı olduğunu düşündüm ki,onun için çekilen acı bile kutsaldı.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

78.2K 4.7K 32
Bir suçlu ile mektup arkadaşlığı...
290K 19.9K 28
KEMİKLER MİRASI SERİSİNİN BÜTÜN KİTAPLARI BURADADIR. KİTAPLAR BAĞIMSIZ DEĞİLDİR AMA HER KİTAP FARKLI KARAKTERLERİN HİKAYESİNİ KONU ALMAKTADIR. - BİR...
2M 82.6K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
99.2K 6.3K 36
Bakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşları...