Stajyer

By gamzellimm

34.5K 2.2K 822

"Diğer stajyeri bugün seninle aynı bölüme aldım. Onunla çalışmanızı istiyorum. O senden daha önce geldiği içi... More

Tüm Hareketlerin Benden Sorulur
Onunla Flört Etmeye Çalıştığını Anladım
Korktum
İstemiyorsan Durdur
Git Louis
Bilmiyorum
İstemiyor Musun?
Ne Zaman Evleniyorsunuz?
Mutluluk Sebebi
Çok
Nişanlın Olarak
Seni Seviyorum
Özür Dilerim
Hayatta Olmaz
Tanrı Hediyesi
Konuş Onunla
Ortak
En Güzel Hediyesin!
Final

Bilincim Yerinde

2.2K 168 125
By gamzellimm

Şirketteki koşturmaca arasında Louis yüzünden odaya tıkılmış kalmıştım. Pencereyi açıp odaya biraz hava girmesini sağladım. Tam bir haftadır Louis ile birlikte çalışıyorduk ve ben ne kadar sevecen olmaya çalışsam da o bir türlü ifadesiz yüzünden kurtulamıyordu. Soğuk tavırlarıda cabası. Bir şeyi beğendiğini söylese bile donuk bakıyor.

"Kapat şu pencereyi." sesini duyunca bir anda irkilip ona döndüm. "Ne bakıyorsun öyle içerisi buz gibi olmuş." pencereyi kapatıp yerime oturdum. "Dünkü başladığın çizimler ne durumda?"

"Birkaç eksik dışında iyi. Yavaş yavaş ilerliyorum." kafasını sallayıp elini uzattı. Çizimleri ona verip yanında bekledim.

"Gelişiyorsun Harry. Bir haftada iyi yol kat ettin."

"Teşekkür ederim." çizimleri bana verip gülümsedi. Masama geçip çizimleri bıraktım. Bir dakika o az önce bana gülümsedi mi? Kafamı hızla ona çevirdim. O da bana bakıp kaşlarını kaldırdı.

"Sen az önce... bana gülümsedin mi?"

"Benimde mimiklerim var Harry. Gülebiliyorum."

"Ama bana ilk defa gülümsedin." tekrar gülümsedi.

"Abartma istersen. Bende insanım." odanın kapısı açıldığında yüzündeki gülümsemeyi silip oraya baktı. Bay Morn bir bana bir Louis'ye bakıp odaya tamamen girdi.

"Louis seninle bir konu hakkında konuşmam lazım."

"Sizi dinliyorum."

"Yalnız." bana baktığında hemen ayağa kalktım. Bir şey demeden odadan çıktım. Az ilerideki bekleme bölümüne geçip koltuğa oturdum. Yanımdaki kızların yaptığı dedikoduları dinledim. Telefonumla ilgilendim. Uzun bir zaman sonra ikisi odadan birlikte çıktılar. Louis gözleriyle etrafı tarayıp  beni  bulduğunda yanına çağırdı. Bay Morn odasına ilerlerken bende Louis'nin yanına gittim. Odaya girip kapıyı kapattı.

"Şirkette dedikodumuzun döndüğünü biliyor muydun?" gözlerimi kocaman açıp ona baktım.

"Ne dedikodusu?"

"İkimiz hakkında konuşulan şeyler varmış. Bay Morn beni uyardı. Seninle benim konuşmamı istedi." hala şaşkınlığımı üzerimden atamadım.

"İkimiz hakkında konuşulanlar?"

"Sürekli dipdibe olduğumuzu konuşuyorlarmış. Birlikte olduğumuzu düşünüyorlarmış."

"Ama neden? Yani böyle düşünmelerini gerektirecek bir şey yapmadık ki. Peki Bay Morn nasıl duymuş?"

"Bak işte buna hiç şaşırmayacaksın. Asistanı Odella. Büyük ihtimalle geçen günkü konuşmadan sonra biraz gıcık oldu bana." kaşlarımı kaldırıp bakmaya devam ettim.

"Ben odamı değiştirebilirim." diye fikrimi sundum.

"Saçmalama Harry. Ben senin için odamı değiştirdim. Sende bunun için mi değiştireceksin? Ben şimdi gerçekten böyle bir şey olup olmadığını öğrenirim." bana masamı  işaret ettiğinde oturdum. Telefonda birisiyle konuşup şirkette böyle şeylerin konuşulup konuşulmadığını sordu. Birkaç muhabbetten sonra telefonu kapattı.

"Sadece uydurma. Şirkette bunu konuştukları yok." rahat bir nefes verdim. "Ne o? Adının benimle anılmasından bu kadar mı rahatsız oldun?"

"H-hayır. B-ben yani hakkımda konuşulmasını pek sevmem." işte yine oldu. Yine yanaklarım yanmaya başladı. Konuyu değiştirmek için hızlıca konuşmaya devam ettim.

"Bay Morn neden bu kadar önemsiyor ki? Az önce duydum. Birisi bir kızı hamile bırakmış ve hala arkadaş olarak devam ediyorlarmış. Bu konuya neden bu kadar takıldı? Homofobik mi?" hafif tebessüm edip kafasını iki yana salladı.

"Sanırım benden hoşlanıyor." gözlerimi ve ağzımı şaşkınlıkla araladım. "Yani sanırım öyle. Hareketleri bunu gösteriyor. Emin değilim tabi. Ama homofobik olmadığına adım kadar eminim." ben hala aynı şekilde ona bakıyordum.
"Şu ifadeyi yüzünden sil." ağzımı kapatıp hala ona bakmaya devam ettim.

"P-peki sen?"

"Ben ne?"

"Sende ondan hoşlanıyor musun? Ya da ilgi duyuyor musun?" kaşlarını çattı.

"Tabiki hayır." kafamı sallayıp önüme döndüm. Bay Morn odaya tekrar girdiğinde Louis'ye baktım. Gayet rahattı.

"Louis sana verdiğim son projenin yarına yetişmesi lazım. Ben şimdi çıkıyorum. Bir şey olursa arayabilirsin."

"Tabi efendim." Bay Morn bana kısa bir bakış atıp kapıyı kapatmadan odadan çıktı. Gözlerimi devirip ofladım.

"Kapıyı kapatıp yanıma gel Harry." dediğini yapıp yanına geçtim. "Ayakta mı bekleyeceksin?" sandalye çekip yanına oturdum. "Bu yaz için düzenlenecek defilede benimde bir tasarımım olacak. Sende bana yardım edeceksin." kaşlarımı kaldırdım.

"Ben mi?"

"Sen. Feminen bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Sen üzerinde işlenecek detaylar hakkında bana fikir ver bende defilede adının geçmesini sağlayayım. Eğer bu çizdiğimiz şey defilede ilgi görürse stajdan alacağın puan artar böylece. Şuan belli ki çok düşük bir puan alacaksın." sıkıntılı bir nefes verdim.

"Sen zaten bu işlerde iyisin. Neden benden yardım istiyorsun?"

"Beni sorgulama, dediğimi yap. Senin için uğraşıyorum burada." dirseklerimi masaya yaslayıp yüzümü avuçlarıma koydum.

"Benden uzun zamandır burada stajdasın ve benden büyüksün. Nasıl mezuniyetimiz aynı dönemde oluyor."

"Ben iki yıl sınıfta kaldım. Son çaremdi ve annem bana her zaman istediğim şeyi başarabileceğimi, yapamaz diyenleri utandırmam gerektiğini söyledi. Ufak ufak çalışmaya başladım. Sonra-" deyip sustu. Yüzünü dikkatle inceledim. Gözlerindeki hüzün çok belli oluyordu. Derin bir nefes alıp devam etti.

"Sonra annemi kaybettim. Ona en çok ihtiyacım olduğu zamanda kaybettim ve daha çok hırslandım. Onun benimle gurur duymasını istedim ve şuan buradayım." gözlerimin dolmasına engel olamadım. Kolunu okşayıp gülümsemeye çalıştım.

"Eminimki seninle gurur duyordur." bana baktığında baş parmağını sol gözümün altında gezdirdi.

"Ağlama. Şimdi sende annenin seninle gurur duymasını istiyorsan çok çalışmalısın. Hadi bana yardım et. Bay Morn biraz daha çıldırsın." gülüp kafamı iki yana salladım. Çizimi bana yaklaştırdı. "Yaz deyince aklına ne geliyor?"

"Güneş, park, karpuz ve parmak arası terlik." kahkaha attı. Kahkahasının ne kadar güzel olduğu hakkında bir fikri yoktu galiba.

"Parmak arası terlik mi?" kafamı sallayıp neye güldüğünü anlamaya çalıştım. "Tamam bunu sevdim. Başka bir şeyde kullanabiliriz." ben ona fikir verdikçe burun kıvırmaya başlamıştı. Sürekli bir şeyler hakkında tartışıyorduk ve kağıtları buruşturup yere atıyorduk. Ayağa kalkıp masanın diğer köşesine uzandım. Kalemi parmak uçlarımla tutup almaya çalıştım. Tek ayağım havada olduğu için dengemi sağlayamadım. Louis'nin kucağına düştüm. Bir elini kalçama koydu bir elini karnıma sardı. Refleks olarak kollarımı boynuna sardım.

"İyi misin?" yanaklarım yanarken kafamı salladım.

"Özür dilerim. Ben dengemi sağlayamadım." avucunu yanağıma bastırdı.

"Kızardın." odanın kapısı tıklatıldığında hızlıca ayağa kalktım. Kendi yerime oturduğumda kapı açıldı.

"Mesai bitti beyler. Hala çıkmadınız merak ettim."

"Bir çizimi bitirmeye çalışıyorduk." tanımadığım kişi kafasını sallayıp odadan çıktı. Bende kendi masama geçip ceketimi aldım. "Bana gelmek ister misin? Hem bunu bitiririz." hala utanıyordum.

"Bilmem."

"Hadi gidelim." kafamı sallayıp çantamı aldım. Aşağıya inip arabasına geçtik. Yol boyunca sessizce oturdum. Evi gayet güzel ve büyük bir daireydi.

"Lott biz geldik." koridora doğru bağırıp çantamı aldı.

"Siz?" sarışın güzel bir kız bize doğru gelmeye başladı. Kocaman mavi gözleri hafif yanık bir teni vardı.

"Harry bu kız kardeşim Lottie." gülümseyip kıza elimi uzattım.

"Demek Harry sensin."

"Beni tanıyor musun?" Louis'ye baktığında bir an yüzü değişti.

"İsmini duymuştum. Herneyse. Ben dışarıya çıkıyorum siz rahatınıza bakın." gülümseyip Louis'nin yanağını öptü.

"Geç kalma hayatım." bana salonu işaret ettiğinde geçip koltuğa oturdum.

"Evin güzelmiş."

"Teşekkür ederim. Bir şey içer misin? Şarap verebilirim."

"Olur." şarapları getirdiğinde tekrar çalışmaya başladık. Birden fazla çizim yapmıştık.

"İyi oldu sanırım. Sence?" kafamı sallayarak ona katıldım. Başım omzuna düştüğünde kıkırdadı. "Uyumak istiyorsan odama gidebilirsin. Benim için sorun olmaz."

"Eve gitmeliyim." ben onun yüzünü incelerken o kağıtları topluyordu. Kafasını bana çevirdiğinde yine burunlarımız sürtündü. Gözleri dudaklarıma indiğinde yutkundum. Dudaklarımızı birleştirecekken beni durdurdu.

"Sarhoşsun. Bilincin yerinde olmadan seninle hiçbir şey yaşamam."

"Senin hala kim olduğunu bilecek kadar bilincim yerinde." bir süre yüzümü inceleyip beni öptü. Elimi yanağına koyup dudaklarımı dudaklarına daha çok bastırdım. Beni kucağına alıp odasına ilerlemeye başladı.

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 112 7
hikaye tamamen kurgu linç'leyenler sabah kahvaltısında füze yer. BAĞIŞ YAPIN LAN PARAM YOK.
92K 3.7K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
220K 9.1K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
3.2K 301 12
Zeynep ve ailesi Dergaha taşınır. orada cüneyd ile bir bağ kurarlar fakat böylesi munasip görülmediği için ikisini evlendirirler.