GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 16/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈G /21⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /25⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 37/G ⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈 G /40⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈2/G⭐

22.4K 876 111
By kmsrl78

2. Bölümle merhabaaa.. Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.
Keyifli okumalar..
.....

Binaya giriş yaptığımda köpeğim Tarçın'ın ve kedim Garfield'ın seslerini duyuyordum. Kapıdan girince ayağıma dolanan yavrularıma baktım.

"Şş tamam anneniz geldi. Sessiz olun lütfen."

Tarçın daha sesli havlamaya başlayıp üstüme tırmanmaya başladı.

"Tamam koca oğlan mamanı veriyorum şimdi."

Çantamı ve poşeti mutfakta  camın önünde ki masaya koydum.  Küçük L şeklinde tezgahım, duvarda küçük bir dolap bardakların ve tabakların olduğu, ve tezgahın hemen yanında boydan 4 kapaklı bir dolap vardı. Cam kenarında da  3 kişilik yuvarlak bir masa vardı.

Camın önündeki kaplara mamalarını koyup odama ilerledim. Kapının yanında ki dolabın kapaklarını açıp rahat bir şeyler giymek istiyordum. Garfield'lı pijamalarımı alıp giydim. Garfield'a hayran biriydim. Kedim de aynı onun gibiydi. Şişman, gür ve sarı tüylü, bir o kadar da yemeğe ve uyumaya aşık bir kediydi.

Tarçın ise ona oranla daha hareketliydi. Uyumayı pek sevmezdir. Tarçın'ın ismini ise tüylerinden ve tarçına alerjim olduğu için koymuştum. Tarçının tüyleri hem kıvır kıvır hemde koyu kahverengiydi.

Salonum daki hamağıma kurulduğum da bütün yorgunluğumun bir anda hafiflediğini hissetmiştim. Elime aldığım Harry Potter serisinden biriydi. Bir kaç karaktere hayrandım. Onlardan biriside Harry'dı. Aslında okuduğum kitabı bir daha okumaya başladığımda gözüm kapanmak üzereydi..

~~~~
Ata Martin Aras

Kafeden çıktığım da orada olanları unutmaya çalıştım. Çünkü eğer unutmassam ve daha da sinirlenirsem günümün güzel geçmeyeceğini biliyordum.

İlk başta önceden rezervasyon yaptırdığım otele gitmek istedim. Hem eşyalarımı bırakırdım hemde üstümü değiştirirdim. Bir taksi çevirdiğim de otelin ismini söylemem gerekmişti.

Otelde ki odama girdiğimde vakit kaybetmek istemedim. Hemen üzerimi değiştirip çıktım. O sırada çalan telefonumu cebimden çıkarıp arayana baktım. İtalya'daki Türk arkadaşım arıyordu.

"Kardeşim, nasılsın? İndin sanırım uçaktan?"

"İyiyim kardeşim. Evet indim oteldeydim bende."

"Ben şey diye aramıştım. Motorun ve diğer eşyaların bir kaç güne Türkiye'de olur."

"Teşekkür ederim ilgilendiğin için."

"Ne demek her zaman. Sen oralarda uzun kalacaksın sanırım."

"Evet kalmayı düşünüyorum. Ama belki de bir bakmışsın tekrar oradayım."

"Umarım öyle olur özletme kendini."

"Pekela, görüşürüz."

"Kendine iyi bak."

Diyen arkadaşımla aramayı sonlandırmıştım. Tekrardan bir taksi çevirip kiraladığım evi görmeye gidiyordum. Ona göre de eşya seçecektim.

Bütün işlerimi bitirip tekrardan otele döndüğümde yorgundum. Yarın eşyalarımın evde olmasını istiyordum. O yüzden yarında yorulucağımı hissettim. Ama bir kaç bir şeye bakmalıydım. Resim çantasını açıp içindeki önemli bir resmi  kontrol etmek istedim. Ama açtığımda resim yoktu. Bütün resimleri saçmıştım etrafa ama onu bulamıyordum. O benim en önemli eserimdi. Herkese basit gibi görünse de üstünde durulması gereken bir resimdi. Düşündüm,düşündüm nerede düşürmüş olabilirdim. Aklıma gelen şeyle ufakça gülümsedim. Kafedeyken resimlerinin ıslanıp ıslanmadığına bakmak için çıkarmıştım. Belkide o sırada uçtu ve farketmedim. Tek dileğim çöpe atmamalarıydı.Yarın ilk işim kafeye gitmek olucaktı.

....

Gökkuşağı Yıldız

Sabah kendimi hamakta bulmuştum. Çoğu akşam yorgunlukla burada uyuyakalabiliyordum. Saate baktığımda 1 saat geciktiğimi anladım. Eğer şimdi kafeye gidemezsem hiç bir şey yetiştiremezdim. Hızla hamaktan inip odama ilerledim. Giyinme odama geçip askılıkların  karşısına geçtiğimde havanın yağmurlu olmasıyla birlikte beyaz bir sweatshirt giymiştim. Hardal sarısı dizimden bir kaç karış yukarıda da bir etek giymiştim. Ve kombinimi siyah kısa postallarla tamamlamıştım.


Makyaj masamın karşısına geçince sadece gözlerimi canlandırmak amaçlı rimel ve eyeliner sürmüştüm. Dünden örülü saçlarımı açtıktan sonra dalgalı saçlarımı küçük iki tutamını toplayıp arkadan tutturmuştum. Küçük askılı çantamın içine gerekli olanları koyup salona geçmiştim. Tarçın'ın ve Garfield'ın mamalarını koyup camın yarısını açıp evden çıkmıştım.

Tabi  camı açtıktan sonra rüzgarın gelişiyle poşetin düşmesini farkedememişti..

Kafeye gelip açtığımda direk mutfağa yöneldim. Saçımı bağlayıp, önlüğümü taktım,eldivenleride elime geçirdiğimde hazırdım.

Fırından çıkarttığım kurabiyelerin kokusu tüm etrafı sarmıştı. Fırından çıkartıp servis tabaklarına koyup hazırladıklarımın yanına koymuştum.

Pastaların süsünü vermekle uğraşıyordum. Son pastanında işi bitince tezgahın önünde bulunan camlı rafa götürdüm.Pastaları koyarken kafenin çanı çaldı.

"Hoşgeldi-....niz."kafamı kaldırmamla gördüğüm kişiyle şaşırdım. Ve lafımın devamını geç birleştirdim. Gelir demiştimde bu kadar erken beklememiştim.

" Benim dün burada resmim düşmüş sanırım. "

" Evet bulmuştum buradaydı. "deyip tezgahın altına yöneldim. Poşeti elime alıp içine baktığımda eve götürmem gereken poşetin burada olduğunu gördüm. Yani o zaman diğeri de evimdeydi. Dudağımı dişleyerek kafamı kaldırdım ve karşımda ki genç adama baktım.

Uzun boylu yapılı, hafif kısık yeşil gözlü, dolgun dudaklı, keskin yüz hatlı ve kirli sakallı, yüzüne orantılı burnu ve biçimli kaşlarıyla tam bir yunan heykeli vardı karşımda. Sanırım bu görüntüyle dilim tutulmuş olabilirdi.

"Hadi sarışın daha fazla bekletme beni. Nerede resmim?"

Tezgahın arkasından çıkıp tam karşısına geçmiştim. Kafamı kaldırıp bakmak zorunda kalmıştım. Yanında biraz küçük kalmıştım da.

"1.bana sarışın demeyin,2.Öncelikle sakin olun, 3.resminiz şuan benim evimde poşetleri karıştırmışım da." dediğimle karşımda ki adamın kaşları çatıldı ve bir adım bana yaklaştı.

"1.senin bu sayılarla takıntın nedir?2. Benim resmim senin evinde nasıl olabilir,3.Hemen şimdi resmimi bana getir!"

Her sayıda bana bir adım yaklaşan adamla şuan aramda bir adımlık mesefa kalmıştı ve o mesefayide ben kapatarak.

"Sayıları kullanmam seni hiç ilgilendirmez 1,sen bana emir veremezsin 2."deyip arkamı dönmüştüm, aklıma gelen şeyle:

“Ve ayrıca sen ne zorba her-..." tam ona tekrar dönerken  kendi ayağıma takıldım ve dengemi kaybettim yere düşmeyi beklerken kendimi sıcak kollarda hissettim. Gözümü yavaşça açtığımda burnumun dibinde ismini hatırladığım Ata Martin'i görmeyi beklemiyordum. Bir eli sırtımda bir eli bacağımdaydı. Filmlerdeki o sahneyi yaşadığıma inanamıyordum.

....

Ata Martin Aras

Kollarımda ki kıza baktım. Derin koyu mavi gözler kendini belli eden ilk şeylerdi. Kokusu lavanta çiçeğinin kokusu gibiydi. Ferah ve rahatlatıcıydı. Sanırım karşımda ki kızdan etkilenmiştim. Kafenin çanı çalıp içeri Bora girdiğinde:

"Mavi abla?" dedi sesinden de anlaşılcağı gibi şaşkındı. Kollarım da ki kız ellerini omuzlarıma koyup destek alarak düzeldi. Yanakları kırmızılaşmıştı o utanmışmıydı. Gülümsememi saklamaya çalışarak karşımda ki ikiliye baktım.

"Ee şey efendim Bora."

"Bir şey yok abla. Öylesine şey ettim."

Kız arkasına dönüp tekrar tezgaha geçtiğinde bana döndü.

"Eğer resminizi istiyorsanız yarın lütfen tekrar gelin."

Resmim aklıma geldiğinde tekrardan bir sinir dalgası sarmıştı bedenimi.

"Pardon da resmimi sizin getirmeniz gerekiyor bana. Ben zaten bugün geldim."

"Benim için önemi yok. Çok istiyorsanız siz almaya gelirsiniz"

"Tabi sizin için bir önemi yok. Sanattan ne anlarsınız ki."

Bunu dememle kızın gözünden bir hüzün geçti. Bunun sebebini anlayamasam da pek takılmamaya çalıştım.

Kimse bilemezdi Gökkuşağı'nın sanata olan hayranlığını, bir sebepten dolayı resim yapmayı bıraktığını da.

" Bunu siz sorgulayamazsınız. Herkesin sanat anlayışı farklıdır."

Diyerek tekrardan bana bir atak yaptı.

"Pekela yarın tekrar gelirim. Ama lütfen yarın resimime hiç bir şey olmadan burada olsun."

Karşımda ki kızın zafer gülümsemesine takılmadan kafeden çıktım.

~~~~
Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız..

Artık yavaş yavaş birbirlerini tanımaya başlıyorlar.

Sizce o aralarda yazdığım yazılara yazmaya devam edeyim  mi?
Gökkuşağı'nın her gün giydiği kıyafetlerin resimlerini atayım mı?

Ve artık heyecanlı ve güzel bölümler bizi bekler.

Sevgiyle kalın 🌠💕

Continue Reading

You'll Also Like

856K 33.9K 30
Soğuk parmaklarının arasında duran yüzüm yanarken ellerimle ceketinin ucunu kavramıştım. Dışarıdan biri görse birkaç dakika önce bağıra bağıra kavga...
4M 113K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
306K 2.2K 22
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
364K 32.2K 29
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da...