Öykü'den...
Sabah uyandığımda yaptığım her lanet şeyi hatırlıyordum.
Onu öperken,sarılırken,dans ederken...
Neler hissettiğimi o kadar iyi hatırlıyordum ki.
Her hücresine aşıktım.
Bir dakika.
Ben ona aşık olduğumu söyledim!
Lanet olsun Öykü!
Yatağımdan kalkıp kendimi duşa attım.
Üzerimi giyinip aşağıya indim.
Beni dün gece ciddiye alıp almadığını nasıl öğrenebilirdim ki?
"Günaydın sevgilim."dedi arkamdaki ses.
Karşımda onu görünce heyecanlanmaya başladım.
Sonunda harap olacağıma emin olduğum şeyi,nasıl oluyor da bu kadar arzuluyorum,bilmiyordum.
Gözlerine baktım uzun uzun.
Ulan dedim buna değer,bu adama değer.
Eğer gelen bu adamdan gelecekse başımın üstünde yeri var.
Yavaş ol Öykü!
Yine aptallaştın,bu adam bir katil ve seni ailenle tehdit etti.
Kendimle konuşmam sonrası gerçek dünyaya dönünce hala bana baktığını fark ettim.
Hem de imalı imalı...
"Günaydın,dün gece çok içmişim."derken konuyu açmaya çalışıyordum.
"Evet beni de şaşırttın."dedi gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
"Çok saçmaladım mı hiçbir şey hatırlamıyorum?"
"Yo,hep doğru olan şeyleri söyledin güzelim."
"Nasıl yani?"
"Bana aşık olduğunu."
"Saçmalık."
"Hayır,öyle söyledin."
"Suni sevgili olarak söyledim."
"Dışarıda kahvaltı yapalım mı bugün?"
"Olur,ben hazırım zaten."
Arabaya doğru ilerledik.
O kadar utanıyordum ki...
Kahvaltı yaparken bir anda
"Hediyen çok anlamlı."dedi,boynuna taktığı kolyeyi gösterirken.
"Henüz anlamını bilmiyorsun."
"Her iyiliğin içinde bir kötülük,her kötülüğün içinde bir iyilik vardır."dedi gözlerimin içine bakarken.
"İyiliğin içindeki kötülüğü bilmiyorsun?"
"Neymiş?"
"Sanırım bunu hiçbir zaman bilemeyeceksin."
"Bu kadar emin olma."dedi o vurucu bakışını atarken.
"Kalkalım mı?"
"Bugün okul da yok,ne yapmak istersin?"
"Hiçbir şey."
"Tamam ben yapacak bir şey bulurum."
"Bulma,eve gidelim."
"Peki,nasıl istersen."
Ezel'in beni izlediğini fark ediyordum.
Ona bakınca yürümeye başladı.
Kim bilir neler düşünüyordu?
Eve geçtiğimizde Serkan yanımıza geldi.
"Abi Selma hanım ve Levent bey geldiler."
İçeri girer girmez Selma teyze bana sıkı sıkı sarıldı.
Levent amcayla beni tanıştırdıktan sonra kurulan masaya geçtik.
Bu tesadüf bir yemek değildi,her şey hazırdı.
Sanırım suni kayınbabamla tanışmam için Selma teyze organize etmişti.
"Ee ne zamandır bizimkiyle berabersiniz?"diye sordu Levent amca.
"Birkaç ay oldu baba."diye cevap verdi telaşla Ezel.
Sanırım bana güvenmediği için kendi cevap vermeyi seçti.
Ezel'e bakarken neler hissedeceğimi şaşırmış vaziyetteydim.
"Bugünleri de gördüm ya çok mutluyum."dedi Selma teyze samimi gülümsemesiyle.
"Teşekkür ederim,ben de çok mutluyum sizleri tanıdığım için."
Ezel'le göz göze geldik.
Keşke böyle olmasaydı Ezel.
Keşke bunların bir anlamı olabilseydi...
Hepsi senin yüzünden lanet herif!
Yemekten sonra kahve içtik.
'Bir daha görüşmek' istediklerini söyleyip gittiler.
Bahçeye geçtim,Ezel yanıma geldi.
"Benim çalışmam gerekiyor.Telefon taksidi ve kira işleri var,kızlara söz verdim."
"Hepsi halledildi."
"Sen her şeyi halledersin dimi o lanet paranla?"
"Benden nefret mi ediyorsun Öykü?"
"Bunu bilmek bile istemezsin."
Yukarı çıktım,peşime odaya girdi.
"Film izlemek istiyorum,şu projeksiyon nasıl açılıyor?"
"Ne izlemek istiyorsun,söyle açayım?"
"Aynı yıldızın altında."
"Sana eşlik edebilir miyim?"
"Hayır."
Filmi ayarladıktan sonra ayağa kalktı.
"İyi seyirler sana."
Kapıyı açmış giderken,"Kalabilirsin."dedim.
Neden böyle bir şey yaptım ki?
Onunla bir şeyler paylaşmak istiyordum ama bu şekilde mi olmalıydı?
Biz imkansızdık,bunu kabullenmem gerekiyordu.
"Peki o zaman,aşağıya inip çerez falan hazırlıyayım ben."
O gidince peşinden gitmeye karar verdim.
Beni görünce gülümsedi.
"Kahveleri yapayım."
"Üzerime dökmezsin umarım."derken tam arkamdaydı.
Yüzümü ona döndüm:
"Söz veremem."
Kahveleri aldım ve odaya çıktım.
Yanıma uzandı.
Sonlara doğru gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Bana döndü,yüzüme bakmaya başladı.
"Sen çok iyi birisin Öykü."
"Artık değilim,senin kadar karanlığım ben."
"Ben o kadar karanlığım ki,senin karanlığın benim ulaşabileceğim tek aydınlık."derken saçımı okşadı.
Elini ittim.
Film bitince onun da gözlerinin dolduğunu fark ettim.
Önüne oturdum.
"Pişman mısın?"diye sordum.
Alacağım cevap 'evet' olsun diye yalvardım içimden.
"Hayır."
"Bir kere beni yanılt."dedim gözlerinin içine bakarken.
"Hiçbir şey bilmiyorsun."
Gözleri dolmuştu.
Anlat demek istiyordum ama diyemedim.
"Uyumak istiyorum."
Odadan çıktı.
⏭
Uyandığım gibi duşa girdim.
Beyaz bir elbise üzerime geçirip aşağıya indim.
Bahçede sigara içiyordu.
"Kızlarla buluşmak istiyorum."derken yanına oturdum.
"Tamam kahvaltı yapalım,bırakırım seni."
"Hayır,ben giderim."
"O olmaz işte."
"Olur."
"Olmaz."
"Tabi olmaz!Sen bırak,kahvaltı yapmak istemiyorum."dedim ve ayağa kalktım hışımla.
Ayağa kalktı derin nefesler alırken,arabaya doğru ilerledik.
Gamze'ye Mesaj:
- "Gamze geliyorum yoldayım."
Arabadan indim,peşimden indi.
'Ne oluyor der' gibi bakıyordum.
"Gamze camda çaktırma.Fazla oyalanma akşama doğru alırım seni."
Beni başımdan öpüp gitti.
Kapıyı çalmadan Gamze açtı.
"Kahvaltı hazır,hadi balkona geçelim."
"Çok özledim seni." dedi Selin,bana sarılırken.
Kahvaltı yaparken Gamze bir anda "Ezel'i seviyor musun?"diye sordu.
Gözlerini bana dikmiş cevabımı bekliyordu.
"Her şeyiyle onu seviyorum."
Yalan da değildi,onu her şeyiyle seviyordum.
"Doruk çok kötü gözüküyor. "
"Neden?"
"Seni sevdiğini biliyorsun."dedi Gamze gözümün içine bakarken.
"Bunları konuşmayalım kızlar,benim hayatımda biri var."
"Ben kahve yapıp geleyim."
Kızları özlemiştim,sanki yabancı bir eve gelmişim gibi hissini değil.
Ezel'den Mesaj:
- "Geliyorum."
- "Tamam".
Çıkmadan odama bakmak istedim,her şey yerli yerindeydi.
Buraya geldiğim ilk günü hatırlıyordum,nasıl da değişti her şey.
"Ezel aşağıda."diye bağırdı Gamze.
Kızlara veda edip aşağıya indim.
"Nasıl geçti?"diye sordu arabayı sürerken.
"Kendi evimde misafir gibiydim işte."
Cevap vermedi.
"Evin yolu değil burası,nereye gidiyoruz?"
"Görürsün."