ALEC ALESTER

By marcansado

287K 15.4K 465

"Kendi serüvenine çıkmak isteyen ahmaklar, en çokta doyumsuz hayal güçlerinin iştahını kapatmak için yazarlar... More

✨Alec Alester - Tanıtım✨
✨1.Bölüm - Akenor'un Kanatlarında✨
✨Yeni Hikaye Yeni Kahraman : Alec Alester✨
✨2.Bölüm - Azanod'un Yıkılmış Köprüleri✨

✨3.Bölüm - Pandus'un Filizleri✨

14.8K 693 51
By marcansado

Olanları anlamaya çalışıyor, bir yandan bana bakan bu garip yaratığa karşı temkinli davranmaya çalışıyordum. Kısa süreli bakışmalarımızın ardından söze girerek,

''Sen de tam olarak nesin'' dedim.

Yaratık ise kıkırdamayla,

''Sen Astavya'lı değilsin anlaşılan. Horika görüp bilmediğine göre.''  dedi.

Bu yaratık neden bahsediyordu fikrim yoktu. Horika'da ne demekti. Tekrar söze girdim ve,

''İnan şuan ne senin türünden nede bulunduğum yer hakkında en ufak bir fikrim yok. Biraz bilgi verirsen hiç fena olmazdı.. Bu arada Benim adım Alec..Alec Alester.''

Yaratık ise gözlerini hafif devirerek,

''Memnun oldum Alec Alester, benim adımda Ellon Viver. Bende insanım tabi pek öyle görünmüyorum ama..Anladığım kadarıyla bon bon otu içmemişsin. Seni buraya kim ve ne getirdi?''

Yüz ifademi biraz netleştirip Ellon adındaki insan olduğunu söyleyen yaratığın gözlerine odaklandım, cümleye girecektim ki gerçekten bu yaratığın gözleri beni benden almıştı. Zümrüt yeşili parlayan gözlere sahipti. Sanki gözleriyle ortamı aydınlatıyordu. Kanatlarına baktığımdaysa gümüş gibi parıldayan beyazlığa sahipti. Uzun vücut hatları vardı fakat el ve ayakları sanki bir deniz yaratığını andırıyor yüzgece benziyordu. Ten rengiyse mavi ve morun karışımında ve tüğleri olan bir bileşendi. Ben dalmış yaratığı incelerken Ellon hafif öksürdü. Buradan gerekli mesajı aldım ve,

''Üzgünüm ilk kez senin gibi birisini görüyorum lütfen beni bağışla. Aslında buraya nasıl geldiğimi bende bilmiyorum. Ulu Akenor tarafından buraya getirildim. ''

Ellon cümlemden sonra, büyük bir kahkaha attı. Sesindeki tiz yayılarak mantarlardan yayıldı. Tanrım buradaki mantarlar sanırım büyülüydü. Çıkan sesleri taklit eden garip tizler yayıyorlardı.

Ellon alaycı bir ifadeyle,

''Tabi Akenor getirmiştir seni buraya.. Benide Ervel bon bon otu içmeye çağırdı zaten.''

Yaratığın cümleleri üzerine sinirlenmiştim. Bu aptala saatlerce bir şeyler anlatsam Akenor kutsal olduğu için bana inanmayacaktı. Tepkilerinden anladığım kadarıyla kadim güçleri biliyordu. Fakat benim bilmediğim ve Akenor'unda zırvaladığı Ervel'i biliyordu. Bu durumda aptalı oynamam en iyisi olacaktı. Başımı işaret ederek,

''Üzgünüm düşüşün etkisinden kafamı vurdum ne dediğimi bilmiyorum. Belki bir hafıza kaybı yaşıyorumdur. Gerçekten neredeyiz lütfen anlatabilir misin?''

Ellon kendini toparladı ve,

''Anlaşıldı çaylak sana en başından anlatmam gerekecek, belki hafızan biraz yerine gelir. Sırayla gidelim Horikaların ne olduğunu bilmiyorsun anlaşılan.. ben kendimden sana bahsedeyim sonrasında nerede olduğumuzun cevabını da  direk almış olacaksın.''

dedi

Ben ise hafif kafamı salladım ve Ellon'nı dinlemeye başladım.

''Astavya'nın bir çok bereketli toprağı vardır. Bunlardan biriside Alrulalis. Yani şuan bulunduğumuz yer.. Vaktinde Kral Azanod tarafından yönetilen bu topraklar muhteşem bir berekete sahipti. Her huriki ağacında damağının anlayamayacağı zenginlikte meyveler can bulurdu. Azanod güçlü ve adil olmasıyla bilinen bir hükümdardı. Halkını her zaman düşünür ve ona göre hareket ederdi. Alrulalis önceki krallar döneminde ikiye ayrılmıştı. Bir tarafta zenginler tarafından çeşitli güzellik bolluk ve bereketle geçen kibirlilerin gövde gösterisi..diğer tarafta fakirlik ve sefaletle geçinmeye çalışan halk. Önceki krallar halka o kadar zulmettiler ki Astavya'nın tanrılarına kadar bu ses bir gün ulaştı. Tanrılar önceki kralların zulmüne son vermek için Kraliçe Noris'in rahminde bir tohum yeşertti. Noris gelecekteki kralı yani şuan ki kral Azanod'u dünyaya getirdi. Aynı gün ise Azanod'un babası Kral George sebebi bilinmeyen bir şekilde öldü. George'in ölümünden sonra Kraliçe Noris oğlu Azanod büyüyene kadar tahtı idare etti. Azanod hükümdarlık için hazır olunca da tahtı devir aldı. Kral Azanod hükümdarlığında zengin ve fakir ayrımı kaldırıldı. İkiye bölünmüş halkı ortadan kaldırmak ve tüm Astavya'ya adil bir kral olduğunu göstermek isteyen Azanod tanrılara dualar ederek bir yol aramaya başladı. Bir gün Tanrıça Ervel Azanod'un bu dualarına sessizliğini bozdu ve bir kehanetle tüm Alrulalis inildedi,

''Eğer doğruyu arayan kalpler içinse bu yolculuk Ervel'in ışığı kutsayacak tüm Alrulalis'i Azanod'un Muhteşem Köprüleriyle. Fakat arayışınız karanlıksa lanetim yükselsin tüm Alrulalis'li bedenlerde. Pusula sen olacaksın Noris'ten doğma Kral Azanod. Eğer sana bahşettiğim hediyenin asıl amacını bir gün unutursan işte o zaman bunun cezasını seninle birlikte herkes çekecek. Tamahkarlığıyla yükselenler ışığımdan vazgeçecek.. ve birer Horikalara dönüşecekler. ''

Tanrıça Ervel'in kehanetinden sonra, Azanod'un Muhteşem Köprüleri'nin yükseldiği söylenir. Fakat hikaye maalesef iyi bitmedi. Kral Azanod Ervel'in bahşettiği köprüleri amacının dışında kullanmaya çalıştı.''

Ellon'ın anlattıklarından tüğlerim diken diken olmuştu. Meraklı bir ifadeyle,

''Sonra ne oldu?''

dedim

Ellon ise,

'' Azanod'un Köprüleri ne amaçla kullandığını kimse bilmiyor. Amacının dışında kullanması sebebiyle Ervel'in kehaneti gerçekleşti. Alrulalis'li olan yada Alrulalis'te doğan her kişi birer horikaya dönüştü. Lanetten dolayı köprülerin asıl sihri ve gizeminin hafızalardan silindiği söylenir. Bir zamanlar ışık ve güzellik saçtığı söylenen Azanod'un Muhteşem Köprüleri şimdiyse Yıkılmış Köprüleri olarak nam salmış durumda.. ben ve benim gibi halk ise Azanod yüzünden Horika'ya dönüşmüş durumdayız. ''

Duyduklarımdan sonra şaşırmıştım. Eğer bu yaratığın söyledikleri doğruysa koca bir halk bir kral yüzünden istemediği bir şeye dönüşmüştü. Merakla tekrar söze girdim ve,

''Kral Azanod'a ne oldu peki?''

dedim.

Ellon ise,

''Kimse bilmiyor.. bir çok söylenti var kimisi Ervel'in lanetinin onu bambaşka bir yaratığa çevirdiğini ve insani özelliklerini yitirdiğini söylüyor. Kimisiyse Reveland kalesinde hapis ve tutsak kaldığını söyler. Azanod'a ne oldu bilemem ama Reveland'ın surlarından bile öyle oluk oluk bir kötülük saçılıyor ki kimse oraya yaklaşmaya dahi cesaret edemiyor. "

Duyduklarımdan sonra ürkek bir ifadeyle,

"Senin ve halkın adına üzüldüm peki bu laneti kaldırmanın bir yolu var mı?"

dedim

Ellon ise artık umutsuz bir tavırla,

"Senelerce bir çok yol denendi. Halk tanrılara dualar etti. Hatta kimisi Tanrıça Ervel'in lanetini kaldırması için kurban bile verdi. Fakat yıllar geçtikçe arayışın yerini karanlık aldı. Alrulalis'li olan halk artık horika olmayı özümsedi. Başka ne yapabilirlerdi ki ? Sürekli başarısızlığa uğramak insanı kırar Alester."

Ellon sessizleşmişti. Anlattıklarından yüz ifadesine baktığımda umutsuzluğu görebiliyordum. Şüphesiz burada korkunç bir şey yaşanmıştı. Bencil davranmak istemiyordum ama peki ya ben? Ben burada ne olacaktım? Akenor neden beni bu lanetli topraklara bırakıvermişti? Aklım ve kalbim karışmıştı düzgün düşünemiyordum. Ellon Astavya'nın bu bölümünden çıkış olmadığından bahsetmişti.. bu tam olarak ne demekti? Yutkundum ve söze girdim,

"Senin ve halkın adına gerçekten üzgünüm Ellon. Peki Astavya'nın bu bölümünden çıkış yok demiştin. Ben Alrulalis'te mahsur mu kaldım? Neden çıkamıyorum?"

dedim

Ellon kuyruğunu dikleştirerek gerindi ve,

"Yazıtlarda geçen kehanet oldukça net bu yüzden;

Pandus ağacı kadar zarif bir rüzgar esecek Astavya topraklarında,

Oryus Mürekkebi'nin çiçeği son tomurcuğunu açtığında Akenor şahlanacak kanatlarıyla,

Ervel'in Masumluğu , Hakimis'in Dürüstlüğü ,Girgo'nun Cesareti , Rinos'un Doyumluluğu bulunduğunda,

Seçim yapılacak kaybedilen algılarda ki savaş için sonsuzluğa.

Alrulalis sadece bir bitiş değil aynı zamanda başlangıç. Tanrıça Ervel öyle bir lanetle topraklarımızı mühürledi ki Alrulalis yeniden aklanmadan burada hayat devam edemez yada dışarıya bir hayat çıkamaz. Büyük tanrılar Alrulalis'te ki laneti biz onu yaşamadan evvel biliyorlardı. Yazıtlara işlenen kehanetler asıl Astavya'nın yeni kurtarıcısına hizmet ediyor. Saçmalık yada gerçek bilemem.. ama Alrulalis'in bir rolü var Alester belkide bu yüzden lanetlenmişizdir."

Ellon'ın söyledikleri üzerine donup kalmıştım. Eğer haklıysa Akenor beni buraya boşuna getirmemişti. Yazıtlarda geçenler.. bunları Akenor'da söylemişti. Belki belkide.. yapmam gereken Alrulalis'e yardım etmekti. Ben düşünceler içerisinde savaş veriyorken. Etrafımızdaki ormanlık alandan bir çığlık koptu ve yer sallandı. Korku ve endişeyle Ellon'a,

"Bu da neydi şimdi?"

dedim

Ellon ise aşırı şaşırmış ve gözleri büyümüştü. Az ilerideki açık alanda bulunan ve yerdeki bir deliği işaret ederek,

"Umarım bu düşündüğüm şey değildir koş dedi."

Ellon büyük bir korkuyla, uçarak deliğe doğru ilerlemeye başladı.

Neler olduğunu anlamadan koşmaya başladım, arkamdan gelen sesler ve sallantılar giderek artmaya başlıyordu görünürde kimse yoktu fakat çıkan sesler büyük bir şeyin habercisi gibiydi.

Ellon deliğe yakınlaşır yakınlaşmaz aşağı doğru alçaldı, ben ise onu yakalamaya çalışıyordum gerçekten çok hızlı uçuyordu. Arkamdan gelen sesler iyice yükseliyor yerin sallantısı ise dahada şiddetlenmişti, Ellon yere inmiş yüzgeçsi elleriyle çabuk ol işareti yapıyor ve dehşet içinde bana bakıyordu.

Yerin altında bir şey hissetmeye başlamıştım. Sanki bana doğru gelen bir şeydi ve hemen arkamdaydı. Korku ve panikle Ellon'ın yanına varınca üzerine doğru kapaklandım. Üst üste düşmüş Ellon altımda kalmıştı. Toparlanmaya çalışıp ayağa kalkarken Ellon'ın elektrik akımları yayan o kuyruğuna elim çarptı. Ondan sonra olanlar ise neredeyse kalbimin durmasını sağlayacaktı. Ben kuyruğa dokunur dokunmaz ikimizin arasında bir bağ oluştu. Ellon' dan gelen bir güç bana geçti. Sanırım güç benim üzerinden aktı kanal gibi bir şey olmuştum saniyelikte olsa. Vücudum ışık saçtı ve gücü geride kalan arkamızdan gelen şeye doğru istemsizce ittirmiştim.

Deniz dalgası gibi yüksek bir ışık gelen şeye doğru ilerledi ve çarpıştı. Çarpışmanın etkisinden bir dalga yayıldı ve Ellon ile tam kalkmışken tekrar yere düştük. Sonrasında duyduğum ses bir inildeme ve çığlık oldu. O gelen şey ne ise canı yanmış ve hızla uzaklaşmaya başlamıştı.

Ellon ile tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımızda çarpışmanın olduğu alanda toprağın altından ışık şeklinde net görünmeyen filizler yukarıya doğru yükselmeye başlamıştı.

Ellon ile birlikte ışığın yükseldiği alana doğru koştuk. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla o da neler olduğu hakkında fikri yoktu.

Çarpışmanın olduğu yere vardığımızdaysa Ellon şaşkınlıktan deliye dönercesine gözleri parıldadı, ışık kümesinin içinden çıkmaya çalışan filizlerden birine yüzgecini götürdü ve,

"Bu..bu mümkün değil. Bu bu.. Pandus ağacı filizleri ."

dedi

Ben titrek bir ifadeyle Ellon'a bakakaldım. O ise cümlesine şöyle devam etti,

"Alec Alester sen kimsin? ve ne yaptın"

*Bütün hakları saklıdır, telif hakları alınmıştır.

Kitaba yönelik yorum ve oylarınızı eksik etmeyin ✌🏻görünmez okur olmayın :) Keyifli okumalar dilerim.

Continue Reading

You'll Also Like

274K 18.6K 32
"Sakın onun adını anma." "Neden?" "Eğer yaparsan sana sonsuza kadar sahip olur." ~~~~ "Büyü zayıflıyor Aria. Sen ölmek istesen bile o buna izin verme...
911K 20.7K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
23.8M 1.4M 79
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
72K 2.7K 13
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."