CÜDA

Da userx893

371K 11.7K 828

Acıyı küçük yaşta öğrenen Almira ve yaşadığı travma sonrası, psikolojik sorunlarla mücadele eden Görkem'in yo... Altro

1.Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm/ FİNAL

7.Bölüm

11.9K 398 25
Da userx893

Deren, "Almira sen makyajını yap. Ben de sana kıyafet seçeyim." dediğinde, utanarak "Ben makyaj yapmayı bilmiyorum." dedim. Deren makyaj malzemelerimin olduğu çantayı alıp yanıma geldi.

"Bu seferlik ben yapayım. İyi izle, çabucak öğrenirsin." dedi ve tüm makyaj malzemelerini teker teker tanıtmaya başladı.

Makyajım tamamlandıktan sonra aynanın karşısında gördüğüm ben, bambaşka biri gibi görünüyordu. Deren bana hafif makyaj yapmıştı, ama yine de oldukça güzel olmuştum. Uzun, siyah saçlarımın da omuzlarımdan dökülmesine izin verdikten sonra aşağı indik.

••••••••

Burak abimle gün boyu gezmiştik. Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında, sahile gelmiştik. Denize karşı bir bankta oturmuş, balık ekmek yiyorduk. Önümüzden belli bir tempoyla koşarak geçen adamı, gözüm bir yerden ısırıyordu. Çok geçmeden kim olduğunu hatırlamıştım. Mezarlıkta sohbet ettiğim adamdı. Arkasından bakakalmıştım ama sanırım o beni görmemişti.

Eve geldiğimizde saat çok geç olmamıştı ama yorgundum ve uyumak istiyordum. Halam ve amcamlar evine gitmek için ayaklandığında, Deren "Anne, bugün Almira ile birlikte kalmak istiyorum. Eve gitmesek." dediğinde halam bana baktı.

Büyük bir istekle "Evet, lütfen burada kalın." dedim. Halam gülümsedi ve "Tamam, o zaman burada kalalım." dediğinde, sanırım Derenle iyi anlaşmamıza sevindiği belli oluyordu. Amcamlara da burada kalmayı teklif etmezsem, ayıp olacağını düşündüm. "Amca isterseniz siz de gitmeyin. Burada kalın." dedim.

"Yok kızım. Biz eve gidelim. İşlerim var." dediğinde, daha fazla itiraz etmek istemedim. Amcamları uğurladıktan sonra, Deren ile beraber, benim için hazırlanan odaya çıktık. İkimiz de yorgun olduğumuzdan, hemen uykuya daldık.

••••••••

Telefonumun zil sesini duyunca, gözlerimi araladım. Saat gecenin 3'ü olmuştu. Beni bu saatte kim arardı ki? Belki Melis arıyordur diye düşünmüştüm. Başına bir şey gelmesinden endişe duyuyordum. Telefonumu elime alıp, sesini kıstıktan sonra hızlı adımlarla balkona çıktım.

Arayan kişinin Melis olmadığını görünce rahatlamıştım ama telefonumda kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını görünce merakım artmıştı. Aramayı yanıtlayıp, telefonu kulağıma götürdükten sonra, "Alo." dedim.

Karşı taraftaki kişi "Almira." deyince, tanıdık gelen sesin kime ait olduğunu anlayamadım.

"Buyurun." dediğimde, karşılık olarak, "Beni tanıdın mı?" sorusunu aldım. Benim konuşmama müsaade etmeden, "Mezarlıkta sohbet etmiştik.” diye ekledi. İşte şimdi olmuştu ama benim numaramı nereden bulmuştu. Ve en önemlisi bu saatte beni neden aramıştı.

Sesime yansıyan merakımla, "Evet, hatırladım fakat sana numaramı verdiğimi hatırlamıyorum." dedim.

"Bu saatte seni rahatsız etmek istemezdim ama görüşmemiz lazım." deyince, içimde kocaman bir merak oluştu.

Merakla, "Şimdi mi, bu saatte mi?" diye sordum. Telefon numaramı bulması ve gecenin bir yarısı benimle görüşmek istemesi beni çok şaşırtmıştı. "Evet Almira şimdi görüşmek istiyorum. Aşağıya, arka bahçeye gelebilir misin?" diye sordu. Sesi ciddi geliyordu ve bu biraz gerilmeme sebep olmuştu. Numaramı bir şekilde bulmuştu da evimi nasıl bulmuştu bu çocuk. Polis falan olabilir miydi?

"Ben evde değilim." deyince, "Nerede olduğunu biliyorum Almira. Arka bahçede seni bekliyorum." dedi. Ben Melis ile yaşadığım evden bahsettiğini sanırken o, dedemin evine gelmişti.  Gözlerim irice açılırken, "Tamam, geliyorum." dedim ve telefonu kapattım.

Sessiz olmaya özen göstererek montumu ve botlarımı giyindikten sonra hızlıca dışarı çıktım. Evin etrafını dolanıp, arka bahçeye ulaştığımda gerçekten de oradaydı. Bahçe duvarına yaslanmış, sigara içiyordu. Beni görünce, elindeki sigaradan bir nefes daha çekti ve izmaritini yere attı.

Yüzünde oluşan gülümsemesiyle, "Merhaba Almira. Beni kırmayıp geldiğin için teşekkür ederim." dedi. Ciddiyetle, "Merhaba. Gecenin bu saatinde beni buraya çağırmanın sebebini öğrenebilir miyim?" diye sordum.

"Seni merak ettim." dedi. Sakallarını kaşırken, "Günlerdir gelmiyorsun. Seni merak ettim ve görmek istedim."  Gergin yüz kaslarım yavaşça gevşemeye başlarken beni merak etmiş olması değişik bir his vermişti.

Yüzümdeki ciddiyeti bozmamaya özen gösterdim ve "Burada olduğumu nereden biliyordun ve numaramı nasıl buldun?" diye sordum, merakımı belli ederek.

Ciddi çıkan sesiyle, "Bunun bir önemi yok Almira. Bulmak istedim ve buldum." dedi.

Ben şaşkınlıkla ona bakmayı sürdürürken, "Söylediklerimi dinlemişsin. Affetmek iyi geldi değil mi?" diye sordu.

Gözlerimi, katran karası gözlerinden ayırmadan, "Henüz bilmiyorum, yaşayıp göreceğim. Söyleyeceğin bir şey yoksa gitmem lazım." dedim.

"Yok. İyi geceler." deyince, arkamı dönerek ondan uzaklaştım.

Kimseye yakalanmadan odama girmeyi başardığımda, telefonumu elime aldım ve olanları Melis'e anlatmaya başladım. Her şeyi eksiksiz yazdığıma kanaat getirince mesajı gönderdim ve telefonumu bırakıp, kendimi uykuya teslim ettim.

••••••••

Derenin neşeli sesiyle, gözlerimi araladım. Bu kız, bana hayat enerjisi veriyordu. Onun söylediği şarkıya eşlik ederek yatağından kalktık. Beraber hazırlanıp aşağı indiğimizde, kendimi çok iyi hissediyordum.

Yıllardır ailemden uzak kalmıştım ama şimdi hepsi geride kalmıştı. Deren'i ve Burak abimi çok sevmiştim. Daha dün tanışmıştık ama birkaç saatte çok şey paylaşmıştık. Halam da iyi, sevecen bir kadındı. Amcam daha çok korumacı biriydi ama yine de sevgi doluydu. Yengem de bana sıcak davranmıştı. Babaannem ve dedem de zaten beni çok sevdiklerini ve pişmanlıklarını sürekli belli ediyorlardı. Onların bir suçu yoktu ama yine de bana karşı olan mahcubiyetlerini görebiliyordum. Kahvaltımız bittiğinde, Deren ile evin arka bahçesinde, verandada kahvelerimizi içerek, yeni odam için mobilya bakıyorduk. Saatler süren arayışın sonunda, nihayet her şeyi ayarlayabilmiştik. Seçtiğimiz bütün mobilyalar içime sinmişti ve hayatımda ilk defa istediğim gibi bir odaya sahip olacağım için çok heyecanlıydım.

Öğle yemeği yendikten sonra halam evine gitmek üzere buradan ayrıldı. Deren biraz daha benimle kalmak istediği için halamla birlikte gitmedi.

••••••••

Telefonumun zil sesi odada yankılanınca, cebimdeki telefonumu çıkarıp, aramayı yanıtladım. Melis arıyordu. Melis ile kısaca sohbet ettikten sonra bir işi olmadığı için buraya davet ettim. Onu ciddi anlamda özlemiştim. Melis geleceğini söyledikten sonra telefonu kapattık.

Konuşmamızdan yaklaşık bir saat sonra Melis gelmişti ve Deren ile tanışmıştı. Melis, Deren ve ben odamda kahvelerimizi içerken, bir yandan da sohbet ediyorduk. Deren ve Melis'in iyi anlaşması beni çok mutlu etmişti. Hayatımın sonuna kadar yanımda kalacak iki insanın, birbiriyle anlaşamaması çok kötü olurdu. Deren, Melis ve bana bakım tavsiyeleri verirken, Melis can kulağıyla Deren'i dinliyordu. Ben buraya gelmeden önce makyaj yapmayı dahi bilmezken , Melis böyle şeylere çok meraklıydı.  Melis ara ara bana bakıyor kaş göz işaretiyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Gözleriyle telefonumu işaret ettiğini anlayınca telefonumu elime aldım.

Melis "Dün gece hakkında detayları bilmek istiyorum. Saatlerdir meraktan öleceğim." yazmıştı.

Deren'in iyi biri olduğunu düşünmüş ve onu çok sevmiş olsam da hemen onun yanında konuşamazdım. Bunun için biraz zaman geçmesi gerektiğini düşünüyordum. Melis'e "Burada olmaz Melis. Daha sonra baş başa olduğumuz bir zaman konuşuruz." yazıp, gönderdim. Melis mesajımı görünce, sadece başını sallamakla yetindi. Gün boyu gündemden, giyim kuşamdan, aşk ilişkilerinden konuşurken oldukça eğlenmiştik.

Saat 5'e gelirken Melis ve Deren evlerine gitmek üzere ayaklandılar. Dedem Melis'i şoförle göndermek isteyince, Deren araya girerek kendisinin bırakacağını söyledi. Daha sonra, ikisiyle de vedalaştık ve evden ayrıldılar.

Dedem ve babaannemle kısaca sohbet ettikten sonra, "Dede, ben annemi ve babamı ziyaret etmek istiyorum." dediğimde,  "Beraber gidelim kızım." dedi. Tek başıma gitsem daha iyi olacaktı. Anne ve babamla, tek başıma konuşmak istiyordum. Tabii bir de onu görme ihtimali vardı. Yanımda dedemler varken onunla konuşamazdım.

"Dede bu seferlik tek gitsem. Daha sonra beraber gitsek." dediğimde, "Peki kızım. Nasıl istersen." dedi.

••••••••

Dedem taksiyle gitmeme izin vermeyip, şoförümüz Sıtkı abiyle göndermişti. Kabristana geldiğimizde, Sıtkı abiyi eve dönmesi için ikna etmem zor olmuştu ama ikna etmeyi başarmıştım.

Anne ve babamın mezarının başında, yerimi aldığımda, gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı "Anne, baba ben geldim. Bu kez ağlamamın sebebi üzüntüden değil. Halam, amcam ve kuzenlerimin olması bana sürpriz oldu. Dün tanıştık ve hepsini de çok sevdim. Keşke siz de aramızda olsaydınız. Sizi çok özlüyorum."

••••••••

Telefonumun zil sesiyle gözlerimi açtığımda, hala mezarlıkta olduğumu gördüm.

Telefonumu cebimden çıkardığımda, dedem arıyordu.

+Efendim dede.

-Kızım, neden Sıtkı abini gönderdin?

+Biraz yalnız kalmak istemiştim.

- Tamam kızım. Sıtkı seni almaya geliyor.

+ Tamam dede. Bekliyorum.

Telefonu kapattığımda, üzerimdeki ceketi yeni fark ediyordum. Düşünmeye fırsat bulamadan, Sıtkı abinin geldiğini duydum ve arabaya doğru ilerlemeye başladım. Ceketi burada bırakmayacaktım. Kendi ceketimin üzerine nereden geldiğini bilmediğim ceketi, giyindikten sonra, Sıtkı abinin yanına gittim. Eve geldiğimde dedem de babaannem de ceketi fark etmemişlerdi. Üzerimdekileri çıkartırken ceketin cebinde bir kâğıt olduğunu fark ettim.

Kağıdı çıkardığım da,

"Hasta olacaksın. Kendine dikkat et :) -Görkem" notunu gördüm.

O çocuk yine yanıma gelmiş olmalıydı. Demek ismi Görkem'di. İstemsizce ceketi burnuma götürdüğümde, kokusu beni büyülemişti. Pijamalarımı giyindikten sonra kendimi yatağa attım. Fazlaca yorgun hissediyordum ve çok uykum vardı.

••••••••

Üzerimde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi araladım. Yüzüme değen karamel rengi saçların kokusundan Melis'in geldiğini anlamıştım. Melis neşeyle, "Uyan artık, uykucu." deyince, "Şu an uyandım ama daha fazla üzerimde durmaya devam edersen, sonsuz bir uykuya teslim olacağım." dedim.

Melis hemen üzerimden kalkınca, sahte kızgınlıkla, "Kapılarda karşılanmam gerekirken, geldiğimde seni uyuyor buluyorum." dedi.

Yüzündeki ifade gülmemi sağlarken, "Ama ben senin geleceğini bilmiyordum ki." dedim, dudaklarımı büzerek.

Melis daha fazla dayanamayıp kıkırdayınca, "Tamam tamam, affettim. Sabah deden arayıp, kahvaltıya çağırınca, gelemem diyemedim işten izin aldım ve geldim." dedi.

"İyi yapmışsın. Hadi kahvaltıya inelim, çok açım." dedim. Melis beni onaylayınca üzerimi değiştirdim ve odamdan ayrıldık.

••••••••

Yemeğimizi yedikten sonra, kahvelerimizin gelmesini bekliyorduk. Dedem sofradayken, bizimle bir şey konuşacağını söylemişti. Kahveler gelmeden konuşacak gibi görünmüyordu. Merakla dedemin konuşmasını beklerken, nihayet kahveler geldi ve dedem konuşmaya başladı.

"Burak işletme okudu ve şu an şirkette babasının yardımcısı olarak çalışıyor. Yeterli düzeye geldiğinde, şirkette babasının yerine geçecek. Deren ise henüz öğrenci. O da Burak gibi okulunu bitirip yeterli düzeye geldiğinde şirketin başına geçecek. Senin de eğer başka bir planın yoksa, Burak ve Deren gibi işletme okuyup aile şirketimizin başına geçmeni istiyorum." söyledikleri, beni şaşırtmıştı.

Dedemin okumamı isteyeceğini düşünüyordum ama bir aile şirketimizin olduğunu düşünmemiştim. Hiç düşünmeden, "Tabi ki istediğini yaparım dede ama becerebilir miyim? Onu bilmiyorum." dedim.  "Yaparsın tabi güzel kızım. Öğrendikten sonra, yapılamayacak bir şey yok." dedi.

Dedem kısaca nefes aldıktan sonra Melis'e bakarak, "Kızım, seni de okutmak istiyorum. Diğer teklifimi kabul etmedin ve bunu da kabul etmezsen, gerçekten ayıp etmiş olacaksın." dedi.

Melis bir bana bir de dedeme baktı ve kararsıca, "Ben, ben bilmiyorum. Bu kabul edebileceğimin çok üstünde bir şey." dedi.

"Kızım senin de deden olduğumu daha önce söylemiştim. Şayet beni deden olarak görmüyorsan, diyecek bir şeyim yok. Fakat benim yüzümden en yakın arkadaşınla ayrılmak zorunda kaldığın için özür amaçlı bu teklifi kabule etmeni istiyorum. Yani ne taraftan bakarsan bak, kabul etmek zorundasın." dedi, gülümseyerek.

Melis ne diyeceğini bilemeyerek bana bakınca büyük bir istekle başımı onay verircesine salladım. Melis yüzüne yerleşen gülümsemesiyle, "O zaman kabul ediyorum ama özür veya teşekkür yerine değil, sizi dedem gibi gördüğüm için." dedi.

Dedemin dudakları memnuniyetle yukarı kıvrılırken, "Okulların açılmasına 2 hafta kaldı. Ben Deren'in okuluna ikinizin de kaydını yaptırırım." dedi. Derenle aynı okula gideceğimiz için çok sevinmiştim.

Dedem Melis'e hitaben, "Kızım, bu arada artık çalışmana gerek yok. Ben her ihtiyacını karşılarım. Sen sadece derslerine odaklan." dedi. Melis mahcubiyetle dedemle bakarken, "Teşekkür ederim ama bu kadarına gerek yok. Okurken aynı zamanda çalışabilirim." dedi.

Onu çok iyi anlıyordum ama onun da geçim sıkıntısına girmeden rahat bir hayat sürmesini de çok istiyordum. Okul teklifini kabul etmek, onu zorlarken, bir de dedem tarafından, ihtiyaçlarını karşılaması gururunu hayli incitirdi.

Melis'e bakarken, "Lütfen." dedim, ağzımı oynatarak.

"Kızım, seni anlıyorum ama okurken çalışmak senin için oldukça zor olacaktır. Bunu kabul etmiyorsan, bana borcun olsun. Okulunu bitirip iş başına geçince, ödersin borcunu." dedi.

Bu, Melis için daha makul bir teklifti. Bunu kabul edebilirdi. Melis beklediğim gibi yaparak, "O zaman kabul ediyorum. Borcumu ödemem, ömür boyu sürse de ödeyeceğimden emin olabilirsiniz." dedi.

Dedem onay verircesine başını salladığında, ona karşı inanılmaz bir sevgi doğdu içimde. Melis borcunu ödemeye çalışınca dedemin kabul etmeyeceğine emin olduğum için çok daha mutlu olmuştum. Melis'i geride bırakmayarak, ona da destek olması benim için çok değerli bir davranıştı. Dedemin bunları borç olarak yapmayacağından emin olsam da bunu Melis'in bilmesine gerek yoktu.

••••••••

Akşam yemeği yendikten sonra, Melis eve gitmek için yanımızdan ayrılmıştı. Babaannem, benim de ileride aile şirketinde çalışacağımı duyunca çok sevinmişti. Dedemin, Melis'e yaptığı teklifler için de çok sevindiğini ayrıca belirtmişti. "Melis için yaptıkların adına teşekkür ederim dede." dedim.

"Teşekkür etmene gerek yok güzel kızım. Melis'de bir torunum sayılır. Onu orada yalnız bırakmak hiç içime sinmiyorken, zor koşullar altında yaşamasına izin veremezdim." dedi.

Ben başımı sallamakla yetinince, dedem konuşmaya başladı "Kızım Derenle beraber seçtiğiniz mobilyalar yarın gelecek. Senin için ayarladığımız odayı sevmediysen, kendine başka bir oda seçebilirsin." dedi.

"Benim için seçtiğiniz odayı çok sevdim. Değiştirmek istemiyorum." dedim, gülümseyerek.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

Vote ve yorum yapmayı unutmayınız.

Continua a leggere

Ti piacerà anche

BİR KÜÇÜK SIR Da Betüş

Narrativa generale

1.9M 132K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
Bir Tanem 2 Da esin_1907

Romanzi rosa / ChickLit

110K 4.3K 24
Nida ve Kuzey.Birbirleri için yaratılmış iki insan. Babası yüzünden sevdiğinden ayrılan bir kız ve sevdiğini unutmaya çalışan bir erkeğin hikayesi. B...
GÖLGESİZ Da Ssibellasibell

Narrativa generale

1M 56K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
Mucize'm Da Zeynep

Narrativa generale

11.7K 661 58
"Ne yapıyorsun?" dedim, arkamda olan Umut'a dönerken. "Seni takip ediyorum," dedi, gözlerime bakarak. "Yanımda yürüyerek de beni takip edebilirsin,"...