BÖLÜMÜN SONUNDAKİ DUYURUYU MUTLAKA OKUYUN.*
Bölüm:3|Yalan
* Ardımda ne bıraktığımı ya da nelere sebep verdiğimi bilebilseydim ona bugün öyle davranmazdım. Ya da böyle şeyler yapmazdım.*
-ALİ-
Masanın üzerindekileri elimle savurdum. Buraya gelmemeliydi. Her şeyi mahvetti. Her şeyi! Masadaki bardağı alıp kapıya attım. Bardak paramparça olurken dönen sandalyeye tekme attım. Öfkem bitmiyor! Bitecek gibide değil!
"Yine mi sen?" dedi Selin. Ne demek yine mi sen? Yoksa her şeyi anlattı mı? Su bana bakıp sırıtırken gözlerimle susması için hareket yapıyordum.
Yüzündeki sırıtışı silinmeden Selin'e döndü. "Evet tatlım. Yine ben"
"Bak yine söylüyorum burada Mert diye biri YOK!"
"Hayır var!"
"Yok!"
"Var!"
Araya girmem gerektiğini anladım ve bağırarak konuşmaya başladım.
"SUSUN! "
Su bana baktı ve sonra dudağını büzdü.
"Ama Mert"
Hass.. Allah kahretsin! Selin bana şaşkın gözlerle bakarken Su bana doğru ilerliyordu.
Yanağıma öpücük bıraktı ve içeri geçti. Selin kaşlarını çatmış ve dolu gözlerle bana bakıyordu. Yanıma geldi ve titreyen sesi ile konuştu.
"M..Mert mi?"
"Selin anlatabilirim..."
"Neyi anlatacaksın?"
"Her şeyi beni dinle"
"Ali bana doğruyu söyle. Kim o?"
"Londra'da tanıştık"
"Londra he" alay barındıran bir kahkaha attı ve dudağını yalayıp devam etti.
"Yattınız mı?"
Başımı önüme eğdim. Ne diyecektim şimdi? Cevap alamayınca bu sefer omuzlarımdan sarstı.
"SÖYLESENE! "
"Selin...ben...çok üzgünüm-"
"Bitti Ali. Bitti. Artık bir hiçsin!"
Çantasını aldı ve evden çıktı peşinden koştum ve kolunu tuttum. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.
"Selin yapma!"
Sinirle bana döndü ve tokat attı. "Ne yapmim ya ne yapmim. Sen bir haltlar ye ben hala yanında durayım"
Kolunu bıraktım ve karşısına geçtim. Sinirle konuşmaya başladım.
"Biz zaten bu yüzden evlenmedik mi? İyi günde kötü günde birbirimizin yanında olmak için"
"Hayır sen yanlış anlamışsın. Biz seninle bir ömrü paylaşmak için evlendik. Tabii o dediklerinde var ama sen bir yeri atlıyorsun. Bu bizim kötü günümüz değil benim kötü günüm. Sen beni aldattın!"
"Selin yalvarırım dinle beni!"
"Ya ben seni ne dinleyecekmişim acaba!"
"Sarhoştum Selin!"
"Pislik!"
Beni hızla itip koşmaya başladı. Olduğum yere adeta çivilenmiştim. Arkasından ifadesizce baktım.
Şimdi ne yapacağım? Tam her şey düzeldi dedim. Yine bir bokluk çıktı. Su'yu acilen buradan göndermem lazım.
Kapı açılıp içeri başhekim girdiğinde ona baktım. Etrafı süzdü sonra bana baktı.
"Ali evladım burası ne noluyor?!"
"Üzgünüm kötü bir gün geçiriyorum"
"Kötü bir gün geçiriyorsun diye devletin malına zarar veremezsin"
Ceketimin aldım ve hızlı adımlarla odadan çıktım. Arkamdan gelen bağırış seslerini umursamadan hastaneden çıktım.
Şu an hiç kimse umurumda değil. Sadece Selin'i düşünüyorum.
Otoparka doğru gittiğimde Selin'i arabasıyla hastaneden çıkarken gördüm. Gözden kaybolduğunda yanıldığımı düşünüp arabama ilerledim ve bindim. Radyoyu açtım o arada Sertab Erener-Olsun çalıyordu. Sesini açtım ve gaza bastım.
🌿
Elimdeki rakıdan bir yudum daha aldım ve konuşmaya devam ettim.
"İşte sonra beni terketti"
"Abi senin ne işin var başka kadınlarla"
"Hataydı oğlum"
Efe 'yav he he' yaparken yeni bir bardak doldurdum. Önümdeki mezeden ağzıma atıp rakıyı fondipledim.
"Yavaş oğlum. " Efe'yi umursamadan yeni bir bardak doldurdum. Tam içecekken elimdeki bardağı çekti.
Benim ceketimi ve kendi ceketini alıp ayağa kalktı.
"Hadi gidiyoruz"
"Hayır! İçecem ben "
Telefonuma gelen mesajla mesajı açtım. İlk başta sarhoş olduğum için hayal sansamda gerçek olduğunu anlayınca cevap yazmaya başladım.
*Selin: Ali ne zaman geliyorsun?
*Şimdi geliyorum.
*Selin: Tamam bekliyorum.
*Tamam aşkım♥
*Selin: 😑
*🌹
Telefonu cebime atıp hızla ilerlemeye başladım.
"Ali. Abi nereye?"
"Selin bekliyor. Hemen gitmem lazım"
"Tamam al ceketini. Taksi çevirelim de öyle git"
"Tamam. Hadi çabuk ol"
🌿
Kapıyı çaldığımda üstünde pijamaları ile Selin açtı. Gözleri kıpkırmızı ve şişmişti. Başı ile içeri gösterdiğinde içeri girdim. Kapıyı kapattı ve arkamdan geldi.
Ceketimi çıkardım ve koltuğa attım. Selin'e yaklaşıp ellerimi beline sardım ve kendime bastırdım. Önüne gelen saçı arkaya attım.
"İyi misin? "
"Sana inanmak istiyorum. Beni inandır"
"İnandırıcam"
Başıyla beni onayladığında dudaklarına eğilmeye başladım. Gözleri kapattı ve ellerini koluma koydu. Dudaklarımı dudaklarını bastırdım.
Öpmüyordum.
Yaralarımızı sarıyorduk.
Ondan özür diliyordum.
Beni affeder mi?
Birbirimizin nefesini hissediyorduk.
Yavaş yavaş dudaklarımı hareket ettirdim. O da karşılık veriyordu. Usulca öpüyordum. Yaralarımızı kapatmak istermiş gibi öpüşüyorduk.
Geri çekildiğinde ona baktım. Ağlıyordu. Başını göğsüme koydum. Bir zaman sonra hıçkırmaya başladı.
"Ali?"
"Efendim güzelim?"
"Niye biz hiç mutlu olamıyoruz?"
"Evren istemiyor"
"Bak sana daha bu sabah o kadar şey söyledim ama bak yine seni yanımda istiyorum. "
Kafasını kaldırıp gözlerime baktı. "Ali?"
"Hı?"
"Gidelim buralardan"
"Nereye?"
"Bilmiyorum"
"Selin?"
"Efendim? "
"Tatile gidelim mi?"
"Olur. Nereye?"
"Nereyi istersen"
"Maldivler"
"Olur."
"Selin?"
"Efendim aşkım?"
"Ben senle ne yapacağım böyle? " bilmem dercesine omuz silkti.
Alnına bir öpücük kondurdum ve geri çekildim. Yüzünü buruşturdu sonra koşarak tuvalete gitti. Ardından bende koştum.
Baktığımda kusuyordu. Bu aralar nedense kusmaya başlamıştı. Elini yüzünü yıkayıp yanıma geldi ve başını omzuma koydu. Kucağıma aldım ve odamıza götürüp yatağa yatırdım.
Başını yastığa koyduğunda cenin pozisyonu aldı ve bebek gibi kıvrıldı yatakta. Yanına uzandım ve beline sarılıp başımı boynuna gömdüm.
Çok güzel kokuyordu. Bundan sonra Selin'i üzecek tek bir davranış yapmıyacağım. Onu tekrardan kaybedemem.
Ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp sonra sadece eşofman altımı giyip yatağa tekrar yattım. Geceliğin açıkta bıraktığı omzuna öpücük kondurdum ve başımı tekrar boynuna gömdüm.
Düzenli nefes alışlarından uyuduğunu anladım. Bende gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. Uyumadan önce son duyduğum Selin'in fısıldamasıydı.
🌿
Gözümü açtığımda Selin'i defterine yazarken gördüm. Ne yazdığını çok merak ediyordum. Gözümü kapattım ve beş dakika kadar bekledim. Beş dakika sonra kapı kapanma sesi geldi ardından su sesi. Duşa girmişti. Hızla kalktım ve defteri alıp en son yazdığına baktım. Bugünün tarihini yazmıştı. Hemen yazdıklarını okumaya başladım.
En şaşırtıcı olan şey ise bu sefer benim hakkımda düşüncelerini yazmamıştı. Şiir yazmıştı. Shakespeare...
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider,koşsanda tutamazsın...
William Shakespeare/Bazen
Kapı açılma sesi duyduğumda hemen defteri kapatıp oraya döndüm. Selin, kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Hızla yanıma geldi ve defteri aldı.
"Ya Ali sen ne hakla benim defterimi okursun?!"
"Selin sakin ol. Ben senin kocanım. Hem zaten hepsi benim hakkımda yazılmış"
"Eee?"
"Tamam Selin anlıyorum seni. TAMAM. "
Dolaba yöneldim ve kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Üstümü giyinip çıktım. Ona baktığımda telefonla konuşuyordu. Beni gördüğünde hemen telefonu kapattı. Kaşlarımı çattım ve yanına gittim.
"Ne oldu?"
"Bi...bişey yok"
Bazen bir şey karıştırdığını düşünüyorum ama umursamıyorum. Yine öyle yaptım ve omuz silktim, ceketimi alıp çıktım. Bir şeyler karıştıyor ama neyse.
🌿
-SELİN-
Ali'nin gittiğinden emin olduktan sonra tekrar Bora'yı aradım. Birinci çalışta açtı.
"Alo? Selin neden kapattın? "
"Yaa Bora Ali geldi de ondan kapattım"
"Tamam sorun değil ama bu gidişle bir şey yapamayacaksın"
"Nasıl yani? "
"Yani...Buluşalım öyle konuşalım. Kahvaltı ederiz hemde"
"Tamam."
"Seni almaya geliyorum o zaman."
"Tamam gel"
🌿
"Ya işte sonra böyle beyaz renkte balonlar olsun." Portakal suyumdan bir yudum aldıktan sonra devam ettim. " Çok şirin olur yalnız. Sonra işte bir pasta yaptırırım. Dur ya! Yoksa çok mu abartı olur?"
Çatalını tabağa koydu ve ağzını sildi. Sonra bana baktı.
"Yok abartı olmaz. Sonuçta sen demedin mi doğum gününde yapacağım sürprizi diye? "
"Evet. Yani bencede... neyse ben acıktım yemek yiyeceğim"
"Bence de ye"
"Bonco do yo"
Sesli şekilde kahkaha attıktan sonra yemeye devam etti. Bende çatalımı yumurtaya batırdım ve ağzıma attım.
Kahvaltı bittiğinde ayağa kalktı ve tuvalete gitti.
Bende o arada ultrason görüntülerine bakıyordum.
Geri döndüğünde tatlı yemek istediğini söyledi. Bu duruma şaşırsamda benim de canım pasta çekti ve kabul ettim.
🌿
-ALİ-
Telefonuma gelen mesajla başıma bilgisayardan kaldırdım. Mesajı açtığımda acayip sinirlenmiştim.
*0535...: Ali sence karın şu an nerede?
*0535...: Ya da kimin mi yanında demeliyim?
*0535...:😈😃
*Siz: Kimsin lan sen?!
*Siz: Karımı mı takip ediyorsun lan!
*0535...:Ben olsam karımı gider Bora'nın yanından alırdım.
*0535...: Sonuçta bugün kahvaltıya çıkan yarın baş başa yemeğe çıkar.
*0535...: 'KONUM'
*Siz: Bittin lan sen!
Telefonu kapattım. Önlüğümü çıkardım ve montumu alıp stajyerin yanına ilerledim. Beni görünce ayağa kalktı .
"Hocam buyrun bir şey mi istediniz? "
"Bugün erken çıkacağım. O yüzden hastaları başka doktora verin"
"Tamam hocam"
Bir şey söylemeden hızla otoparka indim. Arabamı bulup hemen çalıştırdım ve navigasyondan bulundukları yerin tarifini açtım.
Yarım saate geldiğimde hızla arabadan indim ve içeri girdim. Gözlerim etrafı tararken orta masalarda gülerek konuşan onları gördüm.
Bora elini Selin'in yanağına koyduğunda daha fazla dayanamadım ve yanlarına gidip o yanağına koyduğu elini ters çevirdim. Selin,bana şaşkın ve korkmuş bakıyordu.
Yere itip karnına tekme attığımda garsonlar gelip kollarımdan tuttu. Son kez karnına tekme atıp kollarımı tutan ellerden kurtuldum.
Selin'e baktım. Gözleri adeta yuvalarından fırlayacaktı. Yanına gittim ve kollarından tutup sarstım.
"Ne oldu çok endişeli gözüküyorsun? Ne de olsa sevgilinle yakalandınız dimi? Sen ne biçim bir kadınsın ya! Seni sevdim ben sevdim!"
Onu masaya doğru ittim. Belini çarpıp yere düştü. Yüzünü buruşturduğunda canının yandığını anladım. Bir an ona üzülsemde tekrar sinirlendim.
"Seni pis sürtük! "
Gözlerinden yaşlar süzülürken emekleyerek yanıma geldi ve ayaklarıma sarıldı.
"Ali...yanlış anladın! Lü...lütfen yapma böyle!"
Yalan söylüyordu. Yalancı!Ayağımla onu geri itmemle sırt üstü düştü. Yandan yüzüme gelen yumruk ile sendeledim. Baktığımda o şerefsizdi. Bana bakıp bağırmaya başladı.
"Sen kendini ne sanıyorsun da ona böyle davranıyorsun lan!"
Yerde karnını tutarak yatan Selin'e bir de o p*çe bakıp son sözümü söyledim.
"S*kimde değilsiniz!"
Arkama bakmadan kapıya doğru gittim. Selin arkamdan sürekli adımı sesleniyordu. Ama umrumda değildi. Kapıdan çıktım ve arabama binip gaza yüklendim. Telefonumun çaldığını gördüğümde arayan kişiye baktım. Su arıyordu. Hiç bir şeyi, hiç kimseyi umursamadım ve telefonu açtım.
"Efendim Su?"
"Ali..."
"Hı?"
"Seni özledim. Lütfen gel! "
"Bende seni özledim. Geliyorum"
"Ciddi misin?"
"Evet. Hazırlan istiyorsan"
"Tamam sevgilim"
Telefonu kapattım. Ve arabayı Su'yun evine sürdüm.
Ardımda ne bıraktığımı ya da nelere sebep verdiğimi bilebilseydim ona bugün öyle davranmazdım. Ya da böyle şeyler yapmazdım.
...
Hellooo!
Valla bölüm uzun oldu. Ben bile şaşırdım bu kadar uzun yazabildiğime. Bir başladım... bitirdim baktım 1592 kelime...
Yeni bir hikayeye başladım. Profilimden bakabilirsiniz. Giriş bölümü yayında.
Arkadaşlar size söylemek istediğim bir şey var. Bölüm istatistiklerine bakıyorum. 60 görüntülenme var ama en çok 5 oy 2 yorum falan var. Lütfen oy verin ve yorum yapın.
Sınır: 12 vote 15 yorum
Sizleri seviyorum😇💋
18.04.19