MÜHÜR

Od gizlibiradetyazar

71.7K 4.4K 2.2K

Baş melek Raphael, cennete karşı karşı gelen Lucifer'ı cezalandırmak adına güçlerini ve ilk aşkı olan Lilith'... Více

1-'Yeni Arkadaşlar'
2-'Duman'
3-'Park Alanı'
4-'İlk Gün'
6-'Gariplikler'
7-'Yarış'
8-'Beraber Takılmak'
9-'Sinema'
10-'Ölüm'
11-'Anlaşma'
12-'Mühür'
13-'Ateşiniz Bol Olsun, Şeytanlar!'
14-'Lilith'
15-'Esir'
16-'Melekler'
17-'Melekler vs. Şeytanlar'
18-'Zebaniler'
19-'Kaçmayı Denemek'
20-'Beklenmedik Yardım'
21-'Duygular'
22-'Sakinleştirme'
23-'Gerçek Bir Şeytan'
24-'Çığlık'
25-'Farklı Bir Gün'
26-'Azazel'
27-'Şeytan Kandırmacası'
28-'Lilith'in Kardeşi'
29-'İtiraf'

5-'Uyku Hali'

2.4K 164 50
Od gizlibiradetyazar

Normal şekilde geçen bir günün ardından nihayet zil çalmıştı. Evet, bunu söyleyen bendim. Her dersi can kulağıyla dinleyen ben. Ama bugün üzerimde bir durgunluk vardı. Tek istediğim eve gidip yatmaktı.

"Anna! Çıkışta ne yapıyorsun?" Daisy'nin sesiyle ona doğru döndüm.

"Ben.. şey, eve gideceğim." dedim çantamı düzeltirken. Bir yandan da 'takılalım mı?' diye sormaması için dua ediyordum. Reddetmem kabalık olurdu ama çok yorgun hissediyordum.

"Kesinlikle evde olmalısın. Annem annenle tanışmış, bu akşam ufak bir ziyarete geliyoruz." İstemsizce kaşlarımı kaldırdım. Annemin yoğun çalışma saatlerinden dolayı pek misafir gelmezdi. Üstelik gelecekler kasabamızda yeni olanlardı. "Yani eğer rahatsız olduysan-"

"Yok yok! Sadece, annemin bu akşam nöbette olacağını sanıyordum." Daisy gülümsedi.

"Bizi davet ettiğine göre bu akşam yok demek ki. Her neyse, akşam görüşürüz!" diyip sınıftan çıktıktan sonra Ruth ile birbirimize baktık. Bunu o da garipsemiş olmalıydı. Evet, bakışlarımızla konuşabiliyorduk.

Sonunda sınıftan çıkmıştık. Koridorda ilerlerken arkamda birkaç gölge hissetmiştim. Refleks olarak kafamı çevirdiğimde onları gördüm. Lucifer ve grubunu. Böyle de garip oldu sanki? Ama isimleri tek tek sayacak değilim ya!

"Akşam sıkıntıdan patlayacağını düşünüyorum, hatta buna eminim. Bize gelmeye ne dersin?" Elizabeth'in ani daveti karşısında afalladım. Daisy ile konuştuklarımızı duymuş olmalıydı.

Boğazımı temizledim. "Bu uygun olmaz. Belki başka zaman?" Bozulacağını düşünürken samimi bir şekilde sırıttı.

"Tamam o zaman. Görüşürüz Kızıl." 'Kızıl' derken Lucifer'e bakış atmayı ihmal etmemişti.

Ruth beni arabayla eve bıraktıktan sonra gitmişti. Aslında ona kalması için ısrar etmiştim ama evde işleri olduğunu söyleyerek gitmişti. Biraz gergin sayılırdım, daha bugün tanıştığım insanlar evimize gelecekti. En azından Ruth bizde olsaydı bir şekilde atlatabilirdim.

Derince nefes aldıktan sonra içeri girdim. Mutfaktan aldığım güzel yemek kokularına bakılırsa annem gelmişti. "Ben geldim!" diyerek seslendim.

"Hoşgeldin tatlım. Acıktıysan gel bir şeyler atıştır." Mutfağa girdiğimde annemi önlük ve eldivenle gördüm. Kaşlarımı kaldırarak,

"Misafirlerimiz var anlaşılan." dedim. Annem tebessüm etti.

"Evet evet, aynı zamanda senin sınıf arkadaşlarının anneleri oluyormuş. Bugün hastanede tanıştık," Boğazımı temizledim.

"Daha yeni tanıştığın insanları eve davet etmek pek senlik değil?" Soru sorduğumun farkına varmıştı. Yüzü ciddileşti.

"İyi bir kadına benziyor. Kocası işleri dolayısıyla yurtdışına çıkmış. Buraya yeni geldikleri düşünülürse, yalnız hissetmelerini istemedim. Kadınlar birbirine destek olmalı, değil mi?" Gülümsedim. Böyle düşünceli bir annem olduğu için şanslıydım.

"Haklısın. Ben şimdi kıyafetlerimi çıkarayım. Sonra sana yardıma gelirim." Annem kafasıyla onaylarken bir yandan fırındaki keki çıkartıyordu. Vakit kaybetmeden odama yöneldim.

Üzerime rahat ama pijama olmayan bir şeyler geçirdikten sonra salona geçmiştim. Mutfakta yapacak iş kalmamıştı. "Lexi nerede?" diye sordum. Yokluğunu daha yeni fark ediyordum. Bugün kafam oldukça dağınıktı.

"Odasında. Ödevlerini yaptıktan sonra bilgisayarda oynamak istedi. Hala kalkmamış anlaşılan." Oyuna daldığı zaman saatin farkında olmuyordu. Ayağı kalktım ve odasına doğru ilerledim. Küçük hanımefendinin gerçek hayata dönme zamanı gelmişti.

Kapıyı yavaşça araladığımda annemin dediği gibi bilgisayarla oynadığını gördüm. "Hey!" Seslenmemle bana doğru döndü.

"Biraz kibar olsan da girmeden önce kapıyı çalsan." Yine şu çok bilmiş laflarına karşılık kaşlarımı çattım.

"Bu kadar uzun süre bilgisayarla oynanmaz. Hadi içeri gel." Oflayarak bilgisayarın kapatma tuşuna bastı. Beraber odadan çıkarken çıkarken annem seslenmişti.

"Misafirlerimiz birazdan gelir. Hem Anna'nın sınıf arkadaşlarıyla tanışmış olacağız." Lexi gözlerini büyüttü. Bağırarak,

"Lucifer mi geliyor?!" dedi. Heyecanlanmışa benziyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktım. O ise omuz silkmekle yetindi.

Neden benim kardeşim de yaşıtları gibi bir şeyden anlamayıp barbie bebeklerle falan oynamıyor?

"Lucifer de kim?" Annemin sorgulayıcı bakışları beni bulmuştu. Yahu bu kadın ne ara mutfaktan buraya gelmişti?

"Hiç kimse anne." dedim geçiştirerek. Tek kaşını kaldırıp bir süre bana baktıktan sonra mutfağa geri girdi. Yüz ifademden bir şey çıkaramamış gibiydi. Lexi'ye uyarı dolu bakışlarımı yollayacağım sırada zil çaldı.

Lexi, "Ben bakarım!" diye bağırıp kapıya koşturduğunda peşinden ilerledim. O çoktan kapıyı açmıştı. Gelenleri süzmeye başladım. İçeri sarışın bir kadın, Daisy ve Derek girmişti. İkisi bana gülümseyerek selam verirken aynı şekilde karşılık verdim.

"Anna, Tanrım! Çocuklarımın söylediği kadar varsın. Ne kadar da güzelsin!" Utangaç bir şekilde gülümsedim. Kendime iltifat edilmesini fazla sevmezdim. Çünkü utanıyor ve ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Onu utandırıyorsun Belle." Annem nihayet gelebilmişti. Ancak bu açıklaması pek de işe yarar değildi. "Ayakta kaldınız, salona geçelim."

Hep birlikte oturduğumuzda Bayan Belle'nin açık kahve gözleri benim üzerimdeydi. Bakışları bana tanıdık geliyor gibiydi ancak çıkaramıyordum. Belki de onu daha önce görmüştüm.

"Derek iyi ama Daisy alışmakta oldukça zorluk çekiyor." Bayan Belle'nin sözleri üzerine annem araya girdi.

"Anna'nın ona yardımcı olacağına eminim." Topu bana atmıştı. Gülümseyerek onayladım. Gerçi bana pek de zorluk çekiyor gibi gelmemişti.

"Ben de eminim, Kelly." Aynı samimiyetle bana gülümseyerek baktı. Kısa bir tebessümün ardından geriye doğru yaslandım. Annemler başka konular hakkında konuşmaya başlamıştı.

Üzerimdeki halsizlik bir türlü geçmek bilmiyordu. Akşam çok da geç yatmış sayılmazdım. Belki de hasta olacaktım. "Gençler sohbetimizden sıkılmış olmalı." Bayan Belle'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Anna, tatlım isterseniz siz odanıza geçin. Daha sonra yemek için gelirsiniz." Kafamla onayladım ve ayağı kalktım.

"Odam bu tarafta." diyerek sol taraftaki kapıyı gösterdikten sonra ilerlemeye başladım. Daisy ve Derek de peşimden geliyordu.

Odaya geldiğimizde Daisy ve ben yatağa, Derek de çalışma masasının sandalyesine oturmuştu. Birkaç dakika konuşmadan durmamızın ardından sessizliği Daisy böldü.

"Odan ne hoşmuş." Hafifçe gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Aslında fazla bir gösterişi yoktu. Bej ve açık kahve tonlarından oluşan bir odaydı. Yatak da ranzaydı, Lexi ile birlikte yatıyorduk. Bunun dışında bir odamız daha vardı ancak Lexi bana bağlı olduğundan ayrı kalmak istemiyordu.

"Biraz garip oldu sanki gelmemiz. Yani yeni tanıştık, yadırgaman çok normal." Bu doğruydu ama onların kötü hissetmesini istemezdim.

"Hayır hayır, öyle anlamayın lütfen. Sadece bugün biraz yorgun ve halsizim. Üşüttüm sanırım." dedim samimi olmaya çalışarak. Bu doğru sayılırdı, gerçekten modumda değildim.

Uzun süredir sessiz kalan Derek konuştu. "Bu sene fazla yeni öğrenci geldi sanki." Güldüm.

"Evet, öyle oldu." Aklımı kurcalayan o soruyu sormakla sormamak arasındaydım. Lucifer ve diğerleri ile tanışıyorlar mıydı? Bugünkü gerilimi anlamamak için salak olmak gerekirdi. Belli ki aralarında bir şey geçmişti. Boğazımı temizledim. "Aslında şey..."

İkisi de sorarcasına bana baktı. Uzatmadan soruma devam ettim. "Diğer yeni gelenlerle daha önceden tanışıyor musunuz merak ediyorum." Derek'in kaşları çatılmıştı. Ancak bu Daisy boğazını temizledikten sonra düzeldi.

"Tanışıyoruz diyelim." Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Aynı yerden falan mı geliyorsunuz?"

"Hayır." Derek'in keskin sesi susmama neden oldu. Sanırım özel bir konuydu. Gözlerimi kaçırarak,

"Üzgünüm, yani-" Derek sözümü kesti.

"Önemli değil Anna." Gülümsüyordu. "Bu tatsız bir konu sadece."

"Sen anlat bakalım." diye konuyu değiştirdi Daisy. "Sevgilin falan var mı? Gerçi bugün yanında kimseyi görmedim ama." Belli etmemeye çalışarak yastığa dayandım. Şu an burası o kadar rahat geliyordu ki şuracıkta uyuyabilirdim.

"Yok, fazla ilgilenmiyorum." diyerek cevap verdim. Daisy sırıttı.

"Seninle ilgilenenler fazla gibi sanki." Gözlerimi devirsem de gülmüştüm. Koridordan geçerken süzen, laf atan çocuklardan bahsediyor olmalıydı.

"Dediğim gibi ben ilgilenmiyorum." Derek de sırıtmıştı. Sohbet ilerliyordu ancak benim uykum vardı. Hem de feci bir şekilde.

Havadan sudan sohbetlere devam ederken Derek de yanımıza gelmişti. Tam kendimi yasladığın yastığın o tarafta duruyordu. Kaslı olduğu belli olan geniş göğsü dikkatimi çekmişti. Hayır, tabii ki o anlamda değil. Lucifer de yapılıydı. Hatta baklavaları olduğuna emindim.

Yüzümü buruşturdum. Şimdi o aklıma nereden gelmişti ki? Düşüncelerimden sıyrılarak Daisy'nin anlattıklarını dinlemeye devam ettim. "Ben anneme bakıp geliyorum." diyerek odadan çıkarken gözlerim hafifçe kapandı.

İstemsizce Derek'in göğsüne doğru yatmıştım. Niye böyle bir şey yaptığımı bilmiyordum. Üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki, gözlerimi açık tutamıyordum. Hafifçe kıpırdandığımda Derek fısıldadı. "Rahat ol. Benim için sorun yok." Belki birkaç dakika gözlerimi dinlendirirsem geçerdi.


Yüzüme güneş ışıklarının gelmesiyle gözlerimi araladım. Bu çok sinir bozucuydu! Kışın ortasında güneş nereden çıkmıştı? Etrafa bakarken en son Derek'in yanında gözlerimi kapattığımı hatırladım.

Kahretsin! Misafirler varken, hem de onların yanında uyuyakalmıştım! Üstelik normalde olmayan bir şekilde dinlenmiş ve uykumu almış gibi hissediyordum. Ah, güneş çoktan doğmuştu! Okula geç kalmıştım, alarmı da duymamıştım. Bana neler oluyordu böyle? Ayağı fırlayarak telefonuma uzandım.

12.32

Bu kadar saat uyumuş muydum? Misafir ağırlarken onların yanında uyuyakalan biri olarak ilke imza atacaktım! Hızlı olmaya çalışarak odamdan çıktım. Üzerimdeki o tatlı uyku bulutları çoktan dağılmıştı.

"Anne! Evde misin?" Ses gelmedi. Hastaneye gitmiş olmalıydı. Lexi de okuldaydı. Beni nasıl uyandırmamışlardı? Mutfağa girdiğimde dolabın üzerindeki notu fark ettim.

Akşam biraz ateşin vardı, dinlenmen için uyandırmadım. Bu gece nöbetteyim, yarın görüşürüz tatlım!

Not annemdendi. Bir ara onu aramayı aklımın köşesine yazdıktan sonra odaya geri döndüm. Ateşim mi çıkmıştı? Ama ben yorgunluk dışında hiçbir şey hissetmemiştim. Üşümem gerekmiyor muydu? Oflayarak dolabı açtım ve giyeceklerimi hazırlamaya başladım. Öğleden sonra okula gitmeliydim. Daha fazla ders kaçıramazdım.

Giyinip çıktıktan sonra kısa sürede okula varmıştım. Şimdi Derek'i bulup ona karşı mahçup olduğumu söylemeliydim. Kantine kahve almak için uğramışken köşedeki masada oturduklarını gördüm. Neyse ki onları aramama gerek kalmamıştı. Daisy bana el salladığında mahçup bir şekilde gülümsedim. Kahveyi alıp onların yanına doğru ilerledim.

"Günaydın, uyuyan güzel." Derek'e baktım. Gülüyorlardı. Anlaşılan alınmamışlardı.

"Ya gerçekten kusura bakmayın, bir an içim geçmiş ve uyuyakalmışım." Dudaklarımı birbirine bastırarak Derek'e baktım. "Üstelik seni biraz yastık olarak kullanmış olabilirim." Daisy kahkaha attı.

"Daisy'den alışkınım ben," diyerek yanıtladığında ben de kıkırdadım. Yanlarındaki boş sandalyeye otururken kantinin girişinde beni izleyen bir çift göz hissetmiştim.

Lucifer'in sert ve öfkeli bakışları üzerimdeydi.



Cumartesi günü bölüm aksadı üzgünüm... ama eski sıklığıyla gelmeye devam edecek❤️

Derek ve Daisy'i sevdiniz mi bakalım?

Sizce Lucifer ve takımıyla Derek-Daisy arasında ne gibi bir sorun var?

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

920K 20.9K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
275K 18.6K 32
"Sakın onun adını anma." "Neden?" "Eğer yaparsan sana sonsuza kadar sahip olur." ~~~~ "Büyü zayıflıyor Aria. Sen ölmek istesen bile o buna izin verme...
198K 8.2K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
195K 16.1K 42
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...