MÜHÜR

By gizlibiradetyazar

71.7K 4.4K 2.2K

Baş melek Raphael, cennete karşı karşı gelen Lucifer'ı cezalandırmak adına güçlerini ve ilk aşkı olan Lilith'... More

1-'Yeni Arkadaşlar'
2-'Duman'
3-'Park Alanı'
4-'İlk Gün'
5-'Uyku Hali'
6-'Gariplikler'
7-'Yarış'
8-'Beraber Takılmak'
10-'Ölüm'
11-'Anlaşma'
12-'Mühür'
13-'Ateşiniz Bol Olsun, Şeytanlar!'
14-'Lilith'
15-'Esir'
16-'Melekler'
17-'Melekler vs. Şeytanlar'
18-'Zebaniler'
19-'Kaçmayı Denemek'
20-'Beklenmedik Yardım'
21-'Duygular'
22-'Sakinleştirme'
23-'Gerçek Bir Şeytan'
24-'Çığlık'
25-'Farklı Bir Gün'
26-'Azazel'
27-'Şeytan Kandırmacası'
28-'Lilith'in Kardeşi'
29-'İtiraf'

9-'Sinema'

2.1K 143 77
By gizlibiradetyazar

"Sekiz tane pizza menüsü alalım biz o zaman." Siparişleri verdikten sonra yavaşça arkama yaslandım. Hep birlikte pizzacıya gelmiştik. Ancak daha ilk dakikadan ters bakışlar, ufak tefek laf atmalar başlamıştı. Benim karşımda Lucifer oturuyordu. Ondan, hatta onlardan uzakta durmaya çalıştıkça daha da yakınıma geliyorlardı.

"Uzun zaman oldu Daisy." Sessizliği bozan Elizabeth'di. Ses tonu tehlike doluydu. Daisy soğuk bir gülümsemeyle yanıtladı.

"Evet, şu kaybınızın üstünden epey geçti." Lucifer'in yüzü sertleşti. Masanın altında ellerini yumruk yaptığını görebiliyordum. Acaba kayıp derken neyden bahsediyorlardı? Ölmüş biri olamazdı herhalde, Daisy bununla alay etmezdi.

"Gördüğün gibi şimdi de geri döndük. İstediğimizi alıp döneceğiz." Bunu söyleyen Ava'ydı. Derek aynı Daisy gibi soğukça gülümsedi.

"Eliniz boş döndüğünüzde aşağıda verilecek tepkiyi çok merak ediyorum." Eli boş dönmek mi? Aşağıda verilecek tepki mi? Neden böyle şifreli konuşuyorlardı? Ruth da benim gibi hiçbir şey anlamamış olduğundan izlemekle yetiniyordu.

"Bana kimsenin karşı çıkmaya cesareti olmadığını hala öğrenememişsin," Lucifer araya girmişti. Gözlerinden ateş çıkacak gibiydi. Hatta şu an herkes bir anda ayağı kalkıp birbirine girebilirdi, öyle bir gerilim vardı. Karşıdan gelen garsonu görmemle bağırdım.

"Geldi!" Gereğinden fazla yüksek çıkan sesim garipsenmiş olmalı ki bütün yüzler bana doğru sönmüştü. Sesimi biraz daha alçalttım. "Bakın, pizzalar geldi. Soğutmadan yiyelim." Neyse ki garsonun servise başlamasıyla herkes önüne dönmüştü. Derince bir nefes aldım ve Ruth'a ters bir bakış atarak koltuğa yaslandım. İnsan önce bir sorardı, geldiklerinden beri bu iki grubun birbirine nasıl nefretle baktığını görememiş miydi?

Lavaboya gitme ihtiyacı hissettiğimde yavaşça ayağı kalktım. Ruth sorarcasına bana baktığında ona doğru eğilip, "Lavaboya gidiyorum." diyerek açıklama yaptım. Kafasını salladı. Benimle gelmek istememesine şaşırmıştım çünkü özellikle yakın arkadaşların lavaboya beraber gitme gibi bir huyu vardı. Ancak tam karşısında Nicholas'ın oturduğu ve beraber sohbet ettikleri düşünülürse bu normaldi.

Garsondan lavabonun yerini öğrendikten sonra hızlı bir şekilde gidip işimi halletmiştim. Pizzamın soğumasını istemiyordum. Lavaboda ellerimi yıkadıktan sonra kapıya uzandım. O anda kapı gürültülü bir şekilde açıldı.

Büyük bir şaşkınlıkla karşımda dikilen Lucifer'e baktım. "Sen burada ne arıyorsun?" Kapıyı kapatıp kilitlediğinde geriledim. "N-ne yapıyorsun?"

"Onlardan uzak durmanı söylemiştim. Görüşüne bakılırsa bunu hatırlıyorsun." Kaşlarımı çattım.

"Bu hafıza olayını nasıl yaptın bilmiyorum ama seni dinleyecek değilim." Bana doğru bir adım attığında, "Yaklaşma!" diye uyardım. Göz temasından kaçınmaya özen gösteriyordum.

"Sana zarar vereceğimi mi düşünüyorsun?" Yutkundum. Tam gözlerimin içine bakıyordu.

"Senden korkmuyorum." dedim net bir ses tonuyla. Tamam, şu an biraz gergin sayılabilirdim ama bu yalnız olduğumuzdan dolayıydı. Üstelik kadınlar tuvaletine girmişti!

"Bedenin bunun tam aksini kanıtlıyor ama." derken beni boydan boya süzdü. O sırada sırtımda bir sertlik hissettim. Ah, duvara yaslandığımı fark etmemiştim bile. Yaklaşarak kulağıma fısıldadı. "Beni iyi dinle, Kızıl." Yüzüm yanmaya başlamıştı. Bu kadar yakın olmak zorunda mıydı?

"Onlardan uzak dur. Bu sana son uyarım." Geri çekildiğinde derince nefesimi verdim. Nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim. Daha fazla beklemeden kapının kilidini açtı ve çıktı. O çıktığı gibi duvara geri yaslandım. Bu yakınlığı beni ürkütüyordu.

Yüzümün daha fazla yanmasına izin vermeden yüzüme su çarptım. Lavaboda birkaç dakika daha oyalandıktan sonra masaya geri döndüm.

Yemekler sessiz ve sakin bir şekilde yenildikten sonra kalkmıştık. Şimdi otoparkta yan yana duran simsiyah ve bembeyaz arabaya doğru bakıyorduk. Derek'in arabasına doğru yönelmişken bir ses beni durdurdu. "Sen bizim arabaya, Kızıl." Lucifer'e doğru baktım.

Tam da olay çıkaracak gibi duruyordu. "Anna bizimle geliyor." Derek'in sert sesi araya girdi. Dudaklarımı birbirine bastırdım, bu her gergin olduğumda yaptığım bir şeydi. Lucifer kaşlarını çattı. Bir şey demeden yanıma geldiğinde gözlerimin içine bakıyordu.

"Benimle gel. Yoksa birileri bugün fena halde dayak yiyecek." Kaşlarımı çattım.

"Beni böyle zorlayamazsın." Lucifer bu sefer sırıttı.

"Tamam o zaman, benim için fark etmez." diyip Derek'e doğru yöneldi. O anda sıkıca kolunu kavradım. Kavga etmelerine izin veremezdim. Üstelik Lucifer daha güçlü gibi duruyordu, Derek'i kötü hale getirebilirdi.

"Tamam." dedim fısıltıyla. "Geliyorum, yeter ki bugün kavga etmeyin." Sırıtması yüzüne yayılırken Derek'e doğru baktı. Boğazımı temizledim. "Ben Lucifer ile gideyim, sinema salonunda görüşürüz olur mu?" Derek'in sinirlendiği belli oluyordu. Daisy öksürdü.

"Tamam Anna, orada görüşürüz." Derek'e doğru bakıp sıcak bir şekilde gülümsedim. Onlarla gelmiştim, şimdi Lucifer'in arabasına binmem doğru değildi ama sorun çıksın istemiyordum. Derek'in yüzü gevşedi, hafif bir şekilde gülümsediğinde Lucifer'in arabasına yöneldim. Bunu anlayışla karşılaması gerçekten iyi olmuştu, onlarla aramı bozmak istemiyordum. Arka kapılardan birini açacağım sırada biri kolumu sertçe tuttu.

Şaşkınlıkla kolun sahibine baktım. "Ön koltukta oturacaksın." Öfkeli sesi zihnimde yankılanmıştı. Şaşkınlığımın yanına öfke de eklenince kolumu sertçe çektim. Ters bir şekilde,

"Bunu düzgün bir şekilde de söyleyebilirdin." dedim ve ön tarafa yöneldim. Bu çocuğun sorunu neydi? Ah, bunu sormayı uzun zaman önce bırakmış olmam gerekiyordu. Lucifer'i anlamak imkansızdı.

Kısa süren bir araba yolculuğundan sonra sinema salonuna gelmiştik. Arabalar yine otoparka park edilmişti, şimdi de hep beraber ne izleyeceğimize bakıyorduk. Herkes sessiz bir şekilde duruyordu. Kimse film seçecek gibi durmuyordu.

"Bence," dedim sessizliği bozarak. "Vizyona yeni giren şu korku filmine girelim." Ruth da ben de korku filmine bayılırdık. Her onlara gittiğimde izlerdik. Tabii sonra korkudan uyuyamazdık ve sabaha kadar uyanık kalırdık.

Elizabeth kahkaha attı. "Bence harika fikir! Biraz gülmek bizim de hakkımız, değil mi?" Garip bir şekilde ona baktım. Korku filminde gülmekten mi bahsediyordu?

Film herkes tarafından kabul edildiğinde biletler alındı. Bir sonraki seans tam on dakika sonra başlıyordu. Erkekler mısır bölümüne yönelirken biz de salona yöneldik. İçeri girdiğimizde ışıklar daha sönmemişti, üstelik kimse yoktu. Ortalara doğru yöneldiğimde Ruth da peşimden geldi. Oturduğumda o da yanıma oturdu. "Bu ne gergin ortam, bir de üzerine korku filmi izleyeceğiz." dedi kaşlarını çatarak.

"Bana söylemeden onları çağıran sendin Ruth." dedim suçlarcasına. Buna karşılık hiçbir şey demeden önüne döndü. Haklı olduğumu biliyordu tabii. Daisy bize doğru gelirken yanımda bir hareketlilik hissettim.

Elizabeth yanıma oturmuş, bana gülümsüyordu. Daisy duraksadı ancak sonra Ruth'un yanına oturdu. Ava da Elizabeth'in yanına geçmişti. Erkekler de geldiğinde bir arkamızdaki koltuklara yerleştiler.

Herkes oturduğu anda ışıklar söndü. Film başlıyordu.

Filmin başlamasının üzerinden yirmi dakika geçmişti. Bol bol kanlı ve iğrenç bir filmdi. Hem korkutuyor hem de mide bulandırıyordu. Kulağımda bir nefes hissettiğimde irkilerek arkamı döndüm. "Sakin ol Kızıl." Bu Lucifer'den başkası değildi. "Eğer korkuyorsan yanıma gelebilirsin." Kaşlarım çatıldı.

"Yok, kalsın." dedim fısıldayarak. Bu sırada telefonuyla uğraşan Ruth'u fark etmiştim. "Hey," dedim aynı sessizlikle. "Filmi izlemiyor musun sen?"

Kafasını kaldırarak bana baktı. Yüzünün rengi atmıştı. "Ruth?" dedim afallayarak. "Sen iyi misin?" Telefonu çantasına attı.

"Rosalinda. Gitmem gerek." Yutkundum.

"Ne olmuş? Bir sorun mu var?"

Derince nefes aldı. "İyi değilmiş. Herkese saldırmaya başlamış." Duraksadı. Sonra devam etti, "Söylediği tek şey 'Şeytanlar ve melekler burada, Greenwood'da' cümlesiymiş." Üzgünce ona baktım. "Ben iyileşeceğini düşünürken durumu daha da kötüye gidiyor Anna."

Elini tuttum. "Gelmemi ister misin?" Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Seni görmesi iyi olmaz, kendim gidebilirim." Kafamı salladım. Ruth hızlıca çıkarken herkes bu tarafa doğru baktı.

"Ruth nereye gidiyor?" Daisy'in sorusuna karşılık hafifçe tebessüm ettim.

"Bir işi çıkmış, yarın görüşeceğiz artık."

Rosalinda, Ruth'un kardeşiydi. Bizden bir yaş küçüktü. Bazı psikolojik  sorunları vardı. Benden hiçbir zaman hoşlanmamıştı, ne zaman Ruth'a gitsem bakışlarıyla rahatsız ederdi. Sonrasında nöbetler geçirdiğinden hastaneye yatmak zorunda kalmıştı. Aslında son zamanlarda iyiydi, iyileşiyor gibiydi. Bir anda ne olmuş olabilirdi?


Flasback-

"Hoş geldin Anna! Geçsene içeri, filmi ayarladım bile." Anna, Ruth ile sarıldıktan sonra koltuklardan birine geçti.

"Rosalinda yok mu?"

"Odasındaydı en son. Ama gelmesin zaten, korku filminden etkileniyor o. Son izlediğimizin etkisinden çıkamadı hala." Anna anladığını belirtircesine kafasını salladı. Tam o sırada merdivenin başında Rosalinda belirdi. Anna onu fark etmişti, hafif bir şekilde gülümsedi.

"Merhaba Rosalinda, nasılsın?" Rosalinda boş bakışlarla Anna'ya doğru bakıyordu. Birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra ablası Ruth'a döndü.

"O neden geldi?" Anna şaşırmıştı. Rosalinda ile fazla sohbet etmezlerdi ama kendisinden hoşlanmadığını bilmiyordu.

"Film izleyeceğiz dedim ya Roz. Hem sen odana git, etkilenirsin sonra." Rosalinda sert bakışlarını Anna'ya yöneltti. Anna aynı şaşkınlıkla ona bakıyordu.

Rosalinda Anna'ya doğru ilerledi. Aralarındaki mesafe azalmıştı. Dikkatli bir şekilde Anna'yı inceledi. Sonrasında gözlerini yumdu. "Sen..." dedi tehlikeli bir ses tonuyla. "Kıyameti getiriyorsun."

Odada derin bir sessizlik vardı. Ruth hafifçe kahkaha attı. "Tatlım, şakanın sırası değil. Hadi odana."

Rosalinda gözlerini açtı ve kaşlarını çattı. "Cehennemi getirdiğini göremiyor musun?! Herkes ölecek!" Bağrışı Anna'yı ürkütmüştü. Ruth ciddileşerek Rosalinda'ya baktı.

"Hemen odana çıkıyorsun Roz. Sana bir daha korku filmi falan yok." Rosalinda ürkütücü bakışlarıyla Anna'ya bakmaya devam etti. Ardından yavaş adımlarla merdivenlere yöneldi.

Ruth Anna'nın yanına otururken açıklama yapma ihtiyacı hissetti. "Dün akşam bir korku filmi izlemiştik. Orada bir kızı sana çok benzetti. Bence alakanız yoktu ama her neyse, onun etkisinde kalmış olmalı." Anna az önceki şaşkınlığını örterek gülümsedi.

"Anladım, sorun değil."

Ama hepsi büyük bir sorunun geleceğinden habersizlerdi.



Bu Rosalinda ne ayak sizce...

Anna-Lucifer mi, Anna-Derek mi? Bir de bunlara ad bulmak lazım...

Bana ulaşmak isterseniz buradan ya da instagramdan mesaj atabilirsiniz.^^

Continue Reading

You'll Also Like

2.5M 77.8K 54
Babasının borcu yüzünden genç kızı alı koyan Karahan başına büyük ama tatlı bela alır... Genç kız Karahandan küçük olmasına rağmen yalnız adama eş ol...
23.9K 2.5K 20
Vampirler ve cadılar yüzyıllardır birbirinden nefret eder ve birbirlerine yaklaşmazlardı İki kişi bu geleneği bozana kadar #Elf 1🥇2024:04:26 #Vampir...
78.1K 2.3K 82
İşini ailesi gibi gören bi psikolog ve sinirlenince kimseyi tanımayan mafya aşka inanmayan adama aşkı öğreten kadın💖 Ateş ❤️ Ezgi
919K 20.9K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...