FERİDE

By nurayergen0133

1.6M 117K 16.4K

(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıl... More

ALINTI
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KERİM & HASAN
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
Alıntı
40.BÖLÜM
ALINTI
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM (FİNAL PART 1)
FİNAL (PART 2)

23.BÖLÜM

33K 2.4K 401
By nurayergen0133

TİMUR

"Birazcık mı?"

Babam bu sözleri söyledikten sonra hafifçe gülmüş ve konuşmaya devam etmişti.

"Sabah namazından beri ayaktayız oğlum.Ha geldiler ha gelecekler derken saat dokuzu geçti.Açlıktan midem kazınıyor.Annen bir dilim ekmek bile vermedi şu vakte kadar"

Babamın sözleri karşısında gülümsedim.

"Yeni evliyiz baba bırakta biraz geç kalalım"

Babam hafifçe gülümsemiş ve gözlerini sabit bir noktaya dikmişti.Bakışlarımı o yöne çevirdim ve karımı kucağında tuttuğu yeğenimi severken gördüm.

Buruk bir tebessüm suratıma yerleştiğinde neden diye sormadan edemedim kendi kendime.

Neden bir kadın çocuk doğuramadığı için dışlanırdı?

Neden anne olamayan her kadına yarım gözle bakılırdı?

Ve neden bir kadının acısını dindirmeye çalışmak yerine,kanatmanın hesabı yapılırdı?

Iç sesimi susturup tekrar uğruna ölecek kadar çok sevdiğim kadına baktım.Ne güzel yakışmıştı kucağına bebek?

Ne güzel tutuyordu elleri...

Sanki düşürmekten korkarcasına sımsıkı kavramıştı bebeği.Sanki canının içine sokmak istercesine sımsıkı sarılmıştı bebeğe...

"Baban bir tavsiye verse onu dinlermisin evlat?"

Babamın sorusu ile düşüncelerimi bir kenara bırakıp,bakışlarımı yaşlı kurda çevirdim.

"Senin tavsiyelerin benim klavuzumdur baba?"dedim gözlerinin içine bakarken.

"Biliyorum evlat lakin bir şey daha biliyorum oda senin kafana uymayan şeyleri asla yapmayacağındır"

Babam beni çok iyi tanıyordu.Insanları dinlerdim lakin iş yapmaya gelince kafama uymayan bir şeyle asla uğraşmazdım.

"Seni dinliyorum ?"

"Gelin mevlidi olduktan sonra ilk işin ne olacak biliyor musun?"

Bilmiyorum dercesine başımı sağa sola salladım.

"Karını alıp doktora götürecek,gerekirse başka memleketlere de gideceksin."

Ufak bir gülümseme suratıma yerleştiginde tekrar kadınımın bulunduğu tarafa döndüm.

"Onun için her şeyi yaparım Baba.Gücüm yettiği sürece onun mutlu olması için her şeyi yaparım.Allahımdan tek dileğim onun her daim gülmesi ve beni sevmesi"

"Feride açmak için güneşi bekleyen bir çiçek gibi oğlum.Zamanında onun açmasına,güneşin sıcaklığını hissetmesine izin vermemişler.Sen onların yaptığını yapma evlat.Sen çiçek açması için elinden ne geliyorsa yap.O açarsa senin yüzün güler,her yer rengarenk olur,kokusu,mutluluğu her bir tarafa dağılır.Bu yüzden sen elinden geleni ardına koyma"

"Mutluluk onun gülüşünde saklı ve ben o gülüşü nefes aldığım sürece soldurmayacağım baba"

"Onu üzme yoksa bende seni üzerim"

Küçük bir kahkaha atıp babama döndüm.

"Söylesene baba beni tehtit etmek hoşunamı gidiyor?"

"Eh atalık görevlerimizden bir tanesi diyelim."deyip omuzlarımdan tutmuş ve beni kahvaltı masasına doğru ilerletirken konuşmaya etmişti.

"Kadınlar bize emanettir.Kadın çiçektir bakarsan güzelliğini görür,bakmazsanda soldurursun.Kadın nimet,kadın ekmek,kadın ana,kadın her şeydir.Onlar olmasa biz biteriz.O yüzden kiymetini bil"

"Sen annemi böylemi tavladın baba"

"Oğlum annen bize bakacak kadın mıydı?."

"Bakmış ki ben olmuşum"

"Dalga geçmenin hesabını annene verirsin artık"

Baba oğul gülümseyerek kahvaltı masasına oturduğumuzda gözlerim hala kucağında ki küçük bebekle ilgilenen karımdaydı.

Neyse ki bu uzun sürmemiş,kardeşim bebeği kucağına alarak masada ki yerini almış,ve nihayet çiçeği burnunda gelinimde yanımda ki sandalyeye oturmuştu.Bir saniye bile beklemeden güzel kokusunu içime hapsettim ve hafifçe eğilerek kulağına fısıldadım.

"Gözlerinde gördüğüm hasreti sona erdirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım güzelim.Minik bir bebek için varımı yoğumu ortaya koyacağım sen yeterki gül.Hüzün bulutları çökmesin uğruna ölüp bittiğim o gözlerine"

Gözlerimi kapayıp bir kez daha doyamadığım kokusunu içime çektim ve gülümseyerek her seferinde boğulacağımı hissettiğim gözlerine baktım.Kıvrılmış dudaklarına ve çukurlaşan yanağına inat gözleri dolmuştu.Öyle bir bakışı vardi ki erimemenin imkanı yoktu.

"Bakışmayı kesin de karnınızı doyurun"

Annemin sözleri ile iç dünyamı kasıp kavuran düşüncelerime bir son verip önüme döndüm.Çok acıkmıştım.Bu yüzden masada ne var ne yok hepsinden mideye indirmeye başladım.

*******
Dakikalarca kahvaltı masasından kalkmadık.Uzun zamandır tüm aile fertleriyle bir araya gelip bu şekilde sohbet etmemiş,daha doğrusu edememiştik.Kardeşlerimden biri evli,diğeri ise okuyordu.Bu sebeple bir araya gelmek epey güç oluyordu.Işte bu yüzdenmidir bilinmez konudan konuya geçilmiş,sohbet uzadıkça uzamış,kahveler bile kahvaltı masasında içilmişti.Sonrasında herkes ortadan kaybolmuş ben ise sevdiğim kadını alarak araziyi gösterme manasıyla,atla gezintiye çıkmıştım.

Şimdi ise dizlerine başımı dayadığım kadınıma bakıyordum.Saçları duak gibi sırtına dökülürken,telleri rüzgarın müziğine eşlik edercesine bir o yana,bir bu yana savruluyordu.

Gülümsedim...

Gülümsedim ve esen rüzgârın verdiği huzuru ile yattığım yerde yan dönüp başımı karnına dayadım.Daha sonra da sesli bir şekilde kıyafetlerinin üstünden öpüp konuşmaya başladım.

"Biliyorum ve inanıyorum ki bir gün burada ikimize ait bir bebek can bulacak.Gün gün onun büyümesini izleyeceğim.Her gün onu öperek uyandıracağım.Ona bıkmadan usanmadan sana nasıl aşık olduğumu anlatacağım,beni aylarca acımadan nasıl kıvrandırdığını.Bunların hepsini tek tek anlatacağım bebeğime"

Sözlerim bittikten sonra tekrardan öptüm ve sevdiğim kadının yüzünü görmek için tekrar eski konumuma döndüm.

Her zaman olduğu gibi gözleri dolmuştu.Gerçi konu ne zaman bebek onun hep gözleri dolardı zaten.

"Dolmasın bakmaya doyamadığım o gözlerin.Akmasın yanaklarından inci tanesi gibi.Akmasın ki benim de yüreğim kanamasın.Bir kaç haftaya kalmaz bu iş için daha büyük şehirlere gidip iyi bir doktora görünürüz.Ama önce buradaki hekimlere bir görünelim.Elbet onlar bizi yönlendirecektir."

Ellerimi uzatıp havaya doğru süzülen bir kaç saç telini alıp kulağının arkasına sıkıştırdım.

"Biliyor musun?...Sen benim geceler boyu gökyüzüne bakıp ettiğim dualarımın yeryüzünde ki cevabısın.İyi ki benimsin,iyi ki benim sevdiğimsin"

Gözünden düşen bir damla yaş önce dudakları ile buluşup,sonrada benim yanağıma yuvarlanınca uzandığım yerden doğruldum ve onu kendime çekip sımsıkı sarıldım.

"Hadi ama gülümse biraz.Sen hep gülümse ki yüreğinin güzelliği gülüşerinde canlansın tabi doğal olarakta benim içim açılsın " deyip sürekli akmasın diye çektiği burnunun ucundan öptüm.

"Sen...Sen hep böylemisin Timur?"

Sözlerini düşünmedim çünkü o sıra bakışlarında kaybolmakla meşguldum.

"Nasıl yani"

"Böyle işte.Saygılı,güler yüzlü,bulunduğu ortamı her daim neşelendiren adam gibi adam"

Omuzlarımı silktim.

"Bilmem...Öylemiy mişim.Vallahi haberim yok"deyip gülmeye başladım.

"Kes şunu lütfen"

"Ne...Ben böyle bir adamım işte.Yoksa beni beğenmiyor musun?" dedim kollarımı göğsümde birleştirip,gözlerimi kısarak.

"Hayır hayır.Sakın beni yanlış anlama ben sadece...Kes şunu Timur.Utanmadan benimle dalga geçiyorsun birde"

Onunla kafa bulduğumu anlamış olacak ki birden ayağa kalkıp toprak yolun ilerisinde bir ağaç gölgesine baglanmış olan atın bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı.

"Bekle"dedim hemen ayağa kalkarak.

"Kolaysa yakala beni"

Issız arazide koca bir kahkaha patlatıp sakat ayağımın elverdiği hızla ilerlemeye başladım.

"Biliyorsun ki ben topallayan bir adamım bebeğim"

Hızlı adımlarla ilerlemeye çalışırken benden biraz daha önde koşturan kadının aniden durduğunu fark ettim.

Nedenini anlayamadığım bir huzursuzluk bedenimi esir alırken biraz daha hızlanmak için sakat bacağımı zorladım.

"Ne oldu güzelim sorun ne?"

Sesim hiç olmadığı kadar telaşlı çıkmıştı çünkü gerçekten tuhafti bu durum.Fakat bir anda geri dönüp bana doğru koşmasıyla korkumun yerini bambaşka bir duygu almıştı.

Ne oluyordu be?

Nefes nefese kalmış kadınım bir anda boynuma sarıldığında arkaya düşmemek için yoğun bir çaba gösterdim ama en sonunda başarmış olacağım ki kollarım Feride'nin bedenine dolanmış iki ayağımızın üzerinde sağlam bir şekilde duruyorduk.

"Özür dilerim"

Burnumu saçlarına gömdüm ve ona yakın olmanın keyfini çıkararak konuşmaya başladım.

"Ne için özür diliyorsun ki?"

"Seni koşturmak istemedim yemin ederim.Sacede...Sadece senin bana yaptığını bende sana yapmak istedim"

Başını göğsüme yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağlaması karşısında bir kez daha şaşırmıştım.

Sorun neydi,ne demek istiyordu hala anlamakta güçlük çekiyordum.

Derken bir anda ne demek istediği kafama dank etmişti.Bacağımın sakat olduğunu ima ettiğini zannettiği içın onu yanlış anlamamdan korkmuştu.

"Ağlama güzelim.Seni,ağzından çıkan her kelimeyi anlamam için bir kaç sözcüğe gerek yok.Sen bütünüyle benim ezberimdesin.Sen konuşmadan bile ben senin ne demek istediğini çok ama çok iyi anlıyorum.Bu yüzden lütfen ağlamayı kes ve evimize gidelim."

Sözlerim biter bitmez dudaklarım rotasını kulak memesine doğru çevirmişti bile.Hafifçe ısırdım ve saçlarının kokusunu içime çektim.

"Bir an evvel annemlere bir bahane bulup da evimize gidelim.Bak bu aksak adam sana neler yapıyor"

"Arsız bir adamsın bunu biliyorsun degil mi Timur ağam?"

Ona iyice sarılıp doyamadığım o kokusunu bir kez daha içime çekip elinden tuttum ve ilerde bekleyen atıma doğru yürüdüm.

Daha sonrada rüzgara inat sevdiğim kadınla beraber doru atın toynakları toprak yolu döve döve bağ evine doğru yola koyulduk.

Eve geldiğimizde her şey bıraktığımız gibiydi.Bir yanda bebek sesleri,diğer yanda yemek telaşı ve her zaman olduğu gibi mangalın başındada babam vardı.Adam resmen mangal konusunda kimseye güvenmiyordu.Gerçi haksızda sayılmazdı.Annem ilk evlendikleri sırada babama yemeğe geç geldiği için o kadar çok sinirlenmiş ki tüm hevesle yaptığı yemekleri hep çalışanlara eve götürmesi için dağıtmış sonrasında da hiç bir şey olmamış gibi tuza buladığı bir kaç parça eti babama neredeyse çiğ yedirmiş ve günlerce küs gezmişler.O gün bugündür babam anneme et konusunda asla güvenmemiştir.

Sonuç olarak babam ocağın başında hem etlerle ilgileniyor,hem de damadı ile koyu bir sohbet ediyordu.

Yaklaşık bir saat sonra herkes yemeğini yerken arada dönen lafların ardı arkası kesilmiyordu.

Ailem herkesin imrenerek baktığı bir aileydi ve ben gerçekten çok ama çok şanslıydım.

*****

Konağın kapısına geldiğimiz de saat neredeyse on iki'yi geçmişti.

"Hoşgeldiniz beyim"

"Hoş bulduk.Var mı bir sorun?"dedim karşımda ki adamlara bakarak.

"Beyim sabah saat on gibi Demir ağam geldi,öğle sonu saat dört gibi de Hasan ve Kerim ağam geldi.Yanlarında biri daha vardı ama kim olduğunu bilmiyoruz beyim"

Yuh...

Düğün sabahı hemde.Bir sorun mu vardı acaba?

Herkesi anladım da Demir'in gelmesi cidden şaşırtıcı bir durumdu.

"Demir ağa neden geldiğini söyledi mi?"

"Batman taraflarına gideceğinden bahsetti.Acil bir işi çıkmış,uzun zamandır beklediği bir haber almış.Onun doğruluğunu teyit etmeye gidecekmiş."

Olduğum yerde dikleştim ve hiç beklemeden yanımda ki kadına döndüm.

"Hadi sen içeri gir güzelim.Benim hemen Kerim ve Hasan'ı bulmam lazım"

"Kötü bir şey yok değil mi Timur"

Titreyen sesi canımı yaksa da aldırmadım.Dudaklarımı alnına değdirip,kokusunu içime çektim.

"Önemli bir şey değil.Belli ki Demir uzun zamandır beklediği haberi nihayet almış.Sadece bizim çocuklara gidip neler olup bittiği hakkında konuşacağım"

"Tamam.Seni bekleyeceğim"

"Hayır güzelim sen yat uyu ve annemin dilinden düşürmediği gelin mevlidini düşün"

"Gıcıksın"

"Seni çok seven bir gıcık ama"

"Kendine dikkat et tamam mı?"

"Tamam bebeğim.Hadi soğukta daha fazla bekleme de geç içeri"

Kapıların açılmasıyla beraber içeri girişini izledim ve kapıların kapanmasıyla hiç vakit kaybetmeden arabaya atladığım gibi Turanlı konağına doğru gazı kökledim.

Konağın önüne gelmem yirmi dakika bile sürmemişti.Araçtan atladığım gibi kapının tokmağına yapışıp hızlı bir şekilde çaldım ve bu çalışım istediğim etkiyi yaratmış olacak ki Kerim bir an kapıda belirmiş,hemen arkasından da kuyruğu belirmişti.

Allah aşkına bu kadının hiç anası babası yokmuydu ki kadın bu evi mesken tutmuştu...

Tiksinç şey...

"Hoşgeldin Timur.Hayır olsun"

"Hiç öylesine geldim.Müsait misin?"

"O ne demek lan geç içeri kırdırma kafanı"

Kafamla onaylayıp yanındaki kadına bakma gereği duymadan konaktan içeri girdim.Gözlerim bir an evin en ücra köşesinde bulunan küçük odaya kaydı ve bir kez daha canım yandı.Kerim'in karısı,çocuğunun annesi buradaydı ve kahrolasıca o kadını hala yanında tutuyordu.

Kahretsin bu adamın sorunu neydi böyle.Bu kahrolasıcaların sorunu neydi ki hepsi birden boka sarmıştı.

"Kahve içer misin?"

Ters ters ona baktım.

"Bu vakitte kahve falan içmem ben"deyip sustum ama sonra dayanamayıp tekrar konuştum.

"Bu kadın da konağa kök saldı galiba.Yani ne bileyim ne zaman görsem burada"

Sözlerimi bitirir bitirmez ışığı yanan tek göz odaya baktım.

"Bilmediğin konular hakkında konuşma Timur"

"Bokunda boğul dostum umurumda değil.Konu da bu değil zaten.Demir uğramış bana.Batman'a gideceğini acil bir işi çıktığını söylemiş.Konu nedir?"

Aslın da tahmin ediyordum ama yinede başkasının ağzından duymak beni rahatlatacaktı.

"Vildan hakkın da bir kaç bilgi bulmuşlar.O yada değil bilmiyor.Kendi gözleri ile görmek istedi ve gitti"

"Ümit ediyorum ki inşallah iyi haberlerle döner"

"İnşallah bakalım"

Kısa bir sessizlikten sonra gitmenin daha iyi olacağına karar verdim zira yukarı katta bulunan terastan bizi izleyen kadın beni oldukça huzursuz ediyordu.

"Neyse ben kaçar.Sen misafirinle ilgilen.Nasıl misafirse artık sülük gibi yapıştı kaldı üstüne"

Sözlerim ona hiç etki etmemiş olacak ki pişmiş kelle gibi sırıtıp duruyordu.

"Neyi bekliyorum biliyor musun Kerim ağam.Senin de şu küçücük odada yaşamaya mecbur bıraktığın kadın için köpek gibi kıvrandığın günleri görmeyi bekliyorum.Sana yemin ederim ki o günler gelecek ve ben kahvemi alıp keyifle sızlandığın günleri izleyeceğim.Sana benden bir tavsiye.Yol yakınken derdini anlat ki derman olalım."

*****

Selam canlar.Nasılsiniz bakalım 🤪Ben bitmiş durumdayım.Günluk dört kez okula gidip geliyorum,en az on kez Türk telekomu arayip alt yapı ne zaman olacak diye soruyorum,netim yok sosyal.medyaya akşam saat ondan sonra giriyorum😂😂Devamını getiripte canınızı sıkmayayım bence🤪Yalnız itiraf etmem gerekir ki he ay ödediğim 60 tl ödediğim faturam bu ay 200 tl geldi yaa resmen korkudan net açamıyorum durum o derece vahim bende😂😂Neyse yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz ve o güzel beğeni yorumlarınızı eksik etmezsiniz.Hatam varsa affola canlar.Hayırli Cumalar hepinize şimdiden🙏🤗

Insta=Nuray Ergen ve jennin_kitaplığı 🙈

Continue Reading

You'll Also Like

346K 27.5K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
442K 23.3K 51
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
201K 8.6K 30
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...
85.3K 1.5K 41
En yakın arkadaşımın abisi mi? Beni gerçekten seviyor muydu? Peki ben ona karşı birşeyler hissediyor muydum? Uyarı: küfürlü ve +18 sahneler vardır.