Stajyer

By gamzellimm

34.7K 2.2K 822

"Diğer stajyeri bugün seninle aynı bölüme aldım. Onunla çalışmanızı istiyorum. O senden daha önce geldiği içi... More

Tüm Hareketlerin Benden Sorulur
Onunla Flört Etmeye Çalıştığını Anladım
Bilincim Yerinde
Korktum
İstemiyorsan Durdur
Git Louis
Bilmiyorum
Ne Zaman Evleniyorsunuz?
Mutluluk Sebebi
Çok
Nişanlın Olarak
Seni Seviyorum
Özür Dilerim
Hayatta Olmaz
Tanrı Hediyesi
Konuş Onunla
Ortak
En Güzel Hediyesin!
Final

İstemiyor Musun?

1.5K 110 39
By gamzellimm

Evde battaniyeyi üzerime sarmış oturuyordum. Hasta olduğum için işten izin almıştım. Sürekli mide bulantıları ve karnıma giren kramplar yüzünden çok kötü durumdaydım. Kapı çaldığında zorlukla yerimden kalkıp kapıyı açtım. Louis bana endişeli gözlerle bakıp sarıldı. Kollarımı sıkıca ona dolayıp başımı omzuna koydum.

"Parfümünü mü değiştirdin?" geri çekilip kapıyı kapattı.

"Hayır, neden?"

"Üzerinde farklı bir koku var sanki." yüzü değişik bir şekil aldı. Sonra toparlanıp beni salona götürdü. Koltuğa oturtup saçlarımı geriye taradı. "Nereden geliyorsun sen?"

"Hani Bay Morn ile yemeğe çıkmıştık yarım kalmıştı, hatırlıyor musun?" kafamı salladım. "Onunla öğle yemeği yedik. Sonra da buraya geldim." Ben yine midem bulandığında koşturarak tuvalete gittim. Sadece öğürüyordum ve bu ağzımda iğrenç bir tat bırakıyordu. Ağzımı çalkalayıp yüzümü yıkadım. Louis havluyla yüzümü kurulayıp ceketimi bana uzattı.

"Hadi gidiyoruz." yüzüne bakmaya devam ettim. "Hastaneye gidiyoruz. Şu haline bak. Yüzün bembeyaz olmuş. Bu haline dayanamıyorum." Ceketimi giydirip elimi tuttu. Ayakkabılarımı giyip beni sürüklemesine izin verdim. Yol boyunca başımı koltuğa yaslanıp bulantımın geçmesini bekledim.

"Gitmek istemiyorum. Kim bilir neler yapacaklar bana orada." bana sert bir bakış atıp yola döndü.

"Hastalığın sebebini öğreneceğiz Harry. Önemli bir şey olabilir." gözlerim dolduğunda kafamı diğer tarafa çevirdim. Yaşlar çeneme doğru indiğinde dudaklarımın arasından bir hıçkırık kaçtı. Arabayı hastane otoparkında durdurup koluma dokundu.

"Yine ne oldu Harry?" bıkkın çıkan sesiyle daha çok ağlamak istedim.

"Benden sıkıldım mı Louis? Sıkıyor muyum seni?" yumuşak bir sesle cevap verdi.

"Bu da nereden çıktı?" gözlerine bakıp göz yaşlarımı sildim.

"Bıktırdım değil mi seni? Sende bırakacaksın beni." Beni kollarının arasına alıp saçlarımı okşadı.

"Hayır bebeğim, bırakmayacağım seni. Hadi içeri girelim. Hastalığına iyi gelecek bir şeyler yapsınlar." kafamı sallayıp arabadan indim. Elimi tutup beni hastaneye çekiştirdi. Midem sürekli bulanıyordu ve bu sinirlerimi bozuyordu. Sürekli ağlamak istiyordum. Birkaç test yapıldıktan sonra bizi bir bekleme odasına aldılar. Başım Louis'nin omzunda elim ellerinin arasındaydı.

"Biraz uyumak istiyorum." saçlarımı öpüp başını başımın üstüne koydu.

"Uyu birtanem." saçlarımın arasına öpücükler bırakmaya devam etti.

°°°

Gözlerimi açtığımda hala aynı şekilde duruyorduk. Başımı biraz kaldırdığında gözleri beni buldu. "İyi misin?" kafamı sallayıp kulağının altını öptüm.

"Daha ne zaman gideceğiz?"

"Az kaldı. Biraz sonra doktorla görüşeceğim." burnumu boynuna yaklaştırıp kokladım. Yabancı koku geldiğinde yüzümü buruşturup geri çekildim.

"Eve gidince hemen duş al. Senin kokun çok güzel ama bu koku hiç güzel değil. Nasıl üzerine bu kadar sindi ki?"

"Sarıldı bana. O zaman olmuştur." kaşlarımı çatıp ağzımı açmıştım ki yanımızdaki beyaz önlüklü adam Louis'ye gülümseyip elini uzattı.

"Bay Tomlinson, sizi burada görmek ne büyük onur." Louis'de gülümseyip ayağa kalktı. Elini elimden çekip adamın elini sıktı. "Umarım büyük bir sorun yoktur?"

"Erkek arkadaşım için buradayız. Biraz rahatsız." adam bana baktığında gülümsemeye çalıştım.

"Harry Styles?" kafamı salladım. "Bay Tomlinson eğer sorun olmazsa birkaç dakikalığına beyefendiyi almam lazım."

"Ne için? Önemli bir şey mi?"

"Endişelenmeyin. Kötü bir şeyi yok, gibi görünüyor. Emin olmak için son bir işlem yapmamız lazım. Siz biraz dinlenin biz beyefendiyle hemen döneriz." Louis bana baktığında gözlerimi kırpıştırdım.

"Tamam. Burada bekleyeceğim." doktorun peşine takılıp bir odaya girdim.

"Lütfen uzanın Bay Styles ve karnınızı açın." diğer doktora baktım.

"Ne? Neden?" bana anlayışla gülümsedi.

"Bay Stars bize son tetkikimizde yardımcı olacak. Lütfen karnınızı açıp uzanın." yutkunup dediğini yaptım. Diğer doktor yanıma gelip gülümsedi. Karnıma soğuk bir jel değdiğinde irkildim. Doktor ekrana bakıp gülümsemeye devam etti.

"Tebrikler Bay Styles, karnınızda bir canlı taşıyorsunuz." kelimeler kulağımı uğuldatırken tek yaptığım doktorun yüzüne doknuk donuk bakmaktı. Gözlerim dolduğunda karnımın üzerine bir peçete bıraktı. "Karnınızı temizleyebilirsiniz. Henüz çok küçük size ultrason fotoğrafını vereceğim. Bebeğin olduğu yeri işaretledim." Karnımı temizleyip ayağa kalktım. Elime verilen fotoğrafa baktım. Hiçbir hattı belli olmayan bir nohut parçasının etrafı işaretlenmişti.

"Bu dönemlerde duygusallık ve mide bulantıları fazla olabilir. Kendinizi yormamaya dikkat edin. Diğer baba adayı buradaysa onunlada görüşüp birkaç bilgi vermek istiyorum." sadece kafamı sallayıp kapıya bakabildim. Louis'nin yanına ilerleyip elini tuttum.

"Bebeğim ne oldu?"

"Sakin ol bir şey söyleyeceğim." merakla bana bakarken doktorun odasına yakın sakin bir yerde durdum. "Louis," merakla yüzümü inceledi. Ne tepki vereceğinden korkuyordum. Ya istemezse. "Bizim ikimizin,yani senin-" oflayıp bir elimi saçıma geçirdim. Dikkatle bana bakıyordu.

"Bebeğinin bir bebeği oluyor Lou." bir anda söyleyip tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Ağzı o şeklini almış bana dümdüz bakıyordu. Elinden tutup çekiştirerek odaya soktum.

Doktor ona bir şeyler anlatırken benim tek yaptığım elimdeki ultrason fotoğrafına ve karnıma bakmaktı.

"Peki teşekkür ederiz. İyi günler."

"İyi günler efendim." Beni belimden tutup odadan çıkardı. Bir tepki vermesini bekliyordum. Bir şey söylemesini bekliyordum ama o sadece dikkatli bir şekilde araba kullanıyordu. Evimin önünde durduğunda hala düz bir ifadeyle karşıya bakıyordu.

"L-Louis?"

"Evde konuşalım." sesindeki donukluk yutkunmama sebep oldu. İstemiyordu işte. Eve girdiğimizde ayağım takıldığında duvara tutundum. Louis beni yanına çekip kolunu belime sardı. Koltuğa oturmama yardım edip yanıma oturdu. Gözyaşlarım benden habersiz akmaya başladı. Louis'nin üzerine sinen parfüm kokusunun ağırlığı başımı ağrıtmaya başladı.

"Lütfen önce üzerini değiştir ya da duş al."

"Bu koku işine fazla mı taktın?" kaşlarını çatıp sert sesiyle konuşunca gerildim.

"Fazla takmadım. Gerçekten iki parfüm kokusu karıştığı için ağır oluyor ve ben bundan rahatsız oluyorum." oflayarak ayağa kalktı. Odama gidip üzerinde benim tişörtlerimden birisiyle geldi.

"Oldu mu?" kafamı salladım.

"Bir şey içer misin?"

"İçmem. Öğle yemeğinden sonra iki tane kahve içtim."

"Onun sana sarılmasına neden izin verdin?" yüzü gerildi. Karşımda dikilip kollarını göğsünde bağladı.

"Ne yapsaydım? Adamı herkesin içinde itip rezil mi etseydim?"

"O sıradan birisi değil Louis. O adam senden hoşlanıyor ve belkide daha fazlası. Sen bunu bildiğin halde ondan uzak durma gereksinimi bile duymuyorsun." kollarını çözüp kapıya doğru ilerledi. Konunun nasıl buraya geldiğini bilmiyordum.

"Neden gidiyorsun? Haklı olduğumu bildiğin için değil mi? O zaman beni bırak ona git. Hem nasıl olsa siz denksiniz." kapıya ulaşmadan dönüp bana baktı. Sert bakışlarını üzerimde gezdirip gözlerini kıstı.

"Gerçekten mi? Onun umurumda olduğunu mu sanıyorsun? Seninle kavga etmemek için, kalbini kırmamak için gidiyorum ve aldığım karşılık bu mu? Sinirlerim geçince geri dönerim ve sakince konuşuruz." gitmesini istemiyorum. Karnımın sürekli kasılması da beni daha çok zorluyordu. Tekrar gitmeye hazırlanırken onu durduracak bir soru sordum.

"Bebeği istemiyor musun?" ona doğru birkaç adım attım. Yüzüne yine aynı donukluk geldi. "Cevap ver Louis. Şu küçük şeyi istemiyor musun?" Ultrason fotoğrafını çıkarıp elimde salladım.

"O nereden çıktı?"

"Bunun bende olduğunu bildiğin halde bir kere bile bakmak istemedin. Onu merak etmedin. Bana ne istediğini söyle. Bende ona göre hareket edeyim." birkaç büyük adımda yanıma geldi. Gözyaşlarımı silip bana sarıldı.

"Ağlama lütfen. Özür dilerim. Sadece çok şaşkınım. Ben buna hazır olup olmadığımı düşünmüyorum bile." yüzümü görebilecek kadar uzaklaştı benden. "Ben zaten sana benzeyecek olan bir bebeğe hazırım. Asıl sorun bunu babama nasıl söyleyeceğim. Korunmadığımız için çok kızacak." burnumu çekip gözlerimi sildim.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?" omuz silkip gülümsedim.

"Öylesine."

Continue Reading

You'll Also Like

4M 229K 66
05...: Of var ya bi koysan yıkılır buralar Kemalim: ? Kemalim: Yanlış oldu galiba. 05...: Yalnız olabiliriz ama yanlış asla
68.4K 5.7K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
752K 9.5K 25
Eğer Tanrı bir insan olsaydı kesinlikle o olurdu
110K 12.8K 33
değişiyorsun, dayanamıyorum