GÜZ BAHÇESİ ( AŞİTİ AĞA)

De EylemAcikel

577K 12.1K 885

"İstemiyorum dede. Ben daha küçüğüm istemiyorum. " "Dün yüzükler takılırken aklın neredeydi Dilan hanım." "Ev... Mais

Karakter Tanıtımı
B-1
B-2
B-3
B-4
B-5
B-6
B-7
B-8
B-10
B-11
B-12
Duyuru
B-13
B-14
B-15
DUYURU
ÖNEMLİ

B-9

30.4K 702 37
De EylemAcikel

Medya : Ahmet Kaya - Bundan öte ❤

Herkes sessizleşirken Mahir abim ve Baran abim Aşiti ağaya öldürecekmiş gibi bakıyorlardı.

Sessizlik bizi yutarken Mahir abimin sözleri ile herkes dona kalmıştı.

"Baba bacıma bunları yaşatan adama nasıl Dilanı emanet edeceksin. Sözü bozalım."

B-9

Gözler üzerimizde , nefeslerimiz sıktı. Gün doğarken bize gün ve gün acı vaad ediyordu.

Tüm gücümü şu an kaybetmiş gibiydim.

Durmadan hayatım yeni yokuşlar ile tanışıyor ve durmadan yolda tökezliyorduk. Hayat sınavlar ile doluydu ve biz er ya da geç bu sınavları vermek zorundaydık.

Hayat kollarımızdan tutmuş bizi bir o tarafa bir bu tarafa çekip duruyordu. Abim ise ne dediğinin farkına varmadan cümlesini bir bomba gibi ortaya atmıştı.

Konu çocuk oyuncağına dönmüştü ve bunun suçunu istemeden olsa da yükleniyordum.

İlk defa ben kurmuştum bu cümleyi ve şimdi bunun cezasını çekiyordum. Abimin cümlesi bir yıldırım misali beynimde yer edinirken ne diyeceğimi bilemez şekilde babama bakmış ve sonra Aşiti ağaya dönmüştüm.

"Sen ne dersin Mahir ağa ?"

Aşiti kükrercesine abime doğru yürümüştü. Beynim de sarsıntılar olurken babama bakmış ve gözlerim ile yalvarmıştım.

Bu durumu kaldırabileceğimi sanmıyordum.

"Yeter !"

"Baba ben..."

"Yeter dedim Mahir. Sen ne dersin ? Kızımı en çok ben düşünürüm. Geçen sene biz de bu duruma düşmedik mi ? Bu densizlik neden ?"

Geçen sene babamlar da silahlı saldırıya uğramıştı ve o günler de zor zamanlar geçirmiştik. O günlerin tekrar yaşanmaması için her gece dua ederdim. Baran abimi o gün kaybedebilirdik.

İhtimali dâhi canımı acıtıyordu.

"Fatih ağa evlilik çocuk oyuncağı değildir."

"Elbet değildir Aşiti ağa. Çık dışarı Mahir."

Abim kapıyı kırarcasına çıktıktan sonra babam , Baran abim ve annem telaşla arkasından çıkmış ve Aşiti ile tek kalmıştık.

Gözyaşlarım bugün özgürlüğüne kavuşmuşcasına yerlerini alırken Aşitinin de çıkmasını bekliyordum fakat gölgesi başıma devrilmişti.

Neden bekliyordu ?

Bana da mı kızacaktı ?

"Kevzanlar kızı ?"

"Efendim ağam?"

"Ağa olmuşuz yine ?"

Biraz önce bağıran kişi o değilmiş gibi benimle eğlenen Aşitiye baktım. Ben daha farklı bir tepki beklerken o bana gözlerinin içi gülerek bakıyordu.

Ona bakarken bir göz yaşım kelepçelerinden kurtulmuş ve özgürlüğüne kavuşmuştu.

"Şşş ağlama güzelim."

Cümlesi ile elleri aynı saniyede havalanmış ve yanağımda yer edinmişti.

Elleri yakıyordu.

Gözlerim gözlerine hapsolurken parmaklarını oynarmış ve bana şifa gibi gelen gülümsemesini bahşetmişti.

Ne ara bu kadar ruhuna düşmüştüm bilmiyordum.

Tek bildiğim şu an nefes yerine kokusunu soluduğumdu.

Gözleri gözlerimde takılı kalırken parmakları gözyaşlarımı kurutmuş ve izi kalmasından korkar gibi silmeye devam etmişti.

Bu dokunuşu beni uysallaştırırken birinin gelme olasılığı istemsiz bir gerilime yol açıyordu bedenimde.

"Aşiti."

"Söyle güzelim."

"Biri gelebilir. Bilirsin."

"Bilirim güzelim bilirim."

Cümlesini tamamladıktan sonra ellerini uysalca üzerimden çekmiş ve bir iki adım geriye gitmişti.

Bana sevginin aramızda olmayacağını söylemişti fakat sevgi sözcüğü kullanmayı ihmal etmiyor ve ruhuma dokunuyor , naif davranıyordu.

Bu davranışları kafamı allak bullak ederken gözlerim istemsizce gözlerine tırmanmıştı.

Gözlerinde mavinin her tonu ahenkle dans ediyordu.

Koyu bir karanlığa bulaşmış hisler ile gözlerimdeydi.

Farklıydı.

Bu farklılığı beni bir tuzak gibi kendine çekerken korkular koluma yapışmıştı.

Ya sonum güz bahçesi ise.

Bu korkulardan sıyrılmam gerekiyordu fakat bunu nasıl başaracağım bir sırdı.

Ben onun gözlerinde boğulurken telefonu çalmış ve büyülü bir zaman dilimini daha anılar sandığımıza hapsetmiştik.

"Ne dersin sen Diyar ?"

Gözlerim ile telaşlı Aşitiyi izlerken elimde olmadan biraz doğrulmuş ve telaşını anlamaya çalışıyordum.

"O adamı nasıl elinizden kaçırırsınız ? Geliyorum ve ben gelene kadar tekrar o adam elimizde olacak anladın mı ?"

Bağırışı ile ben burada korkarken karşısında ki adama istemsizce üzülüyordum.

Telefonu kapatarak avucunda hapsetti.

Elleri telefonu sıkmaktan beyazlaşırken ayağa kalkarak yanına yaklaştım.

"Aşiti ?"

Bir fısıltı olan sesim ile gözleri bana dönmüştü.

"Ne oldu ? Kötü bir haber mi ?"

"Seni ilgilendirmez."

"Bak Dilan ben işlerime karışılmasından hiç hoşlanmam bu yüzden seni ilgilendirmeyen konularla ilgilenme."

Gözlerimde şaşkınlık tohumları ekilirken bir şey diyemeden kafamı sallamıştım.

Kabahat onu düşünendeydi.

"Sen dinlen ben çıkıyorum. Allah'a emanet."

Bu ise son cümlesi idi. Nasıl bir Dilan gerisinde bıraktığını bilmeden gitmiş ve hoşçakal dememi bile beklememişti.

Gözyaşlarım tüm gün yaptığı gibi akmaya başlamış ve kırgın kalbim ile yatağa geçerek uykuya dalmıştım.

🌠

Karanlık bir yoldaydım. Bir orman yolunda binlerce ağacın ortasındayadım. Soğuk rüzgar bedenimi esir almışken ellerim bedenimi sarmış yanlızlığımı unutturmaya çalışıyordu.

Neredeydim ?

Neden bu karanlıkta tek başımaydım ?

Ben sorular ile boğuşurken bir ses ilişti kulağıma.

"Kevzanlar kızı."

Aşiti buralardaydı fakat göremiyordum.

"Kevzanlar kızı arkana bak."

Arkamı dönmem ile uçurumun kenarında duran Aşiti ile göz göze gelmiştim.

Kalbim bir maratonda koşarcasına hızlanırken bu duruma inanamayan gözlerimi kapatıp açmamak istedim.

Dilim tüm kelimeleri silmişçesine suskunken ve ben bir şeyler demek için çabalıyorken , rüzgar anlamsız seslerimi ve bu çabamı görmezden gelerek yok ediyordu.

"Aşiti ne yapıyorsun ?"

"Aşiti bana gel."

Yutkundum.

"Düşeceksin."

"Düşmeyeceğim kevzanlar kızı atlayacağız."

Şimşekler beynimde çarpışırken konuşan Aşitiye baktım.

Gözleri aynı bakmıyordu.

Gözlerinde mavilikler yoktu.

Siyahtı.

Siyahın bile en koyu tonuydu.

Kafamı sağa sola sallayarak arkamı döndüğüm anda biri kolumdan tutmuş ve uçuruma doğru çekmeye başlamıştı.

Beni uçuruma doğru sürükleyen kişi Aşitiden başkası değildi.

"Aşiti bırak ne yapıyorsun ?"

"Bırak bırak!"

Deli gibi çırpınırken bir yandanda Aşiti ye bağırıp duruyordum.

"Benim ile atlamayı kabul etmedin. Tek düşeceksin. Kolundan tutan olmayacak."

Uçurum ucunda bana söyledikleri son sözleri idi. Beni itmeden önce gözlerine bakmış ve gülümsemesine şahit olmuştum.

Kan ter içinde kalarak gördüğüm kabustan sıyrılmış fakat hâlâ kendime gelememiştim.

Aşiti beni bir uçurumdan atıyordu. Bugün ona kırıldığım için böyle bir rüya görmüş olmalıydım. Tüm kötü anlamlarını silmek istiyordum.

Su içmek için ayaklanmıştım ki telefonun çalması ile korku ile sıçradım.

Kabusun etkisi hâlâ üzerimdeyken yavaş adımlar ile aynanın önünde ki telefonuma yürüdüm.

Aşiti Ağa arıyor....

Kaç saattir bile uyuduğumu bilmiyordum fakat ay şölenine başlamıştı. Epeyce bir geç olmuştu. Bu saatte neden beni arıyordu ?

Derin bir nefes ile açtım telefonu.

"Efendim ?"

"Nerdesin Dilan ?"

Aynı anda konuşmuştuk fakat bu durum sesindeki telaşı anlamama mani değildi.

"Uyuyordum yeni uyandım. Bir şey mi oldu ? "

"Hayır."

Derin bir nefes aldı.

"Mesajlarıma cevap vermedin merak ettim."

"Yeni uyandım ağam."

Bilerek ağam demiştim. Sinir anında kırdığının farkında bile değildi.

"Ah Dilan ah !"

Yorgun bir nefes bıraktı.

"Bugün seni kırdım."

"Ağam..."

"Ağana başlatmayasan Dilan. Sinirimi senden çıkardım biliyorum. Bunun için aramıştım."

Özür dilemek için kıvranan bir Aşiti Ağa karşımdaydı ve istemsizce içimi ısıtıyordu. Tabi ki özür dilemeliydi fakat ondan beklediğim bir durum değildi.

"Anladım ağam."

"Neden inat edersin gelin ağam ?"

"Gel..in ağam mı ? Bana böyle deme Aşiti. Sevmiyorum."

"Hah şöyle güzelim. Ağam da ağam. Kusura bakma diyecektim seni kırmak istemedim gulemın."

Gulemın (gülüm) !

Kalbim yeniden dört nala koşarken ne yapacağımı bilemeyerek susmuştum.

"Dilan , suçsuz yere sana bağırmak istemedim. Koskoca Aşiti Ağa senden özür diliyor gelin ağam affına sığındım."

"Aşiti ağam beni şaşırtıyorsunuz."

"Bende bu halime şaşkınım."

"Yine de Aşiti Ağam düğüne kadar seninle konuşmayacağım."

Fazla mı oldu diye düşünürken Aşiti beni bir bomba ile baş başa bırakmıştı.

"O zaman gelin ağam hazırlan cumartesi kınan var."

Üjjjjjjjjj leraaaaa bejjjjj leraaaa...

Yeni bölüm geldiiiii.

Biraz geç oldu kusura bakmayın bayram araya girince.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Lütfen diğer hikayeme bakmayı unutmayınnnnnnn......

EylemAcikel profilime girip BALIN ZEHRİNİ okumanızı tavsiye ediyorum. ❤

Balın Zehri sizi bekliyor......

Hadiiii , hadiiiii , hadiiiii 💃🏾💃🏾

Continue lendo

Você também vai gostar

91.6K 1.7K 42
En yakın arkadaşımın abisi mi? Beni gerçekten seviyor muydu? Peki ben ona karşı birşeyler hissediyor muydum? Uyarı: küfürlü ve +18 sahneler vardır.
951K 56.4K 73
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
120K 6.4K 18
"ya siz kafayı mı yediniz çocuk daha o çocuk iki gün önce papucu yırtıldı diye ağlayan kızı gelmiş bana koynuna al diyorsunuz o yetmezmiş gibi bid...
81.1K 3.8K 37
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...