Uuu yeni bir fic yazmaya çalışıyorum (geçen bahsettiğim değil) veeee hyunin olacak
Yeeyyヽ(◕ヮ◕ヽ)
Aslında stray kids te shipledigim belli bir ship yok. Mübarek hepsi birbirine yavşadığı için djsjdjsjxkc mesela kimle kimi shipleyecegime karar veremediğim için hyunbinlixminin shipliyorum artık aq DKSKXMSMXMX
Yazım kuralları için şimdiden kusura bakmayın lütfen, acalem var şuan djsmsx girip duzeltirim somra
__________________
Yönetici boş odada tek başına bekliyordu. Her geçen gün bu odada bulunmak onu daha da rahatsız ediyordu. İlk gün çocukların moralini bozmak için bundan eğleniyormuş gibi yapmıştı ancak olaydan en haz etmeyen kişi kendisiydi
Yöneticinin bütün hayatı böyleydi ya zaten. İstemese bile insanları öldürmüştü ve şuan da bile devam ediyordu. Yöneticiyi tanımlayacak en uygun kelime ölüm makinesi olabilirdi. Durmadan birilerini öldürüyordu
Telefonunu açıp internete girdi. Oyun hakkındaki yorumları incelemeyi seviyordu
Oyun ilk başladığında insanlar bunu tuhaf karşılamıştı. Oyuncuların ölmesini, öldürülmesini isteyen çok fazla kişi olmuştu. Sonuçta peşlerinde polisin olması gereken katiller televizyona çıkıyor ve bundan para kazanıyordu
Ancak üyeler kendilerini tanıtmaya başladıkça durum değişmişti
İnsanların akıllarında beliren cümle 'Kendi çöplüğünüzde geberin' olmuştu
Oyundaki herkesin katil olduğunu düşünmüş ve katillerin birbirini öldürmesinden zevk almışlardı
Sevmediği iki insanı birbirine düşürmeyi başarmış bir insanın kin, nefret ve zevki gibiydi
Oyunda katil olmayanların var olduğunu savunanlar olsa da kimler olduklarına kesin bir şekilde karar veremiyorlardı
Bütün bunlarla birlikte aslında her sene açılan ve oyuncular hakkında analiz yapan ancak değer görmeyen sayfalar kıymete binmişti. Oyunla ilgili tartışma programı bile yayınlanmıştı
Hala daha olaya karşı olduğunu belirten yorumları geçti yönetici. Onları görmekten bıkmıştı. Bunun yerine vaşağın günü hakkındaki yorumlardan okudu
Yöneticinin oyuncular arasında olması saçma
Yönetici herkesin rolünü biliyor ama, o nasıl oyuncu olabilir ki?
Diğerleri umrumda değil. Yöneticinin kim olduğunu merak ediyorum
Kendi kendine gülümsedi yönetici. Bazı şeylerde mantık aramayı bırakması gereken insanlar hiç bir zaman bitmek tükenmek bilmiyordu
Bu insan doğasında olan bir şeydi gerçi. Sorgulamak...
Neden sorusunun cevabı insanı her zaman cezbeder. Ancak belli bir cevabı yoktur
Çünkü öyle istedim
Yönetici telefonunu tebessüm ederek kapattı ve cebine koydu. Kucağında duran beyaz maskeye baktı
Neden?
Neden bu maskeyi takmak zorundaydı?
Cevabını bildiği bir soruydu aslında. Ancak yinede sormadan edemiyordu
Maskeyi alıp yüzüne yerleştirdi. Derin bir nefes alıp karşısındaki, parlak ışığın içeri girdiği dev pencerelere doğru baktı
Kendini manzaraya kaptırmıștı ki büyük kapıların gıcırdayan sesleri ile dikkati dağıldı. Salyangoz içeri girip rastgele bir sandalyeye geçti. Kafasını kaldırdığında yönetici ile göz göze geldiler
"Erkencisin" Salyangoz mahçup bir şekilde ensesini kaşıdı
"Tekrar aynı hatayı yapmak istemedim" yönetici anlayışla başını salladı ve tekrar manzaraya döndü
Zaman ilerledikçe sandalyeler birer birer dolmaya başladı. Son kişi de gelip yerini aldığında yönetici ayağa kalktı
"Lütfen başlayın"
"Pekalaa~ Bugün kurdun sırası. Her zamankiler ile başlayalım"
Kurt kollarını birbirine bağlamış bir halde sakince "Kurtlar hapsedilince intihar eder" dedi
"Naptın, kendini mi öldürdün?"
"He, aynen, çocuk reenkarne oldu"
Kurt gözlerini devirip açıklama yaptı "Öldürmeye çalıştım ama durdurdular"
Tilki dikkatle kurdu izledi. Yalan söyleyeceğini biliyordu ancak söylediklerinin hangisi yalan hangisi gerçek bilmiyordu
"Katıldım çünkü canım öyle istedi" umursamazca omuzlarını silkti "Amaç birilerini öldürmek sonuçta"
Sincap gözlerini kırpıștırdı. Böyle açık sözlü olmasını beklemiyordu
"Şüphelendiğin kişi?"
"Kanguru ve ayı. Ayrıca ikisinin iş birliği yaptığını da düşünüyorum"
Kafalar kanguru ve ayıya döndü. Şuana kadar onlardan șüphelendiğini söyleyen olmamıştı
Salyangoz ortaya atıldı "Dün yeni bir soru buldum" bu sefer dikkati salyangoz çekti. Hevesle sorusunu sordu
"Birisiyle birlik olacak olsaydın bu kim olurdu?"
Kurt maskesinin altından imalı bir şekilde sırıttı "Seninle olmak isterdim. Ama yatakta"
Masadaki herkesten tuhaf sesler çıktı. Kanguru sonuna kadar açtığı ağzını eliyle kapatıp, tilki kulaklarını tıkarken, sincap gülmekten krize girmiş ve kızıl panda kartala davetkar bakışlar atıyordu. Ayı ve vaşak ise sakin bir şekilde gülüyordu. Kartal bir yandan gülüp diğer yandan kızıl pandaya bakmamaya çalışıyordu
Salyangoz ise dünya ile bağını kesmişti
"Toparlanın, toparlanın" Kanguru daha kendisi sakin olamazken diğerlerini sakinleştirmeye çalıştı. Hala daha gülüyordu
"Kişisel şeylerden sormak isteyen?"
"Öncesinde bir şeyi merak ediyorum. Salyangozun okulunu sorduğun zaman hakkında..."
"Gerçekten, tanıdığım birisi sandım. Liseden sınıf arkadaşımdı ama aynı okul değilmiş"
Ayı anlayarak başını salladı. Bununla basit sorular sormaya başladılar
"Ailen?"
"Yaşıyorlar ama ayrı yaşıyorum"
"Farklı şehirdeler mi?"
Kurt başını olumsuz sallayıp "Onlar da burada" dedi
"Ailenle aynı şehirde olmana rağmen neden öğrenci evinde yaşıyorsun ki?" kanguru normale zıt bir durumu dile getirdiğinde kurt omuz silkti
"Ailemle aram pek iyi değil"
Sincap öne eğilerek alttan bacaklarını salladı "Sevgili?"
Olumsuz
"Ev arkadaşı?"
Olumsuz
"Hayatında hiç oturup iki kelime ettiğin birisi yok mu, tanrı aşkına?!" Kızıl pandanın sorusu kurtta pek bir etki bırakmadı. Umursamaz bir tavırla ellerini açıp çevresini gösterdi "Siz varsınız işte"
Kartal kendi kendine homurdandı "Bunun da devreleri yanmıș, duygusal yaklaşıyor ortama"
Bu dediğine dikkat eden tek kişi her zamankinin aksine bugün kartal kaçtığı için yan yana oturmadığı kızıl pandaydı. Ancak o da tepki vermeden önüne döndü
"Neden bizden şüpheleniyorsun?"
Ayı kangurunun dakikalardır sormaktan çekindiği soruyu sorduğunda kanguru içinden ona teşekkür etti
Ayıyı gösterdi "Sen aşırı yalan söylerek kendini gizledin ve aşırı gizemlisin" dönüp kanguruyu gösterdi "Sense sincaptan şüphelendiğini söyledin. Nedenine ise 'tuhaf konuşuyorsun' gibi bir şeyler saçmaladın. Kısaca onu kurban olarak ortaya atmaya çalıştın"
Gözlerini devirdi "Hadi ama... Bu masada sincabın katil olduğunu düşünecek kadar salak birisi olmamalı"
Tilki bugün ilk defa lafa karıştı. Sesi kısık ve çekingendi "Tam anlamıyla bilemeyiz ama bunu..."
"Ahh, ne tatlı. İlk ölecek kişinin kim olacağını anlamıș olduk"
Kurt tilkinin de moralini bozarak ortamın gerilmesine sebep oldu. Kartal tilkiyi korumak isteyerek "Üstüne gitme çocuğun" dedi
"Başka bir şeyler sorun~" salyangoz ortamı yumuşatmak adına ortaya atıldı
"Kaç kişiyi öldürdün?"
Kurt bu sorunun gelmemesini ummuștu. Ancak sonunda bu soruyla yüzleşmeliydi. Yutkunarak parmağını kaldırdı "1"
Sincap 10-20 gibi sayılara alıştığı için şaşırarak "Sadece 1 mi?" dedi
Kimseden ses çıkmazken kurt ilk defa kendi isteğiyle açıklama yapmak zorunda hissetti
"Yanlışlıkla ikiz kardeşimi öldürdüm"
Hikaye herkesin kafasında birleşip yerine oturdu. Bu yüzden ailesi ile arası iyi değildi
Başını eğip titreyen sesiyle "Sokakta şakalașırken beni itti. Ben de onu ittim ama yola düşüp arabanın altında kalacağını düşünmemiştim..."
Kurt burnunu çekip gülmeye çalıştı ve elleriyle gözünü silmeye baslamadan önce "Özür dilerim... Hassas olduğum bir konu" dedi. Kanguru diğer herkes adına anlayışla "Sorun değil" dedi
Yönetici gerçekten kendisini alkıșlamamak için zor tutuyordu. Eğer kendisine bir şey olursa birlik bu çocuğu yeni yönetici olarak işe bile alabilirdi. Katil olmasaydı profesyonel oyuncu bile olurdu
Hem içinde kalmasının etkisiyle hem de zamanı geldiği için ayağa kalkıp bir kere alkıșladı "Süre doldu"
__________________
Ayol uzun zaman olmuş böyle bir üyenin gününü yazmayali. Keşke hep böyle yazsam be. Özlemişim
Chaos is on the floor