YARA İZİ 🚬 BIZE SEN KALA 2

By Sldakser

2M 80.6K 12.8K

Aşk kader gibidir Lina, ondan kaçamazsın!. Unutma... Kalp her zaman imkânsıza âşık olur. More

TANITIM 👑
Sene 2012
Bölüm 2
Bölüm 4
Yeni ev
Bölüm 6
geçmişin izi
Bölüm 8
Kör olsun
Bölüm 10
Müştemilat
Bölüm 12
Arıza
Bölüm 14
İsteme
Bölüm 16
Sözümüz var
BÖLÜM 18
Nöbet
Bölüm 20
Bi ihtimal
BÖLÜM 22
Varsayım
BÖLÜM 24
Hissiz
Bölüm 26
Canözüm
Bölüm 28
Kurtar beni
Bölüm 30
Tövbe
Bölüm 32
Gülgüzelim
Bölüm 34
Serçe
Bölüm 36
Veryansın
Bölüm 38
Kırmızı kuşak
Bölüm 40
Veda mektubu
Bölüm 42
Uyan artık!
Bölüm 44
Sevdin mi
Bölüm 46
Tatlı gülüş
Bölüm 48
Kaçış yok
Bölüm 50
FİNAL - LİNKAR

Zor değil

42.5K 2.2K 217
By Sldakser

"Raşit, biraz daha gülmeye devam edersen ağzınla burnunu yer değiştirmek zorunda kalacağım."

Sinirden deliye dönerken onunda pişmiş kelle gibi gülmesi sinirlerimi biraz daha zıplatıyordu. Raşit gülmeye devam ederek "Bir daha kızı ne zannettiğini söylersen söz gülmeyeceğim." Diye sormuş bende gevşemek için ellerimi yumruk yapıp yapıp açmıştım.

Ona bir kez daha söylediğimde o da beni yanıltmayarak kahkaha atmış beni biraz daha delirtmişti. Utanmasa yerlere yatıp öyle gülecekti. Ona ölümcül bir bakış attığımda iki elini havaya kaldırarak 'tamam' diyerek gülmeyi kesecek gibi olurken tekrar gülme aldı. Bende dayanamayarak elimin altındaki yastığı üstüne attım.

"Kartal, doğru söyle sana tokat attı mı?" diye sorduğundaysa tekrar olayı yaşamıştım. Kızı ilk gördüğüm anda onun benim için geldiğini düşünerek nasıl büyük bir hatanın içine düşmüştüm. İlk defa karşılaştığımızda zaten onu gözüm tutmuşken evime geldiğinde neden sorgulamamıştım. Sorgulamayı geçtim. Hiçbir şey söylemeden kızı direkt odaya çıkarmıştım. Hadi bu benim genel yöntemimdi peki o yatak odasına girdiğinde idrak edememiş miydi? Yok, ama hata bende o masum bakışlarının ardında başka bir kadın olduğunu düşünmek benim hatamdı. Yoksa ben asla tahminlerimde yanılmazdım.

"Hayır dedik ya Raşit, illa bana tokat atması mı lazımdı. "

"Bilmem bence tokat atmaması anormal kızı fahişe yerine koydun. Ben, olsam üstüne çıkar seni gücüm yettiği kadar döverdim." Kız eli titreyerek tokat atmıştı da onun tokadı bana koymazdı. Zaten attı desem Raşit bir ay bu konuyu alay konusu ederdi.

"Takmışsın dövmeye Raşit. Ben, nerden bilebilirdim kızın iş görüşmesine geldiğini müneccim miyim?" Eğer iş görüşmesi için birilerini getireceğini söyleseydin bu yanlış anlaşılma olamayacaktı. O değil de kız tokat attıktan sonra bir kaçış kaçmıştı ki görülmeye değerdi. Onun ardından diğer kızın gelmesine ne denirdi. Kızı başımdan atmak içinde ekstra çaba harcamıştım.

"Kartal, bu evden içeriye giren her kadın fahişe değil, bunu aklına yaz özellikle de gündüz vakti..."

"Biliyorsun geceyi kadınlarla geçirmediğimi en uygun vakit hatta tam vaktiydi... Of neyse ney kızı evden kaçarken gördün mü?" Yazık olmuştu kıza bugünkü yaşadığını uzun süre üstünden atamazdı.

"Evet, ürkek ceylan gibi arkasına bakmadan seke seke kaçtı..." Bu tabiri hoşuma gitmişti. Hoş bakışları ceylanı da andırıyordu. "Sana da iyi malzeme çıktı." Raşit kahkaha atmasa da yüzündeki aptal sırıtış hala vardı.

"Bir şey soracağım kız diyelim ki yahşi cazibene kapılıp sesinle birlikte olsaydı ki bence kız kesinlikle bakire..." Kızın ürkek ceylanlığı hesaba katılırsa olabilirdi. Öpüşmeyi de bilmediği düşünülürse bence de öyleydi. O halde iyi ki olmamıştı. Yoksa bu sorumluluğun altına asla giremezdim.

"Bir saniye sen bu nereden anladın?"

"Oğlum kız buraya para için geldi çalışmaya... Neden kısa yoldan kazanmak dururken evde hizmetçilik yapsın. Bir düşün derim." Herkes kötü yoldan para kazanacak diye bir kaide mi vardı. "Bilmem belki de öyledir." Diyerek artık konuyu kapatmak istedim. Kız konuştuklarımızı duysa yerin dibine bir kez daha girebilirdi.

"Ne dersin karizman elden gidiyor mu?"

"Karizmamı çok önce şu yıllanmış yaradan sonra kaybettim." Bu yara bütün benliğimi gölgeliyordu. Çoğu kadın yaramdan dolayı bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Hoş bugünkü kız hiçte öyle bakmıyordu. O bana bakarken kendimi onun gözünden kusursuz olarak görmüştüm. Belki de bakışından dolayı gaza gelmiş bile olabilirdim.

"Bunun gerçek olmadığını biliyorsun Kartal..."

"Aslında gelen kız hoşuma gitti biliyor musun? Bana hiçte öyle korku dolu gözlerle bakmadı. Onun gözlerinde ne korku belirtisi ne de şefkat acıma pırıltısı gördüm. Uzun zaman sonra ilk kez bir kadın bana kendimi kusursuz gibi hissettirdi. Raşit o kız sanki beni tanıyor gibiydi. Hatta bugün onunla şirkette karşılaştım."

"O zaman iyi bok yedin diyorum Kartal, kırk yılın başı eve temiz bir kız buldum kızı korkutup kaçırdın? Hayır, ne bokuna kızını odana alıyorsun ki hiç değilse önce saygından adını falan sor..." Haklıydı da olan olmuştu.

"Kıza iş teklifi götürsek sence kabul etmez mi?"

"Beni daha fazla güldürme Kartal, kıza fahişe gibi davranıp yatağına atmak istedin. Sence kız bu semte bir daha uğrar mı?"

"Kaç defa anlatacağım kızın... Of daha fazla bu konuda konuşmak istemiyorum sen, kızın iletişim adreslerini bul irtibata geçmek istiyorum."

"Anlaşıldı sen bu kızı kolayca unutamayacaksın." Raşit telefonu çıkarınca birilerini arayıp kızın açık adresini istedi. Telefonu kapattığında "Bak yine dört ayağının üstüne düştün. Kız bizim çalışanlardan birinin yakın bir arkadaşı onsan adresini ve telefon numarasını istedim." Raşit telefonuna genle mesajı bana gönderdiğinde önce adresine baktım. Buraya çok fazla uzattı. Bende kızın telefonu kaydetmek için adını sordum.

"Lina..." Bak sen kendi kadar adı da güzeldi. Sevdim. "Sence aramalı mı yoksa evine mi gitmeliyim." Dediğimde Raşit telefonu yüzüne kapatıp seni engeller dediği için mecburen yola koyulmuştum. İşe almasam bile hiç değilse bir özre ihtiyaç vardı. Bunu bana Raşit söylese küfür eder katiyen dilemem derdim de adam haklıydı. Kıza bildiğin fahişe gibi davranmıştım. Üstelik kız çalışanlarımın arkadaşıydı. Eğer bu olay şirket içinde duyulursa çalışanlarımın bana bakış açıları kökten değişebilirdi. Kızın mahallesine geldiğimde son bir kez daha konuma bakarak doğru adreste olduğuma emin oldum. Başımı kaldırdığımdaysa sıvası dökülmeye yüz tutmuş apartmana baktım. Bu kız gerçekten fakir olmalıydı yaşadığı köhne mahallede bunun en büyük kanıtıydı. Telefonum mesaj bölümünü açarak kıza kısa bir mesaj attım.

"Apartmanın önünde seni bekliyorum..." Mesajı hiç düşünmeden göndermiştim. Acaba açıklama yeterli olmuş muydu derken anında karşılık geldi.

"Küfür içerikli mesaj göndermemi istemiyorsan bir daha yazma."

"Bence patronuna saygılı olmasın."

"Hadi oradan patronmuş... Sen, kiminle dalga geçiyorsun? Sen olsan olsan ancak iğrenç bir sapık olursun."

"Kalbimi kırıyorsun Lina, küçük bir buse sapık olduğumu göstermez..."

"Sen... Sen de kimsin?"

"Bu kadar çok merak ediyorsan aşağıya inmelisin..."

"Sen, ciddisin!"

"Evet, aşağıda seni bekliyorum ve sana küçük bir tüyo bekletilmekten zerre hoşlanmam!"

Bu son mesajıma karşılık gelmemişti. Biraz bekledikten sonra buradan basıp gitmekle mesaj atmak arasında gidip geldim. Sonra aklıma yaptıklarım geldi. Lina, tereddüt etmekte haklıydı. Bu yüzden bir mesaj atmaya daha karar verdim. Tam yazıyordum ki demir kapı sesi duyuldu. Sol tarafıma baktığımda Lina'nın ceketine sarılmış etrafına baktığını gördüm. Onun için kornaya basarak yerimi belli ettim. Lina, anında beni fark ederek hızla benden tarafa yürüdü. Arabaya geldiğindeyse uzanıp onun için kapıyı açtım. Lina arabaya biner binmez kapıyı kapatıp "Kartal Bey..." demişti. Kısık çıkan sesine rağmen adımı güzel telaffuz etmişti. Oysa ben geldiğinde bir ton kötü laf ederdi kendimi hazırlamıştım.

Ona bir şey söyleme gereğini duymadan arabayı çalıştırıp kemerini bağla demiştim. "İyi ama nereye gideceğiz? Kartal Bey durur musunuz korkuyorum..." Arabayı hızlı bile kullanmazken korkuyor muydu? Tabi ya onu kaçırmamdan korktu.

"Hayatımda hiç kimseden özür dilemedim bu yüzden seni özür dilenecek güzel bir yere götüreceğim."

"Ama nasıl olur?" Sürekli onun mızmızlanmasını çekemezdim. Bu yüzden ona karşı açık oldum. "Korkma erotik sahneler yaşanmayacak hatta seni bu yüzden kalabalık olan mekana götüreceğim." Benim açıklığım onu biraz daha korkutmuş olmalıydı ki açık dille gelemem demişti. Bende arabayı kullanırken ona alıcı gözüyle baktım.

Lina, evden ne kadar aceleyle çıkmışsa üzerinde pijama takımı vardı. Gülerek dişlerimi ısırdım. Bu halde nereye gidersek gidelim alay konusu olurduk. Gidemem demesine sinirlensem de halini görünce sinirim uçuvermişti. "Acaba lunaparka mı gitsek?" diye alaycı bir tavırla sorarken başını öne eğdi.

"Lütfen dalga geçmeyin."

"Peki, o halde seni tenha olmayan ama bizi çok da göremeyecekleri bir yere götüreceğim." Bugün olanlardan sonra korkusuz şekilde teklifimi kabul etmesi onun hanesine artı olarak gitti. Çünkü hayatta en nefret ettiğim kadın tipi korkak ve ağlak kadınlardı. Kısa olmayan yolculuğumuzun ardından istediğim yere gelmiştik. Lina'nın cesareti için ona ödül olarak her zaman tek geldiğim yere getirmiştim. Arabayı park edip indiğimde Lina da sorgusuz sualsiz arabadan inerek yanıma geldi.

"Burası benim gizli mekanım. Hiç korkmadan teklifimi kabul ettiğin için ödül olarak seni buraya getirmek istedim. Nasıl?" Onun cesaretine karşılık samimiyetle sormuştum. O da cevap vermeden önce uzunca etrafını süzerek içten bir tavırla çok güzel demişti.

""Peki, aç mısın ben henüz akşam yemeğimi yemedim."

"Açıkçası bende henüz akşam yemeği yemedim." Desene yanına gelmesem geceyi aç geçirecekmiş. Kendimi onun yerine koyuyordum da herkesin kolayca midesi kaldırmazdı.

"Açık sözlüsün olanlar iştahını kapatmış olmalı değil mi? Sorumla birlikte bana baktığında "Bugünü kastediyorsanız eğer haklısınız hayatım boyunca bu kadar utandığımı hatırlamıyorum." Demişti.

"Üzgünüm Lina, sende anlamış olmalısın ki seni başka biriyle karıştırdım..."

"Eve gelip sakin kafayla düşünce yapmış olduğunuz şeyi anladım ama ben..."

"Biliyorum Lina, işte bu yüzden hayatımda ilk ve son kez özür diliyorum. Lütfen affet. Eğer hâlâ çalışmayı düşünüyorsan işe alındın."

"Olanlardan sonra nasıl kabul edemem. İstesem de olmaz."

"Olanlar mı Allah'ını seversen Lina, ne olanından bahsediyorsun seninle öpüşmedik bile. Sen, bana karşılık falanda vermedin altı üstü küçük bir buse... Lütfen bana bu minik olayı gözünde büyütmediğini ispatla ve yarın sabah işe başla..."



Bir umuttu yalnızlık. Bir şeyleri paylaşamamaktı belki, gözler dalıp giderken, yaralı bir serçeye, ağlayan bir buluttu belkide, belki belkilerle dolu bir hayattı bu...




Continue Reading

You'll Also Like

16.5K 1.5K 38
Bu bildiğiniz hikâyelerden değil. Bu yalanlarla mutluluğu aşılamaya çalışan hikâyelerden değil. Bu adeta bir yaşam savaşına benzeyen bir hikâye. Bu i...
45.8M 2.1M 86
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...
349K 14.4K 37
Kocam, bin adamın bir kurşunuyla öldürüldü. Ben ise, bin kurşunla tek bir kişiyi öldüreceğim. "AKSİYONUN EN ÇARPICI SERİSİ" Kocası, bir suikastte öl...
6.9M 38.1K 10
Rüya, geçmişin izlerini silmekte zorlanan genç bir kızdır. Korkuları yüzünden karşısına çıkan nefes kesici adamdan uzak durmaya çalışsa da ruhu ateş...