Stajyer

By gamzellimm

34.7K 2.2K 822

"Diğer stajyeri bugün seninle aynı bölüme aldım. Onunla çalışmanızı istiyorum. O senden daha önce geldiği içi... More

Tüm Hareketlerin Benden Sorulur
Onunla Flört Etmeye Çalıştığını Anladım
Bilincim Yerinde
Korktum
İstemiyorsan Durdur
Bilmiyorum
İstemiyor Musun?
Ne Zaman Evleniyorsunuz?
Mutluluk Sebebi
Çok
Nişanlın Olarak
Seni Seviyorum
Özür Dilerim
Hayatta Olmaz
Tanrı Hediyesi
Konuş Onunla
Ortak
En Güzel Hediyesin!
Final

Git Louis

1.6K 122 68
By gamzellimm

Şirkete girip direkt odama ilerledim. Harry önündeki kağıda hırsla bir şeyler karalıyordu. Kaşlarımı çatıp kapıyı kapattım. "Günaydın?" dedim.

"Günaydın." bana sinirli bir bakış atıp kağıda geri döndü.

"Bir sorun mu var?" bana ters ters bakıp kalemi adeta masaya fırlatıp arkasına yaslandım.

"Sorun mu? Patronun daha 10 dakika önce beni yanına çağırıp senden uzak durmamı söyledi. Hemde ne şekilde biliyor musun? Sanki sana kuyruk sallıyormuşum gibi söyledi. Yani bir sorun yok." şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. Bunu gerçekten yapmış olamazdı, değil mi?

"Tam olarak ne söyledi sana?" yanına geçip kalçamı masaya yasladım.

"Seni sadece bir kere uyaracağım stajyer. Louis ile aranda arkadaşlıktan başka bir şey olmayacak. Seviyeni bil. Onunla kendini denk bile tutma. Amacını biliyorum, gözüm üzerinde." onu taklit ederek söylerken yine sinirleri bozulmuş olacak ki derin bir nefes alıp elini saçlarına geçirdi.

"'Sana ne' diyemedin mi? Ben ona kimin seviyesini bilmesi gerektiğini öğretirim şimdi." ayağa kalktığımda bileğime asılıp durdurdu.

"Dur, gitme. Birkaç ay daha katlanmam lazım. Sonra başka bir yere geçerim zaten. Sanki ben kendisine çok meraklıymışım gibi bana iğrenerek bakıyor. Bok suratlı sünepe." söylediklerine kıkırdadım. Burnunun ucunu öptüm.

"O zaman bizde biraz dikkatli oluruz. Anlaştık mı?" kafasını sallayıp bileğimi bıraktı. Kendi masama geçip onu izledim. Yapacak başka bir şeyim yoktu çünkü. Odaya birisi girdiğinde oraya baktım.

"Louis patron yine seni çağırıyor." oflayarak ayağa kalktım. Harry sinirle soluduğunda ona bakıp çaktırmadan öpücük attım. Yüzü yumuşayıp gülümsedi. Patronun odasına girdiğimde bana masasının önündeki koltuğu işaret etti. Önündeki birkaç evrağı daha imzalayıp masanın diğer köşesine bıraktı.

"Hoşgeldin Louis, nasılsın?"

"Teşekkür ederim, siz?"

"Hiç iyi değilim." kaşlarımı kaldırdım. "Odanı değiştirmek ister misin Louis?" bu defa kaşlarımı çattım.

"Sebep? Ben şuanki odamdan gayet memnunum."

"Diğer stajyerin hareketlerinden rahatsız mısın?" dişlerimi birbirine bastırıp kafamı iki yana salladım. Sinirlerime hakim olmaya çalıştım. "Sanki sana biraz ilgisi varmış gibi görünüyor. Rahatsız olmuşsundur diye düşündüm."

"Olayı yanlış anlamışsınız. Ona sordunuz mu benden rahatsız olup olmadığını?" kafası karışmış gibi bana baktı. "Çünkü ilgisi olan o değil efendim." kaşlarını çatıp öne doğru eğildi.

"Saçmalıyorsun Louis. O senin dengin bile değil." sahte bir kahkaha attım.

"Kim benim dengim? Durun bir saniye düşüneyim. Siz misiniz benim dengim?" yüzünde bu defa şaşkın bir ifade vardı.

"Ben-" devam edemedi.

"Siz?" deyip tek kaşımı kaldırdım. Yine sessiz kaldığında güldüm. "Siz ne?"

"Onu bana tercih mi ediyorsun?" adeta kükredi. Derin nefesler alıp sakin kalmaya çalıştım.

"Ben bir tercih yapmıyorum. Çünkü siz sadece patronumsunuz. Başka bir şey değil."

"Sen ne dediğini bilmiyorsun. Kendine gel."

"Ben kendimdeyim."

"Sevgili misiniz?" kafamı iki yana salladım.

"Dediğim gibi ilgisi olan benim. Onun hiçbir şeyden haberi yok."

"Aklını karıştırmış o zaman. Aklını başına al yoksa-" kaşlarımı kaldırıp devam etmesini bekledim. Devam etmeyeceğini anladığımda ayağa kalkıp masaya doğru eğildim.

"Yoksa ne yaparsın?"

"Onu kovarım. Staj puanını da düşük veririm." kaşlarımı çatıp dişlerimin arasından konuştum.

"Ona böyle bir şey yaparsan ben burada mı kalırım sanıyorsun? Emin ol bu şirketi alabilecek paraya sahibim. Hatta üzerinde oturduğun koltuğa kadar satın alabilirim. Eğer onun zararına bir hareket yaparsan şirketin battı bil. Beni istersen kovabilirsin ama ona dokunmayacaksın. Ne zaman isterse o zaman gidecek ya da ona staj puanını verdiğini söyleyeceksin hemen başka bir yere geçecek." o da  ayağa kalkıp yanıma geldi. Karşımda durup gözlerimin içine baktı.

"Bunu neden yapayım? Ne karşılığında yapayım?" derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Elimi saçlarıma geçirdim. Gözlerimi açtığımda bana iyice yaklaştığını fark ettim. "Seni de onu da kovmayacağım ama tek bir şartım var. Bu akşam sana vereceğim adrese geleceksin ve birlikte güzel bir akşam geçireceğiz."

"Böyle bir şeyi para verip başkalarından iste."

"Çok kesin konuşuyorsun. Geleceksin Louis."

"Harry'nin staj puanını yüksek ver hemen şimdi. Bende akşam istediğin yere geleyim." gülümseyip bilgisayarının başına geçti. Ekranı bana çevirip yüksek bir puan verdi. Onaylayıp bana baktı. Kafamı salladığımda bir kağıda adres yazıp verdi. "İki hafta daha burada kalmak zorundasınız Louis. Bunu biliyorsun." dişlerimi birbirine bastırıp odadan çıktım. Derin nefesler alıp kendi odama geçtim.

"Neden böyle uzun kaldın? Bir şey mi oldu?"

"Hayır staj puanını verecekti benden yardım istedi." gözlerini kocaman açıp bilgisayarından birkaç işlem yaptı. Yanında bekleyip açtığı siteye baktım. Yüksek puanı görünce ayağa kalkıp boynuma sarıldı.

"Louis teşekkür ederim. Teşekkür ederim." kıkırdayıp kollarımı beline sardım. Kulağımın altına sayısız öpücük bıraktı. Kapı bir anda açıldığında Harry geri çekilmeye çalıştı. Kollarımı sıkılaştırıp benden ayrılmasına izin vermedim. Morrn yüzü asık bir şekilde ikimizi süzdü. Sonra sırıttı.

"Louis benim işim çıktı şimdi gidiyorum. Sen akşam 7 gibi gelirsen çok iyi olur." sinirli bir bakış atıp kafamı salladım. Göz kırpıp odadan çıktığında Harry benden tamamen uzaklaştı.

"Akşam bir yere mi gidiyorsun?"

"Bir akşam yemeği yiyeceğiz. İş ile alakalı bazı şeyler anlatacak bana." kafasını sallayıp yerine oturdu. Asık yüzünü tutup kendime çevirdim. "Senin moralin mi bozuldu?" bir süre etrafı inceledi.

"Akşam birlikte olacaktık Louis." avucumu kafama vurup yüzümü buruşturdum.

"Tamamen aklımdan çıkmış. Çok özür dilerim."

"Sorun değil. Yarın yaparız." gözleri dolarken kafasını diğer tarafa çevirdi.

°°°

Büyük bir restoranın önünde durup derin bir nefes aldım. Henüz Harry ile ilişkimiz çok fazla ilerlememiş olsa da kendimi ona ihanet etmiş gibi hissediyordum. İki haftadır güzel zaman geçiriyorduk ve şimdi onun rahat olması için başka bir adamın karşısına oturacaktım. Arabadan inip binaya girdim. Girişte kıvırcık saçlı bir kız beni karşıladı. Onu görünce yine Harry geldi aklıma. Sanki çıktığı varmış gibi. Beni masaya yönlendirip başıyla selam verdi. Gülümsemeye çalışıp teşekkür ettim. Masaya oturduğumda bana gülümseyerek bakan adama düz bir bakış attım.

"Gelmeyeceksin sandım."

"Sadece bir saat kalırım. Bana anlatacak bir şeyiniz varsa anlatın yoksa hiç konuşmayın Bay Morn." menüye bakıp kendime bir şarap istedim.

"Lütfen bana Leo de."

"Siz benim patronumsunuz bu şekilde daha doğru olur." patronu özellikle bastırarak söyledim.

"Ben öyle istiyorum. Lütfen." kafamı sallayıp gelen şarabımı yudumladım. "Seninle arkadaş olmak istiyorum Louis. Sen çok sevimli bir insansın."

"Emin ol gerçekten beni tanısaydın sevimli olduğumu söylemezdin."

"Bana kendini anlat tanıyayım." telefonuma mesaj geldiğinde cebimden çıkardım. Lottie olduğunu görünce sıkıntıyla ofladım.

Lotts: Louis bence hemen Harry'nin yanına gelmelisin. O biraz kötü durumda.

Yutkunamadığımı hissettim. Telefonu cebime koyup ayağa kalktım. "Gitmeliyim. Kız kardeşim rahatsızlanmış. Evde yalnız."

"Benimde gelmemi ister misin?"

"Hayır. Kusura bakmayın. Telafi ederim." hızlıca çıkıp arabama bindim. Lottie'nin numarasına dokunup açmasını bekledim.

"Alo?"

"Neredesiniz?"

"Harry'nin evindeyiz. Kuzeni bugün gelmeyecekmiş beni çağırdı."

"O nasıl? Neyi var?" arabanın hızını artırıp diğer araçların arasından geçmeye başladım.

"Sürekli karnını tutuyor. Karnının ağrıdığını ve hareket edemediğini söylüyor." direksiyonu sıkıp daha da hızlandım.

"Tamam geliyorum. Birkaç dakikaya orada olurum." telefonu kapatıp arabayı evin olduğu sokağa doğru hareket ettirdim. Evin önünde durup koşarak evin kapısına vurmaya başladım. Lottie kapıyı açtığında onu umursamadan salona gittim. Harry koltukta yan yatmış, cenin pozisyonu almıştı.

"Harry, iyi misin? Seni hastaneye götüreyim mi?" Beni ittirip sızlandı.

"Git Louis. Lütfen git." anlamsızca yüzüne baktım. "Yalnız kalmaya ihtiyacım var. İkinizde gidin." Beni ittirmeye devam ettiğinde Lottie kolumdan tutup çıkışa çekiştirdi.

"Onu böyle mi bırakacağız? Olmaz."

"O seni yanında istemiyor."

"Eğer ihtiyacın olursa ara beni. Saat önemli değil. İyi olduğunu haber ver." diye seslendim salona doğru. Sonra mecburen eve doğru yol aldım.

Continue Reading

You'll Also Like

752K 9.5K 25
Eğer Tanrı bir insan olsaydı kesinlikle o olurdu
168K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
421K 50.8K 49
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
188 80 6
"İşte sevdiğim,bizim hikayemizde burda bitti..."