how to lose Tony Stark in ten...

By elfvari

25K 2K 888

"Bir erkeği on gün içinde kaybetmek istedin değil mi? Tebrikler, kaybettin işte!" "Hiç sahip olmadığın bir şe... More

how to lose a guy in ten days?
one : be yourself
two : be jealous
three : act stupid
four : humiliate him in front of his friends
five : take care of him
six : make wedding plans
seven : don't forgive him
eight : go to thereapy
nine : introduce him to your family / 1
nine : introduce him to your family / 2
how to lose a billionere in ten days?
the end

ten: lie to him

1.5K 146 82
By elfvari

Arka arkaya gelen bölümlere alıştığınızı ve bunun geç kaldığını biliyorum, üzgünüm

Havaalanından bindikleri araba Scarlett'in evinin önünde durduğunda kadın başını camdan kaldırdı ve Tony'e baktı. Yorgun görünüyordu.

"Hoşçakal Tony." dedi adamın yanağına kısa bir öpücük kondurarak. Arabadan ineceği sırada adam, elini yakalamış ve onu durdurmuştu.

"Yarın akşam Avengers bağış balosu var." dedi. "Benimle gelmeni istiyorum, kız arkadaşım olarak."

Scarlett gülümsedi. "Tabi ki." Ardından gülüşü soldu ve gözlerini kaçırarak konuştu. "Yarın tanışmamızın üzerinden tam on gün geçmiş olacak."

Kadının bunu söylemesi garipti çünkü bu Tony için önemli bir gündü. İddianın son günü. Yine de New York'a dönüş yolunda karar verdiği üzere, bunun bitmesini istemiyordu. Gerekirse iddiayı sonsuza kadar bir sır olarak saklayacak ve Scarlett ile gerçek bir ilişkiye başlayacaktı.

"On üçüncü gün için plan yapma." dedi gülümseyerek. "Knicks maçı için en iyi yerden iki biletim var."

Scarlett ağlamak istedi. O gün geldiğinde yazısı dergide çıkmış ve her şey bitmiş olacaktı. Yine de o an gelene kadar anı yaşayabilir ve Tony'nin sevgisinin tadını çıkarabilirdi belki.

Gülümseyerek başını salladığında Tony de gülümsedi ve uzanıp kadını uzun uzun öptü. Daha önce yanında durmaya katlanamadığı bu kadından şimdi ayrılmak istememesi garipti.

Geri çekildiklerinde Scarlett, Tony'nin hala yüzünde olan ellerinden birini tuttu ve avuç içine bir öpücük bıraktı. "Yarın görüşürüz Stark." dedi arabadan inmeden önce. Valizlerini alıp binaya girerken kalbi karmaşık duygularla doluydu.

• • •

Ertesi akşam saat dokuzu gösterdiğinde Scarlett balonun yapılacağı salonun önündeydi. Tony, onu alması için bir araba göndermiş ve kendisi gelemediği için üzgün olduğunu belirtmişti. Davetle ilgili halletmesi gereken şeyler vardı.

Scarlett arabadan indiğinde Tony'nin merdivenlerin başında, elini cebine atmış ve düşünceli bir halde beklediğini gördü. Tony de onu fark ettiğinde kadını baştan aşağı incelemiş ve yanına ilerlemişti.

"Sen-" dedi doğru kelimeleri bulmaya çalışarak. Onunla tanıştığından beri Scarlett her zaman göz alıcı görünmüştü ama bu gece, farklıydı. Kadın bir tanrıça kadar güzel görünüyordu.

"Teşekkür ederim Stark." dedi Scarlett gülerek. Cümlenin tamamını duymasına gerek yoktu, Tony'nin gözleri onu ele veriyordu. "Sen de harika görünüyorsun."

Scarlett, Tony'nin uzattığı kolu tuttu ve birlikte merdivenleri çıktılar. Davet yeni başlamış olmasına rağmen içerisi şimdiden kalabalıktı. Tony kendisine doğru, konuşmak için, gelen birkaç kişiye aldırmadan arkadaşlarına doğru ilerledi.

"Aman tanrım." dedi Natasha balo salonuna giren çifti fark ettiğinde. "Tony hala partideki kızla mı birlikte? Olanlardan sonra bir daha asla onu aramaz diye düşünmüştüm."

Steve, Natasha'nın kimden bahsettiğini görmek için başını çevirdiğinde Scarlett ve Tony'i gördü. İkisi kol kola girmiş halde oldukça mutlu bir profil çiziyorlardı. Yüzbaşı, Scarlett bu kadar sinir bozucu davranırken bunun olabileceğini tahmin etmemişti.

"Tony ile bir iddiaya girdim." dedi yanındaki kızıl kadının kulağına eğilerek. "On gün önce, bir barda, Scarlett ile tanıştığında onu buraya kız arkadaşı olarak getiremeyeceğini söylemiştim. Anlaşılan kaybediyorum."

"Onurlu Kaptan Amerika kadınlar üzerinden iddiaya mı giriyor?" dedi Natasha şaşırarak. Bunu Tony'nin yapması onu şaşırtmıyordu ama Steve'in de işin içinde olması garipti.

"Aslında-" diye kendini açıklamaya çalıştı Steve ancak Tony ve Scarlett yanlarına geldiğinde susmak zorunda kalmıştı.

"Merhabalar." dedi Tony. "Scarlett'i hepiniz tanıyorsunuz sanırım."

Yenilmezler başlarını sallayıp Scarlett'i selamladıklarrında Steve, Tony'e baktı ve iğneleyici ses tonuyla araya girdi. "Seni bugün burada görmeyi beklemiyordum, Scarlett."

"Bundan sonra Scarlett'i çok sık yanımda göreceksin Yüzbaşı."

Scarlett gözlerini Steve Rogers'a çevirdi. Tony'nin bu şekilde konuşması yaptığı şeyin kötülüğünü hatırlatıyor ve Yüzbaşı'nın her şeyi bilen bakışları da hiç yardımcı olmuyordu.

"Masamıza geçelim mi Tony?" dedi adamın elini tutarak. Bir şeylerden destek almazsa düşüp bayılacakmış gibi hissediyordu.

Tony başını salladı ve arkadaşlarına veda edip masalarına doğru ilerledi. Sahnenin hemen önündeki büyük masa Yenilmezler ve misafirleri için ayrılmıştı. "Sen otur, ben içecek bir şeyler alıp geliyorum." dedi Tony ve kalabalık salonda gözden kayboldu.

Scarlett hiç istemediği halde yine kendisiyle baş başa kalmıştı. Tony Stark bu gece sürekli ilişkinin geleceğinden bahsediyor ve bu Scarlett'i daha da çıkmaza sokmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Stark içkileri almak için bar kısmında beklerken gözlerini kadından ayıramıyordu. Scarlett dalgınca önündeki kadehle oynarken ne kadar güzel göründüğünün farkında bile değildi. Tony, her an elinden alınabilecek narin bir çiçeği koklar gibi temkinli ama bir o kadar da hevesli davranıyordu. Sonuçta iddiayı bir sır olarak saklamak istese de gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktı.

"Göz alıcı bir kadın, değil mi?"

Kısa boylu, orta yaşlı bir kadın adama oldukça yaklaşmış, yüzüne de samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme yerleştirmişti. "Ben Vogue dergisinin baş editörü Lena." dedi elini uzatarak. Tony, bunun Scarlett'in çalıştığı dergi olduğunu hatırladı.

"Baktığınız kişi de köşe yazarlarımızdan biri, Scarlett." diye devam etti kadın. "Aslına bakarsanız şu anda çok farklı bir yazı üzerinde çalışıyor." Yazı için bulduğu dahiyane fikri Stark'a açıklamak ve adamın gözlerindeki takdiri görmek için yanıp tutuşuyordu.

"Yazının ismi 'bir erkek on günde nasıl kaybedilir?'. Şu anda çıktığı bir adam var, daha doğrusu zavallı adam gerçekten birlikte olduklarını sanıyor." Yazının taslağında okuduğu birkaç şeyi anımsayarak güldü. "Scarlett ise adama korkunç şeyler yapıyor. Hatta-"

Tony'nin yüzündeki ifadeyi fark ettiğinde sustu. Adam, taş kesilmiş halde, boş gözlerle az önce Scarlett'in oturduğu sandalyeye bakıyordu. "Siz-" dedi Lena ancak devam etmesine fırsat kalmadan Stark yanından hızla ayrılmış ve balo salonunda Scarlett'i aramaya başlamıştı.

Scarlett dolan gözleriyle baş etmek için, birkaç dakika önce, tuvalete kaçmıştı. Bu gece Tony ona karşı o kadar nazikti ki yaptığı şeyin ağırlığını taşımakta zorlanıyordu. Lena, Tony, Steve Rogers ve kendisinin, yani bu işe dahil olan herkesin aynı ortamda bulunması sinirlerini iyice germişti.

Bir peçete alıp gözlerini kurulamaya çalıştığı sırada içeri birinin girdiğini duydu. Ağlıyor gibi görünmemek için peçeteyi hemen buruşturup atsa da bunun için çok geçti, Natasha Romanoff onu görmüştü.

"Gerçekler ortaya çıktı demek." dedi kadın ağır adımlarla Scarlett'in yanına yaklaşarak. Kadının, Stark'ın bir iddia için kendisiyle birlikte olduğunu öğrendiğini sanıyordu. "Çok üzgünüm."

Scarlett şaşkınlıkla ona baktı. Yüzbaşı, köşe yazısından kimseye bahsetmeyeceğini söylediği halde sözünü tutmamıştı demek ki. Bu gece, burada işlediği günahı bilen kaç kişi olduğunu düşündüğünde gözleri tekrar sulandı.

"Üzülme." dedi Natasha onun için kötü hissederek. Kadının omzunu dostça sıvazlarken devam etti. "Stark böyledir işte. Kendine kadınlar konusunda o kadar güveniyor ki üzerlerinde iddiaya girmeye bile çekinmiyor. Hem-"

Scarlett duyduklarına inanamayarak başını kaldırdı ve karşısındaki kadına baktı. Natasha, onun bakışlarından bir pot kırdığını hemen anlamıştı. "Ne iddiası?" diye sordu Scarlett.

Natasha ne diyeceğini bilmiyordu. "Seni ağlarken görünce Tony ve Steve'in iddiasını öğrendiğini düşündüm. Senin bugün buraya Tony'nin kız arkadaşı olarak geleceğine dair-"

Scarlett daha fazla dinlemedi. Hızla tuvaletten çıkarak koridora döndü ve Tony'i aramaya başladı. Neyse ki adam da boş koridorlarda onu arıyordu. Birbirlerine rastladıklarında ikisi de öfkeden deliye dönmüş haldeydi.

"Konuşmamız gerek." dedi Scarlett.

"Bence de." diye onayladı onu Tony ve kolundan tutup arka kapıya doğru sürükledi. Burası kimsenin olmadığı arka bahçeye açılıyordu.

Tony kadının kolunu hışımla bıraktığında Scarlett ona döndü ve sinirle konuştu. "Demek başından beri beni bir iddia için kullanıyordun."

Tony, kadının bunu nerden öğrendiğini bilmiyordu ve umursayacak durumda da değildi. Scarlett kendi yaptığından sonra bunu kullanarak üste çıkamazdı. "Ben mi seni kullanıyordum?" diye bağırdı. "Aptal bir köşe yazısı için beni çılgına çevirdin sen!"

"Evet ve bunun sana zarar verdiğini sanacak kadar aptaldım. Oysa yüce Tony Stark'a kim zarar verebilir ki?" Scarlett, kollarını dramatik bir şekilde iki yana açtı. "Ben senin için sadece bir kobaydım. Nasıl olsa her kadını kendine aşık edebilirsin öyle değil mi?"

Tony bu benzetmenin tam olarak kendi durumunu yansıtmasındaki ironiye güldü. "Ben neydim peki? Bir denek hayvanı, teorilerini üzerinde test edebileceğin bir zavallı."

"Ve bunun için her saniye acı çektim!" diye bağırdı Scarlett. Gerçek hislerini dışa vurmak istemiyor ancak kendini durduramıyordu. "Bana gerçekten değer verdiğini, seni kandırdığımı düşünerek kendimi suçladım." Başını iki yana salladı. "Sen hiçbirine değmezmişsin, Stark."

"Asıl değmeyen ne biliyor musun Scarlett? Bir iddia için senin saçmalıklarına katlanmak, senden gerçekten hoşlanıyormuş gibi davranmak." Aralarında bir sessizlik olurken Tony, kadının kalbini kırdığını görebiliyordu. İstediği gerçekten bu muydu? "Şimdi tüm bunları gidip o küçük hikayende kullanabilirsin, senin için iyi bir reklam olur."

"Evet, belki yaparım!" dedi Scarlett onun canını yakmak isteyerek. "İddiasına var mısın?"

Tony pes etmişti. Kendisi de en az onun kadar suçluyken Scarlett ile tartışamıyordu. "Biliyor musun? Aslında sen işini yaptın." dedi. "Bir erkeği on günde kaybetmek istedin öyle değil mi? Tebrikler, kaybettin işte!"

O, kapıya doğru ilerlerken Scarlett arkasından bağırdı. "Hayır kaybetmedim Stark. Çünkü hiç senin olmamış bir şeyi kaybedemezsin."

Tony, arkasına bakmadan başını iki yana salladı ve yürümeye devam etti. Scarlett'i görmek hiçbir şeyi kolaylaştırmıyordu. Scarlett de son bir kez adama baktıktan sonra arkasını döndü ve karanlık sokakta gözden kayboldu.

Umarım yüzleştikleri kısım beklentilerinizi karşılamıştır

Continue Reading

You'll Also Like

7.5K 602 12
*Kol Mikaelson & Davina Claire FanFiction* *Texting*
396K 36.3K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
4.4K 263 16
İç savaş bir çok kişiyi darmadağın edecekti. Ama nasıl? *** Marvel Çizgi Romanları ile bağlantılıdır. *** ~Savaşın Merhameti~ Sinematik Evrenle oyun...
2.5K 98 6
Hepsi tumblr çevirisidir bana ait değildir.