"Odama gel. Hemen!"
Gelen mesajla birlikte etrafıma baktım. Raşit henüz uyanmamıştı. Uyanıp da beni yukardan aşağıya inerken görürse yanlış anlayabilir yano doğruyu anlardı. Ablamın yüzüme bakmaması Raşit ile Kartal'ın arasında ki buzdan duvarlar fazlasıyla canımi sıkarken daha fazla tatsızlik istemiyorum.
Başımı yukarıya kaldırıp baktığımda dudak büzdüm. Kartal yanına gitsem laf söyleyecekti. "Gitsem bir türlü gitmesem bir türlü..." Oflayarak yukarıya çıkacaktım ki Raşit'i görmemle u dönüşü yaparak masayı düzenleniyormuş gibi görünmek istedim.
"Günaydın." Raşit soğuk şekilde bir giriş yapınca günaydın demiştim. "Benim çıkmam gerekiyor ofiste kahvaltı yapacağım." Yoksa Kartal ile aynı masaya oturmak istemiyor muydu?
"Raşit dur, ben dün için özür dilerim. Senin karşında sesimi yüksekseltmemeliydim. Ama sen öyle gidelim dediğinde korktum. Siz kardeş gibisiniz Kartal seni bütün benliğiyle seviyor. Eğer bu evden gitseydin. Vicdan azabından ölürdüm."
"Lina sen bana yalnızca mutlu olup olmadığını söyle." Mutluydum, hayatımda hic olmadığı kadar başımı öne eğdiğim de "Anladim mutlusun, zaten mutlu da ol. Biz yalnızca ikinizin de mutlu olmanızı istiyoruz. Ne beni yanlış anla ne de ablanı..." O an telefon çalmaya başlayınca "Hadi çok bekletmeden yanına git. Birde söyle sakın ola ilaçlarını aksatmasın."
Saf gibi tamam, dediğimde gülerek gitmiş bende onun ardından hızla yukarıya çıkmıştım. Elim kalbimde kapıyı çaldığım da içeriden ses gelmemiş bende merak ederek içeriye girip Kartal diye seslenmiştim.
Aniden kapının kapanmasıyla sırtımı kapıda bulmam bir oldu. Korkarak tiz bir ses çıkardığım da Kartal üstüme abanıp boynuma öpücük bırakarak günaydın, demişti. "Aklımı çıkardın Kartal şöyle ani hareketler yapma." Kartal yüzüme bakarak tek kaşıni kaldırdı.
"Korkmak mı? Bu evde kimden neyden korkuyorsun Lina, sana korkuyu yasakliyorum. Benim kadınım hiçbir şeyden korkmaz!"
"Sinirlenme sevgilim benim şu hayatta ki tek korkum sensin."dediğimde ya demişti. Ona dair olan her şeyden korkuyordum. Onu kaybetmekten onsux kalmaktan baştan sona her şeyiyle korku duyuyordum. "Raşit ilaçlarıni aksatmamanı söyledi."
"Haklısın unutmadan içsem iyi olacak." Kartal elimden tutup çekiştirdiginde çekmeceden ilaçlarını alıp içti. Bende ilk defa ilaç içtiğini gördüğüm için ona bakmıştım çünkü çok fazla ilaç içmişti. "Neyin betin benzin attı?" Ona neden bu denli çok ilaç içtiğini sordum.
"Yakın bir tarihte ameliyat olacağım. Bundan önce belli bir süre ilaçları düzenli olarak içmem gerekiyor." Ameliyat mı!? Ağzım açık kaldığında uzanıp öptü. "Lina bu ameliyat sağlığım için şart böylelikle bu illetten tamamen kurulacağım." Ameliyatın getirilerini bilmediğim için yalnızca anladım demiştim.
Kartal da beni çevirip arkamdan sarılarak çenesini omzuma yerleştirdi. "Şu yüzünün haline bak. Bana hiçte anlamışa benzemiyorsun..."derken telefonu çalmış ekranda Estella'nin adını gördüğümde yutkunmuştum. Kollarından çıkmak istediğim de Kartal telefonu eline alarak "Uslu dur."diyerek uyarmakla kalmayarak kollarına hapsetmişti.
"Efendim Estella..." Beni bırakmayınca boynuma doladıgı koluna dişimi geçirdim fakat bırakmadı. Bırakmayınca başımı kaldırıp kaşını kaldırdığı yüzüne baktım. Ne yani etine dişimi geçirdim işlemedi mi?
"Estella sana daha önce de söyledim. Bu işlere beni bulaştırma. Seninle çarşı pazar gezecek kadar zamanım yok. Benim daha önemli işlerim var... Peki, öyle yaparsın... Sana da iyi günler.."
Telefonu kapattığında aldığı yere koyup beni kendine çevirdi. "Sen neden uslu durmuyorsun, insan sevdiğini dişler mi? Ondan uzaklamadığım için cebellesmeyi kestim.
"Insan hiç kollarında bir kadın varken başkasıyla konuşur mu?"
"Devamını yatakta konuşak iyi olacak." Hayır desem de beni kendiyle beraber yatağa oturtturmuştu. "Lina az kaldı, neden o kızı hatırlatarak can sıkıyorsun?"
"Ben senin canını mı sıkıyorum."
"Ilk günden triplere başlama Lina, senin canın sıkılinca doğal olarak benimde canım sıkılıyor." Ya bana bunlarla gel. Elimi sevdiğim yara izine götürerek "Raşit kahvaltı yapmadan evden çıktı. Sense yumruk attığı için karşılık vermesen de hala ona sinirlisin. Ablam desem yüzüme bakmıyor. Şuan hayatımda ki tek güzel şey senken canını sıkmak aklıma dahi gelmez."
Kartal huylanmıs olmalı ki elimi tutarak dudaklarına götürdü. "Ben o meseleyi halldecegim sen yalnızca akşam için hazırlık yap." Neden desem de cevap vermemiş bunun yerine elimden tutarak aşağıya indirmişti. Bir yandan koyduğum yasaklara uymasına sevinirken diğer yandan da o yanımdayken bile onu özlüyordum.
Kartal ile aşağıya indiğimizde beni zorla masaya oturtarak beraber kahvaltı yapacağız demişti. Ablam görür diye diretsem de kesin dille uyarınca beraber kahvaltı yaptık. Gitmeden önce beni öperek akşam için hazırlan demişti. Galiba hep beraber yemek yiyeceğiz diyerek bütün gün mutfaktan çıkmadım. Hazırlanmak için eve geldiğim de ablamın Aysima'nin saçlarını taradıgıni gördüm.
"Ablacim harika görünüyorsunuz yoksa akşam dışarıya mı çıkacaksiniz?" Asyima bana gülerek laf verirken ablam yalnızca "Raşit hazırlanmamızı söyledi bizde hazırlanıyoruz."demişti. Benim yüzüm direkt düşünce anladım diyerek odama geçtim. Elimi sizlayan burnuma götürdügümde ağlamak yok diyerek hazırlanmıştım. Yemek için fazla abartılı olsa da kendimi beğenmiştim.
Hazır olduğumda masayı hazırlamak için odamdan çıktığımda ablami gördüm. Ablama nasıl olmuşum diye sorduğum da güzel diyerek beni geçiştirdi. Bende yutkunarak dudaklarımi yukarı kıvırmis daha sonra da zaman kaybetmeden evden çıkarak mutfağıma gelmiştim.
"Lina'm!" Ne zaman geldiğini fark etmediğim Kartal arkamdan sarılarak "Seslendim ama duymadın nerelere dalıp gittin?" Diye sormuş benimse anında dudağım büzülünce gözlerim dolmuştu. Kartal hissetmiş olmalıydı ki beni kendine çevirerek eliyle çenemden tuttu. "Gül yüzlüm neden ağlıyorsun?" İç çekerek ağlamaya devam ettim.
"Ablam... Kartal ablam yüzüme bakmıyor. Ben annemi çok küçük yaşta kaybettim benim için abla demek yalnızca abla değildi. Ben onu hep annem gibi gördüm. Benim için anne demek abla demek. Bana öyle soğuk davranmasi zoruma gidiyor." Ağlamamı dizginlemeye çalışırken çenemi sizlatan ağri boğazımda düğüm düğüm olan bir acıya dönüştü.
Kartal göz yaşlarımda tek tek öperek "Ağlama gülgüzelim ağlama gerekirse ablanla ben konuşurum."demişti.
"Eğer izin verirseniz ben kardeşimle konuşurum." Ablamın sesiyle Kartal'dan ayrıldım. Kartal da hiç çekinmeden yanağıma bir öpücük bırakıp gitti. Ablamda yanıma gelince "Lina sende şu hayatımda bi kardeşten daha fazlası ne yapıyorsam senin iyiliğin için ömür boyu canın yanacağına bir kere ağla bugün benim yanımda ağla. Bütün çabam benim gibi bir çocukla ortada kalma diye." Ablam uzun uzadiya bir konuşman yapıp her zaman yanimda olduğunu söyleyerek bana sarılmışti.
Barışmanin sonunda berbarce masayı hazırlayıp hep beraber akşam yemegi yemiştik. Bizim gibi onların da barışmasına çok sevinmistim. Yemekten sonra ablam kahve yapmış neden diye sorduğumdaysa Raşit böyle istedi demişti.
Kahveler olunca çok yakın olmadan Kartal'ın yanina oturdum. Raşit de hızlıca kahvesini içip yanında oturan ablami kaldırarak artık bekleyeceğini söyleyerek cebinden yüzük kutusu çıkardi. Elim ağzımda şaşırıp kaldığımda ablam da benim gibi şaşkındi. Aysima koltukta ayağa kalmış ikisine bakarken hoşuna giden yüzük kutusuna el koymuştu.
Raşit uzun uzadiya evlenme teklif edince ablam gibi gözlerim doldu. Ablam mutlulukların en güzelini hak ediyordu. Ablam evet dediğinde ablamdan önce Aysima yüzüğü takmaya çalışsa da yüzük sonunda sahibini bulmuştu.
Dilerim ki yeryüzünde ki bütün kadınlar sonsuz aşkını bulur vr kendi mutlu sonunu yazardı...
AŞKI BİR KELIMEYE SIGDIRSANIZ ADI NE OLURDU