-Pars'ın ağzından-
Birkaç saniye olayı algılamaya çalıştım.Babam beni evlendirmek mi istiyordu? Şaka mı bu?
''Eğer itiraz edersen benden dolayı sahip olduğun imkanlarından seni men ederim!'' demesiyle olayın ciddiyetini anladım.Annem de oradan söze atladı.
''Oğlum hem tanıdığımız bir aile.Kız da güzel.Artık 28 yaşındasın.Bizde epey yaşlandık senin evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu görmezsem gözüm açık gider.''
Annemin duygu sömürüsünden ve babamın tehdidinden sonra düşünmek istediğimi söyledim.Düşüneceğimi söylemem bile onları çok mutlu etti.
Odama çıkıp duş aldım ve işe gitmek için hazırlanmaya başladım. Evden çıkıp bebeğime atladım ve şirkete doğru yol aldım.
Şirkete girdiğimde bayan çalışanlar hayranlıkla bana bakarken sekreterimden odama kahve göndermesini isteyip odama geçtim.Camdan dışarıyı seyrederken kapım çalındı.
''Gel.'' deyince odama Deniz SUNA'nın girmesi beklediğim son şeylerden biriydi.Annem dizi izlerken televizyonda görmüştüm ilk.Sonra reklamlarda da görüyordum.Ama asıl merak ettiğim burada ne işi var?Merakla konuşmasını bekliyorum.
''Şey...Ben...Iıı...Ben şeyim.'' dedi.Peki sonuçta buda bir bakış açısı.
''Buyurun şey hanım bu ziyaretinizi neye borçluyuz acaba?'' dedim gülerek. Ben gülünce oda gülümsedi.Gergin olduğu belliydi ama neden ki?
-Deniz'in ağzından-
Odaya girdiğimde gördüğüm manzara karşısında dilim tutuldu.Camdan dışarıyı seyreden modellere taş çıkarabilecek yakışıklılıkta bir adam gördüm.Dedem beni bununla mı evlendirmek istiyor? Bana meraklı gözlerle bakıyordu.Tabi her gün odasına ünlü gelmiyor sonuçta.Şimdi o havalı duruşumu takınıp konuşma zamanı.
''Şey...Ben...Iıı...Ben şeyim'' dedim. Kahretsin neden konuşamadım ki şimdi.İlk dakikadan rezil oldum.
''Buyurun şey hanım bu ziyaretini neye borçluyuz acaba?'' dedi gülerek. Gülümsemesi beni rahatlattığı için bende güldüm.
''Lafa nasıl gireceğimi pek bilmiyorum.Direk lafa gireceğim.Sana zaten biriyle evleneceğini söylemişlerdir.O kişinin ben olduğumu söylemek için geldim.Evlenmeye pek gönlüm yok ama mecbur kılan etkenler var.Bu yüzden ben anlaşmalı bir evlilik yapmayı öne sürüyorum.Belirli bir süre geçince boşanırız.'' dedim.Ve kendimi tebrik ediyorum.Ne dediğimi kesin anlamıştır.Suratına bakınca pek bir şey anlayamıyorum.İfadesiz bakıyor.Birkaç saniye birbirimizle bakıştıktan sonra sanırım konuşmaya karar verdi.
''Sözleşmeyi avukatıma hazırlatırım.Sen gidebilirsin.'' dedi.Çok soğuk söylediği için az önceki adamla bunun aynı olamayacağını düşünmeye başladım.İçine bir şey girmiş olmalı.
''Bu kadar mı yani?'' dedim.Daha ilgili bir cevap beklemiştim oysaki ben.
''Evet.Gidebileceğini söylediğimi hatırlıyorum.'' dedi ve sorarcasına baktı bana.Bu adam beni kovuyor mu?Bir anda sinir katsayım yükseldi.Hızla odadan çıktım ve çıkarken kapıyı hızlı kapatmayı ihmal etmedim.Dengesiz herif!
-Pars'ın ağzından-
Müstakbel karım sinirle kapıyı çarptı.Hiç uysal değil.Ama evlendiğimizde bazı sınırlar olacak aramızda. Mesafeyi korumam lazım değil mi?Ya bana aşık olursa?O zaman onun için çok üzülürüm.Deniz Suna bile olsa cazibeme kapılabilir.Böyle bir şeyi ona yapamam.Avukatımı arayıp evlilik sözleşmesini hazırlamasını söyleyeyim.
-Deniz'in ağzından-
Taksi ile en yakın arkadaşım Eylül'ün evine gidiyorum.En iyi o anlar beni.Yolda telefonum çaldı.
''Efendim dede?'' dedim bezmiş bir şekilde.
''Akşama istemeye geliyorlar erken gel ve hazırlan.'' dedi.Bu ne acele? Sanki bir yere kaçıyoruz?
''Fazla çabuk olmadı mı dede?Hakkımda hamile olduğu için aceleyle evlendi gibi haberler çıkarsa nolur?'' dedim.
''Uzun zamandır zaten tanıştığınızı söylersin.İlişkinizi gizli tutmak istediğinizi ve artık evlenme zamanınızın geldiğini söylersin.'' dedi.Adam haklı sonuçta çözülmeyecek bir problem değil bu.
''Tamam dede birazdan gelirim.'' dedim ve telefonu kapattım.O sırada Eylül'e gelmişiz.Taksiciye parasını verip taksiden indim ve evin kapısını çaldım.Biraz bekleyince Eylül kapıyı açtı.Beni görünce çok içten bir gülümseme belirdi suratında.Aynı gülümsemeden bende de olduğundan eminim.
''Aman aman kimler gelmiş?'' dedi alayla.
''Ah başıma neler geldi geç içeri anlatıyım.'' dedim. Bugün olanları ona anlattım.
''Sen şimdi evleniyor musun?Ben yakında teyze mi olacağım?'' dedi.Transa girmiş gibiydi.Beklediğim tepki kesinlikle bu değildi.
''Şimdi gitmem lazım detayları sonra arayıp sana anlatırım'' dedim ve onu öpüp evden ayrıldım.Yoldan geçen bir taksiye binip eve geldim.
Şimdi ise gerçek olmayan isteme merasimim için hazırlanmam lazım.Çok sevdiğim siyah bir elbiseyi giydim.
Odamda otururken kapı zilinin çalması ile aşağıya indim.Annem ve dedem misafirleri karşılıyorlardı.Bende yanlarına geldim ve onlara hoş geldiniz deyip sarıldım. Sıra müstakbel kocama geldi.
''Hoş geldin oğlum.'' dedi dedem.
''Sende hoş geldin.'' dedim çok sinir bozucu bir ses tonuyla.Sarılma işlemini atlayıp direk içeri buyur ettim.Takım elbisesi ona çok yakışmış.Eğer isteyerek evleniyor olsaydım bu muhteşem görünümlü adamla evlendiğim için kendimle gurur duyardım.
Onlar konuşurken bende mutfağa kahve yapmaya geçtim.Bu konuda pek bir deneyimim olmamasına rağmen muhteşem kahveler yaptım ve son olarak herkese şeker müstakbel kocama tuz attım.Sabah bana karşı sergilediği o davranışın cezası olmalı değil mi?
Kahveleri tepsiye koydum ve içeri götürdüm.Sırayla herkesin kahvesi dağıttım ve heyecanla Pars'ı izlemeye başladım.Evet içiyor.İçti.İçmeye devam ediyor.Nasıl ya?O sırada diğerlerine göz attım.Kahvemi içen herkes tükürüyor.Anlamadım noluyor burada?
Pars'ın annesi söze girdi:
''Kızım sanırım bize tuz Pars'a şeker koymuşsun.Olur böyle karışıklıklar değil mi ama?'' dedi ve tebessüm etmeye çalıştı.Pars'a göz ucuyla baktığımda onun da sinsi bir sırıtışla bana baktığını gördüm.Lanet olsun!Bir işim de düzgün gitse.
Dedem ve Pars'ın babası Halit bey konuşmaya başladı.Pars gözlerini üzerimden çekmiyordu.Ne bakıyorsun dercesine kafamı salladım.Sanırım bunu yaparken insan dışı bir varlık gibi göründüm ki güldü bana.
Halit beyin sesi ile ona döndüm
''Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Deniz'i oğlumuz Pars'a istiyoruz.'' dedi.Dedem de cümlesi biter bitmez hiç aradan zaman geçmeden cevap verdi.Sanırım bu anı bekliyordu.
''Verdim gitti.'' İnsan numaradan da olsa kızıma sorayım der.Kız evi naz evi der.Maşallah hemen atladı adam.
''O zaman yüzükleri takalım'' dedi büyük bir sevinçle Halit bey.Pars da ayağa kalktı.Karşıma geçti ve yüzüklerimizi taktılar. Dedem makasla kurdeleyi kesince iş bitmiş oldu.Sonrasında düğünle ilgili konuşmaya başladılar.
Pars dedeme dönüp tuvaletin yerini sordu.Dedem de benden ona göstermemi istedi.Şuan Pars arkada ben önde tuvalete gidiyoruz.Kolumdan tutulmamla Pars'a baktım.
''Hayırdır?'' dedim.Eğer bunu normal bir şekilde söylesem daha çok ciddiye alınabilirdim belki ama önce burnumu hafif çekip sonra da ses tonumu değiştirerek söyleyince beni takmadı.Ceketinin cebinden bir kağıt çıkarıp bana verdi.
''Bu ne?'' dedim.
''Evlilik sözleşmesi.İmzala ki işleme koydurabileyim.'' dedi.Birde elime kalem tutuşturdu.
''Ben bilmediğim bir şeyi imzalamam önce okumam lazım.'' dedim ve okumaya başladım.Sesli bir nefes verdiğini duydum ama umurumda değil.Ne çıkacağı belli olmaz sonuçta.
Sözleşmede 1 yıl beraber kalacağımız yazıyordu. Fazla gelse de sonra anlaşmalı bir evlilik için uygun olduğuna kanaat getirdim.İmzalamam gereken yerleri imzaladım ve kağıdı ona uzattım.
''Tuvalet şuradaki ka-'' ben konuşurken gitti.1 dakika boyunca ağzım açık bir şekilde peşinden baktım.Sonra dedemin seslenmesiyle yanlarına döndüm.Gidiyorlardı.Vedalaşırken Pars'a ölümcül bakışlar atmayı ihmal etmedim.Ama yüzüme bile bakmadı.Benden başka her yere bakıyordu.
Sonunda gittiler ve bende annemlerin yanına gitmeden direk odama çıktım.Pijamalarımı giyinip güzellik uykusuna yattım.Yarın çekimim olduğu için güzel görünmeliyim.