Stajyer

By gamzellimm

34.5K 2.2K 822

"Diğer stajyeri bugün seninle aynı bölüme aldım. Onunla çalışmanızı istiyorum. O senden daha önce geldiği içi... More

Tüm Hareketlerin Benden Sorulur
Onunla Flört Etmeye Çalıştığını Anladım
Bilincim Yerinde
İstemiyorsan Durdur
Git Louis
Bilmiyorum
İstemiyor Musun?
Ne Zaman Evleniyorsunuz?
Mutluluk Sebebi
Çok
Nişanlın Olarak
Seni Seviyorum
Özür Dilerim
Hayatta Olmaz
Tanrı Hediyesi
Konuş Onunla
Ortak
En Güzel Hediyesin!
Final

Korktum

2.1K 154 110
By gamzellimm

Sabah uyandığımda yatağımda yalnızdım. Saçlarımı karıştırıp ayağa kalktım. Üzerime iç çamaşırımı geçirdim. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Yerdeki kıyafetlere baktığımda sadece benim kıyafetlerimin olduğunu gördüm. Salona, mutfağa hatta diğer banyoya bile baktım ama Harry yoktu. Salondaki koltuğa oturup saçlarımı çekiştirdim.

"Günaydın Louis." kafamı sallayıp karşıya bakmaya devam ettim. "Bir sorun mu var?" yanıma oturduğunda ona baktım.

"Harry-" kaşlarını çatarak anlamaya çalıştı.

"Ne olmuş Harry'ye?" söylemekte tereddüt yaşadım.

"Biz dün gece birlikte olduk." yüzü şaşkın bir ifade aldı. "Uyandığımda o yoktu." ağzı daha da açıldı.

"N-nasıl?"

"Yoktu işte."

"Belki bir işi çıkmıştır. Şirkette görürsün zaten. O zaman sorarsın neden gittiğini." sıkıntılı bir nefes verip ayağa kalktım.

"Ben duş alıp çıkacağım." banyoya girip ılık bir duş aldım. Hızlıca giyinip çizimlerle birlikte evden çıktım. Şirkete gittiğimde yine koşturuyorlardı. Odama gitmeden Bay Morn'a uğradım. Çizimleri ona uzattım.

"Birkaç seçenek var. Siz arasından birisini seçersiniz diye düşündüm. Diğer stajyerde bana yardım etti. Bunu da göz önünde bulundurun lütfen." kağıtları masanın üzerine bırakıp beni inceledi.

"İyi misin Louis?"

"İyiyim efendim. Teşekkür ederim."

"Yorgun görünüyorsun istersen bugün dinlenebilirsin." kafamı iki yana salladım.

"Gayet iyiyim. İzninizle." deyip çıktım. Odama girdiğimde Harry dirseklerini masaya yaslanmış tırnağını kemiriyordu. Kendi masama geçip oturdum. Koltuğun arkasına başımı yaslayıp gözlerimi kapattım. Ürkek bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Ben içinde bir şey tutanlardan değildim.

"Sabah neden uyanmamı beklemedin?" gözlerimi açıp ona çevirdim. Gözlerini kaçırıp ellerine bakmaya başladı.

"Korktum." sesi o kadar cılızdı ki zor duydum.

"Sana isteğin dışında dokunmadım. Bunu hatırlıyor musun?" kafasını salladı.

"Her şeyi hatırlıyorum. Gece de söyledim sana çok sarhoş değildim." ayağa kalkıp yanına ilerledi. Masanın üzerine oturup çenesinden tutup bana bakmaya zorladım.

"Yüzüme bak." gözlerini ürkekçe bana çevirdi. "Korkman beni öylece bırakıp gitmen için bir sebep mi? Neden korktun?" kirpikleri titrerken bana bakmaya devam etti.

"Bana kızgın mısın?"

"Sence kızgın olmalı mıyım?" sesli bir şekilde yutkunup kafasını salladı. "Madem kaçacaktın neden geceyi benimle geçirdin Harry? Hemde seni durdurmaya çalışmama rağmen."

"Bilmiyorum."

"Peki uyandığımda yanımda senin olmadığını gördüğümde ne hissettim biliyor musun?" gözlerini yere indirdi. "Sanki seni kullanmışım gibi hissettim. İlk defa karşımdaki ne hisseder diye düşündüm."

"Özür dilerim." kısık sesiyle çekinerek konuştu.

"Beni gerçekten istedin mi?" şaşkın bakışları bana döndü. "Doğruyu söyle." kafasını eğip başını aşağı yukarı salladı. Gülümseyip elimi tekrar çenesine koydum. Kafasını kaldırıp dudağını öptüm. Yine yanakları kızarmaya başladı. Kapı tıklatıldığında elimi çenesinden çektim.

"Louis-"

"Bay Morn beni çağırıyor, biliyorum."

"Nereden bildin?" kafamı iki yana salladım.

"Geliyorum." Aliah odadan çıktığında Harry'ye baktım. "Hemen geleceğim." kollarını masaya koyup yüzünü koluna gömdü. Eliyle beni ittirdi. Gülüp ayağa kalktım. Patronun odasına girdiğimde gözlüklerini çıkarıp bana baktı.

"Bunların hangi detaylarında stajyer yardım etti?"

"Desenlerde ve baskılarda? Bir sorun mu var?" kafasını iki yana salladı.

"Sana güvenebileceğimi biliyordum Louis. Sayende çok iyi iş çıkarıyor. Bu üç parçayı da ekleyeceğim."

"Aslında ben pek bir şey yapmıyorum. O çok yetenekli." kaşlarını çatıp elindeki kağıtları masaya bıraktı.

"Alçak gönüllü davranma." boğazını temizleyip ensesine kaşıdı. "Dünkü konu hakkında konuştunuz mu?"

"Bakın efendim, diğerleri böyle bir dedikodu olmadığını söylüyorlar. Sekreterinizle birkaç gün önce ufak bir münakaşa yaşadık o yüzden böyle şeyler söylüyor sanırım."

"Münakaşa?" kaşları iyice çatıldı.

"Siz bana Harry'nin tasarım yeteneğini geliştirmesine yardım etmemi söylediniz. O ise kumaşları vermiş onları düzenlemesini söylemiş. Kusura bakmayın ama bir tasarımcının kumaş düzenlemekle işi ne?" kafasını salladı.

"Anlıyorum. Yani sen ve Harry arasında bir şey yok? Yani bu dedikodular dönmüyor?" kafamı iki yana salladım. "Çıkabilirsin." odama geri döndüğümde Harry bıraktığım şekilde duruyordu. Yanına yaklaştığında uyuduğunu fark ettim. Ceketini üzerine örtüp camı kapattım. Saçlarını yüzünden çekip telefonumu çıkardım. Fotoğrafını çekip yerime geçtim.

°°°

Pencerenin önünde durup biraz hava almaya çalıştım. Bu şirket beni boğmaya başlamıştı. Arkamda bir hareketlenme olunca göz ucuyla baktım. Harry başını masadan kaldırıp saçlarını karıştırarak düzeltti. Ayağa kalkıp  masasındaki eşyaları düzenlemeye başladı. Arkasından yaklaşıp elimi belinin iki yanına koydum. Burnumu kulağının arkasına sürdüm. İrkilip hareketsiz kaldı. "Uyurken de güzelsin." sert bir şekilde yutkundu. Kendimi ona biraz bastırdığımda ellerini belindeki elimin üzerine koydu.

"Şirketteyiz."

"Yani?" elimi biraz sıkıp hızlı nefesler almaya başladı.

"Yani bu kadar yakın olmamız şirket için uygun değil." gülümsedim.

"Yemişim şirketini." bana dönüp ellerini göğsüme koydu.

"Yapma." Beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı.

"Ne yapıyorum ki?" telefonum çalmaya başladığında oflayarak cebimden çıkardım. Onu belinden tutup benden uzaklaşmasını engelledim.

"Umarım aramak için iyi bir sebebin vardır."

"Louis eve gelmelisin." kaşlarımı çattım.

"Sen iyi misin Lottie?"

"Stephan burada Louis. Kapıda ve sürekli bağırıyor. Ben korkuyorum." sıkıntılı bir nefes verdim.

"Kapıyı kilitle ve sakın korkma geliyorum. Sakin olmaya çalış." telefonu kapatıp ceketimi ve anahtarlarımı alıp odadan çıktım. Merdivenleri kullanarak otoparka inip arabama bindim. Yolcu kapısı açıldığında oraya baktım. Harry yanıma oturup emniyet kemerini taktı. Umursamadan arabayı çalıştırıp hızımı iyice artırarak trafiğin az olduğu yerlerden eve doğru sürdüm.

"Önceden uyarıyorum sakın sana zarar vereceğim kadar yakınıma girme Harry. Sana zarar vermek istemiyorum. Tamam mı?"

"T-tamam." evin önünde durup arabadan indim. Hızlıca dairemin olduğu kata doğru koşturdum.

"Stephan, ne işin var burada?" sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum.

HARRY

Louis yanımda sinirle soludu. Stephan birkaç saniye bana bakıp sırıttı.

"Beni özlemişsindir diye düşündüm bebeğim."

"Kes sesini." sonra eve doğru bağırdı. "Lottie korkma aşkım, geldim."

"Kendine yeni sürtük mü buldun Louis?" bana itafen söylediğini anladığımda yutkundum. Louis bana bakıp elini koluma koydu.

"Lottie'nin yanına geç Harry." kafamı sallayıp eve doğru yürüdüm. Louis Stephan'ı yakasından tutup kapıdan uzaklaştırdı. Lottie kapıyı açtığında korkuyla bana baktı. Gülümsemeye çalışıp yanında durdum. Louis yumruk attığında Lottie yerinde zıpladı. Kollarımı ona sarıp saçlarını okşadım.

"Tamam, yok bir şey. Sakin ol." kollarını sıkıca belime sardı. Louis ve Stephan resmen birbirlerine girmişlerdi. Dudaklarımı dişleyip onlara bakmaya devam ettim.

"Harry bir şey yap. Louis zarar görecek." kafamı sallayıp ondan uzaklaştım. Louis yumruğunu kaldırdığında Stephan çoktan bitmiş durumdaydı. Yumruk olan elini tutup durdurmaya çalıştım. Silkelenip benden kurtuldu. Sırtımı duvara çarptığımda acısını umursamadan tekrar yanına gittim. Bir yumruk daha attı. Belinden tutup geriye doğru çektim.

"Yeter artık. Biraz Lottie ile ilgilen. Kötü durumda." bir süre hareketsiz kaldı. Sonra kafasını sallayıp Lottie'nin yanına geçti. Stephan'a dönüp elimi uzattım. Elimi tutup ayağa kalktı. Derin nefesler alıyordu. "Kendin yürüyebilir misin?"

"Harry hemen buraya gel." Louis'nin sert sesiyle ona döndüm. Kaşları çatılmış yüz hatları gerilmişti. "Şu sikik herifi bırakıp hemen yanıma gel." Stephan'a baktığımda hala sırıttığını fark ettim. Gitmeyeceğimden emin gibiydi. Onu bırakıp Louis'nin yanına gittim.

"Şimdi defol git buradan. Bir daha da bir derdin olursa beni ara, kapıma dayanma. Hele kardeşime hiç yaklaşma." Beni içeriye çekip kapıyı kapattı. "Hadi hayatım, git yüzünü yıka. İstersen ılık bir düş al. Biraz rahatlarsın." Lottie kafasını sallayıp koridora yöneldi. O gittikten sonra Louis yakamdan tutup sırtımı duvara yasladı. Acıyı hissettiğimde yüzümü buruşturup inledim.

"Bir daha benim karşımda duran birisine yardım edersen ellerini kırarım senin, duydun mu?" kafamı sallayıp ellerinden kurtulmaya çalıştım. Beni duvardan biraz uzaklaştırdı. "Sırtını bir yere mi çarptın?" kafamı salladığımda nefesini burnundan verdi. "Konuş benimle Harry. Nereye çarptın?"

"D-duvara." Beni salona doğru çekiştirdi.

"Benim yüzümden mi?" cevap vermediğimde beni koltuğa oturturdu. "Ben mi ittim seni?" kafamı sallayıp eğdim. "Özür dilerim Harry. Ben fark etmedim bile. Sana söyledim ama yakınıma gelme diye." sesindeki pişmanlıkla kafamı kaldırdım. Ceketimi çıkarıp tişörtümü biraz yukarıya kaldırdı.

"Önemli değil."

"Nasıl önemli değil?"

"Bir şey olmaz Lou-" sırtımda dudaklarını hissettiğimde ürperdim. Yutkunmaya çalışıp yastığın ucunu sıktım.

"Benimle konuş öyle zamanlarda, beni tutmaya çalışma. İstemeden sana zarar verebilirim." dudakları hala sırtıma temas ediyordu. Elini elimin üzerine koyup yastıktan çekti. "Gerilmeni istemiyorum yanımdayken." tişörtümü aşağıya indirip burnunu saçlarıma sürdü.

"L-Louis" yutkunup nefes almaya çalıştım. Kendime biraz zaman tanıyıp sonra konuştum. "Bana bu kadar yakın olma."

"Neden? Beni istemiyor musun?" eli hala elimin üzerindeydi.

"Bununla alakası yok. Eğer sana alıştıktıktan sonra sende gidersen bir kez daha toparlanamam." benden uzaklaşıp ayağa kalktı. Yüzümü görebileceği şekilde yere dizlerinin üstüne çöktü.

"Bir kez daha?" kafamı iki yana salladım.

"Anlatamam ama eğer beni bırakıp gideceksen kendine bağlama." şefkatle gülümsedi. Elini yanağıma koyup baş parmağıyla elmacık kemiğimi okşadı.

"Bugün burada kalmak ister misin? Yoruldun bir de yolla uğraşma." dokunuşları mayışmama neden oldu. Başımı eline yaslayıp gözlerimi kapattım. "Hadi seni yatağa götürelim." Beni kucağına aldığında başımı göğsüne yasladım.

"Seni bırakmayacağım." uykuya dalmadan önce duyduğum son şey buydu.

Continue Reading

You'll Also Like

15.7K 870 40
küçüklük travmalarıyla büyüyen cüneyd ve baba baskısı ile evlendirilen iki genç zeynep ve cüneyd hikayesi
5.7K 396 23
Aile şiddeti ile apar topar evlendirilen zeynep ile cüneyd bir süre sonra ayrılmak zorunda kalır. kansere yakalanan zeynep dayanmaya çalışır.
31.3K 218 42
Bu kitap sadece bir zayıflama kitabı değil , sağlıklı dengeli ve düzenli beslenerek zayıflama kitabı ...
476K 54.8K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.