euphoria- bülow.
&
Mesaj sayfasından çıkıp profiline göz atmak adına ismine tıkladım. Beni sadece bir fotoğraf karşılarken, biyografisinde yazan söz gözlerimi kırpıştırmamı sağladı.
Memories hurt.*
Dikkatimi toplayıp gözlerimi fotoğrafına indirdim. 2 sene önce çekilmiş bir fotoğraftı ve gülmüyordu.
Profiline bakacağımı düşünmüş olmalıydı ki fotoğrafını silmemişti. Zihnimde hiçbir anımsama veya kalbimde bir tanıklık hissi belirmezken gözlerimi yorumlara indirdim. Bazı isimleri önceden gördüğüme ya da duyduğuma adım kadar emindim.
Biraz daha aşağılara indiğimde bir zamanlar en yakın arkadaşım olan o ismi gördüm. Eren.
Birbirimize sadık kalamamıştık ve zamanla kopmuştuk. Öyle olurdu zaten hep. Araya zaman girerdi ve puf. Zaman her şeyi silip süpürür ve elinden alırdı.
Yorumlardan çıkıp son kez fotoğrafına baktım. İsmi garipti ve akılda kalabilecek türdendi. Daha önce hiç duymadığıma emindim ama ortak arkadaşlarımızın olması içime şüphe düşürüyordu.
Hiç düşünmeden Eren'in ismine tıkladım ve herkese açık profiline kısaca göz gezdirdim. Mesaj göndermeden önce derin bir nefes aldım.
arvensaygin: Eren, merhaba.
Birkaç dakika bekledim yazmasını gergince. Telefonum elimde titrediğinde, hemen kilidi açtım.
erengokturk: Merhaba.
Mesafesine aldırış etmeden yazmaya devam ettim.
arvensaygin: Bir şey soracaktım.
arvensaygin: Şira'nın kim olduğunu biliyorsun.
arvensaygin: Değil mi?
erengokturk: Ah küçük prensimiz sonunda bir şeylerin farkına vardı mı yoksa?
erengokturk: Sonunda aklın başına teşrif etmiş. Sevindim.
arvensaygin: Doğru konuş.
arvensaygin: Bir şey sordum.
erengokturk: Neredeyse her gece hastane odasında, gördüğü kabuslar yüzünden attığı çığlıklarını duyarak uyandığım,
erengokturk: Her gün gittikçe gözlerimin önünde eriyen,
erengokturk: Omzuma kırgınlıklarını akıtan kızın,
erengokturk: Elbette ki kim olduğunu biliyorum kardeşim.
&
*: Anılar acıtır.
Eren'in bu hikayede pek bir yeri olmayacak. Figüran gibi düşünebilirsiniz.
Hoşçakalın.🌼