Başkomiser Serhat güne tedirgin başlamıştı. Bunu sürekli yanında çalışan yardımcısı çok rahat bir şekilde anlayabiliyordu. Çünkü ne zaman bir sigaranın ardına bir sigara daha yaksa Serhat başkomiser o gün tedirgin, agresif ve bir o kadarda hırslı oluyordu. Yol kenarındaki eski fabrikada olay yeri incelemesi başlamıştı. Ölü bir beden, bir tane magnum tabanca mermi kovanı ve bir araba lastiğinin izi vardı. Yerde bir kan birikintisi ve o birikintinin yanındada bir ceset...
Metin artık kıpırdamıyordu. Nefes almıyordu. Tek bir sözcük bile konuşmuyordu. Artık yaşam belirtisi gösterecek hali dermanı kalmamıştı. Çünkü o artık ölüydü. Başkomiser Serhat cinayet büroda tam 6 senedir şehirdeki katilleri buluyordu. Bu konuda bu işin başına geçtiği günden beride çok başarılı olmuştu. 1,80 boylarında iri yapılı biriydi. Paketinden bir sigara daha çıkarıp ağzına koydu çakmağını çıkardı ve sigarasını yaktı.
-Oğuzhan kimlik çıktı mı üzerinden?
-Çıktı başkomiserim. Adı Metin Alsancak. 1990 Kayseri doğumlu.
-Kimlik bilgileri hakkında araştırma yaptın mı? Hangi bölümü okuyor? Nerede kalıyor ?
-Arattım başkomiserim. 2011 yılında gelmiş bu şehre. Makina mühendisliği okuyor.
-Başka ?
-Bi'de son olarak Cem adlı bir kişi ile ******** adresinde bir evde oturuyor.
-Peki. Ben çıkıyorum. Yeni bir bilgi edinirsen haber ver bana.
-Peki başkomiserim. Ailesine haberi kim verecek ?
-Sen işine bak ben hallederim.
Arabasına binmişti Serhat. Bir sigara daha yaktı. Yeni bir cinayet davası aldığı günlerde genellikle böyle stresli olurdu. Telefonuna bir mesaj geldi. Gelen mesaja baktı. Ölen kişinin babasının telefon numarası yazıyordu. "Yine bir ailenin canı yanacak amına koyim" diye geçirdi içinden. Numarayı girdi aradı. Bir kaç kere o hiç sevmediği "dııt" sesini duyduktan sonra telefon açıldı.
-Alo.
-Alo ben başkomiser Serhat.
-Hayrola Serhat bey bir sorun mu var?
Söylemekten en nefret ettiği şeydi ama yinede mecburdu buna. Bu işinin sevmediği tek noktaydı.
-Malesef var Halil bey.
-Sorun nedir?
-Oğlunuz Metin ölü bulundu.
-Ne ? Benim oğlum olduğuna eminmisiniz komiserim?
-Metin Alsancak 10 Ocak 1990 Kayseri doğumlu. Kimlik bilgilerinden size ulaştık. Bu üzücü haberi vermek istemezdim ama malesef oğlunuz artık aramızda değil. Kayseriden gelmelisiniz. Sizinde ifadenize başvurulması gereken bir kaç nokta olabilir. Hemde cenazenizi alırsınız?
Ağladığı bariz bir şekilde belli oluyordu.
-Peki nasıl olmuş komiserim? Oğlumun bir hastalığı falan yoktu.
-Bunuda malesef söylemek istemezdim ama oğlunuz ölmedi öldürüldü.
Adam iyice yıkılmıştı. Hemen İstanbul'a geleceğini belirtip kapattı telefonu. Başkomiser Serhat ise katil kim diye düşünmek için erken olduğunu ve sorgulaması gereken isimleri sıralamıştı. Bi sigara yakıp yardımcısı Oğuzhan'ı çağırdı.
-Buyrun başkomiserim.
-Cem, Bahar ve Esra'yı tutuklama kararı çıkar. Bu davanın sorgusu başlamalı.
Peki başkomiserim dedi ve çıktı Oğuzhan. Başkomiser Serhat sigarasından bir duman daha almıştı. Şimdi otopsi sonuçlarını ve Cem ve Esra'nın sorgusuyla sürdürecekti. Olay biraz karışıktı çünkü Metin aranıyordu. Bir kaç gün önce Bahar vurulmuştu ve Bahar'ın ifadesine göre Bahar'ı vuran kişi Metin'di. Başkomiserin kafasında acaba Bahar intikam almak için Metin'i mi öldürttü gibi sorular dönüyordu. Kimdi bu amına kodumun katili ?
...
İlayda ve Bahar şok içindeydiler. Henüz soru sormamıştılar. Kafalarının içinde "Metin, şey işte... Öldü lan Metin öldü" cümlesi yankılanıyordu. Şoku atlatıpta ağzından 2 kelime çıkarabilecek gücü Bahar bulmuştu kendinde.
-Nasıl oldu?
-Evden çıktım, tam arabaya binip eve gidecektim ki belime bir silah dayandı. Maskeli bi adam "bin arabaya ses çıkarırsan ölürsün" dedi sesi çok kalın geliyordu tanıyamadım. Beni terkedilmiş bi fabrikanın önüne götürdü. maskeyi çıkardı.
-O kimdi lan? Ne oluyor lan ?
-Metin.
-Nasıl yani?
-Silahını çekti. Aramızda yine Esra ve benim bir ilişkim olduğu hakkında tartıştık. Sonra...
- Sonra ne ?
-Sonra susturdu beni. Silahını kafama dayadı. Bende kafamı öne eğdim. O an bi silah patladı. Öldüğümü sandım. Ama kafamı kaldırdığımda Metin'i yerde kan içinde yatarken gördüm.
-Ne ?
İkisi birden bir şaşkınlık daha geçirdi. Bahar devam etti.
-Peki Metin'i vuran kim?
-Kafamı kaldırdım ama göremedim. Sonra korkudan arabaya atladım ordan uzaklaştım. Direk buraya geldim.
-Vay amına koyim ben böyle işin. Al başına bir belada burdan.
Cem geceyi Bahar'ın evinde geçirmişti. Salonda kanepede yatmıştı. Sabah saat 10.30 da elektrikli bir testereyle bir kereste böler gibi uykusunu bölmüştü kapı zili. Kapıyı İlayda açmıştı. Polis memuru Oğuzhan kendinden emin bi sesle konuşmaya başladı.
-Bahar Sandal tutuklusunuz?
-Ben İlayda. Bahar içerde.
Oğuzhan ve ekip arkadaşları içeri girmişti. Bahar taburcu olalı daha 3 gün oluyordu. Yatağında yatıyordu. Cem ise kanepeden doğrul up etrafa bakındı. "İlayda bu adamlarda kim" dedi. Polis memuru Oğuzhan kimliğini gösterdi. "Ben Memur Oğuzhan kimliğinizi görebilir miyim ?" dedikten sonra kimliğini çıkardı Cem.
-Cem Vural tutuklusun, Metin Alsancak cinayetinin zanlısısın.
Cem cevap vermedi. Kelepçeleri taktı koluna. "Başkomiserim Bahar Sandal şubeye gelemeyecek durumda. Evinde sorgulamanız gerekiyor. Onun evinde Cem Vural adlı zanlıyı bulduk. Şubeye getiriyoruz." cümlelerini duyarken "İyide amına koyim bu cinayeti ben işlemedim ki" dedi içinden. Bu işin içinden nasıl sıyrılacaktı kara kara onu düşünüyordu.