FERİDE

By nurayergen0133

1.6M 117K 16.4K

(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıl... More

ALINTI
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KERİM & HASAN
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
Alıntı
40.BÖLÜM
ALINTI
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM (FİNAL PART 1)
FİNAL (PART 2)

14.BÖLÜM

37.7K 2.7K 346
By nurayergen0133

TİMUR

Bir erkek bir kadını ne kadar sevebilirdi?

Ölürcesine mi?

Ciğeri sökülürcesine mi?

Nefesi kesilircesine mi?

İşte ben karşımda kırmızılar içinde duran kadını bu duygularla seviyordum.Ölürcesine,ciğerleri sanki acımasız eller tarafından sökülürcesine ve nefesim kesilircesine.Duyduğum her şarkıda,gittiğim her yerde,dokunduğum her şeyde,gezdiğim her sokakta o vardı.O ve onun güzelliği ile süslenmiş hayallerim...

Bu kadın;Hiç bir harfi onsuz bir cümleye kurban etmediğim,tövbesi olmayan günahım,en güzel yasağım ve sevgimi saklayamadığım en güzel saklımdı...

Bu kadın benim,ömrüm,geleceğim,hayallerim ve kurumuş dallarını çiçek açtırmak için her şeyi göze aldığım tek kadındı...

Derin bir nefes aldım ve içinde boğulduğum düşüncelerimden çıkarak sofranın bir kenarına büzüşmüş,yine her zaman ki gibi yemek yemek yerine tabağındakileri tırtıklayan sevdiğim kadına baktım.

Ona kızmak,neden her sofra da eciş bücüş oturduğunu sormak ve o tabaktakileri zorla ona yedirmek istiyordum ama yapamıyordum işte.Kıyamıyordum...

Ben kıyamıyordum ama Annem çok güzel bir şekilde yapıyordu bunu.Kız yemedikçe annem tabağı doldurup doldurup önüne koyuyordu ve annemin ona bu şekilde davranması beni tahminimden daha çok mutlu ediyordu.

''O tabak bitecek kızım''

Annemin sözlerine gülmemek için yanı başımda oturan Babama döndüm ve çok normalmiş gibi konuşmaya başladım.

''Baba bu işi uzatmadan hafta sonu evlenelim diyorum ne dersin?''

Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz her şey bir anda gerçekleşmişti.Feride öksürmeye başlamış,Annemin ağzından hiç duymadığım sözler çıkmış,babam ise yemek kaşığı elinde bakakalmıştı.Ne oluyordu yahu..Altı üstü sevdiğim kadınla evlenmekten bahsediyordum...

''Yemeğini ye oğlum.Acelesi yok ya yemekten sonra gelin kızımda buradayken konuşuruz hep birlikte.Ne bu yangından mal kaçırır gibi''

Babam bana fırça mı çekmişti,yoksa ben mi yanlış anlıyordum...

''Haklısın Baba.Bu yemek yerken konuşulacak bir konu değil''deyip yemeğime geri döndüm.Feride'nin şaşkın bakışlarını hala üzerimde hissediyordum.Kafamı kaldırıp bir anda ona baktım ve yüzünün renkten renge girdiğini gördüm.Utanmıştı kurban olduğum...

''Yemeğini ye''dedim sessizce.

Bakışlarını birden kaçırmış ve kafasını tırtıkladığı yemeğine eğmişti.Aradan on dakika geçmişti Babam sofradan kalkmış ve ellerini yıkamak için odadan dışarı çıkmıştı.Daha iki dakika geçmemişti ki Annem'de onun peşinden çıkıp gitmişti.Şimdi odada sevdiğim kadınla tek başımaydım.Hemde aynı sofra da yan yana...

Hiç vakit kaybetmedim ve beklemediği bir anda ellerimi yanaklarına bastırarak dudaklarına sert bir öpücük kondurdum.Sonra da hiç bir şey olmamış gibi tekrar yemeğime geri döndüm.

"Öyle bakmaya devam edersen az önceki yaptığım şeyi tekrardan yaparım  haberin olsun güzelim"

"Bu...Bunu bir daha yapma sakın.Ya Annen ve Baban bizi görseydi"

"Ama görmedi" dedim gülümseyerek.Tam bu sırada Annem ve Babam tekrardan odaya girmişti.Bir bakımdan geldikleri iyi olmuştu çünkü Feride susmak zorunda kalmıştı.

"Çok teşekkür ederim efendim.Her şey çok güzeldi ellerinize sağlık"

Feride'nin Anneme gülümsediğini gördüğümde istemsiz bir şekilde bende gülümsedim ve ayağa kalkarak tıpkı sevdiğim kadının yaptığı gibi bende teşekkür ettim.Sonra da ellerimi yıkamak için  dışarı çıktım.Buz gibi hava bir anda tüm bedenimi ele geçirince ürperdim.Sonra da temiz havayı içime çekerek lavaboya kadar ilerledim.

Yaklaşık beş dakika sonra salona dönmek için yürümeye devam ettiğim sırada Feride'nin mutfak çalışanlarına yardım ettiğini gördüm.Ellerinde tabakla hızla merdivenleri iniyordu.

''Dikkat etsene neden bu kadar hızlı iniyorsun merdivenleri''

İstemeden de olsa sesim sert çıkmış ve anladığım kadarı ile bu onu korkutmuştu.

''Dikkatli bir şekilde indim merak etme''

Sesi bana mırlayan kedileri anımsatmıştı.

''Hadi elindekileri bırak seni bekliyorum''dedim bu sefer sesimin çok daha yumuşak çıkmasına özen göstererek.Bir kaç dakika merdivenin başında,ellerim ceplerimde bekledikten sonra onun yavaş yavaş merdivenleri çıkmasını seyrettim ve elinden tutarak ailemin bulunduğu odaya doğru ilerlemeye başladım.

''Bir gören olacak Timur bıraksana elimi''

''Karım olacak kadının elinden tutuyorum farkındaysan''

''Tamam ama-''

''Aması yok güzelim''deyip dudaklarımı alnına bastırdım ve kapıyı açarak sıcak odaya giriş yaptık.Annem ve Babam her zaman ki gibi yan yana oturuyor,kendi aralarında sessizce konuşuyorlardı.

''Gel kızım.Şöyle yanıma otur''

Annemin gösterdiği yere doğru ilerleyen Feride'ye bakıp bende Babamın yanına doğru geçtim.Derin bir nefes aldım ve sofra başında kapatılan konuyu tekrardan açtım.

''Baba''dedim boğazımı temizleyerek.Cümlenin devamını nasıl getireceğimden pek emin değildim.Bir kez daha sıçıp sıvamamak için iyi bir giriş yapmalıydım.

''En yakın zamanda evlenelim diyoruz siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?''

Hay çenesini siktiğim Timur...İyi giriş böylemi yapılırdı.

''Bize düşünmek için fırsat vermediğini düşünüyoruz oğlum.Hal böyleyken bundan başka bir şey düşünemiyoruz oğlum''

Babam şimdi de benimle dalgamı geçiyordu?

''Oğlum bunu niye bize soruyorsun.Bunu gelin kızımıza soracaksın oda ailesine soracak.Ayıptır lee böyle pat diye ortalık yerde''

Bir kaç dakika sevdiğim kadının gözlerine baktım.Orada ki hüzünlü dalgaların elbet farkına varmıştım.Işte bu yüzden bu konuyu kapatmaya karar verdim.

''Pekala bu konuyu daha sonra konuşalım.''deyip sözlerime devam ettim.

''Çay yok mu Anne?''

''Olmaz mı oğlum.Babanın çaysız durduğu nerede görülmüş.Şimdi getirirler''

Bir kaç saniye ne konuşacağım hakkında fikir yürütürken Feride'nin sessizliği bölmesi ile derin bir nefes aldım.

''Buyurun efendim bunu size getirdim.''

Elinde ki poşeti Anneme uzatırken onun utandığını görmek yüreğimi sızlatmıştı.

''Ne gerek vardı kızım.Çok teşekkür ederim''

Annem poşetin içine özenle yerleştirilmiş hediyeleri çıkarırken ben hala sevdiğim kadını izliyordum.Umutla Annemin gözlerinin içine bakıyordu.O bakışların anlamını bilen insana çok şey söylüyordu o gözler.

''Ellerine sağlık kızım bunlar çok güzel''

Bir birlerine sarılmalarının ardından onun rahatladığını duruşundan bile anlayabiliyordum.

''Güle güle kullanın efendim''

''Kullanmam mı güzel kızım.Gelinim bana bunları getirir de ben kullanmam mı''

''Teşekkür ederim efendim.Beğenmenize çok sevindim'' demiş ve başka bir poşeti çıkarıp bana doğru uzatmıştı.

''Bu ne ?'' diye sordum merakla.Hiç vakit kaybetmeden hemen poşeti açtım ve içindeki şeyi gördüğümde koca bir kahkaha attım.

''Bunu hangi ara yaptın?''

Bir parça kek alıp hemen ağzıma attım ve yoğun kakao tadını iliklerime kadar hissettim.

''Şey..Bu sabah  yaptım.Hemde buraya gelirken getirmiş oldum''

''Ellerine sağlık harika olmuş.''dedim bir dilimi daha ağzıma atıp.

''Kuremin sen ne kadar terbiyesiz bir çocuk oldun çıktın.''

''Ne yapsaydım anne.Hah bak çaylarda geldi işte''

Çayların dağıtılmasını beklerken Ferideye baktım.Çatık kaşları ile bana bakıyordu.Kimse görmeden göz kırptım ve bana uzatılan tepsiden bir bardak çay aldım.Sevdiğim kadın ailemle sohbet ederken hem onları dinliyor,hem de afiyetle mis gibi kekleri mideme indiriyordum.

Zaman ilerledikçe onda ki değişikliği fark ediyordum.Daha mutluydu,bir nebzede olsa rahatlamıştı.Annemle konuşuyor,gülüyor,can kulağı ile onu dinliyordu.

''Biraz hava alsak,hem sana evi gezdiririm ne dersin''dedim saatlerdir gözlerinin içine baktığım kadının.

''Teşekkür ederim geç oldu.Kalksam iyi olur''

''Daha erken''diyerek ayağa kalktım ve ona doğru ilerleyip elimi uzattım.Önce elime,sonra Anneme,en sonunda da babama bakmıştı.O bakışlarda ne gördüğünü bilmiyordum ama küçük ellerini avuçlarımda hissettiğim an rahatladığımı adım gibi biliyordum.

Ellerinden tuttuğum gibi  tek bir kelime etmeden dışarı çıktık.Hava ne kadar soğuk olursa olsun,karanlığa ilehi bir el tarafindan serpilen yıldızlar insanın içini açıyor,güzel bir gün için umut vadediyordu.

"Kızdın mı bana?" dedim en sonunda aramızda ki sessizliği bölerek.Ikimiz de yavaş adımlarla üst kata çıkan merdivenlere doğru ilerliyorduk.

"Neden ki?"

Ona baktım ve tuttuğum ellerini daha sıkı tutmaya başladım.

"Hangisinden başlayayım.Seni öptüm.Sonra seni utandırdım ama en önemlisi sana sormadan bir an evvel evlenmek istediğimi söyledim"

"Evlilik teklifi duysaydım fena olmazdı hani"

Birden durdum ve özür dilercesine gözlerinin içine baktım.

"Affet beni"dedim onu kendime çekip sımsıkı sarılırken.

"Ben...Ben şaka olsun diye öyle dedim lütfen beni yanlış anlama.Hem affedecek ne var ki ortada"

"Senin yanındayken ne düşüneceğimi bile bilemez oldum"

"Düşündüklerin benim için yeterli Timur.Lütfen böyle söyleme"

Onu kendime çekip tekrar yürümeye başladık.

"Şurası benim odam,diğerleri de misafir odası.Üst katta annemler kalıyor.Kardeşlerimde geldiğinde benim odaya en yakın olan odalarda kalırlar."

En yakın zaman da hanımı olacağı konağı ona tanıtmaktan zevk alıyordum.

"İnsanın kendine ait bir odası olması harika bir şey olsa gerek"

Gülümseyerek söylediği sözler karşısında bir kaç saniye sessiz kaldım ve sonra rotamı değiştirerek hızla kendi odamın bulunduğu yere doğru ilerledim.

''Biri görecek Timur ne yapıyorsun?''

Hiç cevap vermeden odanın kapısını açıp, içeri geçmesi için onu bekledim.Korkuyordu,şaşkındı ve tedirgindi.Ama tüm bunlara rağmen bana güvenmeyi seçmiş ve usul adımlarla karanlık odaya girmişti.

Şimdi ikimizde sadece ayın berraklığı ile aydınlanan odada tek başımıza kalmış,birbirimizin gözleri içinde kayboluyorduk.Can çekişıyordu kelimeler ağzımdan çıkmak için.Bu yüzden hiç beklemeden konuşmaya başladım.

''Bu odanın her köşesini senin hayallerinle doldurdum biliyor musun?.Kaç gece o yatakta senin hayalinle uyudum.Kaç kere yanı başımda ki yastığa sen diye sarıldım.Kaç kere yanımda uyandığını hayal ettim bu odada''deyip ellerimi saçlarına götürdüm.Usul usul okşadım her bir telini...

''Seni öyle seviyorum ki şu göğsümün iki ortası yarılacak gibi hissettim günlerce.Çaresizce geçer diye bekledim ama geçmedi.Sen beni ittikçe vazgeç dedim gönlüme ama söz dinletemedim.Ne yaptıysam olmadı.Günler geçtikçe daha çok canım yanmaya başladı.Allah şahidimdir ki bu oda da sen yokken kafayı yemiştim.Bir insan ruhunun bir günde kaç mevsim değiştirdiğine şahit oldum ben bu odada.Sabahları hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam ederken,akşamları küsüyor,yastığa başımı koyduğumda seni özlüyor,gecesinde seni ne kadar çok sevdiğimi düşünüyordum.Sabahın olmasından,güneşin doğmasından nefret ettim.En çok geceleri sevdim ben.Çaresizlikle kıvrandırsa da en çok geceleri sevdim.''

Derin bir nefes aldım ve onu göğsüme bastırıp kaldığım yerden devam ettim.

''Ve o zaman anladım ki yar'la bir olmayınca yerle bir oluyormuş insan''

Sözlerim bittiğinde en çok sevdiğim şeyi yaptım.Ona daha sıkı sarılıp alnından öptüm.İçin için ağladığını bildiğim için ses etmeden bekledim.Saçlarını okşadım,kokusunu içime çektim,kulağına hasret kaldığım sözleri fısıldadım ve sessizce ağlamasının dinmesini bekledim.

''Sen beni seviyorsun?''

Göğsüme doğru fısıldadığı sözler karşısında gülümsedim.Yaralar çabuk kapanmıyordu.Ne yaparsan yap,ne kadar çabalarsan çabala bu zaman alıyordu işte.Bu yüzden ona hiç kızmadım.Kızamazdım da zaten.Bu kadın yaralıydı ve ben bu kadını böyle sevmiştim.

''Sevgilim ol istemiyorum.Sevdiğim ol istiyorum.Her gün uzaktan görmek değil,benim olduğunu bilmek istiyorum.Elini tutmak değil, doyasıya gözlerine bakmak istiyorum.üç beş gün değil ebediyen sürsün istiyorum.Uğruna ölmek değil,bir ömür bana vereceğin mutluluk için yaşamak istiyorum güzelim.Seninle,senin sevginle,senin teninle,senin kokunla yanmak istiyorum.Evlen benimle istiyorum.Bu yatakta yastık yerine sana sarılmak istiyorum.Ben çok şey istemiyorum Feridem sadece beni sevmeni ve hayallerimin gerçekleşmesini istiyorum''

*********

FERİDE

Biri çıkıp bana mutlu olacaksın dese bu hayatta inanacağım en son şey olacağı için koca bir kahkaha atar güler geçerdim.Çünkü ben mutluluk kelimesi unutalı çok olmuştu.

Sahi yaşamış mıydım onu bile bilmiyordum...

Ve hiç ummadığım bir anda karşıma çıkan bu adam rüzgarda savrulan yapraklarımı tek tek,sabırla toplamaya başlamıştı.Sonra bir bakmışım ki her sokak,her kapı bu adama çıkıyordu...

Yüreğimde ki buzlar çözülüyordu bu adamın yanında.Bir bakışına,bir sözüne,eriyor tek tek parçalara ayrılıyordu.Kokruyordum...Aynı şeyleri yaşamaktan,üzülmekten,dışlanmaktan,evlat sahibi olamadığım için suçlanmaktan...Yüreğim bu acıları bir kez daha kaldıramazdı lakin buna inat eriyordu işte.Baharı bekliyordu.Çiçek açmak için sabırsızlanıyordu yüreğim.Bir gelin misali süsleyip sandığa kaldırdığım gençliğim tekrar can bulmak için can atıyordu.

Derin bir nefes aldım ve göğsüne yaslandığım adama usulca sardım kollarımı.Yıllar sonra hayata yeni gözlerini açmış bir bebek gibi titriyor ve ağlıyordum.

''Evet''dedim sessizce...

Sözleri karşısında diyebileceğim tek şey buydu çünkü.Bundan başka hiç bir söz bizi  biz yapamazdı.

''Evet seninle evleneceğim Timur''dedim bir kez daha.Belime dolanan elleri daha bir sıkı tutmaya başlamıştı sanki beni.Ya da ben öyle anlıyordum.

''Teşekkür ederim sevgilim.Teşekkür ederim.Her şey için.Acısıyla,tatlısıyla bana sevmeyi öğrettiğin için.Özlem nedir çektirdiğin için ve şu yataklarda uykumun içine edip beni sensizlikle kıvrandırdığın için''

Gülümsedim..Sonra başımı yasladığım göğsünden kaldırarak yaşlı gözlerimle ona baktım.

''Şimdi daha iyi anlıyorum...Bana kimse sen gibi bakmadı.Canına can olmak istediklerim hep yaraladı beni.Canımı yaktı.Yıllar geçti ki kimse bana böyle bakmadı.Bakarken sevgisini,merhametini hissettirmedi.Korkuyordum fakat bugün anladım ki bu korkularım boşa.Çok güzel bir ailen var.İtilip,kakılmadan,kötü sözler duymadan bir ömür geçirilecek bir aile.Bu yüzden seninle evleneceğim.Her sabah o yatakta Allah canım sağ ettiği müddetçe yanında uyanacağım.Canına can,yoluna yoldaş olacağım.Eksiklerim elbet olacak ama sen yanımda olduktan sonra hepsinin üstesinden geleceğimi biliyorum''

''Senin hiç bir şeyin eksik değil.Sen eksik değilsin lütfen bunu bir daha söyleme güzelim''

Yanaklarıma konan iri eller öyle şevkatli dokunuyordu ki içim daha çok yanıyor,ağlama isteğim daha çok bastırıyordu.

''Hiç bir zaman çocuğum olmayacak Timur.Bu öyle bir duygu ki başımı her yastığa koyduğumda  içim yanıyor.Sanki içimde koca bir yanardağ varmış gibi hissediyorum.Ne yapsam söz geçiremiyorum bu yüreğe.Nerede bir çocuk görsem gözyaşlarım benden habersiz yanaklarıma süzülüyor.Geçer diyorum. Rabbim bana bunu uygun görmüş demek ki diyorum ama olmuyor.Yangınım sönmüyor.''

Titreyen ellerimi daha fazla ağlamamak için gözlerime bastırdım ama nafileydi.Faydası yoktu.

''Beni iyi dinle Feride...Şimdi kendine gelmen için şuradaki yatağın üstüne oturacak ve sakinleşince beni dinleyeceksin.Bu sana geçmişin hakkında ilk ve son konuşmam olacak''demiş ve benden ayrılıp karanlığa karışmıştı.Tam nereye gittiği hakkında kendi kendime düşünmeye başlamışken ışığı yakmasıyla gözlerim kamaştı.

''Otur''

Evet...Oturmalıydım.Daha fazla ayakta duracak halim kalmamıştı.Ağlamaktan boğazım yanıyordu.Derken bir şeyin farkına varmıştım.İlk kez evleneceğim adamın odasını görüyordum.Dikkatimi çeken ilk şey odanın ne kadar büyük olduğuydu.Çok büyüktü neredeyse benim yaşadığım ev kadardı.El işçiliği belli olan koyu kahve dolaplar,ve ona eşlik eden büyük çekmeceli bir ayna,el dokuması halılar,kocaman bir pencere ve ona eşlik eden beyaz bir perde...

''Beğendin mi?''

Düşüncelerimden çıkıp ona baktım.Dikkatli bir şekilde bana bakıyordu.

''Çok güzel ve büyük''dedim utanarak.

''Otur''

Bir kez daha aynı şeyi söyletmemek için yatağın en uç kısmına oturdum.Aslında oturdum desem yalan olurdu çünkü ağırlığımın neredeyse hepsini büktüğüm bacaklarım taşıyordu.

''Düzgün otur Feride yoksa seni kucağıma alıp yatağa yatırırım''

Yumuşak yatağın üstünde hemen biraz daha geriye gittim.Sonuçta onun yatağında kimseye yakalanmak istemezdim.Birden yanıma oturmasıyla yatağın hafifçe yamulduğunu hissettim ve ellerimi avuçlarının arasına sıkıştırması ile ona baktım.Mavileri çok güze bakıyordu.Ucu bucağı olmayan,güneşin hakim olduğu masmavi bir okyanus gibiydi.

''Bir daha geçmişi açmak yok.Bir daha şuranı kanatan şeylerden bahsetmek yok.Bir daha ağlamak yok.Bunlar sana bu saatten sonra yasak.Daha öncede dediğim gibi.Ben canım sağ olduğu müddetçe büyük memleketlerde ki doktorlara götüreceğim seni.Baktık çaresi yoksa Allah bilir der susarız.Allah'dan geldikten sonra bize susmak düşer.Sen hiç bir şey için üzülme ben senden sadece bunu istiyorum güzelim''

Olur anlamında başımı salladım ve titreyen ellerimi kaldırarak sakallarının süslediği yüzüne koydum.Parmak uçlarımı gıdıklayan tüylere aldırmadan keşfetmeye devam ettim ve en son dudaklarında durdum.Bana o güzel sözleri söyleyen,bir erkek için oldukça güzel olan dudaklar da gezdindim bir kaç saniye.Sonra da gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.

''Seni alnıma yazan Rabbim'e sonsuz şükürler olsun''dedim gülümseyerek.

''Bende seni verene de sana da kurban olurum''

Şimdi ikimizde gülümsüyorduk.Sanki az önce ağlayan ben değilmişim gibi.Sanki az önce sert sesi ile bir takım sözler söyleyen o değilmiş gibi.

''Kalkalım artık.Hakkım da kötü düşünmelerini istemiyorum''dedim ellerimi ona uzatarak.

''Biraz daha kalsak ya''

''Olmaz.Hadi kalk''deyip ona inat ayağa kalktım.Ellerim hala tutması için havada bekliyordu.

''Bari bir kerecik yastığıma sarılsaydın.En azından evlendiğimiz güne kadar kokunu içime çekerdim''

''Hadi ama Timur.Kaç dakikadır buradayız Allah bilir''

Mızmız bir çocuk gibi davranması beni güldürmüştü.

''Pekala bunu sen istedin''deyip elimi tutmuş ve ayağa kalkmıştı.Ellerimi hiç bırakmadan ışığı kapamak için uzanmış ve ışıklar kapanır kapanmaz beni birden kucağına alıp az önce oturduğumuz yatağa deyim yerindeyse fırlatmıştı.Ben daha ne olduğunu anlamadan da nefesi nefesime karışacak kadar yakınlaşıp usul usul öpmeye başlamıştı dudaklarımdan.Kalbim öyle hızlı atıyordu ki bir anda heyecandan öleceğimi düşündüm.Ama bir kaç saniye sonra ölmeyeceğimi anlayınca utanarak bende ona karşılık verdim.Yumuşacık dudaklarına kendi dudaklarımın değdiğini hissettikçe bu öpüşme daha çok hoşuma giymeye başlamıştı.Kokusu,tadı çok güzeldi.Tenime batan sakallı ise hiç beklemediğim bir şekilde farklı duygular yaratmıştı bende.Ellerimi sıktığım çarşaftan çekip,yumuşacık saçlarının arasına daldırdım ve bunun üstüne onun ağzından çıkan homurdanmaları işittim.Gülümseyerek dudaklarımı ondan çektim ve tam  bir şeyler söylemek için ağzımı açtığım sırada kapının çalması ile bir anda onu tekmeleyerek üstümden ittim.

''Aman Allah'ım basıldık Timur''dedim heyecanla üstümü başımı düzeltmeye çalışırken.

''Yahu ne basılması güzelim bee"

Basılmıştık işte.Kapıda ki kimse şimdi içeri girecek ve bizi bu rezil halde görecekti...

Bir dakika...

Timur niye acı çekiyor gibi konuşuyordu.

"Ne oldu,bir yeremi çarptın" dedim telaş içinde.

"Yok bir şey.Ne var Anne"

Anlaşılan kapıyı çalan annesiydi.

"Sizi bekliyoruz kahve yaptırıyorum çok bekletmeyin "

"Tamam Anne geliyoruz "

Bir kaç dakika sonra ışığı yakıp Timur"a baktım.

"Sorun ne?"dedim daha önce ki sorduğum soruyu tekrar ederek.

"Çok pis tekme yedim birinden.Hem de en olmayacak yerime.Küçük Timur'larım zarar görmemiştir umarım "

"Ne?"

"Hadi gidelim diyorum"

"Ben..Şey...Kusura bakma.Çok korktum.Ve...Şey nereye vurduğumu görmedim.Gerçekten bilerek yapmadım "

"Hey...Önemli bir şey yok.Lütfen ağlayacakmış gibi bakma"

Ayağa kalkıp bana sarılınca bende ona sarıldım.O kadar utanmıştım ki iki lafı bir araya getirip konuşamamıştım.

"Biz hemen evlenelim tamam mı?Benim daha fazla bekleyecek ne halim kaldı ne de takatim.Yoksa küçük Timurlarım ölüm tehlikesiyle karşı karşıya." demiş ve ben daha dalga geçtiğini anlayamadan kahkahayı basmıştı...

Bu adam gerçekten deli,çocuk ruhlu ve bir o kadar merhametliydi...Ve en önemlisi benimdi ve beni seviyordu.Bu yüzden kafamda zerre şüphe yoktu.En kısa zamanda onunla evlenecektim.

Selam canlar.Yeni bölümle geldim
Umarım beğenir ve o güzel yorumlarinizı eksik etmezsiniz😊Sevgiler.Hayıŕli akşamlar...

Continue Reading

You'll Also Like

944K 56.1K 72
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
80.3K 1.4K 41
En yakın arkadaşımın abisi mi? Beni gerçekten seviyor muydu? Peki ben ona karşı birşeyler hissediyor muydum? Uyarı: küfürlü ve +18 sahneler vardır.
3M 162K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
200K 8.6K 30
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...