"Kız tam bir kabus çıktı Yüzbaşı!" dedi Tony eliyle alnını ovarken. Avengers kulesinde haftalık Yenilmezler buluşmasını gerçekleştiriyorlardı ve Stark'ın bahsettiği tek şey yeni sevgilisinin ne kadar katlanılmaz olduğuydu.
Steve güldü. "İstediğin zaman bırakabileceğini biliyorsun dostum."
"Sonra da senin gibi bir ihtiyarın diline düşeyim öyle mi? Hayır teşekkür ederim."
"O kadar da kötü olamaz." dedi Thor içkisinden büyük bir yudum alıp bardağı masaya vurarak. "Bir keresinde Loki kız arkadaşımın kılığına girmişti ve tam biz öpüş-"
Natasha araya girdi. "Tahmin edeyim. Siz öpüşürken bir anda kendine dönüştü ve seni bıçakladı?"
"Hayır, boğmaya çalıştı diyecektim."
"Keşke Scarlett'in yaptığı şey sadece beni boğmak olsa." dedi Tony ve içkisinden bir yudum aldı. "Onunki daha çok ruhumu elleri arasına alıp yerden yere çarpmak."
"Hey," dedi Bruce yanlarına gelerek. "Hulk bir keresinde gerçekten Loki'yi yerden yere çarpmıştı."
"Tebrikler dostum." dedi Thor onun omzuna vurarak ve bir süre başka şeylerden bahsettiler. Tony sonunda o kabus kadını birazcık da olsa zihninden atmaya başlıyordu. En azından sadece bugün için.
Scarlett'i bu günü birlikte geçirmemeye ikna etmek oldukça zor olmuştu. Özellikle kadın hala önüne konan kuzunun travmasını yaşadığını iddia ederken. Neyse ki Tony arkadaşlarıyla dünyayı kurtarma mevzuları hakkında konuşacağını söylediğinde sakinleşmiş ve bir günlüğüne Tony Bunny'sinden ayrı kalmayı kabul etmişti.
Büyük salonda "Bebeğim!" diye bir ses çınladığında kendi kendine güldü ve Steve'e döndü. "Bazen sesi hala kulaklarımda yankılanıyor biliyor musun?"
Steve'in yüzünde arkadaşına gerçekten acıdığını belirten bir ifade belirdi. Arkasına dönüp açık asansör kapısının önünde duran kişiye bakmadan önce "Dostum," dedi. "sana kötü bir haberim var."
Scarlett içerideki herkese heyecanla bakarak ayakta dikiliyordu. Tony'i gördüğünde ince topuklularına rağmen koştu ve boynuna sarıldı. Stark resmen neye uğradığını şaşırmıştı.
"Evde çok sıkıldım Tony Bunny!" dedi ona sımsıkı sarılmaya devam ederek. Bir yandan da ilk kez bu kadar yakından gördüğü Yenilmezler'i inceliyordu.
"Scarlett." dedi Tony kadını kendisinden güçlükle ayırarak. "Bugün önemli mevzular görüşeceğimizi söylemiştim bebeğim."
Scarlett bir şey söyleyeceği sırada Natasha araya girdi. "Aslında önemli kısmı bitirmiştik Stark, kız arkadaşının bize katılmasında bir sakınca yok."
"Harika!" dedi Scarlett ellerini çırparak. Şu anda hislerini bir aptal gibi dışarı vuruyor olsa da Yenilmezler ile aynı odada bulunmak onu gerçekten heyecanlandırmıştı.
Bara gidip kendine bir içki doldururken gözüne takılan kişiyle duraksadı. Tabi ki, Steve Rogers da buradaydı ve kendisine bakıyordu. Odada kadının Tony'e oynadığı oyunu farkında olan tek kişi.
"Hoşgeldin Scarlett." dedi Yüzbaşı barda ona katılarak. Sadece ikisi vardı ve diğerleri ne konuştuklarını duyamayacak kadar uzaktaydı.
"Bay Rogers-" diye söze girdi Scarlett. Rogers gidip Stark'a her şeyi anlatırsa mahvolurdu.
"Açıklamana gerek yok." dedi Steve ona gülümseyerek. "Sırrın benimle güvende. Tony kadınlar konusunda kendine o kadar güveniyor ki senin tarafından test edildiğini görmek çok güzel."
Scarlett rahat bir nefes verdi. Ona teşekkür edeceği sırada Yüzbaşı aniden aklına gelen şeyle tekrar konuşmuştu. "Sadece onu basına rezil edecek bir şey yazmadığından emin ol."
"Asla." dedi Scarlett başını iki yana sallayarak. "Yazıda asla onun adını kullanmayacağım ve kim olduğunu açık edecek herhangi bir şey yazmayacağım. Siz de bu konuda bana güvenebilirsiniz."
Steve kadehini kaldırdı ve "Sevindim." dedi. "Önünüzdeki bir haftanın şerefine."
Scarlett gülümseyerek kadehini onunkiyle tokuşturdu. Steve Rogers ne kadar sevecen bir adam olursa olsun sırrını bilen birinin yanında olmak kadını germişti. Bu yüzden "İzninizle." diye mırıldanarak oradan uzaklaştı.
Diğer herkes koltuklarda oturmuş hararetli şekilde bir şey üzerine konuşuyorlardı. Scarlett yanlarına ulaştığında Tony'nin hemen yanına oturdu ve bacaklarını onun üzerine uzatıp adamın saçlarıyla oynamaya başladı.
"Seni özledim bebeğim." diye fısıldadı kulağına doğru. Tony onun yanağına kısa bir öpücük kondurup tekrar arkadaşlarına döndü. "Sen beni özlemedin mi?" diye uzattı Scarlett.
Tony içinden sabır diledikten sonra "Özledim." diyerek kestirip attı. Scarlett'in şu anda burada bulunması onu çok rahatsız etmişti.
Bruce Banner hayretle konuştuğunda ikisi de dikkatini ona çevirdi. "Senden başka hiç kimse mi?"
Başını iki yana salladı Thor. Orta sehpanın üzerinde duran çekicine bakarken onu, kendisinden başka kimsenin kaldıramayacağından emin gözüküyordu.
"Eminim Yüzbaşı yapabilir." dedi Natasha gülümseyerek.
"Benim tavşancığım Tony de yapar." diye bağırdı Scarlett heyecanla. İlişkilerinin bu aşamasında adamı arkadaşlarıyla sınamaya karar vermişti. "Hem daha önce hiç kaldırdığını görmedim."
Koca salonda bir ölüm sessizliği olurken Yenilmezler gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. Tony ise yüzünü içki kadehinin arkasına saklamış, bu kadının kendisine hangi günahının bedeli olarak gönderildiğini düşünüyordu.
Bruce gergin havayı dağıtmak için ayağa kalkıp çekici kaldırmaya çalıştığında ortam eski haline dönmüştü. Herkes şansını denedikten sonra neşe içinde Steve Rogers'a tezahürat yaptılar. Adam çekici neredeyse yerinden oynatıyordu ve bu herkesin dikkatini oraya çekmişti.
Yine de Tony Stark hala kendini iyi hissetmiyordu. Scarlett şu ana kadar ideal kız arkadaş profili çizmemiş olsa da son yaptığı çok aşırıydı. Tony iddiayı kaybetmeyi göze alıp ondan kurtulmayı ciddi ciddi düşünmeye başlamıştı.
Yenilmezler masanın etrafından kalkıp salonun dört bir tarafına dağıldığında Stark da bunu fırsat bilip kadından uzaklaştı. Yine de bazen ilişkileri hakkında konuşulduğunu duyabilecek kadar yakına geliyordu ve bu canını sıkmaya başlamıştı.
Scarlett, onu kışkırtmak istiyordu ama çok istediği bir başka şey Yenilmezler ile sohbet etmekti. Bu yüzden adamın duyabileceği mesafede saçmasapan şeyler söyledikten sonra kendisi olup sohbet etmeye başlıyordu.
"-anlayacağın teknik olarak Jane beni değil ben onu terk ettim."
Scarlett, Thor'a baktı. İşin doğrusu onun ne anlattığı pek umurunda değildi. Bu, bir Tanrı'yı ilk kez yakından görüşüydü ve gözleri bayram ediyordu.
Dalgın dalgın başını sallarken aniden omzuna değen elle irkildi. Tony somurtarak kendisine bakıyordu.
"Efendim bebeğim?" dedi rolden çıkmamaya gayret ederek. Stark kendisine böyle bakarken bu oldukça zordu.
"Biraz konuşabilir miyiz Scarlett?"
Scarlett başını olumlu anlamda salladı ve adamın onu koridora çıkarmasına izin verdi.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Tony yalnız kaldıkları anda. Şu ana kadar kadının yaptığı her şeyi görmezden gelmiş olsa da arkadaşlarının önünde onu küçük düşürmesi kabul edilemezdi.
"Ne yapıyormuşum?"
Bu vurdumduymazlığa iyice sinirlenerek devam etti. Kanında dolaşan alkol de içinden geldiği gibi konuşmasına yardım ediyordu. "Onlar benim arkadaşlarım Scarlett ve sen onların yanında beni küçük düşürüyorsun. Hem de yalan yanlış şeyler söyleyerek."
Scarlett kollarını bağladı ve kavga etmeye hazırlandı. Bu ilk tartışmaları olduğundan nasıl davranacağını pek kestiremiyordu. "Ne demek istiyorsun?" dedi Stark'ın haklı olduğunu bilmesine rağmen ona karşı çıkarak. Yapılması gereken buydu. "Ben senin arkadaşlarına layık değil miyim yani?"
Tony bir süre onun neden bahsettiğini anlamaya çalışarak durdu. Kadının söylediği şey durumdan tamamen alakasızdı. Ona tekrar açıklama yapma fikri bile başını ağrıttığından şakaklarını ovdu.
"Söylediklerin arkadaşlarımın yanında beni küçük düşürüyor Scarlett, tek söylediğim bu."
Tony çok sinirli konuşuyor olsa da sesini yükseltmiyordu. Yine de Scarlett buradan bir kavga çıkarmaya kararlıydı.
"Pekala Stark." dedi gitmek için asansörün düğmesine basmadan önce. "Benden utanıyorsan baştan söylemen yeterliydi. Bir daha buraya gelmem."
İçindeki küçük bir taraf adamın onu bırakmayacağını, peşinden gelip özür dileyeceğini düşünmüştü. Şu ana kadar her durumda alttan almayı başaran Tony Stark şimdi de aynısını yapabilirdi değil mi?
Asansöre binip alt katın düğmesine basarken Scarlett artık bunun olmayacağını fark etti. Bitmişti. Kapılar kapanırken üzgün ve sinirli görünen adamın yüzüne son kez baktı. On gün sürmesi gereken ilişkinin yarısında, ikisi de pes etmişti.