Gizemli Okul

By mes4fe

48.9K 2.2K 1.3K

Normal bi hayatımız vardı, her insan gibi. Tâki o okula adım attığımız güne kadar... More

~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~

~1~

13.7K 356 584
By mes4fe

Başladığınız tarihi buraya bırakırsanız çok sevinirim. ♥

 Alarmımın sesiyle uyandım gibi klasik bir giriş yapamam çünkü asla alarm sesiyle uyanan biri değilimdir, uykucuyum yani ne yapabilirim? Onun yerine direkt annemin sesiyle uyandım.

"Ayda uyanmadın mı hala? Seni kaç kere aradım, açmadın. Ben de işten çıkıp hemen eve geldim. Öğlen oldu ya, koala gibi uyumaktan başka ne yapıyorsun  acaba?"

Ne? Annem beni aramıştı ama açmamıştım? Ya nasıl açayım telefonumu sessize alıp uyuyorum ben! Yani kim sessize almadan uyur ki? Her neyse, düşüncelerimi bir kenara itip anneme uykulu bir sesle cevap verdim.

"Ben böyle iyiydim anne. Hem sen niye işten çıkıp geliyorsun ki? Ne güzel uyuyordum."

"Hadi hadi mızmızlanmadan kalk bir kerede, hem sana kahvaltı hazırladım."

Fazla ısrar etmeyecektim. Belliydi, ısrar edecekti.

"Peki anne, kalkıyorum."

Bu arada uykuyu, uyumayı çok seviyorum. Genelde uyku ve müzik her şeyden kaçışımdır.

Zorda olsa yatakta doğruldum ve telefonumu elime aldım. Saat 14:28'di, ben bu kadar uyumuş muyum? Hemen ayağa kalktım ve lavaboya doğru yöneldim, işlerimi hallettikten sonra çok hafif bir makyaj yaptım. Saçım kumral ve dalgalıydı, saçımı at kuyruğu yapıp lavabodan çıktım. Evet sırada kıyafet seçmek var. Asında seçmeyecektim, elime ilk gelen siyah yırtmaçlı, dar bir pantolon giydim. İlkbahar'dı ama hava bugün yağmurluydu ve biraz serindi, o yüzden üzerime siyah bir sweatshirt geçirdim ve aşağıya indim. Annem her zamanki gibi harika bir kahvaltı hazırlamıştı. Hemen yanına gittim ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

"Oooo annelerin bir tanesi, yine döktürmüşsün. Ne ara yaptın sen bunları ya?"

"Eee ne yapalım, kızımız uyumaktan hazırlayamayınca iş başa düşüyor."

"Ya anne ya, aşk olsun gerçekten."

Bunu dedikten sonra annem güldü, ben de devam ettim.

"Babam yok mu?"

"Kızım farkında mısın bilmiyorum ama saat üçe geliyor, adam işte."

Ha bu arada ufak bir dipnot, babam veteriner annem de çocuk doktoru.

"Tamam anne. Şey bende arkadaşlarımla buluşacaktım da?" Hadi anne zorlama ya direk evet de.

"Peki gidebilirsin, ama gecikmek yok."

Direkt izin vermesi peki.. Kadını Nihat Hatipoğlu bugün kutsamış sanırım.

"Peki peki."

Kahvaltımızı yaptıktan sonra annem gitti. Tabiki bulaşıklar bana kalmıştı, aman ne güzel. Bulaşıkları yıkadıktan sonra Ilgın'ı aradım:

"Âlo."

"Ilgın bugün sana mı gelecektik?"

"Evet bana gelceksiniz."

"Tamam yarım saate gelirim. Nida geldi mi?"

"Çoktaan."

"Tamam hemen geliyorum."

Telefonu kapattıktan sonra odama gidip çantamı aldım. Ağzıma çikolatalı bir şeker attım ve beyaz spor ayakkabılarımı da giyip evden çıktım. Ah harika saat 16:38'di.

Kulaklıklarımı takıp kısık sesle bir şarkı açtım ve su birikintilerine basa basa yürümeye başladım. Yaklaşık 15 dakika sonra varmıştım, zile bastım ve beklemeye başladım. 

"Hoş geldin uyuyan güzel."

Alaycı bir şekilde güldüm ve Ilgın'ı iterek içeri girdim.

"Hoş buldum."

"Hoş geldin Ayda."

"Hoş buldum Nida. Eeee ne yapıyorsunuz kızlar."

İkisi de aynı anda "Dedikodu." dedi ve ben bir kahkaha patlattım. Bilirsiniz işte olmazsa olmaz dedikodu time.

"Bu sene okul yatılı olacakmış, nedenini bilen var mı?" Dedi Nida pat diye.

Direk lafa atladım çünkü böyle bir şey beklemiyordum. Yani kim okulunun yatılı olacağını bekler ki?

"Oha bu çok saçma."

"Yıl içinde, okulu çok fazla terk eden kişi olduğu için duymuştum." Dedi Ilgın.

"E iyi de niye?"

"Bilmiyorum."

O okul tuhaf bir okuldu. Okul içinde birkaç kere anlayamadığım çığlık sesleri duymuştum ama açıkçası pekte önemsememiştim.

Nida araya girdi:

"Kızlar düşünsenize sizce de eğlenceli olmaz mı.?"

Aslında, evet olabilirdi. Yatılı sonuçta?

"Evet olabilir hem en fazla ne olur ki.?" Dedim.

"Haklısınız, olabilir ama ne biliyim, içimde kötü bir his var." Dedi Ilgın.

"Korkuyor musun yoksa?" Deyip alaya alarak güldü Nida.

"Saçmalama Nida, ne korkacağım ya."

"Peki öyle olsun bakalım."

2 dakikalık sessizliği ben bozmuştum.

"Gençler yarın okul var dışarı çıkıp 1-2 saat takılalım mı, hem son gün eğleniriz ne dersiniz.?" 

"Olur, en azından Nida'nın saçmalıklarını dinlemek zorunda kalmam."

Nida'da 4 numaralı 'hıhı kesin' bakışını attı ve bir şey demeden hazırlanmak için ayağa kalktı. Her ne kadar anlaşamasalar da kardeşlerimdi, seviyordum.

Hazırlanıp hemen çıkmıştık. Kafeye ve luna parka gittik. Dönüş yolunda tabiki bir aksilik olmazsa olmazdı. Abazanın biri içmiş ve 5-6 dakikadır bize sarkıyordu. Üstelik ayakta bile zar zor duruyordu.

"Şşşt fıstıklar gelin sizi eve ben götüreyim."

"Ya abicim bırak bu işleri, dedem yaşında adamsın. Bir git işine gücüne ya!" Dedi Ilgın sinirle.

"Benim tek derdim sizsiniz güzeller." Dedi adam ağzını yayarak.

 Gerçekten artık çok sinirlenmiştim. Arkamı döndüğüm gibi karın boşluğuna sert bir tekme attım. Biraz sendeyip yere düştü ve o kadar sarhoştu ki kalkamadı bile.

"Adam ölecek ve katil olacaksın Ayda, ne yaptın sen?" Dedi Nida korkak  bir sesle.

"Film mi bu salak, adam iki vurmayla ölecek falan. Ya bırak, buna ve bunun gibilere hiçbir şey olmaz. Hatta az bile yaptığımı düşünmeye başladım"

Eve dönüş yolunda ayrılmıştık. Eve vardığımda saat 23:48'di, kesinlikle çok erken eve gelmiştim. Bir duş yaptıktan sonra uyumak için kendimi yatağa attım.

                                       ***

Alarmımın iğrenç melodisiyle sonunda uyanmıştım. Evet, asla uyanmazdım ama zil sesinize Mahmut Tuncer katarsanız uyanabiliyorsunuz arkadaşlar.

E yok artık, yuh yani. Okulun ilk gününden gecikmiştim, harika. Hemen tuvalete girip işlerimi hallettikten sonra makyaj yapmadım, yani niye yapayım ki? Sadece saçımı açtım ve taradım. Saçlarım belime kadar geliyordur taramasam süpürgeli cadılara benziyordum. Yani en azından bana öyle geliyordu.

Aynaya baktım, derin bir  nefes aldım ve gülümsedim. Gülümsediğim de çıkan gamzelerimi çok seviyorum ve tabi ki gözlerimi, gözlerim ela rengiydi.

Bugün hava o kadar sıcaktı ki cehennemi önden yaşıyor gibiydik. Üstüme krem bir crop geçirdim ve altıma bordo bir şort giydim ve boy aynamın karşısına geçtim, evet hazırdım.

Annem ve babam ile dün gece vedalaşmıştım o yüzden rahattım. Bavullarımı ve çantamı alıp aşağı kata indim. Kahvaltı yapmayacaktım, benlik değildi zaten. Ağzıma bir şeker atıp evden çıktım.

Yolda Nida'yı aradım, şansa Nida Ilgın'da kalmış ve onlarda okula geç kalmışlardı. Eh tabi o kadar geç uyusa ebemde geç kalır. Şuan okula doğru konuşa konuşa, Ilgın ve Nida'nın deyişiyle dedikodu yapa yapa gidiyorduk.

Bu yatılı işi gerçekten iyi bir fikir miydi düşünmeden edemiyordum doğrusu. Yaklaşık 10 dakika sonra okula varmıştık ve okul kapısının önüne geldiğimizde üçümüz de derin bir nefes aldık.

"Hazır mıyız?" Dedim.

"Her şey gibi." Dedi Ilgın.

"Buna da hazırız." Diye devam ettirdi Nida.

Ve geç kalan biz değilmişiz gibi yavaş yavaş okula girdik, ama garip bir kalabalık vardı. Konuşma falandır diye düşünüp oraya doğru yürümeye başladık. Kalabalığın arasından geçtik, ama gördüğümüz şeye şok olduk.

Yerde kan vardı, yer kan doluydu! Gördüğüm şeye inanmak istemiyordum. Sağımdaki Ilgın'a baktım, dehşet içerisinde kıza bakıyordu. Sol tarafımdaki Nida'ya baktım, onda da durum aynıydı. Evet  evet yanlış görmüyordum..

O bir cesetti...

Continue Reading

You'll Also Like

2.1K 86 8
"Sevmek "EVET" demesini beklemek değil "HAYIR" demesine rağmen sevmektir."
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

183K 17.1K 36
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
YANSIMA By Gizme

Science Fiction

8.5K 572 31
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...
1.6K 167 7
Bu kurgu ve içeriği tamamen bana aittir. Sizler için hazırladığım Korkunç Mesajlaşma'nın 3. serisine hoşgeldiniz. Olaylar üst üste, garip ve etraftan...