FERİDE

By nurayergen0133

1.7M 118K 16.4K

(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıl... More

ALINTI
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KERİM & HASAN
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
Alıntı
40.BÖLÜM
ALINTI
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM (FİNAL PART 1)
FİNAL (PART 2)

15.BÖLÜM

38.3K 2.7K 293
By nurayergen0133

Merhaba değerli okurlarım.Şimdi diyeceksiniz ki bu açıklama neden başta.Hbaştaanlatayım.Bildiginiz gibi hikaye yazarken Word kullanılıyorum.Sabah yazmak için bilgisayarı açtığımda bir de ne göreyim malesef ekran açılmıyor.Ben de teknoloji özürlü olduğum için hic bir sey yapamadım🙈😔Telefondan tekrar bolüm yazdımFEyazdımdurdu.Ne yazdığımı ben bile anlamadim.Ellerim tutmuyor diyebilirim size ve moralimin bozuk olduğundan hic bahsetmiyorum.Bunun icin değil yanliş anlaşılmasın lütfen.Emek verdigim duzenlemerim o dosyadaydi.Inşllah açılır canlarım yaa🤲🤲🤲O yüzden hatalarim varsa affola.Bu sefer böyle idare edelim..Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım.Herkesten özür dilerim bu arada.Eger ki bu azizlige uğramasaydım öğle bölüm gelecekti ama olmadı işte...

FERİDE

Geniş odanın kapısın da dikilmiş,gülmekten akan göz yaşlarımı ellerimle silip,kendime gelmeye çalışıyordum.Hayatım da hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum.Öyle ki gözlerimden yaş gelmiş,karın kaslarım ağrımıştı.Son halimiz, Timur'un bitmek tükenmek bilmeyen sözleri ve kapanmayan çenesi yüzünden hala kendime gelememiştim.

Derin bir nefes aldım...

Bir kez daha aldım ve ellerimden tutan adama baktım.Kıvrılmış yanağı gülmek için hazırda bekliyordu.Gözleri karanlıkta bile cam gibi parlıyordu.Konuşmuyordu ama,sürekli sağa sola oynayan kaşı yine bir şeyler peşinde olduğunu fısıldar gibiydi bana.

''İçeri girmeyeceksek kaldığımız yerden devam etmek için odama gidebiliriz.Malum küçük Timurlarım bu ara çok hassas.Hiç ummadıkları bir anda ağrı bir sarsıntı geçirdiler.Kendilerine gelmeleri ne kadar zaman alır hiç bilmiyorum''

Sözler karşısın da ellerimle yüzümü kapadım ve birden ona kadar içimden saydım.Sonra da ciddi bir ifade takınarak  gözlerine baktım.

''Yeterince rezil oldum ve daha fazla olmak istemiyorum.Bu yüzden o çeneni kapatıp içeri girelim'' dedim kaşlarımı çatarak.Ama öyle zordu ki onun karşısında bu şekilde durmak...

Bir gülme krizine daha girmeden kapıyı iki kez tıklatıp sıcak avuçlarından ellerimi çekip içeri girdim.Neyse ki kahveler daha gelmemişti buda demek oluyordu ki çok fazla geç kalmamıştık.Derin bir nefes aldım ve Timur'un gülümseyen annesi'in oturduğu yere doğru ilerledim.

''Kusura bakmayın efendim biraz geç kaldık''dedim utanarak.Sonra da eli ile vurarak gösterdiği yere oturdum.

''O ne demek yavrum.Hem geç kalmış sayılmazsınız bak daha kahvelerimiz bile gelmedi''demiş ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etmişti.

''Bana kendini anlatmak ister misin?''

Bu soru karşısında oturduğum yerde biraz kıpırdandım.İster istemez gerilmiştim.Geçmişimde utanacak,başımı önüme eğecek hiç bir şey yapmamıştım fakat yine de tedirgin olmuştum.Kim evleneceği adamın annesine eski kocasından,eski yaşantısından,geçmişinden bahsetmek isterdi ki?

''Anlatmak istemezsen anlarım kızım''

Bir anne edası ile gözlerimin içine bakıp gülümseyen bu kadın karşısında ne konuşacağımı bilmesem de sözler bir anda kendiliğinden bir yol bulmuş ve tek tek çıkmaya başlamıştı.

''Mükemmel bir hayatım olmadı hiç bir zaman.Geçimini tarlalarda çalışan bir ailenin kızıydım.Sonra bir gün o geldi ve benle evleneceğini söyledi.Gençtim hatta çocuktum.Heyecana kapıldım.Ona aşık olduğumu düşündüm ve bu işe evet dedim.Beyaz gelinliğimle evimden çıkarken mutlu olacağımdan adım gibi emindim.Çünkü ben onu küçük düşürecek hiç bir şey yapmamıştım bu süreçte.Aynı şekilde ailemde.Rahmetli babam önerdikleri başlık parasını bile kabul etmemişti.Sırf zamanı geldiğinde başıma kakmasınlar diye.Hoş zaten annem böyle bir şeye asla izin vermeyeceğini kesin bir dille söylemişti zaten.Her genç kız gibi hayallerim vardı.Mutlu olacaktım,çocuklarımla oynayıp onlarla bir ömür beraber olacaktım.Ama gördüğünüz gibi öyle olmadı''dedim acı bir şekilde gülümseyerek.Ağlamak istemiyordum ama  dolan gözlerim beni yalancı çıkarıyordu her seferinde.

''Bir yıl geçmemişti ki evde huzursuzluklar başladı.Evlendiğim adamın ailesinin davranışları değişti.Kocam dediğim adam eve geç gelmeye başladı.Hatta öyle ki bir kaç gece eve hiç gelmediği oluyordu.Bu süreçte suçlanan hep ben oldum.Etraftan laf duyan,yüzüme gülüp arkamdan konuşulan hep bendim.Adres üç yıl boyunca hiç değişmemişti.Sessiz kalırsam,sakin olursam,her işlerini yaparsam belki beni sayarlar,severler sandım ama olmadı.O evde bir tek onun kardeşinden saygı gördüm.Allah razı olsun kendisinden en kötü zamanımda bile bana saygısını göstermiş,hep arkamda durmuştu.Fakat oda bu süreçte evlenmiş ve bir yuva kurmuştu.İstese de artık çekinmeye başlamıştı.Sonra bir gün karısı akşam yemeğinde hamile olduğunu söyledi.Gözlerimin içine baka baka yaptı bunu.Çok canım yandı.Ama diyecek hiç bir sözüm olmadığı için tek kelime bile etmeden önümdeki tabağımdan yermiş gibi yapmaya devam ettim.Şuram yandı.Yer yarılsa da yerin dibine girsem dedim.Suçum,günahım yok biliyorum ama beynime söz geçiremiyordum işte.Bu sırada kocam olacak adamdan tek ses bile çıkmamıştı.Hiç bir şey olmamış gibi yemeğini yemeye devam etmişti.Günlerim böyle geldi geçti.Ben acı çekerek yapraklarımı dökerken,onlar baharını yaşıyordu.Her şeyin kötü gittiği o günlerde Annem hayata gözlerini yummuştu.Onun telaşı,acısı derken günler gelip geçmişti.Bir sabah erken uyanıp ev işlerini hallettim.Sonra da hep yaptığım gibi yeni gelin odasına çıktım ve sobasını yakmak için kazanı çıkarıp merdivenlerden aşağı indim ve acı gerçekle yüzleştim''

Derin bir nefes aldım.Geçmişim de ne olup bittiğini detaylı bir şekilde ilk kez bir başkasına anlatıyordum.

''Sonra ne oldu?''

Gülümsedim ve kaldığım yerden devam ettim.Konuşmak baştaki kadar zor gelmiyordu şimdi.

''Kendi aralarında konuşuyorlardı.Yanlarında hiç tanımadığım bir kadın vardı.Önce anlamadım ne olduğunu, ama sonra olan biten her şeyi anladım.O kadın...Kocam olacak adamın ellerinden tutup,utanmadan gözümün içine bakan kadın çocuk doğuramadığımı öne sürerek üstüme kuma gelen kadındı.Bir kadının acizliğini orada gördüm ben.Hemcinsimin bu kadar umursamaz,utanmaz,gurursuz olduğunu orada gördüm.Tek taraflı değildi tabi bu.Elinden tuttuğu adamın suçu belki o kadından daha fazlaydı.Ve o an benim için her şey bitti.Gitmem için izin vermedi.Ama sonra mecbur kaldı ve ben gençliğimi,hayallerimi yaralı bir şekilde küçük bir çantaya koyup o evden ayrıldım.Sonra oğlunuzla tanıştım işte''

Son sözlerimi gülümseyerek ve utanarak söylemiştim.

''Seninle bir kez daha gurur duydum güzel kızım.Güçlü bir kadınsın.Oğlum senden ilk bahsettiğinde de seni tanımasam da içten içe gurur duydum.Ağladığında göz yaşlarını silecek bir erkeğe muhtaç olmadan yoluna kendi gözyaşlarını silerek devam ettin sen.Buralarda bunu yapan az olur.O yüzden kim ne derse desin kulak asma.Bildiğin yoldan şaşma.Kendi doğrularından emin olduğun sürece bu kim olursa olsun,sözlerim oğlum içinde geçerli asla boyun eğme.Sen artık bu eve aitsin.Sana gelen her bir sözü kendime gelmiş sayarım ve kim olursa olsun affetmem.Başını eğmeyeceksin.Sen değil senin başını eğdirmeye mecbur bırakanlar utansın.''

Annem'den sonra ilk kez birinden bu kadar  çok destek alıyor ve güzel sözler duyuyordum.Ve bunu söyleyen kocam olacak adamın annesiydi.İnanılır gibi değildi.Benimle oturmuş,konuşmuş ve uzun konuşmamı sessiz bir şekilde bölmeden dinlemişti.Kendimi değerli hissettirmişti bu hareketi.Öyle değerli ve saygın hissettirmişti ki ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

''Teşekkür ederim efendim''dedim sessizce.

''Bana efendim yerine Anne demek istersen seve seve kabul ederim.Ama istemezsen de asla kötü düşünmem.Aksine saygı duyarım.Çünkü ben kocamın Annesine anne diye seslenirken ilk başlarda kendi anneme ihanet ediyormuşum gibi hissetmiştim.Ama sonra bunu hem saygıdan,hem de eşime duyduğum sevgiden kolaylıkla dile getirmeye başladım.Bu yüzden canın ne demek isterse öyle seslen bana''

''Bazen diyorum...Annem hayatta olsaydı hayat bana bu kadar acımasız davranmazdı belki''

Kafamı eğdim ve usulca akan gözyaşlarımı kimseye belli etmeden silmeye çalıştım.

''İnsan kaderinden kaçamaz güzel kızım.Alnımıza ne yazıldıysa iyi ya da kötü yaşarız.Yeter ki Allah canımızı sağ etsin.Elbet her şey geçer.Elbet her karanlık yerini aydınlığa bırakır.Dilerim ki senin karanlığın bu eve girdiğinde aydınlığa dönüşür.Dilerim ki hep mutlu olursun.Sen yeter ki ağlama ve her şeyin daha güzel olacağına inan.Gerisini de Allah'a bırak''

Karşımda ki kadın öyle şefkatli bakıyordu ki bir anda ben bile ne yaptığımı anlamamış ve ona sımsıkı sarılmıştım.Tertemiz yazmasının kokusu burun deliklerimden yol alıp ciğerlerime ulaşırken anneme olan hasretim bir kez daha sarsmıştı beni.

''Ağla güzel kızım.İstediğin kadar ağla.Biz canımız sağ olduğu müddetçe hep yanında olacağız''

İhtiyacım olan tek şey buymuş meğer.Yılların birikimi ile ne kadar ağladığım hakkında hiç bir fikrim yoktu.Kafamı gömdüğüm bedenden ayrıldığımda utancımdan kadının yüzüne bakamıyordum.Etrafta ki sessizlikten anladığım kadarı ile herkes benim susmamı bekliyordu.Neyse ki çok uzun sürmeden bu duygu boşalmasına bir son vermiştim.

''O kadar koyu muhabbet ediyordunuz ki kahveler geldi gitti,tekrar geldi.Biraz mola verin de tepsiyi başımıza geçirmeden şu kahveleri için''

Timur'un sözlerini duyduğum da kafamı kaldırıp ona baktım.Bu odaya girdiğimizden beri ilk kez gözlerimiz bir birini bulmuştu.Annesi ile öyle çok konuşmuştuk ki kahve içmek falan aklımızın ucundan geçmemişti.

Adını bilmediğim bir kadının uzattığı tepsiden kahveyi aldım ve kadına teşekkür ettim.Sonra da Timur'un bakışlarına aldırmadan kahvemden bir yudum aldım.Az önceki rezilliğim yüzüne kimseye bakamıyordum.

''Kızım düğün için ne düşünüyorsun?''

İçtiğim kahvemi yere bırakarak Timur ve babasının oturduğu tarafa döndüm.Bu konu hakkında çok fazla düşünmemiştim bu yüzden ne demem gerektiğini tam olarak bilemiyordum.

''Siz nasıl uygun görürseniz efendim''

''Öyle şey mi olur kızım.Ailen,akrabaların bir araya gelsin hep birlikte bir karar alalım.''

Aile ve akraba...

Ne kadar uzak bir kelimeydi bunlar bana.Ailem diyebilecek hiç kimsem yoktu bu hayatta.Bir tane amcam vardı oda o kapıdan çıktığım gün bitmişti benim için.İyi günümde yanımda olup da kötü günümde bana sırt çeviren hiç kimseye ihtiyacım yoktu benim.

''Kimsem yok efendim''dedim düz bir şekilde.Acının her türlüsünü tatmıştım bu hayatta.Amcamın beni orospu diye damgalaması bunların yanında en hafifi kalırdı.

''Hiç kimse mi?.Amca,dayı,hala ,teyze?''

''Hayır...Hiç kimsem yok.Bu yüzden düğün için siz ne söylerseniz bana uyar''

''Her şey usulüne uygun olsun.Sen bize müsait olduğun bir gün haber ver gelelim yüzükleri takalım''

''Siz nasıl uygun görürseniz efendim''

Aklımda bir çok soru işareti vardı ama bunları cevaplamak için burası yeri ve zamanı değildi.Nasıl olsa geceler uzundu.

''Müsaade  ederseniz ben kalkayım artık efendim.Geç oldu.Hem siz de dinlenmiş olursunuz?''dedim kahve fincanını elime alıp ayağa kalkarken.Saat çok geç olmuştu .Daha fazla oturmak istesemde ayıp olacağını düşündüğüm için eve gitmek istiyordum.

''Ayaklarına sağlık kızım.Yine gel tamam mı?''

Ayakta durmuş,şefkatli bir şekilde gülümseyen ve bana hiç çekinmeden kızım diyen kadına baktım.Bugün hasretimi gidermiştim bu kadınla.Korkularım yok olmuştu.Omuzunda ağlamış,içimde biriktirdiğim ne varsa söylemiştim.Ve bu kadın bir kere bile benim sözlerimi kesmemişti...

Derin bir nefes aldım ve ellerine uzanarak öpüp alnıma koydum.Sonra da yerini tutmayacağını bilsem de yıllarca söylemeye hasret kaldığım o kelimeyi söyledim.

''Gelirim Gülseren anne,aynı zamanda sizi de beklerim''

''Teşekkür ederim kızım.Gelirim tabi hem de en kısa zamanda''

''Başım gözüm üstüne  efendim''

Timur'un annesi ile vedalaştıktan sonra babasının bulunduğu yere doğru ilerledim ve aynı şekilde onun da ellerini öptüm.Onları geride bırakarak oğlu ile saatler önce korkarak girdiğim kapıdan,huzurlu bir şekilde çıktım.

*****

Kapıdan çıktığımız dakika ellerim yine o sıcak ellerin arasında ki yerini almıştı.Sanki evim gibiydi adamın avuç içleri.Sıcağı gören bir kedi gibi mayışıyor ve o boşluğa daha çok sokuluyordu parmaklarım.

Ya alnıma konan öpücüklere ne demeliydi?

Sanki yıllardır öpülmeye alışmış gibi bir hali vardı.Sıcak dudaklar yok olduğu zaman fırtınaya yakalanmış gibi anlamsız bir şekilde üşüyordu...

''Sessizsin...Ne düşünüyorsun?''

Başımı dayadığım soğuk cam'dan çekip az evvel beynimi öpüşleri ve sımsıcak tutuşları ile işgal eden adama baktım.

''Seni,ellerimi tutmalarını ve her fırsatta alnıma bıraktığın öpücükleri''dedim gülümseyerek.Arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmamıştık.

''Çok pis bağlandım onlara.Bırakmam imkansız''demiş ve gülerek sözlerine devam etmişti.

''Bu akşam ağladın ve bu hiç hoşuma gitmedi''

''Üzgünüm.Ağlamak istememiştim Gülseren anne'nin davranışları beni çok etkiledi.Açıkçası hiç böyle bir şey beklemiyordum.''dedim utanarak .Başımı tekrar cam'dan tarafa çevirdim ve hızla yok olup giden manzarayı izledim.

''Bana bak güzelim.Konuşurken bakışlarını benden kaçırma...Lütfen''

Tekrar ondan tarafa döndüm.Bir eli ağrıyan dizinin üstün de daireler çiziyorken,diğer eli de usta bir biçimde direksiyona hâkimdi.

''Çok mu ağıyor?''dedim dizlerini işaret ederek.

''Azıcık''

''Eve gidince krem sürmemi ister misin?''

''İsterim dersem sürecek misin?''

''Sen istedikten sonra neden olmasın''dedim gülümseyerek.Sözlerim karşısın da ellerimi tutmuş ve parmak boğumlarımı tek tek öpmüştü.

''Saat geç oldu güzelim.Gelmek istesem de bu uygun olmaz.Hem inan ki gelmemem senin açından daha iyi çünkü o kapıdan içeri girdiğimde ne yaparım ben bile bilmiyorum''

Bu adam beni utandırmaktan kesinlikle zevk alıyordu.Artık bundan adım gibi emindim.

''Bu akşam için sana ve ailene çok teşekkür ederim.Bana kendimi değerli hissettirdiğiniz ve beni çok güzel ağırladığınız için.Harika bir akşam geçirdim sayenizde.Böyle bir akşam geçireceğimi hiç tahmin etmemiştim''

''Bu akşam ve düğün hakkında seninle uzun uzun konuşacağım ama bugün değil.Yarın yemeğe gidelim ne dersin?''

''Yarın olmaz desem kızar mısın bana?''

''Sen ne zaman istersen o zaman olsun güzelim.''

''Yarın Fatma ablaya söz verdim.Hem Güllü'nün yanına gitmem gerekiyor''

''Sebep?''

''Aslında seninle konu hakkında konuşmak istiyordum ama bir türlü fırsatım olmadı.Şey...Ben diyorum ki biz evlendikten sonra Güllü benim evde kalsın''

Söze nasıl başlayacağımı bilemediğim için konuşmamı yarıda kesip sustum.

''Bu beni ilgilendirmez.Sen nasıl istersen öyle olsun ama bir şey kafama takıldı.Neden Güllü senin evinde kalacak.Bildiğim kadarıyla bir ailesi var''

''Onunda benim gibi ailem diyecek kimsesi yok Timur''

''Kimsesi yok derken?''

Arabanın birden durması ile etrafıma baktım ve evime geldiğimi gördüm.

''Amcası ve yengesi ile yaşıyor.Açıkçası durumu hiç iyi değil.Adam sürekli kızı dövüyor.İşin içine bir de yenge girince olaylar dahada çekilmez hale geliyor.Bu sabah bendeydi ve yanağında koca bir morluk vardı.Anlatmak istemedi ama ben ne olduğunu anladım.O kızın orada çürüyüp gitmesine gönlüm razı olmuyor Timur.Akılma da bundan başka bir fikir gelmiyor''

''Tamam.Bakacağız bir çaresine.Ama bu konunun çaresine bakmamız için önce düğün meselesini halletmeliyiz.''

''Sen ne zaman istersen o zaman olsun''dedim ellerimden tutmuş,gözlerimin içine bakan adama.Öyle güzel bakıyordu ki onun mavilerinde boğulsam bile umurumda olmazdı.

''Bana kalırsa  hemen güzelim.Yeter tükendim artık.Bir an evvel benim olmalısın''

Utançtan kıpkırmızı olduğumu hissediyordum.

''Peki sen hangi gün olmasını istersin ''dedim gözlerinin içine bakarak.

''Hafta sonu Cumartesi..Pazar sabahına sevdiğim kadınla uyanmak...Bu benim  en büyük hayalim''

''Peki sen nasıl istersen öyle olsun''dedim ve eğilerek dudaklarına varla yok arası bir öpücük kondurdum.Şaşkınlığından faydalanarak bir kez daha öptüm ve hemen arabadan dışarı çıktım.Hala şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

''O eve tek başına gitmeni istemiyorum hayatım.Başka zaman beraber gidebiliriz''

Hiç bir şey demeden sadece gülümsedim ve ona el sallayarak evime doğru ilerlemeye başladım.Varlığını hala hissediyordum.Ta ki ben evin kapısını açıp ona tekrar el sallayana kadar.İşte o zaman gülümsemiş ve gecenin karanlığında gözden kaybolmuştu...

Ben ise mutlu ve huzurlu bir halde saatlerdir uzak kaldığım evime adım atmış ve çoktan gelecek hayalleri kurmaya başlamıştım...

*****

Yıllar sonra kendimi ilk kez bu kadar mutlu,huzurlu ve hafiflemiş hissediyordum.Sabah kalktığımdan beri ayaktaydım.Ev topla,etrafı temizle,bahçeyi düzenle derken neyse ki işim bitmiş ve soluğu Fatma ablanın kapısında almıştım.Mis gibi börek,çörek kokusu geliyordu burnuma.Çok acıkmıştım.Öyle çok acıkmıştım ki midem kazınıyor ve sesli sesli gurulduyordu.

''Hoş geldin gelin hanım''

Sözlerine gülümseyerek karşılık verdim ona sarıldım.

''Hoş buldum abla.Güllü gelemedi mi?''dedim merdivenleri çıkarken.

''Yok daha gelmedi.Gelir elbet.Geç sen otur sobanın başına bende ocakta kaynayan sarmaya bakayım''

''Çok acıktım valla Fatma abla''

''Her şey hazır.Şimdi sarmayı da ocaktan indirdim mi sofrayı kurar otururuz.''

''Çocuklar nererde abla?''

Usul usul yanan sobanın üstüne doğru uzattığım ellerimi ısıtmaya çalışırken,bir yandan hala mutfakta ki kadına laf yetiştiriyordum.

''Çocukları babası aldı anasına götürdü.''

''Sende biraz dinlenmiş olursun bu arada''

''Sarma pişmiş.Hemen kuruyorum sofrayı''

*****

Aradan saatler geçmişti ama hala Güllü ortada yoktu.Bu durum beni iyice tedirgin etmeye başlamıştı.Yenilmiş,içilmiş,dün akşam olan biten her şey anlatılmıştı fakat ne gelen vardı ne giden.

''Abla ben kalkayım artık.Ellerine sağlık hepsi çok güzel olmuştu.''

''Oturuyorduk ya nereye böyle''

''Güllü'ye bir bakayım diyorum abla.Merak ettim''

''Peki selam söyle.Hatta hemen bir tabak hazırlayayım da ona da götür''

Yaklaşık beş dakika sonra bulunduğu ev yolundan ilerlemeye başlamıştım.Aklıma hiç iyi şeyler gelmiyordu ve bu yüzden çok tedirgindim.Etrafta oynayan çocuklar bile huzursuzluğumu gidermiyordu bugün.Hiç bir şeye dikkat edemiyordum.Tek düşündüğüm şey bir an evvel oraya varmaktı.

Neyse ki bu çok uzun sürmemişti.Kapıya geldiğim de telaşla kapıyı çalıp beklemeye başladım.Aradan kaç saniye geçti bilmiyorum ama dayanamayıp tekrar çaldım.Bu sefer daha hızli vurdum.Hatta yumrukladım...

"Alacaklı gibi ne dövüyorsun be kapıyı"

Kapı açılmadan kadının sesi gelmişti kulaklarıma.Bu kadını hiç sevmiyordum.Bakışlari bile insanı huzursuz etmeye yetiyordu.

"Ne istiyorsun?"

Seni doyasıya tokatlamak...

İç sesime aldırmadan hafifçe gülümseyip,konuşmaya başladım.

"Güllü evde mi?"

"Evdeyse ne olacaktı?"

"Onu görmeye geldim müsaade edersen"

"Edemem.Güllü çok yorgun dinleniyor "

İşte bu sözler beni daha çok şüpheye düşürmüştü..

"Ben yinede onu görmek istiyorum"

"Bakıyorum da dilin uzamış Feride"

"Çekil önümden Güllü'yü görmeden gitmeyeceğim buradan" dedim aksi bir şekilde.

"Bakıyorum da Ağa'nın kapatması olmak diline yaramış besbelli"

Sözlerin ne anlama geldiğini algıladığımda başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki..

Kapatma...

Nasıl söylerdi bunu bana.

Hangi hakla iftira atardı namusuma.

Sebebi neydi bu zulmün?

"Çekil önümden"dedim ondan ne kadar çok iğrendiğimi belli edercesine.

"Ee dul olunca böyle oluyor işte.Çocukta olmuyor.Sende hayatını yaşa.En azından adamın parasını yersin"

Ellerimin titremesini durdurmak için derin bir nefes aldım ve gözlerine baktım.O gözlerde şeytanlık akıyordu.Acımasız,zalim kadın.

"Allahtan korkun yok değil mi?" dedim suratına tükürme isteğimi bastırarak.

"Ben demiyorum bunları.Tüm köy Timur ağa'nın geceleri seni ziyaret ettiğinden bahsediyor.Eee hakkındır onca yıl erkeksiz kal-"

Insaninda sabrı bir yere kadardı değil mi?

Saçlarından tuttuğum gibi onu kapıdan geri itekledim ve yere düşmesini umursamadan Güllü'nün kaldığı odaya doğru ilerledim.Arkamda bağıran kadının sözlerine aldırmadan kapıyı çalıp bir kaç saniye bekledim.Açmayınca da kapıyı açıp bodoslama içeri daldım...

"Neden kapıyı aç-"

Sözlerimin devamı yoktu...Her bir harf ilmek ilemek boğazıma dizilmişti karşımda ki görüntü karşısında.Yüreğim yanmış,nefesim kesilmişti.Yerde iki büklüm yatan ve boş bakışlarla etrafa bakınan kız dün sabahki kızmıydı?

"Güllü"dedim gözlerimden akan yaşları silerek.Hemen yanına oturdumdum ve onu yattığı yerden kaldırmaya çalıştım.

"Kim yaptı sana bunu Güllü söyle bana kim yaptı"dedim saçlarını yüzünden çekmeye çalışarak.Ağzı yüzü kan içindeydi ve saçları suratına yapışmıştı.

"O yaptı değil mi?.O kadın yaptı sana bunu" dedim boş bakan gözlerine bakarak.Cevap yoktu,lakin cevabın ta kendisi dışardaydı.Bu yüzden hiç beklemeden ayağa kalktım ve bir hışımla dışarı çıktım.

"Seni öldüreceğim...Allah korkun yokmu senin kadın.Bunu ona nasıl yaptın"dedim yüksek sesle bağırarak.Sonra da hiç vakit kaybetmeden saçlarına yapıştım.Arada suratıma tokat yesem de vazgeçmedim.Onun bana yaptığı gibi bende ona vurdum.Saçlarını yoldum,kollarını ısırdım ve en sonunda suratına okkalı bir yumruk savurdum.

"Orospu seni geberteceğim" diyerek  saçlarımdan asılmaya devam ediyordu.

"Bu ellerler vurdun değil mi ona.Ben kırarım o elleri duydun mu kırarım " deyip tekrar saldırdım.Tıpkı Güllü'ye acımadan yaptığı gibi bende acımadım ona.Kapı eşiğinde söylediği sözleri de unutmamıştım...

Kendimi o denli kaybetmiştim ki biri gelip beni kollarına alana kadar hiç bir şeyi fark etmemiştim.Ta ki Timur'un sesi kokusu beynime hücum edene kadar....

Tekrar kusura bakmayın canlarim😔



Continue Reading

You'll Also Like

14.1M 622K 61
GENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da...
1.2M 74.7K 76
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
PSİKOLOG BEY By ylü.

General Fiction

3.7M 216K 71
❝Seninle birlikteyken kendimi çok güvende hissediyorum, sanki evimdeymiş gibi.❞ Kleptomani hastası olan Naz, bu duruma bir çare bulmak için arkadaşın...
195K 9.9K 49
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...